Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası son dakika açıklamalarda bulundu. Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin bilgi veren Bozdağ, “Zeytin Dalı Harekatı 20 Ocak'ta başladı ve planlandığı gibi ilerledi. Harekatın başladığı günden bugüne kadar 49 kahraman askerimiz şehit oldu, 228 kahraman Mehmetçiğimiz yaralandı. Teröristler tarafından Afrin bölgesinden Türkiye sınırları içerisine gerçekleştirilen saldırılarda 7 sivil hayatını kaybetti, 125 vatandaşımız da yaralandı. Harekat kapsamında 3 bin 755 terörist etkisiz hale getirildi. 282'si köy, 52'si kritik nokta olmak üzere 332 bölge kontrol altına alındı. Kontrol altına alınan toplam alan yaklaşık 2 bin kilometrekaredir” diye konuştu.
“KONTROL TAMAMEN TSK’NIN ELİNDE”
TSK'nın, Afrin'i gerçek sahiplerine teslim etmek ve bölge halkını terör örgütlerinin zulmünden kurtarmak için orada olduğunun altını bir kez daha çizen Bozdağ, “Şu anda kontrol tamamen TSK'nın elindedir. Bölge halkını tehdit eden terör unsurları bölgeden uzaklaştırılmıştır. Teröristler, TSK karşısında direnemediklerini anladıkları için çekilmişlerdir. Planlı bir çekilme kesinlikle söz konusu değildir. Bu harekat süresince TSK bölgede yaşayan herhangi bir sivilin zarar görmemesi için azami gayret göstermiştir. Neticede, harekat boyunca herhangi bir sivilin TSK'nın saldırısında ölmesi veya öldürülmesi bir yana burnunun kanaması dahi söz konusu değildir. Bu TSK için büyük bir başarıdır. Ordumuzun bu başarısı diğer ordular için örnek olan bir başarıdır. Türkiye'yi siviller üzerinden suçlayanların Türkiye'nin sivil hassasiyeti göstererek terörle mücadelenin nasıl olduğuna dair ortaya koyduğu bu başarıyı takdir etmemeleri manidardır. Harekat süresince camiler, okullar, hastanelere herhangi bir saldırı yapılmamıştır. Bu konuda da azami bir hassasiyet gösterilmiştir” ifadelerini kullandı.
“DEVAM EDİYOR”
Zeytin Dalı Harekatı’nın devam ettiğini kaydeden Bozdağ, “Bölgeden kaçan teröristler bölgede çok sayıda EYP ve mayın tuzaklamışlardır. TSK uzman ekipleriyle bölgede tuzaklanmış mayınları, EYP'leri tek tek tespit edip imha çalışmalarını yürütmektedir. Tespit ve imha çalışmaları tamamlandıkça bütün alan sivillere tamamen açılacak ve onların yerleşmeleri temin edilecektir. Şu anda önemli bir mesafe alındı. EYP ve mayınlı tuzakların temizlenmesi sürerken öte yandan bölgedeki sivillerin ihtiyaçlarının giderilmesi için Türkiye harekete geçmiştir. Şu anda 106 ayrı noktada 8 bin 100 aileye insani yardım ulaştırılmıştır. Bu yaklaşık 40 bin kişiye yardım anlamına gelmektedir” dedi.
