Antalya, Belek’te yapılan Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu (TÜGİK) 2022 İş Zirvesi’ne katılan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati; güncel ekonomik gelişmeler hakkında konuştu. Konuşmasına, Fransa ve Londra temasları hakkında bilgi vererek başlayan Bakan Nebati, şunları söyledi:
“TÜRKİYE MIPIM'İN GÖZDESİYDİ: Ayağımızın tozuyla Londra'dan geldik. Önce Fransa'da Fransa'nın Cannes şehrinde Uluslararası Gayrimenkul Fuarı'na (MIPIM) geçtik. Çevre Şehircilik, İklim Şehircilik Bakanımız Murat Kurum ile orada fon ve yatırım temsilcileriyle de bir kahvaltılı programda bir araya gelerek birtakım görüşmeler, istişarelerde bulunduk. Türkiye tam bir ilgi alanı. Merceklerin altına alınan birinci sıradaki ülke Türkiye. Bunu hissediyorsunuz ve hissettiriyorlar. Adeta fuarın gözdelerinden birisiydi.
LONDRA’DAKİ TOPLANTI OLDUKÇA VERİMLİ GEÇTİ: Salgının son günlerine doğru giderken Türkiye gene öncü bir ülke konumunda hareket ederek önemli bir paydaş olmuştu. Sonra Londra'ya yeşil yatırımlar, yeşil dünya ile ilgili bir toplantıya gittik. Londra'da bu toplantıyı Birleşik Krallık'la beraber ilgili bakanlarla birlikte gerçekleştirdik. Toplantı da oldukça verimli geçti. Sonrasında yatırımcılarla reform yöneticileriyle 2 ay önceki Londra ziyaretinde görüştüğüm kişilerle tekrar, görüşemediklerimizle de ilk kez olmak üzere görüşmelerde bulunduk. Çok çok verimli, çok iyiydi.
BAŞTA BÜROKRATİK OLMAK ÜZERE HER TÜRLÜ ENGELİN KALDIRILMASINDA ÖN AYAK OLUYORUZ: Biz yurt dışına çıkarken Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü, bayrağımızın gücü ve var olduğumuz coğrafyanın bir temsilcisi olarak dik bir şekilde alnımız açık bir şekilde ve duruşumuzla gidiyoruz. Ulusal çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa, ulusal çıkarlarımızın doğrultusunda mesajlar veriyor ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda gelebilecek her türlü yatırım için de başta bürokratik engeller olmak üzere her türlü engelin kaldırılmasında ön ayak oluyoruz.
YURT DIŞINA, 'BU ÜLKEYE YATIRIM YAPIN' DEMEK İÇİN GİDİYORUZ: Yurt dışına ülkemizi şikayet etmek için değil, ‘bu ülkede yatırım yapmayın’ demek için değil. ‘Bu ülkeye yatırım yapmaya gelin’ demek için gidiyoruz. 'Bu ülkede can, mal, ırz ve inanç güvenliği sağlandığı için gelin, bu ülkede kambiyo rejimine inanarak gelin, bu ülkeye temel insan haklarına öncelik veren, adalete vurgu yapan, özgürlüklerden asla taviz verilmeyen bir ülke olduğu için gelin' diyoruz. Eşit koşullarda ve ulusal çıkarlarımıza halel getirmeyecek şekilde her türlü özveride bulunacağımızı ve iş birliği yapacağımızı söylemek için gidiyoruz. Çünkü biz bu ülkeye, bu ülkenin topraklarında yaşayan kadını, erkeği her türlü genci ve iş dünyasına inanarak gidiyoruz. Ve gittiğimizde 20 yıllık iktidarın başarılarıyla altyapısını tamamlamış güçlü bir ülkeyle 20 yıldır bu ülkeye güçlü bir liderlik yapan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle gidiyoruz.
BU ÜLKEYE GÜVENİN: Hiç merak etmeyin. Bu ülke güçlü bir ülke. Ve bu ülkeye inanıyorlar, güveniyorlar. Şeffafız, açık sözlüyüz, inançlıyız, kararlıyız. Sorunlarımızı biliyoruz. Sorunlarımızın üstesinden gelecek her türlü enstrümanı en iyi şekilde ve uygun bir zamanda kullanabileceğimizi, adımlarımızı da buna göre atacağımızı bilerek gidiyoruz. Bu ülkeye güvenin. Sizler gençlersiniz. Önemli bir konfederasyonsunuz. Bu ülkeye güvendiğiniz için buradasınız. Ve bu ülkeye güvendiğiniz için toplantılarınızı, genel kurullarınızı yaparak enerjinizi en iyi yöne sevk edebilecek kaliteyi gösteriyorsunuz.
