Ege Postası
Geri

Bakan Koca: İnsani olmaktan uzak, çok ağır bir yük

Nöbet sorununun üstesinden bütünüyle gelinecek bir sorun olmadığını söyleyen Bakan Koca, "Çözümü zamana yayılacak. Fakat 36 saatlik nöbet insani olmaktan uzaktır. Çok ağır bir yük. Çabalarıma tanıksınız. Çalışma süresini en çok 24 saatle sınırlandırmak istiyoruz" dedi.
Bakan Koca: İnsani olmaktan uzak, çok ağır bir yük
Haberler / Güncel
27 Nisan 2022 Çarşamba 20:30
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ni ziyaret etti. Bakan Koca daha sonra Doğu Gazi Bulvarı üzerinde dükkanları bulunan esnafı ziyaret edip, bir süre sohbet etti.

Bakan Koca böylelikle, son Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nda alınan kararla maske sınırlamasının kaldırılmasının ardından ilk kez vatandaşla buluştu.

Pek çok vatandaş Sağlık Bakanı Koca ile fotoğraf çektirdi, yeniden pandemi öncesi oluşan görüntüler kaydedildi. Ardından Bakan Koca Ramazan Paşa Camii’nde öğle namazını kıldı ve bölgedeki esnaf ziyaretlerine devam etti. Bakan Koca daha sonra, AKP Aydın İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.

“MENDERES’İN HİKAYESİNDE BENİM İÇİN ÇOK DOKUNAKLI BİR NOKTA VAR”

Bakan Koca Aydın programı kapsamında AKP İl Başkanlığı ziyaretinin ardından Adnan Menderes Üniversitesi’nde asistan hekimler, tıp fakültesi ve diş hekimliği öğrencileriyle bir araya geldi.

Aydın’da, adını Adnan Menderes’ten alan üniversitede bulunuyor olmanın, yakın tarihi az çok bilen herkeste uyandıracağı duygular olduğunu belirten Bakan Koca, şu ifadeleri kullandı:

*Milli hafızadan bazı hatıralar kopar gelir. Menderes, ülkesinin insanına, seçilmiş başbakan olarak 10 yıl hizmet vermiş. Bu devlet adamımız, 17 Eylül 1961’de idam edilmişti. Yassıada’da yargılandığı günlerdeki hayali memleketi Aydın’a dönebilmek, Çine Çayı’nın kenarındaki söğüt dallarının gölgesinde dinlenmekti.

*Bu ona kısmet olmadı. Menderes’in hikayesinde benim için çok dokunaklı bir nokta vardır. Uzun süredir hastaydı, sinirleri de çok yıpranmıştı. Hücresinden alınıp, idam edileceği İmralı Adası’na götürülürken, infaz gününden haberi yoktu. Yolda nereye götürüldüğünü sordu. Uzun süredir hasta olan Menderes’e ‘Deniz Hastanesi’ne gidiyoruz’ dediler.

*Menderes’in hikayesinde, bir hekim olarak, bu detayı dokunaklı bulurum. Umutla yalanın bu karşılaşması, ölüme götürülüşün hastaneye gidişle gizlenmesi kaderin garip bir tecellisi olmalı. Belki söz, çaresizlikten söylenmiş bir sözdü, bilemiyorum.

“YÜZLERCE TIBBİYELİNİN GÖNLÜNÜN OLDUĞU YERDEYİM”

*Kendisini, bir Aydın ziyareti sırasında siyasete girmeye teşvik eden, Atatürk’tü. Tevazuu, siyasetteki ve hayattaki beyefendiliği dillere destandı. O bir Efe’ydi. Zeybek’ti. Time dergisinin kapağına taşıdığı 4’üncü Türk’tü.

*Menderes’i, onunla birlikte yargılanan ve mahkemede geçirdiği kalp kriziyle hayata veda eden meslektaşımız Doktor Lütfi Kırdar’ı, demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bu insanlara layık olmak için çok çalışmalıyız. Bu ziyaretle, Tıp Fakültesi buluşmaları serisinin bir yenisini daha gerçekleştiriyorum.

*Bugün, 30 yılda kazandığı yetkinlik sebebiyle, ülkedeki yüzlerce tıbbiyelinin gönlünün olduğu yerdeyim. Profesör Ayhan Aköz hocamız, dekanlık görevini yaklaşık 1 ay önce üstlendi. Kendisi, camiada tanınmış acil tıp hocasıdır.

*Biliyorsunuz, meslek, zamanla kişiliğin bir bileşeni olur. Fakültemizde gördüğü sorunlara bir acilci tutumuyla eğildiğini düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı olarak biz de kendisine gereken desteği vermeye hazırız.

“ÖĞRENCİ VE AKADEMİSYEN ORANI SON DERECE İYİ”

*Buraya gelmeden önce yaptırdığım araştırmada, asistanlarımızın nöbetlerde kullanılacak dinlenme odalarına ihtiyacı olduğunu öğrendim. Maaşlardaki yetersizliklerin yol açtığı sonuçlardan biri olarak, bilimsel aktivitelerden yoksun kalma sorunu da dile getirildi. Yenidoğan servisi yetersiz kaldığı için, hasta sevkinin kaçınılmaz olması asistanlarımızın şikayetleri arasında.