“ACİL HİZMETLER SÜRMEKTEDİR”
Bölgedeki kişilerin sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için de acil sağlık hizmetlerinin sürdüğünü vurgulayan Bozdağ, “Bölgede bulunan 351 okulda yaklaşık 85 bin öğrenciye eğitim hizmeti sunulması için çalışmalar sürdürülmektedir. İçme suyu ile ilgili Afrin'de bazı sıkıntıları gidermek için gerekli çalışmalar yapılmıştır. Bölgedeki ticari hayatın devam etmesi için de bölgede çalışmalar yapılıyor. Şu anda orada üretilen zeytin ve zeytin yağı, tekstil ürünleri ve diğer ürünlerin üretiminin aksamadan devam etmesi için mekanizmalar oluşturulmaktadır. Belediyecilik, eğitim, tarım, din hizmetleri gibi diğer hizmetlerin de sürdürülmesi için Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde olduğu gibi kapsamlı çalışmalar bölgede yürütülmektedir. Türkiye'nin Afrin'de işi bitmemiştir. Daha yapacağımız çok iş vardır. Biz bölgede hayatın normalleşmesi, her türlü tehlikenin ortadan kaldırılması sağlanıncaya kadar Türkiye, sivil halkın güvenliğini ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
SİNCAR AÇIKLAMASI
Sincar konusuna da açıklık getiren Bozdağ, “Dün, Musul Sincar'ın kuzeyindeki bölgeden, batısında bulunan Suriye sınır hattına doğru Arap nüfusunun yoğun olduğu Fal köyüne kadar, Irak ordusunun ilerlediği, bugün de Irak-Suriye sınırında Musul Rabia'dan Sincar batısındaki Um-Al Jaris'e kadar olan bölgeyi kontrol altına aldığına dair bilgiler var. Bu bilgiler, istihbarat örgütümüz tarafından da teyit edilmiş bilgilerdir. Akşama doğru yapılan açıklamalar var Irak tarafından, bu açıklamaları da Türkiye yakından takip etmektedir. Alandaki bütün hareketleri bütün değişimi Türkiye olarak yakından takip ediyoruz. Beyanların alandaki hareketlilikle uyumlu olup olmaması bizim için son derece önemlidir. Eğer beyanlar alandaki hareketlilikte uyumluysa bizim için kıymetlidir. Aksi takdirde tabi o beyana itibar etmemiz söz konusu değildir. Ancak bununla birlikte burada şunu da ifade etmekten fayda görüyoruz, terör örgütünün Sincar’dan çekildiği izlenimini uyandırmak için, farklı üniforma, flama veya bayrak adında bez parçalarının altına veya başka bir isim altına gizlenerek bölgede varlığını devam ettirmesi ile Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim burada beklentimiz, isteğimiz, teröristlerin üniforma değiştirerek bölgede kalması değil veya flama değiştirerek bölgede kalması değil ya da başka ad altında bölgede varlığını devam ettirmesi değil, teröristlerin tamamen Sincar’ı terk etmesidir, oradan uzaklaştırılmasıdır. Umarız ki, Irak ordusu Türkiye’nin bu beklentisi doğrultusunda orada teröristlerin farklı üniforma, unvan, flama, bez parçası veyahutta isim adı altında bölgede varlığını devam ettirmesine izin vermez. Eğer böyle bir şey olursa, Türkiye o zaman gereğini yapmakta tereddüt etmez. Biz arzu ediyoruz ki, dost ve kardeş ülke Irak, Türkiye’ye ihtiyaç duymadan buradaki terör unsurlarını tamamen temizlesin.”
AVUSTURYA BAŞBAKANI’NA CEVAP
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un, Türkiye ile üyelik görüşmelerinin sonlandırılması yönündeki açıklamalarını değerlendiren Bozdağ, “Türkiye, AB tam üyelik sürecine büyük önem vermektedir. İlk müracaatın yapıldığı günden bugüne kadar Türkiye’ye uygulanan çifte standarda ve yapılan haksızlıklara rağmen, Türkiye sabırla bu hedefi devam ettirmektedir. Geçmişte de Sayın Kurz gibi Türkiye’yi bu yoldan vazgeçirmek için konuşan başbakanlar, cumhurbaşkanları, bakanlar oldu ama şu anda onların hiçbirisi ülkelerin yönetiminde değil ama Türkiye varlığını devam ettiriyor, AB-Türkiye süreci de varlığını devam ettiriyor ve bugün de bildiğiniz gibi Varna’da Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla Türkiye-AB Zirvesi gerçekleştirildi. Şu anda zannedersem görüşmeler devam ediyor. Biz umarız ki, bu zirve yeni bir kapı aralar, Türkiye’nin AB sürecine verdiği değeri muhataplarımız da aynı şekilde karşılar” dedi.
