Proje, İzmir Körfezi'nin ekolojik sağlığının korunması, kirlilik yüklerinin tespiti ve iklim değişikliğinin etkilerinin analiz edilmesi amacıyla hazırlandı. Proje ile İzmir Körfezi için kapsamlı bir hidrodinamik model oluşturularak, kirlilik kaynaklarının körfez üzerindeki etkisi ve bu kirleticilerin hareketleri belirlenecek. İklim değişikliği senaryoları çerçevesinde körfez ekosistemine yönelik uzun vadeli koruma stratejileri geliştirilerek önlemler alınması sağlanacak.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Gürsel Erul, 'İzmir İçin Nefes Projesi'nin amaç ve kapsamını anlattı. Erul, 20 Ağustos 2024 tarihinde yaşanan balık ölümlerinden sonra İzmir'de çok sayıda toplantı yapıldığını hatırlatarak, "Bu bilim kurulu daha sonra Sayın Bakan Yardımcısı Fatma Varank başkanlığında İzmir'de toplandı 5 Eylül tarihinde. 17-18 Eylül tarihlerinde 3'üncü bir bilim kurulu toplantısı yaparak acil ve kısa vadeli eylemlerimizi çıkarttık. Öncelikli olarak yaşanan bu kirliliğin çözümü amacıyla körfeze giren kirliliğin durdurulması, dolayısıyla noktasal kaynaklı kirliliklerle ilgili yapılması gereken çalışmaların hayata geçmesi adına eylemler belirledik" dedi.
'15 MADDELİK EYLEM PLANI OLUŞTURDUK'
Öncelikli amacın kirliliği azaltmak olduğunu vurgulayan Erul, "Azalttığımız bu kirlilik üzerine yeni eylemleri inşa edeceğiz. Bu amaçla 15 maddeden oluşan bir eylem planı oluşturduk. Bu eylem planındaki amacımız, noktasal kaynaklı kirliliklerin yani belediyenin görev yetki sorumluluğu çerçevesindeki kanalizasyonlardan toplanan atık suyun arıtılarak körfeze deşarjını sağlayabilecek altyapının eksikleri varsa eksikliklerin tamamlanması, işletme hataları varsa işletme hatalarının giderilmesi, kapasiteyle ilgili problemleri var ise bu problemlerin tespiti ve ileriye yönelik olarak mevcut kapasiteyle çalıştırabilecek altyapıyı kurgulayacak acil ve kısa vadeli çalışmaları ortaya koyduk" dedi.
'İNCELEME VE İZLEME ÇALIŞMALARIMIZI HIZLANDIRDIK'
Bu kapsamda bakanlık olarak inceleme ve izleme çalışmalarını artırdıklarını ve hızlandırdıklarını kaydeden Erul, "Diğer taraftan gerek 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, gerek 2560 sayılı İSKİ Kanunu çerçevesinde belediyenin yapmakla ve sürdürülebilir şekilde işletmekle mükellef olduğu atık su altyapı yatırımlarının çalışma şeklini mevzuatta belirlenen limitlere uygun olarak yapması adına altyapıyı kurguladık. Önceliğimiz; noktasal kaynaklı kirlilikle ilgili olarak ortaya çıkan kirliliğin bertarafı. Bölgede yapılan izleme çalışmalarında; amonyak, normal sınır değerinin 50 katı çıkmıştı. Bunun anlamı şuydu; burada evsel kaynaklı bir kirlilik var. O yüzden biz Çiğli Atık Su Arıtma Tesisine yöneliyoruz. Burada Çiğli Atık Su Arıtma Tesisinin kapasitesini artırmamız veya mevzuata uygun olarak işletmemizin yanı sıra bir de deşarj noktası var. İşte bu deşarj noktasında geçen hafta Bilim Kuruluyla yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda körfezin hidrodinamik modelini ortaya koymamız gerekiyor ki bu hidrodinamik modele göre biz atık suyu nereye deşarj edeceğimizi ortaya koymak adına böyle bir proje oluşturduk. Bu çalışmanın sonucunda bölgedeki üniversitelerimizin daha önce yapmış olduğu çalışmalarda eksik var ise yeni projeleri geliştirmek, bunlarla birlikte yeni bir yapılanmayı şekillendirmek istiyoruz" diye konuştu.
Körfezi, İzmir'e yakışır ve yaşanabilir bir körfez haline getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Erul, "İzmir Körfezi üç bölüme ayrılıyor; iç körfez, orta körfez ve dış körfez. Özellikle iç körfezdeki su sirkülasyonunu hareketlendirecek bir mekanizmayı kurgulamamız gerekiyor. Bunu orta ve uzun vadede yapmamız gerekiyor. Uzun vadede kirlilik durdurulduktan sonra iç körfez, orta körfez ve dış körfezde hidrodinamik modelle birlikte dip çamurunun ve tortusunun nerelerde biriktiği, sirkülasyonu artırabilecek mekanizmanın ne olduğu ve nasıl bir kurgu yapılması gerektiği ortaya konulacak" ifadelerini kullandı.