Başbakan Davutoğlu'dan Putin'e eleştiri
Grup toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu, uçak krizi üzerinden Rusya lideri Putin'i eleştirdi. Musul'a asker sevkiyatının da rutin bir uygulama olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bunu farklı yorumlayanlar maksatlı bir provokasyon içerisindedir" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Rusya ile yaşanan uçak krizine değinen Davutoğlu, Rusya lideri Putin'i empati kurmaya davet etti.
Davutoğlu, "Eğer biz, Ukrayna devletinin çağrısına uyarak Rusya ile akrabalık bağları olan yerleri Rusya hava sahasını da ihlal ederek bombalasaydık acaba Putin ne yapardı'" diye sordu.
Başbakan, Rusya'nın alacağını açıkladığı ekonomik yaptırımlara da hazır olduklarını söyledi.
Musul'daki Başika kampına asker takviyesi yapılmasına da değinen Davutoğlu, kampın yeni olmadığını ve 1 yıla yakın bir sürede 2 bin kişiye eğitim verildiğini dile getirdi.
Söz konusu sevkiyatın rutin bir uygulama olduğunu belirten Davutoğlu, en kısa sürede Bağdat'a ziyarette bulunmayı düşündüğünü de söyledi.
Başbakan, dün Meclis'te yapılan oturumda kalıcı bütçe konusunda uzlaşma sağlanamaması üzerinden CHP'yi eleştirdi, MHP'ye ise teşekkür etti.
Davutoğlu şu ifadeleri kullandı: Ben böyle bir konuda güzel bir başlangıç yapalım isterdim ama mümkün olmadı. Bu TBMM'ye yakışmadı. Bu dar vakitte halkı bütçesiz bırakan ana muhalefet partisine yakışmadı.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"2004'ten bu yana Türkiye ile AB'nin zirve kapsamında bir araya gelmesi olmamıştı. AB tam üyelik hedefi bizim için son derece önemlidir. Bu süreci hızlandırmakta kararlıyız. Vize serbestisi sürecinin de takipçisi olacağız.
İnşallah en geç Ekim 2016'da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları başları dik bir şekilde Avrupa'ya seyahat edebilecek, hayırlı olsun. Bu zirve AB sürecinde yeniden başlangıç oldu.
AB Türkiye'ye sığınmacılar için 3 milyar euro kaynak sağlamayı taahhüt etti. Türkiye'nin bu paraya ihtiyacı olduğu iddiası yalandır. AB'ye teşekkür ediyoruz ama biz kapımıza geleni geri çevirmedik. Herkesin yardımına koştuk. Türkiye ileride en büyük mülteci akınına bağrını açmış bir ülke olarak anılacak.
Biz Avrupa halkıyız, biz olmadan Avrupa'nın tarihi de kaderi de geleceği de yazılamaz. Biz Asya halkıyız, biz olmadan Asya'nın tarihi yazılamaz.
Seçim beyannamemizde yer alan bütün vaatleri tek tek hayata geçireceğiz. Bu Meclis reformlarla anılan hayırla anılan bir Meclis olacak. Türkiye'nin önünü açacak çok önemli reformlara imza atmak için adımlarımızı attık. Perşembe günü eylem planımızı paylaşacağız.
"MİLLET HESABINI SORAR"
Geçen 14 yıl boyunca yapıcı eleştirileri göremedik. Biraz önce Bahçeli'yi dinledim. Oldukça nezaketsiz bir dil kullanmaktaydı. Kendisine muhalefet edenleri başka yapılara hizmet etmekle suçluyor. Nezaketsiz bir şekilde bizi ve sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almaktadır. Bu millet sizi de bizi de iyi bilir. Kendi koltuğunuzu kaybetmemek üzere sarıldığınız hakaretamiz dilin hesabını bu millet sizden sorar.
KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ, BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
Geçen hafta çok önemli iki temas gerçekleştirdik. Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile bir araya geldik. Türkiye bir ateş çemberinin ortasında ve ciddi kararlar almamız gereken dönemde geçtiğimizi ifade ettik. Böyle bir gündeme geçici bütçeyle girmeyelim kalıcı bütçeyi çıkaralım dedim.
İlk görüşmeler olumluydu ama sonra Kılıçdaroğlu bazı şartlar gündeme getirdi. Bahçeli'ye ise kalıcı bütçe konusunda takındığı tavır nedeniyle teşekkür ediyorum. Ben böyle bir konuda güzel bir başlangıç yapalım isterdim ama mümkün olmadı. Bu TBMM'ye yakışmadı. Bu dar vakitte halkı bütçesiz bırakan ana muhalefet partisine yakışmadı.
Sayın Kılıçdaroğlu'na rica ettiğim hususu hatırlatmak istiyorum. Siz bu makamda olsaydınız, kalıcı bütçe yerine geçici bütçeyi ister miydini? Biz kalıcı bütçeye karşı çıksak ne derdini? 'Hükümet ne derse ona karşı çık' bu yanlış bir yaklaşımdır.
Bu yeni dönemde her parti ülkenin gelişmesi için elini taşın altına koysun istiyoruz. Buradan muhalefet partilerine bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Birçok reform hazırlığımız var, gelin bu çalışmalara katkı verin.
