Bakan Güler: Ahmet Atakan konusunda kimse acele etmesin, sabırlı olalım
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Hatay’daki gösteriler sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan'ın saç ve kan örneğinin gaz kapsülü üzerinde bulunduğu iddialarıyla ilgili "Kimse acele etmesin, sabırlı olalım, ön yargılarla ve maalesef...
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Hatay’daki gösteriler sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan'ın saç ve kan örneğinin gaz kapsülü üzerinde bulunduğu iddialarıyla ilgili "Kimse acele etmesin, sabırlı olalım, ön yargılarla ve maalesef toplumda gerginliği tırmandıracak beyanlarla, sorumsuz beyanlarla işi tırmandırmayalım." dedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gaziantep programı kapsamında, 6,5 yıl görev yaptığı Gaziantep Valiliği'ni ziyaret etti. Burada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Güler, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Hatay’daki gösteriler sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan'a değinen Bakan Güler, “Bu konuda iddiası olanlar bütün iddialarını adliyeye, ilgili yetkili kurumlara gönderirler. Ama olayın hemen akabinde yapılan talihsiz beyanlar nasıl da hemen tekzip edildiğini, yalanlandığını, bizzat kendileri tarafından yalanlanmak zorunda kaldığını da gördük. Kimse acele etmesin, sabırlı olalım, ön yargılarla ve maalesef toplumda gerginliği tırmandıracak beyanlarla, sorumsuz beyanlarla da işi tırmandırmayalım. Biz, idari olarak, adliye, zaten bağımsız yargı kuruluşu olarak her türlü delili değerlendirir. İddia edilen deliller de değerlendirilir, hiçbir olay üstü örtülmez, örtülemez. Bu konuda biz gerçeklerin bütün yönleriyle açığa çıkmasını, çıkması konusunda da elimizden gelen desteği veririz.’’ şeklinde konuştu.
Uluslararası Af Örgütü'nün 'Türkiye'ye biber gazı ve zırhlı araç sevkiyatlarının durdurulması' çağrısını değerlendiren Bakan Güler, Türk polisinin önleyici yetkiler bakımından Avrupa Birliği ülkeleri arasında alt sıralarda olduğunu söyledi. Güler, ‘‘Bir diğer konu, polisin zor kullanma gücü, biber gazı bunların bir argümanıdır. Zırhlı araç bunun bir argümanıdır. Bu gün Avrupa’daki birçok ülkede Avrupa Birliği’nin üye ülkeleri arasında polisin önleyici yetkileri karşılaştırıldığında en az önleyici yetkinin Türkiye’deki güvenlik güçlerinde olduğunu görüyoruz. Bunu mukayeseli olarak yaptığımız tespitlerde de gördük.’’ diye konuştu.
Güler, şöyle devam etti: ‘‘Kanuni gösterilermiş, kanuni gösteriler adı altında taşla, sopayla, molotof kokteyli ile havai fişeklerle, sis bombalarıyla, bilyelerle, sapanlarla yapılan saldırıları da görmezden gelmek, işte asıl sorun buradadır. Bence Uluslararası Af Örgütü herhalde kanuni gösterilerle, toplantılarla herhalde kanunsuz gösteriler arasındaki farkı gözetmemiş. Burada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de bu konuda kararları var. Ama serbest ticaret kuralları içerisinde biz biber gazını da kullanılması gereken yerde kullanırız.”
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ BAHANE EDEREK KİMSE BİZDEN KANUNSUZ EYLEMLERE GÖZ YUMMAMIZI BEKLEMESİN"
Çözüm sürecine de değinen Bakan Güler, birilerinin terörü ve şiddeti meşrulaştırma çabaları içerisinde olduğunu gördüklerini ifade etti. "Kimse konjektür fırsatçılığı yapmasın" diyen Güler, bu süreci provoke edenlerin sonuçlarına katlanacağını dile getirdi.
Güler konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Biz milli birlik ve kardeşlikten bahsederken birilerinin terörü ve şiddeti meşrulaştırma çabalarını görüyoruz. Maalesef asıl üzüntü verici olan budur. Bu kimseye bir şey kazandırmaz. Kimse konjektür fırsatçılığı yapmasın. Bu çözüm süreci bütün milletimiz için, huzur için, birlik ve kardeşlik için gerekli olan bir husustur. Bunun gereklerini yerine getirmeyen, bunu provoke eden de bunun sorumluluğuna katlanır. Elbette ki bölge halkının bu konu hakkında verdiği destek, Türk toplumunun bu konuda verdiği destek çok değerlidir. Ama konu sadece Güneydoğu için değil, sadece belli bir etnik gruba yönelik olarak da değil, Türkiye’nin tümünü kapsayacak.”
Demokratikleşme paketi çalışmalarına salı günü Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında devam edileceği bilgisini veren Güler sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye’deki demokratik standartları, hak ve özgürlüklerin kullanımını, kişilerin kendilerini ifade etmeleri anlamındaki özgürlüklerini daha da genişletecek bir demokratikleşme paketini dün Merkez Karar Yürütme Kurulu'nun toplantısı uzadığı için gerçekleştiremedik. Ben de o kurulun bir üyesiyim. Salı günü Başbakanımızın başkanlığında bu toplantılara devam edilecek. Sonlandırılacağına inanıyorum. Elbetteki bizim gayemiz Türkiye’deki demokratik standartları yükseltmektir. Kanunsuz eylemlere bizim göz yummamız mümkün değildir. Bu süreci bahane ederek kimse bizden kanunsuz eylemlere, şiddet eylemlerine, teröre müsamaha içinde olmamızı beklemesin. Bunu da tekrar burada ifade ediyorum. Bir alternatif yapılanma içerisinde olan, bu gayretler içerisinde olanları da biliyoruz. Ama terörle, şiddetle hiç kimse hiçbir talebini gerçekleştiremez. Bunun meşru zemini siyasettir. Bunun platformu siyaset alanıdır. Yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Argümanları siyasi partilerdir.”