“SOKAĞA DEĞİL DEVLET ADAMLARINA BAKARAK KARAR VERSİN”
Sürecin yeni bir ivme kazanabileceğini dile getiren Bozdağ, “Yapıcı ve olumlu yaklaşımlarla adeta donmuş durumda olan AB süreci yeni bir ivme kazanır. Avusturya Başbakanı Sayın Kurz, tabi devlet tecrübesi yeteri kadar olmadığı için Türkiye’nin zannedersem önemini kavrayamamış durumda. Türkiye’nin Avrupa için Avusturya için ve Avrupa’nın, Avusturya’nın geleceği için taşıdığı değeri kıdemli devlet adamları çok iyi bilirler. Esasında baktığınızda, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde, müzakereleri başlatan, kapıyı açan liderlerin de çok tecrübeli, kıdemli devlet ve siyaset adamları olduğunu görüyoruz. Benim Sayın Kurz'a tavsiyem, sokaklara değil, devlet tecrübesi olan, devlet ve siyaset adamlarına bakarak Türkiye’nin değeri hakkında karar vermesi, politikalarını ona göre geliştirmesidir” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE AB DEĞERLERİNİ BENİMSEMİŞ”
Batı’da Müslümanlara yönelik yapılanları hatırlatan Bozdağ,”Türkiye hukuk devleti ve demokratik ilkeler bakımından Kopenhag siyasi kriterlerini ve Avrupa Birliği değerlerini benimsemiş gereğini yapan bir ülkedir. Bugün Avusturya’da ırkçılık zirve yapmıştır ve şu anda Sayın Başbakan bu aşırıcıların, ırkçıların İslamofobyacıların adeta söylediklerini hükümet koltuğunda dile getirmektedir. Orada Müslümanlara ait, Türklere ait camiler kundaklanırken, orada insanlar sadece etnik kökeni ve dini inanışı farklı diye saldırıya uğrarken, bunları yapanlarla ilgili herhangi bir işlem yapmayanların veya yapıp da gerekli müeyyideleri uygulamayanların, bunların güvenliğini sağlamayanların Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye de, hukuk dersi vermeye de hakkı yoktur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye, teröristlerle ve terör örgütleri ile etkin ve kararlı bir şekilde mücadele edecektir. Siz Türkiye’de darbe yapanları, darbe yapmaya kalkışanları, terör yapanları, terörle ilgili eylemlerde bulunanlara kucak açarsanız, bunlara destek olursanız, teröristlerin sözleriyle ve Türkiye düşmanları sözleriyle Türkiye’ye dair değerlendirmeleri yaparsanız, bu değerlendirmenin Türkiye’de saygı görmesi mümkün değildir“ dedi.
“FARKLI MODELLERE KARŞIYIZ”
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin herhangi bir şarta bağlanmasına veya farklı farklı modeller üzerinde konuşulmasına kesinlikle karşıyız” diyen Bozdağ, “Yani söylüyorlar, geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledi, ‘biz şöyleyiz, böyleyiz' o zaman Avrupa Birliği üyesi ülkeler bir araya gelir, Türkiye ile ilgili bir karar alırlar, onlar da yoluna gider, biz de yolumuza gideriz. Ama bir yandan birisi böyle konuşup, öbürü başka türlü konuşup kafaları karıştırıyorlar. Biz diyoruz ki, bizim Türkiye olarak kafamız, hedefimiz net, biz tam üyelikten yanayız, bize karşı adil olunmasını, dürüst davranılmasını, verilmiş sözlerin tutulmasını istiyoruz. Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmeyen pek çok ülkenin ve Maastricht kriterlerini de yerine getirmeyen pek çok ülkenin Türkiye’den önce nasıl Avrupa Birliği’ne tam üye yapıldığını hepimiz biliyoruz. Onun için Türkiye’ye karşı objektif ve adil davranmayanların, Türkiye’ye verdikleri sözü tutmayanların Türkiye’ye yol gösterme hakkı yoktur. Onun için ben Sayın Kurz'un açıklamalarını fazla da işin doğrusu önemli görmüyorum. Onunla da meşgul etmek ülkemizi doğru görmüyorum, o konuşmasına devam etsin biz de yolumuza devam edeceğiz” dedi.
“ABD’YE GİDİŞ TARİHİ NETLEŞMEDİ”
ABD ile Türkiye arasındaki 3'lü mekanizma görüşmelerine ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Bozdağ, “Bildiğiniz gibi ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Türkiye’ye geldi. Hem Cumhurbaşkanımızla, hem Dışişleri Bakanımızla kapsamlı görüşmeler yapıldı. Arkasından ortak mekanizmalar kurulması kararlaştırıldı ve bu mekanizmalardan ilki de 08, 09 Mart tarihlerinde toplantısını Washington'da gerçekleştirdi. Arkasından, 19 Mart’ta Tillerson ile Çavuşoğlu’nun Washington’da bir araya gelmesiyle bu toplantıda konuşulan konulara son şeklini vermesi bekleniyordu. Ancak, Tillerson'un görevden alınması nedeniyle bu görüşme gerçekleşmedi. Bunun üzerine yeni Bakan göreve başlayıncaya kadar konunun olgunlaştırılması açısından, Türkiye Dışişleri Bakanı Müsteşarı ile ABD Dışişleri Müsteşarının veya Bakan Yardımcısının konuları bir ele alınmasında fayda olduğu karşılıklı olarak teyit edildi ve Türk Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın önümüzdeki günlerde ABD’ye gidecektir. Bununla ilgili henüz bir tarih netleşmesi yok ama bu hafta sonuna doğru olabilir ya da önümüzdeki hafta başı gitmesi söz konusu. Bunu bu açıdan ifade etmek isterim” cevabını verdi.
ÇİFTLİK BANK AÇIKLAMASI
Çiftlik Bank soruşturmasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, “Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci bu konuya ilişkin bir değerlendirmeyi Bakanlar Kuruluna sundu. Yapılan konular hakkında bilgi sunumunda bulundu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 06.10.2017 tarihinde gelen ve ihbar şikayetleri üzerine Çiftlik Bank konusunu soruşturmuştur. Soruşturma raporları İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu olarak gönderilmiştir. Yapılan usulsüzlükler, haksızlıklar görülmüş ve bu çerçevede ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Geyve Cumhuriyet Başsavcılığı da bu konuyla ilgili bir soruşturma başlattı ve yürütülen soruşturma çerçevesinde bazı kişilerin kırmızı bültenle aranmasına yol açacak bir yakalama kararı verilmiştir. Mehmet Aydın isimli dolandırıcılıkla suçlanan kişi başta olmak üzere 6 kişi için Adalet Bakanlığı kırmızı bülten çıkarılması için İçişleri Bakanlığına göndermiş ve bunlarla ilgili kırmızı bülten çıkarılmıştır. Ayrıca bunlardan Osman Nuri Kaya isimli şahıs Türkiye'nin talebi üzerine Uruguay'dan iade edilmek üzere geçici tutuklama talebi yerine getirilmiş ve tutuklanmıştır. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Mart tarihinde aldığı kararla Çiftlik Bank'a yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 16 şüpheli ile sistemde işlem yapan 3 firmanın mal varlığına ve sistemden elde edilen 3 milyon 90 bin liraya el konulması konusunda talepte bulunmuş ve ilgili Sulh Ceza Hakimliği bu talebi kabul ederek yargı yoluyla yargı yoluyla bunlara el konulmuştur” ifadelerini kullandı.
65 ŞİRKET HAKKINDA SORUŞTURMA
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, piramit satış sistemi kullanan 65 şirket hakkında soruşturma başlattığını da aktaran Bozdağ, “Bu şirketlerden 31’i hakkındaki soruşturma tamamlanmış. 34 şirket hakkındaki soruşturma devam ediyor, bu 31 şirketle ilgili çoğu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş, bunların internet erişimleri engellenmiş, gerekli tedbirler alınmış ve diğerleriyle ilgili inceleme ve soruşturmalar da devam etmektedir. Elbette bu konuda hukukumuzda bir boşluk var mı yok mu bunun üzerine de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ayrıca bir çalışma yapmaktadır. Ama gördüğümüz kadarıyla, olayın seyrini incelediğimiz kadarıyla ortada çok net nitelikli bir dolandırıcı söz konusudur. Vatandaşlarımızın bu nitelikli dolandırıcılar konusunda uyanık olması son derece önemlidir. Böyle bir şey gördüğünde durumu yetkililere, Cumhuriyet Savcılıklarına, kolluk kuvvetlerimize, ilgili bakanlıklarımıza da mutlaka bildirmelerinde fayda vardır ki zamanında müdahale yapılsın, vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açmadan bu dolandırıcılar hukuka teslim edilsin. Bu noktada vatandaşlarımızın duyarlı olmasında fayda vardır. Buradan da bir kez daha vatandaşlarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Elbette hukuk bunların gereğini yapacaktır, hesabı soracaktır. Şu anda kaçanlar eninde sonunda bulundukları yerde yakalanacaklar, Türkiye’ye getirilecekler ve yargının önüne çıkarılacaklardır” dedi.
TÜRKİYE’NİN RUSYA TAVRI
İngiltere ile Rusya arasında yaşanan krize de değinen Bozdağ, “iki ülke arasında olan bir hadisedir. İngiltere egemen ve bağımsız bir devlet. Hangi ülke ile ne tür bir ilişki geliştireceğine, diplomatik ilişkilerini sürdürüp sürdürmeyeceğine, elbette kendisi karar verir. Bizim İngiltere’ye `Neden böyle yaptınız'´ deme imkânınız olamaz. Rusya’ya karşı da tabii aynı şekilde, Rusya da egemen ve bağımsız bir devlet. Başka ülkelerin de İngiltere’nin aldığı bu karara destek mahiyetinde karar almaları, tabi o ülkelerin kendi takdirinde olan bir konudur. Biz, Türkiye olarak dış politikamızı, Türk milletinin ve Türkiye Devletinin çıkarlarını esas alarak yürütüyoruz. Dolayısıyla başka ülkelerin herhangi bir ülke ile ilgili aldıkları kararları da biz kendi çıkarlarımız bakımından ve uluslararası hukuk bakımından da ayrıca değerlendiriyoruz ve ona göre adımlarımızı atıyoruz. Şu anda Türkiye ile Rusya arasında olumlu ve iyi bir ilişki vardır. Türkiye bu anlamda Rusya’ya karşı herhangi bir karar almayı düşünmemektedir. Çünkü Türkiye de kendi dış politikasını kendi belirleyen egemen ve bağımsız bir ülkedir.”
CİNSEL İSTİSMAR KONUSU
“Çalışma tamamlandı, önce onu ifade edeyim. Uzlaşılamayan bir konu yok. Çünkü uzlaşmayı gerektirecek bir durum yok ortada tamamen karar alınması gereken bir konu var. Bu konuda da gerekli kararlar alındı. Ancak bu kararların ilgili yerlere sunumu gerekiyor. Gündem nedeniyle bugün de Bakanlar Kurulu’na bu konuda sayın Bakanımız bir sunum yapma fırsatı bulamadı. Muhtemeldir ki önümüzdeki Bakanlar Kurulu’nda bu konu gündem gelebilir. Ama bilmenizi isteriz ki çalışma bitti, kararlar verildi. Son kez Bakanlar Kurulu’nda konunun bir müzakeresi yapılacaktır. İçerikle ilgili şu anda detay vermeyelim. Daha önce de açıkladığımız çerçevede cezaların artırılması, caydırıcılık bakımından son derece önemli. Bu konuda adımlar atılıyor. bu suça bu suçu işleyenlerin cezalarının infazından sonraki süreçlerde takibi kontrolü nerede ikamet ediyorlarsa orada ilgili birimler tarafından bilinmesi ve kontrol altında tutulması, bu tür eğilimleri olan veya bu tür suçları işleyen kişilerin bazı işlerde çalışmasının, çalıştırılmasının engellenmesi çocuklara yakın yerlerde bunların bulunmaması gibi bir dizi öneri var. Tabii bunun içerisinde başka şeyler de var ama bunlar nasıl olacak ' Bundan tamamı dediğim gibi Bakanlar Kurulunda müzakere edildikten sonra kamuoyu ile paylaşılacaktır.” AJANSLAR