Başbakan Binali Yıldırım, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘Seçim Özel’in konuğu oldu. Demirören Medya Grup Başkanı, CNN Türk İcra Kurulu Başkanı, Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Soysal ile Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı sordu, Başbakan Yıldırım yanıtladı.
Yıldırım, meydanlardaki seçim heyecanını gördüğünü, milletin 3 günü iple çektiğini söyleyerek "Herkes '24 Haziran gelsin bu işi bitirelim' diyor. Üniversite öğrencilerimizin sınavları var. Bir an önce şu iş aradan çıksın diye milletin bir beklentisi var. Meydanların sesi inşallah bu pazar günü seçimde bitecek diye düşünüyorum. Meydandan aldığım coşku, heyecan bu işin hallolacağı yönünde." ifadesini kullandı.
Kandil operasyonuna ilişkin CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin bölgede terörist bulunmadığı yönündeki açıklamalarına ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Muharrem İnce nereden biliyor, orayla irtibatı mı var, orada terörist yok olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyo? Kandil terörle mücadele açısından bizim için stratejik bir noktadır." diye konuştu.
Yıldırım, Kandil bölgesinin İran ile Irak arasında yer aldığını, büyük kısmının Irak tarafında bulunduğunu ifade ederek hava harekatlarının da bu bölgeye düzenlendiğini çünkü alanın karargah olarak kullanıldığını anlattı.
Sıkıştırılan teröristlerin İran tarafına da Irak tarafına da kaçtığını kaydeden Yıldırım, bölgenin coğrafi olarak zor bölge olduğunu, hava saldırılarıyla kolay kolay derinliklerine girme imkanı bulunmadığını belirtti.
"KANDİL OPERASYONU ADIM ADIM"
Türkiye'nin Fırat Kalkanı'nda, Zeytin Dalı Harekatı'nda yapıldığı gibi uluslararası hukuktan doğan haklarını kullandığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bölgemize, ülkemize sızmaya çalışan ağır silahlarla donatılmış teröristleri mahallinde etkisiz hale getirmek için uzun süreden beri bir operasyon planı vardı. Bu plan mart ayı itibarıyla yürürlüğe girdi. Bazıları bunu seçimle ilişkilendiriyor, çok gayriciddi bir yaklaşım. Türkiye'nin terörle mücadelesinin seçime indirgenmesini fevkalade ayıp sayarım ve ülkenin beka meselesi olan terörü hafife almak gibi bir yaklaşım olarak görürüm. Kandil operasyonu adım adım ilerliyor. Orası kuş uçuşu aşağı yukarı 90 kilometre, karayoluyla biraz daha uzun, 110 kilometre filan. Şu anda zannediyorum bölgede 40 kilometre derinliğe kadar, 400 kilometrekarelik bir alan güvenlik güçlerimizin kontrolüne geçmiş durumda. Temizlik yapa yapa, sahayı yumuşatarak daha derinliğe doğru güvenlik unsurlarımız, özel kuvvetlerimiz, silahlı kuvvetlerin profesyonel askerleri bu şekilde bölgede faaliyetlerini sürdürüyorlar."
Başbakan Yıldırım, hedefin Kandil de dahil bölgede terörist kalmaması olduğunu belirterek terörist güçlerin tamamen ortadan kaldırılmasıyla ülkeye sızmaların engelleneceğini söyledi.
"Biz yurt içinde aslında terörü büyük ölçüde kontrol altına aldık ancak bu arazi yapısından kaynaklanan zorluklarımız var. Zaman zaman içeri sızmalar oluyor ve maalesef az da olsa zayiatımız oluyor." ifadelerini kullanan Yıldırım, amacın bölgede kalıcı bir güvenlik bölgesi oluşturmak olduğunu dile getirdi.
"İŞ BİRLİĞİNİ ÖNEMSİYORUZ"
Suriye'nin toprak bütünlüğü, egemenlik haklarıyla ilgili herhangi bir tasarrufun söz konusu olmadığını belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tamamen bu ülkede var olan otorite boşluğundan kaynaklanan neşvünema bulan terörü etkisiz hale getirmek. Gönül isterdi ki bu ülkeler bize böyle bir iş bırakmasınlar. Kendileri topraklarında terörü etkisiz hale getirseler çok daha iyi olurdu. Ama bu mümkün olmadığı için biz böyle bir şey yapmak zorundayız. Bu konuda İran ile de Irak ile de iş birliğini önemsiyoruz. Koordinasyon sahada ve diplomatik alanlarda gidiyor. Türkiye'nin terör konusunda ne kadar kararlı ve hassas olduğunu Zeytin Dalı'nda gördük, Fırat Kalkanı'nda gördük, Sincar'a yaptığımız hava operasyonunda ortaya koyduk. Şimdi de Menbiç'e ısrarlı takibimiz sonucu ABD ile bu bölgenin de terör unsurlarından temizlenmesi konusunda anlaştık."
