Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Portekiz Dışişleri Bakanı Joao Gomes Cravinho ile Bakanlık’ta ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“PORTEKİZ’DE ÜLKEMİZİN AB ÜYELİK SÜRECİNE PARTİLER ÜSTÜ BİR DESTEK VAR”
“Portekiz ile ticaret hacmimiz 3 milyar dolara yaklaştı geçen sene. Ciddi bir potansiyel var. Bunu değerlendirdiğimiz zaman daha büyük hedeflere ulaşabileceğimize inanıyoruz. Şirketlerimizin de Portekiz’de ciddi yatırımları olmaya başladı.
Öğrenci değişim programları kapsamında 2014 yılından bu yana 800’den fazla Portekizli öğrenci Türkiye’ye geldi. Bu, Türkiye’ye olan ilginin bir göstergesidir. Ama Türk öğrencilerin Portekiz’e olan ilgisi daha da büyük. O tarihten bu yana 6 binden fazla öğrencimiz gencimiz eğitim görmek için Portekiz’e gitti ve şu anda hâlen öğrencilerimizin bazıları orada.
Portekiz’de ülkemizin AB üyelik sürecine partiler üstü bir destek var. Bunun için de bir kere daha teşekkür ederim. Biz AB’ye üye olmak için önemli adımlar attık ve bizim için hâlâ stratejik hedeftir. Ama AB’nin de bir karar vermesi lazım. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi gibi çok önemli alanlar var. Yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarımız var. Bu konularda AB’nin daha geri durduğunu bir kere daha bugün söyledi. Portekiz gibi bu süreçleri destekleyen ülkelerin daha aktif olması bu süreçlerin tekrar canlandırılması bakımından önemli olacaktır.”
CRAVINHO: PORTEKİZ HER ZAMAN TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİN DESTEKÇİSİ OLDU
Çavuşoğlu’nun ardından söz alan Portekiz Dışişleri Bakanı Cravinho ise “Portekiz her zaman Türkiye’nin AB üyeliğinin destekçisi oldu. Uzun süredir destekçisi. Uzun yıllardır bunları tartışıyoruz ve elbette bunları değerlendiriyoruz. Şu andaki koşullar belki en elverişli koşullar değil fakat kesinlikle Portekiz her zaman Türkiye ile yakın ilişkileri ve AB-Türkiye arasındaki yakın ilişkileri desteklemiş durumda. Diyalog düzleminde daha sistematik şekilde Türkiye ile ilişkiye geçmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
ÇAVUŞOĞLU: ORADA DA FİNLANDİYA’NIN ÜYELİĞİNİ ENGELLEMEK İSTEYEN RADİKAL GRUPLAR VAR
Açıklamaların ardından iki Bakan basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz icabında Finlandiya ile ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya ile ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım” ifadelerinin sorulması üzerine şu açıklamayı yaptı:
“Dün sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamasında sürecin başından beri sayın Cumhurbaşkanımızın gerekse benim Dışişleri Bakanı olarak yaptığımız açıklamaların aslında bir teyididir. Başından beri, iki ülkenin üyelik sürecin başladığı zaman görece olarak Finlandiya ile daha az sorunumuz olduğunu vurguluyorduk. Ama gerek bu iki ülke gerekse NATO ve bazı NATO müttefikleri iki ülkenin üyelik sürecinin birlikte ilerlemesini istediler. Bu nedenle iki ülkeyle birlikte üçlü ahitnameyi Madrid’de imzaladık.
O günden bugüne Finlandiya tarafından olumlu açıklamalar geldi. Türkiye’ye yönelik yaptırımlarla ilgili, savunma sanayi ürünlerinin ihracatındaki kısıtlamalar diyelim daha doğrusu, ihracat izinleriyle ilgili olumlu gelişmeler olduğunu da söyleyebiliriz. Ama İsveç’teki gibi provokasyonlar da gerçekleşmedi. Orada da Finlandiya’nın üyeliğini engellemek isteyen radikal gruplar var. Sadece PKK iltisaklıları kastetmiyoruz. Kendi içlerinde de farklı ideolojilere sahip siyasiler var. Onlar da istemiyor. Ama sonuçta bizim Türkiye olarak, bir, biz NATO’nun genişlemesine karşı değiliz. Bugüne kadar üye olmak isteyen ülkelerin de üye olması gerektiğini her toplantı vesilesiyle söyleyen bir ülkeyiz. Diğer NATO müttefikleri karşı çıkarken bile bunu her toplantıda hatırlatıyoruz.
“BİZİM FİNLANDİYA VE İSVEÇ İLE KATEGORİK OLARAK PROBLEMLERİMİZ YOK”
İki, bizim Finlandiya ve İsveç ile kategorik olarak problemlerimiz yok. Üç, onların güvenlik endişesini anlıyoruz, meşrudur. Ama bugün NATO’nun belgelerine geçen iki tehdit var. Birisi Rusya, ondan dolayı endişe duyuyorlar anlıyoruz. Ama diğeri de terörist. Dolayısıyla Türkiye’nin endişelerinin de anlaşılması yetmez, karşılanması gerekir.
“BİZ TÜRKİYE OLARAK, EĞER NATO VE BU ÜLKELER DE BÖYLE BİR KARAR ALIRLARSA BUNU AYRI AYRI DEĞERLENDİREBİLECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ”
İsveç’te anayasa değişikliği, kanun değişikliği gibi bazı adımlar atıldı ama somut olarak, maalesef ve maalesef İsveç’in NATO üyeliğini engellemek isteyen grupların provokasyonları sayesinde geri adımlar var. Ahitnameye baktığınız zaman, İsveç, PKK, FETÖ gibi örgütlerin finans, para toplama, insan devşirme, terör propagandası gibi adımlarını önleyecektir. Şimdi önleyebiliyor mu? Bunlar, üyeliklerini engellemek için her gün provokasyon yapıyor. PKK paçavraları ile yapıyorlar. Bölücü başının posterleri ile yapıyorlar. Bunların hepsinin engelleneceği taahhüt altına alınmıştır ahitname ile beraber. Sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu olan ülke arasında ayrım yapmak bana göre adaletli bir tutum olacak. Biz Türkiye olarak, eğer NATO ve bu ülkeler de böyle bir karar alırlarsa bunu ayrı ayrı değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da Finlandiya konusunda İsveç’e göre daha farklı değerlendirmemiz olabilir diyor.
Burada amacımız iki ülke arasında ayrım yapmak filan değildir. NATO içinde de bir bölünme ya da burada bir boşluk oluşturmak da değil. Bu, tamamen endişelerimizin karşılanmasıyla ilgili objektif değerlendirme ve bunun sonucunda sergilenen bir tutumdur. Bu konuda da adil olmamız gerekiyor. O yüzden sayın Cumhurbaşkanımız gençlik toplantısında buna vurgu yapmıştır.”