*Sevki, kendine yakıştıramayan bu mesleki gurur bence alkışlanmaya değerdir. Problemle bizzat ilgileneceğim. Fakültemizde yaklaşık 1600 öğrenci bulunuyor. YÖK kayıtlarına göre 109’u profesör olmak üzere 219 öğretim üyemiz var.

*Bu ikisi arasındaki oranın son derece iyi olduğunu düşünüyorum. İstanbul Tıp Fakültesi’nde 2 bin 900 öğrenci varken toplam öğretim üyesi sayısı 480’dir. 2 tıp fakültesi arasında öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı birbirine oldukça yakın.

*Önümüzdeki TUS’larda derece yapmaya aday kaç kişiyiz? Aydın Adnan Menderes Tıp Fakültesi mezunlarının TUS’taki başarı oranının şu ankinden daha yüksek olmasını, bu fakülteye derece kazandırılmasını bekliyorum.

*Soruların yüzde 80’inin çekirdek müfredattan çıkması, dershane ihtiyacının azalması sebebiyle, bunun çok kolaylaştığına inanıyorum. Geçen yıl yapılan iki TUS sınavından ilkine giren mezunlarımızın dörtte biri, ikincisine girenlerin beşte biri ihtisas hakkı kazandı. Puan açısından sıralamada 120 tıp fakültesi içinde 35’inci sıradaydık. Yerimiz daha yukarısı.

“ŞİDDET MÜCADELESİ YETERİNCE BİLİNMİYOR”

Covid-19 sebebiyle yaşamını yitiren Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Esat Ülkü’yü rahmetle andığını belirten Bakan Koca, şunları söyledi;

*Geçen yıl aralık ayında, Didim Devlet Hastanesi acil servis hekimi arkadaşımız Doğancan Bey, bir sarhoşun şiddetine uğramıştı. Tüm şiddet olayları gibi bunun da üzerinde kararlılıkla durmuş, başta serbest bırakılan şüphelinin tutukluluğu için gerekli bilgi ve delil desteğinin sağlanmasına önayak olmuştuk.

*Bakanlığımın, her şiddet olayı özelinde tek tek verdiği mücadele yeterince bilinmiyor. Türkiye’nin 81 ilinde, il sağlık müdürlerimin birer yardımcısı şiddet sorunlarına karşı görevlendirilmiştir. Şiddet davaları avukatlarımızca takip edilmektedir. Mağdur arkadaşlarımıza gerekli desteği vermeye çalışıyoruz.

*Değindiğim il esaslı yapı, bir bakan yardımcımın koordinasyonunda bana bağlıdır. Sağlıkta şiddet olaylarının mevcut hukuki süreçleri yadırganmakta, bunlara anlam verilememektedir. Süreçlerin adalet duygumuzu tatmin etmediği çok doğrudur. Fakat bu değerlendirmelerde bilgi eksikliğine dayalı hata payları da var. Mevcut yasalar, olayların önemli bir kısmında, maalesef, yargı mensupları için tutukluluk istemini mümkün kılmıyor.

“YASA SAYILI GÜNLER İÇİNDE DEĞİŞMİŞ OLACAK”

Yasanın hükmünün vicdanın verdiği hükümle aynı olmasını istediğini belirten Bakan Koca, şunları söyledi;

*Aynı değilse, yasa suçun ciddiyetinin gerisinde kalmış ve eskimişse o zaman onu değiştirme iradesine ihtiyaç vardır. Arkadaşlar, irade ortaya konmuştur. Kürsüdeki yargı mensubunun önünde duran yasa, sayılı günler içinde değişmiş olacak. Hakim ve savcılara, verdikleri yıldırıcı kararlar sebebiyle teşekkürü çok görmemeliyiz.

*Şiddete teşebbüsü azaltacak güçteki kararları mümkün olduğunca yaymalı, duyurmalıyız. Problemin ve şikayetin kuşattığı ortamda çözümün parçası olmak kadar değerli bir şey yoktur. Sağlıkta şiddet suçlarının alelade, bedelsiz suçlar olduğu fikrinin yaygınlaşması aleyhimizedir.

*Bu fikir, suçların artışına hizmet etmektedir. Hukuki sonuçlar, bazı örneklerde adalet duygumuzu karşılıyor. Denizli Pamukkale Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 15 Ocak’ta yaşanan, 2 asistan hekimi hedef alan şiddet olayının failine geçen ay verilen 8 yıl 5 ay hapis cezası, göz korkutucu olmasına rağmen camiada yeterince konu edilmemiştir.

*Sağlıkta şiddet suçunu ‘Bir an kendimi kaybettim’ lafıyla açıklayacağını zannedenlere mevcut hukuki şartlarda da söylenecek bir şeyler var. Maalesef medya için suç cazip, ceza ilgi çekici değil. Maalesef şiddet suçlarının ele alınış şekli suça teşvik edici.