RUSYA İLE UÇAK KRİZİ
Uyarılarımıza rağmen sınırlarımızı ihlal eden uçağın düşürülmesi sonrası Rusya ile gerilim yaşıyoruz. Ülke sınırlarımızı korumak bizim için vazgeçilmez bir görevdir. Biz Suriye topraklarına bir müdahalede bulunmadık. Sınırlarımız içinde müdahale ettik. Olayda muğlak ve tartışmaya açık bir durum yok. Uluslararası arenada Rusya hariç herkes tarfından haklı görüldük.
Rusya'nın anlaması gereken husus şudur: Burası Türkiye-Suriye sınırıdır. Sınır ötesindekiler de bizim kardeşlerimizdir ve onların hukukunu korumak da bizim görevimizdir, sınırımızı korumak da bizim görevimizdir. Bizim aldığımız her tedbir ülkemizi korumak içindir, Suriye'deki sivillere yardımcı olmak içindir.
"PUTİN'İ EMPATİYE DAVET EDİYORUM"
Olay Türkiye-Rusya sınırında yaşanmadı. Türkiye 5 yıldır Suriye sınırında çeşitli sorunlar yaşıyor. Putin'i buradan empatiye davet ediyorum. Eğer biz, Ukrayna devletinin çağrısına uyarak doğu Ukrayna'da Rusya ile akrabalık bağları olan yerleri Rusya hava sahasını da ihlal ederek bombalasaydık acaba Putin ne düşünürdü, ne yapardı'
Türkmen Dağı'nda hiçbir terörist unsur olmadığı halde hala siviller bombalanıyor. Gözümüzün önünde Türkmen kardeşlerimizin öldürülmesi karşısında sessiz kalamayız. Rusya ile görüşmeye hazırız ama bize bir şey dikte edilmesine izin vermeyiz. Kimse bizden sınırlarımızı koruma irademizden taviz beklemesin.
"GEREKİRSE BİZ DE TEDBİR ALIRIZ"
Türkiye zor durumda bırakılacak bir ülke değil. Gerekli görürsek biz de kendi tedbirlerimizi alacağız. Yaptırımlarla zora düşecek sektörler için gerekli tedbirleri ele alıyoruz. Bu tedbirlere başvurmadan krizin çözülmesini umuyoruz. Doğabilecek olası enerji ihtiyacı için tedbirlerimizi alıyoruz. Biz zor günlerde hiçbir ihracatçımızı ve insanımızı aç açıkta bırakmayız.
Türkiye Ukrayna konusunda Rusya'ya uygulanan ambargolara katılmadık. İran'a da şunu söylemek istiyoruz. Biz bütün dünya İran'a karşıyken biz BM'de Brezilya ile birlikte ambargolara karşı el kaldırık. Ben Rus ve İran halklarının yöneticilerinin Türkiye'ye yönelik saldırgan tavrı benimsemediğini biliyorum.
Rusya'nın tavrı ne olursa olsun biz buna hazırlıklı olacağız. Caydırıcı tedbirleri tespit ettik umarız bunlara ihtiyaç olmaz.
MUSUL'A ASKER TAKVİYESİ
Türkiye'nin mücadelesi DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleriyledir. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Başika kampı yeni bir kamp değil. Bu kampta 1 yıla yakındır eğitim verilmektedir. Barzani'nin de ifade ettiği gibi Sincar'ın kurtarılması konusunda en büyük destek bu kamplardan gelmiştir.
Başika kampında bugüne kadar 2 bin kişiye eğitim verildi. Bu eğitim faaliyeti Musul Valisi'nin talebi üzerine başlatıldı. Söz konusu asker artırımı güvenlik risklerine karşı alınmış rutin bir rotasyondur. Bunu farklı yorumlayanlar maksatlı bir provokasyon içerisindedir. Ben de en kısa sürede Bağdat'a ziyarette bulunmayı düşünüyorum. Türkiye bulunduğu her yere barış, huzur ve istikrar getirmek için çaba sarf eder.
"HENDEKLER POLİS VE ASKERLERİMİZİ ŞEHİT ETMEK İÇİN AÇILDI"
Terörle mücadelede kararlılığın ne kadar önemli olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, burada hendek kazan, barikat kuran kişilere arkadaşlar diye hitap etmez umarım. O hendekler askerlerimizi, polislerimizi şehit etmek için açıldı.
"PKK'NIN DEAŞ'TAN NE FARKI VAR'"
Diyarbakır'daki tüm kardeşlerime seslenmek istiyorum, o ateş sadece Fatih Paşa Camii'ne atılmadı. Fatih Paşa Camii'ni yakan PKK'nın Palmira'yı tahrip eden DEAŞ'tan ne farkı var. Bunların kardeşliğimize kültürümüze Diyarbakır'a saygıları yok. İnsanımıza hayatı zindan etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Tahir Elçi bu kargaşa simsarlarının kurbanı oldu. Ölüme sebebiyet veren hangi silah olursa olsun, Tahir Elçi bir terör kurbanıdır. Terör asla amacına ulaşamayacak ve bu milletin birliğine son veremeyecek."