PANDEMİDE TÜRKİYE’Yİ DÜNYADAN POZİTİF ANLAMDA AYRIŞTIRDIK: Dünya iki yıldır olağanüstü bir dönemden geçiyor. İki yıl önce tam bu zamanlarda dünya, karşı karşıya kaldığı en büyük olayın nasıl çözüleceğine ilişkin hesap kitap yapamazken bizler hemen ilk günlerden itibaren aldığımız kararlar, uygun zamanda ortaya konmuş olan iradeyle Türkiye'yi dünyadan pozitif anlamda ayrıştırdık.
TÜRKİYE'SİZ YAPAMAYACAĞINI HERKES ANLAR: 2020 yılında bütün dünya küçülürken, Türkiye, Çin'den sonra en çok büyüyen ülke oldu. Yüzde 1,8 büyüdü. Lütfen iki yıl öncesini iyi hatırlayın. Çift haneli küçülme, sonra tekrar yeni küçülmeler. Sonra gelecek ne olacak diye soranlara tek bir şey söyledik. ‘Bu ülke iştahlı bir ülke. Bu ülke genç nüfusa sahip bir ülke. Bu ülke güven dolu bir ülke. Bu ülke bulunduğu ortam, coğrafi ortam itibariyle bütün dünyaya, ama en önemlisi yakın coğrafyanın tüm taleplerini karşılayacak özgün bir yapıya sahip’ dedik. Batı Avrupa'nın farklı taleplerini, Kara Avrupası'nın farklı taleplerini, Afrika'nın Orta Doğu'nun, Rusya'nın Doğu'nun taleplerini, Türki Cumhuriyetlerin taleplerini, Balkanlar'ın taleplerini alır, bir araya getirir ve öylesine bir üretim merkezi haline gelir ki Türkiyesiz yapamayacağını herkes anlar.
YAKIN PAZARLARA, ÜRETİM ÜSSÜ OLDUĞUMUZU KANITLAYAN BİR BAŞARI YAKALADIK: Nitekim 2021’de yüzde 11’lik bir büyüme sağladık. İhracatımız 225 milyar doları aştı. 12 aylık birikimle 237 milyar doları aşan bir ihracat seviyesine ulaştık. Nasıl oluyor bu? Çünkü yakın pazarlara, tam bir üretim üssü olduğumuzu kanıtlayan bir başarıyla bunu yakaladık. Daha da ileri gideceğiz. Hedeflerimize ulaşacağız.
BELLİ BİR DENGE ÜZERİNDE GÜDÜYORUZ: Zorluklarımızı biliyoruz. 'Gerektiğinde paylaşalım' diyoruz. Ama 'Bunun üstesinden geleceğimizi bilin' diyoruz. Doğru adımlar atıyoruz. Ve 'Her türlü özveride bulunacaklarla gelin birlikte yürüyelim' diyoruz. Onun için de 11’lik büyüme sağladık. Üçüncü ayın sonundayız. Öncü göstergelerimiz çok iyi. Satın alma gücü paritesi çok iyi. PMI çok iyi. Elektrik tüketimi gayet iyi. Fabrikalar çalışıyor ve ihracatım artarken iç tüketimi de aynı şekilde devam ediyor. Belli bir denge üzerinde güdüyoruz. Büyüme aynı şekilde yolunu sürdürüyor.
HIZLA PANDEMİ ÖNCESİ DURUMA DOĞRU GİDİYORUZ: G-20 ülkeleri içerisinde, OECD ülkeleri içerisinde başarı üzerine başarı kaydediyoruz. Antalya turizmin merkezi. Turizmde başarılar ederek yürüyoruz. Geçen yıl Akdeniz Havzası'nda İspanya'dan fazla alan turist olma özelliğini kazandı Türkiye. 24,5 milyar dolar üzeri de turizm gelir elde ettik. Hızla pandemi öncesi duruma doğru gidiyoruz.
LONDRA'YA HER DEFASINDA FARKLI BİR HAVAYLA GİDİYORUM HER DÖNÜŞÜM FARKLI BİR HAVA: Türkiye 2022’de yılında ihracat hedefleri üzerine çıkma, turizmdeki gelirlerini gerçekleştirmek ve bunun üzerine ötesine gitme hedefiyle ilerliyor ve bunu başaracak. Çok daha haberler gelecek. Türkiye adeta bir fırsatlar ülkesi. Londra'ya her gidişimde farklı bir havayla gidiyorum. Her dönüşüm farklı bir hava. 21 yüzyıl bizim yüz yılımız olacak. Türkiye'nin yüz yılı olacak. 21. yüz yıl gençlerimizin önderliğinde yürüyecek. Allah'ın izniyle yanılmayacağım ve yanıltmayacağız. Rahat olun.
BU YIL 250 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFİNİ AŞACAĞIZ: Fırsatları en iyi şekilde değerlendiren bir ülkenin mensupları olarak biliyoruz ki bu yıl 250 milyar dolar ihracat hedefini aşacağız. Zorlukların üstesinden geleceğiz. Petrol fiyatları yükseldi farkındayız. Dış ticaretimizi olumsuz etkiliyor farkındayız. Enflasyonu olumsuz bir şekilde etki yapıyor farkındayız. Bunları gizlemiyoruz. Ama mücadelemizden asla geri bir adım atmıyoruz. Enflasyonla da mücadele ediyoruz. İhracatımızın geliştirilmesi noktasında da elimizden gelen her türlü gayreti ortaya koyuyoruz. İş gücü piyasasına da iş üreterek yolumuza devam ediyoruz.
GENÇLERE HER TÜRLÜ İMKANI SUNUYORUZ: 32 yaş altındaki gençlerimize her türlü imkanı sunuyoruz. Genç istihdam arttırmaya yönelik adımlar atıyoruz ve ulusal genç istihdam stratejisi belgesini de açıkladık. Dijital dönüşüme uyum sağlanması noktasında kalfalık döneminde öğrencilerin ücretlerini arttırarak ikisini eş anlamda eş yolda kullanmaya devam ediyoruz. Hızlı destek programlarını açıklıyoruz ve çalışan ve üreten gençlik programları 1 milyon yazılımcı projesiyle de gençlerimize yol veriyoruz.
MİLLİ PARA BİRİMİMİZE LÜTFEN GÜVENİN: Finansal istikrarın güçlendirilmesi. Türk lirası tasarruflarının özendirilmesi ve Türkiye'ye ve dünyaya özgün bir model olarak sunduğumuz kur korumalı TL mevduatı (KKM) ve katılım hesabı ile kur ataklarına karşı tedirginlikleri gideriyoruz. Yanı başınızda bir savaş olunca, Fed bir açıklama yapınca kur öngörülmez olurdu. Son birkaç aydır yaşadıklarımız, gördüklerimiz, kurun artık stabil olduğu ve kabul edilebilir sınırlar içerisinde yola devam ettiğini göstermesi açısından Türk lirası tasarruflarının özendirilmesi gayretiyle adeta birlikte yürüyor. Ekonominin geneline yayılan bir dizi olumlu etkisini de hep beraber görüyoruz. Milli para birimimize lütfen güvenin. Bitti. Türkiye Ekonomik Modeli ile bundan sonra ilk başlangıçta yaşanmış olan risklerin artık iyileştirildiği, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye'de olduğumuzu lütfen unutmayız.
YASTIK ALTINDAKİ ALTININ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ: Faiz ve kur odağında sığ bir alanın içerisinde sıkışan Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah. Yatırım ve üretim kararlarına bunların ket vurmasını engelledik. Finansal riskleri daha öngörülür biçimde yöneterek ticaret işletmeleri için imkanlar sağlamış olduk. Türkiye’nin iki gerçeği var. Birincisi; döviz kur fiyatlarıdır. İkincisi de altın fiyatlarıdır. Yastık altında hacmi 5 bin tonu aşan ve değeri 250-350 milyar dolar arasında olduğu varsayılan altının da ekonomiye kazandırılması için önemli atılımlar var. Adımlarımızı atıyoruz ve 1 Mart'tan itibaren de bunu hızlandırarak devam ediyoruz. Artık çeyrek hesap hizmeti, enflasyonun indirilmesi noktasında atılacak adımlarla adeta eş güdümlü halinde çalışıyor. Enflasyon mücadele alanımız, Fiyat İstikrar Komitesi, Finansal İstikrar Komitesi, Gıda Komitesi ve EKK'yla Ekonomi Koordinasyon Kurulu'yla da bu alanlarda adımlarımızı atmaya devam ediyoruz.
VERGİSEL ANLAMDA DA ADIMLARIMIZI SIKI BİR ŞEKİLDE ATMAYA DEVAM EDİYORUZ: 'Enflasyona karşı hangi mali tedbirleri alıyorsunuz' diye soruyorlar. Geçen ay hızlı bir şekilde temel gıda ürünlerinde KDV'yi yüzde 8’den 1’e düşürdük. Meskenlerde ve ticarethanelerde elektriğin KDV'sini 18’den 8’e düşürdük. Her türlü alanda kademeli geçişleri sağlamaya çalıştık. Yönetiyoruz ve vergisel anlamda da adımlarımızı sıkı bir şekilde atmaya devam ediyoruz. KDV'yle ilgili karmaşık ve hesaplanamaz bütün yöntemlerin sadeleştirilmesi, oranların sadeleştirilmesi noktasında da önemli adımlar atıyoruz. Üretimden de vazgeçmiyoruz.
KGF DAĞILIMINI TAKİP EDİYORUZ: Kredi Garanti Fonu (KGF)’yi ciddi bir şekilde uyguluyoruz. 60 milyar liralık bir alan sağladık. Ama bir şartımız var. Alacağınız tüm krediler üretime odaklı olacak. Alacağınız parayı dolara, altına, şuraya, buraya yatırmanızı istemiyoruz. Üretim yapın. Teknolojiye yatırım yapın. İhracatı arttıracak adımları destekleyecek yönlere kanalize edin şeklinde talimatlarımız net bir şekilde uygulanıyor. Bunun için de sıkı bir şekilde KGF dağılımını takip ediyoruz. Aynen bizim enflasyonla mücadele timleri gibi. Elbette ki her şirket parasını kazanacak. Kimsenin kazancıyla işimiz yok. Ama bu işten farklı bir şekilde ‘Ben gelir elde edeceğim, bir fırsatçılık yapacağım’ diyenlere enflasyonla mücadele tipini gönderiyoruz. Hissediyorsunuzdur.
YEŞİL ÜRETİME YÖNELİK AR-GE FAALİYETLERİNİ DESTEKLİYORUZ: Kurumlar vergisinde ihracat yapan şirketlerde 1 puanlık bir düşüş yaptık. Vergi kanunlarında yaptığımız değişiklikle 850 bin esnafımızın kazançlarını gelir vergisinden istisna tuttuk. Ve geçici vergi beyannamesini 4’ten 3’e düşürdük. Asgari ücretten alınan gelir vergisini ve damga vergisini kaldırarak işverenlerimizin yükünü de azalttık. Katma değerli ve yüksek teknoloji üretimin arttırılması için özveride bulunduk. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programı 2019 yılından itibaren uygulayarak organize sanayi bölgelerimizdeki sanayimizin planlı gelişimini destekleyecek 333 OSB'ye gerekli destekleri verdik. Şimdi endüstri bölgelerinin oluşturulduğu mega endüstri bölgelerinin gerçekleştirildiği önemli bir sürece girdik. Yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyle ilgili enerji fiyatları biliyorsunuz özellikle Rusya, Ukrayna gerilimi sonrasında hızla yükseldi. Şimdi yeşil enerjiye geçişimizi sağlayacak önemli adımlar atıyoruz. Yeşil üretime yönelik Ar-Ge faaliyetlerini destekliyoruz.
90 MİLYAR LİRALIK PROJENİN AYRINTILARINI URFA'DA PAYLAŞACAĞIZ: Kabine toplantısı sonrasında sayın Cumhurbaşkanımız iki önemli müjdeyi açıkladı. Biri güneş enerji santralleri (GES) yatırımlarıyla ilgiliydi. Diğeri de tamamı bitmiş barajların, göletlerin sularının kullanır hale getirileceğiydi. Bunların detaylarını pazartesi günü Urfa'da açıklayacağız. Altyapı, Kanallar Projesi'ni de bitirecek 90 milyar liraya yakın büyük bir projenin ayrıntılarını yine Urfa'da paylaşacağız. İki yıl içinde barajı tamamlanmış, göleti tamamlanmış sular toprakla buluşacak.
BU ÜLKEDE GENÇ OLMAK, İŞ ADAMI, İŞ KADINI OLMAK O KADAR TATLI Kİ: Ekonomi sadece rakam değil, beklentilerdir, umuttur, geleceği görebilmedir. Yaptığınız işe inanmak demektir. Ülkenize, topraklarına, vatanınıza, bayrağınıza inanmak demektir. Çocuklarınıza çok iyi bir gelecek bırakacağım umudunu taşımak demektir. Geçmişin sıkıntılarını sürekli paylaşmak demek değildir, geleceğin umutlarını, güzelliklerini, vücudunuzun her alanında, sadece gözlerinde değil, hücrelerinde hissedecek enerji ile tanımlarsınız. Sabah uyandığınız zaman 'Ben iyi ki bu ülkede doğmuşum' demek, işinize giderken 'İyi ki bu yollardan geçiyorum' demek, hangi işi yapıyor olursanız olun 'Bugün ürettim bugün kazandım ve geleceğe umutla bakıyorum' demektir. Bu ülkede genç olmak, iş adamı, iş kadını olmak o kadar tatlı ki o kadar güzel ki. 40-50 yılda dönüşümünü bekleyen ülkelerin yanından 8-10 yılda işin dönüşümünü bekleyen bir insanı olmak demek ne demek ya. Hayatımız zorluk geldi. Zorluklar üstesinden gelecek iradenin nasıl olduğunu göstermek içindir, pes etmek için değildir ya. Biz zorluklara karşı pes edeceksek niye buradayız? Hayat denen şey zorluklarla mücadele edebilmektir. Birilerinin olumsuz havalarıyla hareket etmek değil ya. Onlar aynaya baksınlar kendilerini yiyip bitişinler.” (ANKA)