*Yasal düzenleme yürürlüğe girdiğinde sizlerden iş birliği talep ediyorum. Umarım yeni suç işlenmez. İşlenirse, kasten yaralama suçunda tutuklama olacak. O tutuklamaları duymayan kalmamalı.

“TALİH BANA BİR OPERASYON ADAMI OLMA ROLÜNÜ BİÇTİ”

*Emin olun ağabeyleri veya ablaları olacağınız genç hekimler aynı şartlardan geçmeyecek. Sizler ise belki sadece bunların endişesini yaşamış olacaksınız. Talih bana bir operasyon adamı olma rolünü biçti. Sözün eylem halini tercih ederim. Anlaşılmayan, anlatılmayan şeyler varsa, konuşmak da bir görevdir.

*Bugün sizlerin açacağı konuları ayrıntılarıyla ele almak niyetindeyim. Çalışanlarımızın yaşadığı türden devasa sorunların ancak geniş katılımlı istişarelerle çözülebileceğine inanıyorum.

Temel sorunlarımız 5 başlık altında toplanıyor: Mesleğin saygınlık kaybı, şiddet, malpraktis, ücret başta olmak üzere özlük hakları ve çalışma ortamı kaynaklı olumsuzluklar. Hekim, yasanın korumasına özel ihtiyaç duymadığı dönemde bugünkünden daha saygındı. Bugün, örneğin şiddet problemi hem saygınlığı azaltıyor hem de mesleğin saygınlığı azaldıkça şiddet bundan ceset alıyor.  Hekimde tecessüm eden fakat yakın dönemde geri plana itilen ‘otorite’ özelliğinin güçlendirilmesi bence ilk akla gelen konulardan olmalı.

*Doktor odasının düzenlenişinde bu, gözetilmesi, amaçlanması gereken bir etkidir. Şiddet suçlarına karşı büyük bir adım atıldı. TBMM Adalet Komisyonu’ndan bir düzenleme geçti. Ama birçok arkadaşımız nazarında gece geçen gemiler gibiydi. Belki de biz yeterince anlatamadık. Kasten yaralama suçu katalog suçları kapsamına alınıyor. Bu ne demektir? Kasten yaralama suçu, ceza yargılaması bakımından artık çok daha ağır bir suç olacak. Suçun, Katalog Suçları kapsamına alınması, tutukluluk için yeterli sebep teşkil edecek.

*Örnek veriyorum, sağlık çalışanını yaralama suçu; artık, kasten öldürme, işkence, intihara yönlendirme gibi çok ağır suçlarla aynı başlık altında toplanıyor. Halk arasında ‘kravat indirimi’ denen iyi hal indirimi kalkıyor. Suç, kamu hizmetinin engellendiği diğer şiddet suçlarından ayrılarak, ceza artırılıyor.

“MALPRAKTİS SORUNU KÖKTEN ÇÖZÜLÜYOR”

Malpraktisle ilgili gelişmelerin Türkiye’de tıp tarihine geçecek önemde olduğunu söyleyen Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü;

*Çoğu arkadaşımızın bu konuda bilgisi olmadığını gittiğim yerlerde sorulan sorulardan anlıyorum. TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçen, Malpraktis davalarıyla ilgili bu yasal düzenlemenin özü nedir?

*Hekim, bir sağlık çalışanı, kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler sebebiyle tazminat ödemeyecek. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Söylenecek her doğru sözün özeti budur.

*Bir diğer ve güncelliği sebebiyle çözümü acil bir sorun. Acil, çünkü markete gittiğinizde, kiranın veya taksitin günü geldiğinde ondan kaçamazsınız. Bunun yeterince farkında olmadığımızı, konuya gereken önemi vermediğimizi, maaş sorununu arka plana attığımızı düşünen yanılıyor.

*Bu, halden anlamamak demektir. Ben halden anlarım. Çünkü yaşadım. Bu ülkenin hekiminin, asistan hekiminin, uzman hekiminin, geçim kaygısı duymasına ne bir hekim ne de bakan olarak gönlüm razıdır.

*Sayın Cumhurbaşkanımız, maaş başta olmak üzere özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda iradesini beyan etmiştir. Tüm konularda kararlılığını ortaya koymuştur. Çalışma ortamı sorunları bağlamında yardımcı personel eksikliği öne çıkan başlıklardan. Çözüm için zamana ihtiyaç var.

“36 SAATLİK NÖBET İNSANİ OLMAKTAN UZAKTIR”

Nöbet sorununun üstesinden bütünüyle gelinecek bir sorun olmadığını söyleyen Bakan Koca, “Çözümü zamana yayılacak. Fakat 36 saatlik nöbet insani olmaktan uzaktır. Çok ağır bir yük. Çabalarıma tanıksınız. Çalışma süresini en çok 24 saatle sınırlandırmak istiyoruz. Nöbetler için de hakkaniyetli ücret düzenlemesine gidilmesini amaçlıyoruz. Bugün sağlık bakanıyım ama yaşadığım sürece meslektaşınızım. Size karşı ödevlerimi biliyorum. Buradan Ankara’ya, Bakanlık binasına yeni ödevlerle döneceğimden emin olun” diyerek sözlerini sonlandırdı. (DHA)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası