Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Trump'ın serbest bırakılmasını talep ettiği, terör örgütleri FETÖ/PDY ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla tutuklu bulunan ve 35 yıl hapis istemiyle İzmir'de yargılanan ABD'li rahip Andrew Craig Brunson ile ilgili canlı yayında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Bakan Çavuşoğlu, Rahip Brunson'un uzun zamandır Türkiye’de görev yapan bir kişi olduğunu belirterek, "Hiçbir zaman bir sorunla karşılaşmamış ta ki tercümanı şikayet edinceye kadar. Soruşturma başladı epey sürdü. Kullanılan cihazlar, karmaşık ilişkiler. En sonunda iddianame ortaya çıktı, mahkeme kabul etti ve tutuklu. Bu arada konsolosluk erişimi, ailesinin erişimi cezaevi değişikliği talebi zaten karşılandı" dedi. Çavuşoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
"İddianamede tüm suçlamalar ortada. “Bu masumdur” diyerek geçiştirmek mümkün değildir. Delilleri mi görmek istiyorsu? Gelinir, görülür. Böyle konuşulması doğru değil. “Hükümet serbest bıraksın” diyor. Benim elimde m? Yargının vereceği bir karar. Ortada bir iddianame varken, ‘bu doğru değil’ demek… Neye göre doğru değil diyorsunuz'"
BAKAN ÇAVUŞOĞLU'NUN GÜNDEME DAİR DİĞER AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
Rusya ile vizeleri kaldıracağız. Daha sonra da pasaportsuz seyahat görüşmelerine tekrar başlayacağız. En son görüşmede Lavrov ile görüştüm. Kimliklerde çipler var. Kimlik bilgileri orada var. Havaalanına bu cihazların konulması yeterli. Bu sene olmaz. Önce vizeleri kısmen kaldırmaya çalışacağız. Resmi ve hizmet pasaportlarına kaldırmayı önerdi Ruslar. Kısmen de olsa bu sene Rusya'yla vizeler kalkar. Belki yıl sonuna doğru bakarsınız Cumhurbaşkanımız Erdoğan'la Putin bir telefon görüşmesi yapar ya da ilk bir araya geldikleri zaman 'Hadi vizeleri kaldıralım' derler. Önce vizeleri kaldıralım sonra kimlikle geliş gidişler nasıl olacak bunları görüşürüz.
Rusya ile bir kriz yaşıyorlar doğru. Ama buna rağmen ticaret yapan ülkelere bakın. Gazının yüzde 100’ünü Rusya’dan alan ülkelere bakın. Ama AB’nin yaptırım kararları oluyor. Amerika’nın yaptırımlarına uyuyor. BM yaptırımları olduğu zaman biz zaten uyuyoruz. Biz prensip olarak yaptırımlara karşı bir ülkeyiz. Rusya ile bizim iyi ilişkilerimizi sorgulamamaları gerekiyor. Batı şu anlayıştan vazgeçmeli, bu coğrafyada yaşayan ülkeler herkesle dengeli bir politika izlemelidir. Bizim NATO üyeliğimiz başka ülkelerle iyi ilişkiler kurmamıza engel değil. Ya da NATO üyeliğimize alternatif arayışında olduğumuzu kimse söyleyemez. Biz Rusya ile de ABD ile iyi ilişkiler içinde olabilir.
S-400'LER
(S-400 alımı ve ABD'de Türkiye'ye ambargo uygulanmasının istenmesine yönelik soru üzerine) Her şeyden önce bir ülkenin başka ülkeyle ilişkileri üçüncü bir ülke tarafından bu şekilde sorgulanmaz. 'Ben büyük ülkeyim, istediğimi yaparım' dersen bunun karşılığına da hazır olman gerekiyor. Artık tek kutuplu dünya bitti. ‘Ben süper gücüm, herkes benim kanunuma uyacak’ diye bir şey yok. BM var, uluslararası örgütler var. Oralardan bir karar çıkarsa herkes uyar. Ama bir ülkenin aldığı karara ben uymak zorunda değilim. Dolayısıyla ABD’nin bize yaptırım uygulaması mantıksız ve yanlış. Ben de ABD'ye cevap veririm. Ne olaca? ABD bize ambargo veya bize yönelik bir adım atarsa Türkiye mutlaka buna cevap verir. Ama biz bunu arzu etmeyiz. Böyle bir duruma niye geleli? ABD bu anlayıştan vazgeçmeli.
Biz S-400 yerine patriot da almak istedik. Neden veremedi AB? Bizim sınırımızdaki patriotları niye çektile? Bir tek İspanyolların ve İtalyanların var. Ama diğer ülkeler sınırımızdan patriotları bile çekti.
O yüzden benim hava sahamı korumam lazım. Korumak için de ihtiyacım olanları almam lazım. Benim acil olarak ihtiyacım var. Sen vermezsen ben başkasından alacağım. Hem vermiyorsun, hem de başkasından aldığım zaman bunu sorguluyorsun, yaptırım uygularım diyorsun. Türkiye senin emrine bir ülke değil ki. 'Bu ülkeden şunu alırsın, bunu alamazsın' diye konuşmak üst perdeden konuşmak veya tehdit etmek doğru bir yaklaşım değil ve müttefikliğe sığmaz. Zaten kanundan önce Rusya ile biz bu işlemleri başlattık.
NATO'ya entegre olmayacağı belli. S-400’lerin kontrolü bizde olacak ve müttefiklerimizi düşman olarak tanımlamayacağız. Biz bu konuda zaten hassasız. Benim ülkemdeki satın aldığım ya da ürettiğim bir savunma sistemi ya da herhangi bir silah, benim müttefikimi, NATO üyelerini düşman olarak tanımlamaz, tanımlayamaz. Bu konularda hassas iken bize tehditvari konuşmaları doğru değil. Biz ilişkileri düzeltmeye çalışırken böyle adım atarlarsa Türkiye’den karşılığını alırlar. Artık eski Türkiye yok.
(F-35'lerin satışı) Böyle bir yanıtımız olacağını ABD'ye de söyledik. Brüksel'de göreve yeni başlayan ABD Dışişleri Bakanı'na söyledim.
ABD'YE ZİYARET
En son NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı’na da söyledim. Gelecek hafta içinde bir tarih önerdiler, biz de kendilerine 11’i Cuma günü, Londra öncesi. Ve 15’inde Cumhurbaşkanımızın Londra’da programı bitiyor. 16’sını önerdik. Önümüzdeki hafta büyük ihtimalle bu ziyaretimiz olur. Daha önce ön mutabakat sağladığımız yol haritasının onaylanması anlamında ABD’lilerin de kararlı olduğunu gördük. Ve hemen döner dönmez davet geldi. Ortak adımlar ilişkilerimizin normalleşmesine de vesile olabilir ama ABD’den de bizim beklentilerimiz var.
ÖN MUTABAKAT SAĞLANDI
Münbiç konusunda ön mutabakat var. Bu yol haritası onaylandığı zaman belli bir takvimde YPG’nin çekilmesi, buraları kimin yöneteceğine ortak karar verilmesi vesaire olumlu bir yol haritası diyebilirim. Bizim ilişkilerimizin kritik bir safhasında daha önce Tillerson’ın gelmesiyle başlayan bir süreç. Beklentilerimizi ilettik, masaya koyduk ve ön mutabakat sağlandı.
'GİZLİ SERVİSLER KULLANIYOR'
Anlayış yanlışlığı şurada. Batılılar da bunu söylüyor. Alman Bakan ile görüştük. Beş vatandaşımız var diyor Türkiye’de tutuklu. Dedim ki, ‘Almanya’da Türkiye’den gidip de tutuklu sayısı kaç biliyor musunuz’ dedim. 2 bin civarında. Her bir vatandaşımla ilgili problem yaşamaya başlasam, sizin vatandaşlarınız olunca suçsuz oluyor, bizim vatandaşlar olunca suçlu oluyor öyle mi'
Bir vatandaşınız olabilir. Son zamanlarda moda şu. Gazetecileri ajan olarak kullanmak… Bakıyorsunuz din adamlarıyla ilgili oluyor… Gizli servisler tarafından insanların kullanıldığını görüyoruz. Ortaya çıktığında daha kolay kurtarırız anlayışı var. Bu doğru değil, suç işleyen kimse kanunlara tabi olmak zorunda. Kimse muaf değil ve dokunulmazlığı yok.
HAKAN ATİLLA DAVASI
Hakan Atilla davasının, bugün baktığımız zaman iddianamede Zarrab’ın da hiçbir şekilde suçlamadığı bir kişi. Netice itibariyle bunun FETÖ motifli bir dava süreci olduğunu biz de biliyoruz ABD’li muhataplarımıza da anlattık. Atilla’nın bu konularla hiçbir ilgisi yok. İmzası da yok. Jüri uzun süre karar veremedi. Jürinin bu şekilde karar verememesi bile bu sürecin ne kadar suni ve siyasi motifli olduğunun göstergesidir.
İRAN İLE NÜKLEER ANLAŞMA
Avrupa tarafı tamamen karşıydı. Ama hem Macron’un hem Merkel’in ziyaretinde ne oldu tam bilmiyoruz. Basın toplantılarından sonuç çıkarıyoruz. Almanya bu anlaşmanın devam etmesinden yana. Trump’ın biliyorsunuz beklenmedik adımlar atması da. Ama İran bir daha müzakere yapmayacağını söylüyor. Bu sefer daha da gerginleşecek ortam. O nedenle biz iki tarafın da uzlaşacağı şekilde, eğer tadil edilecekse de biz Türkiye olarak devam etmesini isteriz. Eğer herhangi bir tadilat yapılacaksa da uzlaşıyla yapılması gerekiyor. Bizim temennimiz bu anlaşmanın devam etmesi.
NETENYAHU'NUN İRAN AÇIKLAMALARI...
Biz İsrail’in açıklamaları üzerinden gitmeyiz. Burada şeffaf bir sürecin işlemesi gerektiğini başından beri söyledik. Anlaşma var, bu işin uygulaması ve gözlemlenmesi şeffaf bir şekilde olmalıdır. Sanırım bu mekanizmayla İran arasında işbirliği var. İsrail’in İran’ı eleştirmemesi anormal olur. Hal bu iken bu değerlendirmeler ne kadar objektif değil ona bakmak lazım. Biz resmi kurumların dikkate alınmasını istiyoruz.
ABD’NİN KUDÜS KARARI
Biz bu kararın uygulanmamasını temenni ediyoruz. AB de karşı. NATO toplantısından bir gün önce, AB ile ortak bir toplantı yaptık. İslam işbirliği teşkilatı ve AB. Tüm dünyanın karşı olduğu bir yerde ısrar etmenin anlamı yok. Ve bu adım bölgede gerginliği artırır, istikrarı bozar, herkesi huzursuz eder. İsrail’i de Filistinlileri de hepimizi de huzursuz eder. Bu adım bize göre gereksiz.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDA FETÖ MÜCADELESİ
Sınavları değiştirmişler. Bizim zor bir sınavımız var. KPSS’yi kaldırdık. Niye kaldırdı? KPSS’ye Türkiye’de eğitim görsen bile iyi hazırlanmak gerekiyor. Yurtdışındaki çocuklarımız giremiyordu. Bizim bakanlığımızın en zor soruları ama FETÖ’cüler için kolay. Niy? Sorular cevaplar daha önce verilmiş. Bunu organize eden eski büyükelçiler şimdi hapiste. Buna benzer sebebiyle bakanlığa girmişler. Bunların atılması bu anlamda kayıp değil. Ama tabi eleman sayımız azaldı. Fakat biz etkin arkadaşlarımızın etkin çalışması için herkesin görev almasını teşvik ediyoruz. Bizim bakanlıkta arkadaşlar 7-24 esasıyla çalışıyorlar.
PKK PARTİLERİ TEHDİT EDİYORMUŞ
Kuzey Irak’ta harekat planı hala gündemde. ABD ile çalışma gruplarımızdan bir tanesi PKK ile mücadeleyi kapsıyor. Çünkü şu anda PKK her ne kadar bölgesel yönetim içinde bazı partilerle işbirliği yapsa da en büyük tehdidi Irak’ta yaşayan Kürt kardeşlerimize uyguluyor. Talabani partisinden önemli bir kişiyle görüştük, ‘bizim partilere bile talimat vermeye başladı’ dedi, HDP gibi. Kuzey Irak’tak bazı partileri de tehdit ediyormuş. PKK’ya yönelik Irak topraklarından PKK’nın temizlenmesi için ortak hareket içinde olacağız. Irak devletiyle de işbirliği yapmak istiyoruz.
SUUDİ ARABİSTAN VE BAE'NİN TÜRKİYE TAVRI
Suudi Arabistan bizim için önemli bir ülke. Tüm Müslümanlar için de önemli bir ülke. Ama bu Katar krizinden sonra herkesin taraf tutmasını istediler. Biz taraf tutmadık, bu işin yanlışını söyledik. Oradan dolayı bir alınganlık oldu ama ciddi bir alınganlık değil. Ama Birleşik Arap Emirliklerinin tabi Mısır’dan dolayı diğer konulardan dolayı Türkiye’ye karşı olumsuz tavrı var. Kendilerine de gerekli mesajları verdik. “Biz sizin düşmanınız değiliz, biz kardeş ülkeleriz. Farklı konularda görüş ayrılığı olsa bile bu olmamalı” Ama Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni aynı kefeyi koymamak lazım.