Terör örgütünün lider kadrosundan da vurulanların olduğu yönündeki haberleri de değerlendiren Yıldırım, "Şu ana kadar ben malum biraz daha İzmir'de kampanya programlarını sürdürüyorum. Bu yönde haberler geliyor ama şu anda teyit edilmiş bir bilgi yok. İhtiyatlı olmakta fayda var ama yuvalarına bir hava harekatı düzenlendi. Önemli ölçüde kayıpları olduğunu biliyoruz ama detaylar zamanla ortaya çıkacak." dedi.
Yıldırım, Irak ve Suriye sınırının Türkiye için yüzde 100 güvenli oluncaya kadar faaliyetlerini sürdüreceklerini kaydederek "Yurt içinde belini kırdığımız terörün, güneydeki komşularımız üzerinden bize yeni bir baş ağrısı olmasına müsaade edemeyiz." diye konuştu.
Menbiç'le ilgili ABD ile varılan mutabakatta "90 günlük yol haritasına" ilişkin bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Ayrıntıları sahadaki uygulamalar gösterecek. Orada malum ağırlıklı Arap nüfusu var ancak baskıyla oldu bittiyle PYD/YPG terör örgütü orada duruma hakim. Şimdi bizim istediğimiz müttefikimiz Amerika'dan bunların buradan çıkarılması. Bu aslında yeni bir şey değil. (Eski ABD Başkanı Barack) Obama zamanında verilen bir sözdü ancak seçim oldu yönetim değişti. O arada kulaklarının üzerine yattılar. Bizim ısrarlı takibimiz üzerine nihayet iki tarafının dışişleri bakanları bir araya geldi ve 4 Haziran itibarıyla yol haritası belirlendi. Bunun planlama safhası ve uygulama safhası var. Şu anda uygulama safhasındayız. Türk ve Amerika silahlı kuvvetler, bu programının uygulanmasından sorumlu. Karşılıklı görüşmeleri yapıyorlar. İlk olarak Menbiç'in dış mahallelerinde ortak devriye gezilmesi, daha sonra o ilçenin tamamen terör örgütlerinden temizlenmesi. Yönetim modelinin belirlenmesi, yani terörün orada tekrar bir sorun olmayacak şekilde yüzde 100 buranın güvenli haline getirilmesi lazım. Bunun adım adım gerçekleşmesi için birlikte çalışılıyor, önemli olan bu."
"MENBİÇ'TE GÖZÜMÜZ YOK"
"Menbiç'te gözümüz yok artık asıl sahiplerine iade edilsin istiyoruz." ifadelerini kullanan Yıldırım, terör örgütü üyelerinin buradan çıkmalarının yetmeyeceğini, silahlarının da ellerinden alınması gerektiğini vurguladı.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fırat'ın doğusuna gidecek ne olaca? Orada da problem. Terörle mücadelede ülkemizin hudutlarının korunması, insanımızın can ve mal emniyetinin sağlanmasının coğrafi bölge şartlarıyla alakası yok. Burada yapılması gereken iş açık ve net. Amerika DEAŞ ile mücadele için bunlarla iş tuttu. Artık DEAŞ bitti Rakka'yı yerle bir ettiler. Bir sürü sivil öldü, Rakka enkaz haline geldi. Biz de Afrin'e operasyon yaptık, kimsenin burnu kanamadı. Sivil ölümü hemen hemen yok. Şimdi adım, Amerika'nın bir müttefik olarak, NATO ortağı olarak sözünde durması ve bunların elinden silahları alması, bunların da dağıtılması. Beklentimiz budur. Menbiç bunun için iyi bir modeldir. Buradaki uygulamanın gidişatına göre Fırat'ın doğusunda da bunu isteme hakkımız var. Bu topraklarda gözümüzün önünde en modern silahlarla PKK'nın kılık değiştirmiş adamlarını, Kandil'den emir alan adamlarını donatmak ne anlama geliyo? Bunun makul, haklı izahı olabilir mi! Bizim için tehdit neredeyse hedef orasıdır. Kimseden de icazet almak gibi bir konumumuz yok."
Yıldırım, "Her şeye rağmen Menbiç işi olumlu bir adımdır. ABD ile işleri görüşerek, konuşarak çözmekten yanayız. İlişkilerimizi bozmaktan yana değiliz." ifadelerini kullandı.
Menbiç/ABD ile ilişkiler ile ilgili olarak Başbakan Yıldırım, "Ama 'Ne pahasına olursa olsun', bunu bizden beklerlerse bu yanlış olur. Türkiye alternatifsiz değil." dedi.
ABD'NİN TÜRKİYE'YE TAVRI
Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- FETÖ'ye ABD niye sahip çıkıyor'
- İki ülke arasında gerginlik sır değil.
- Devletler arasında güce göre hukuk olmaz.
(ABD'nin Türkiye tavrı) Topyekün bir tavır olduğunu düşünmüyorum.
(ABD ile F-35 gerilimi) Bu süreç devam ediyor, takılmıyoruz.
(Türkiye-Rusya ilişkisi nedeniyle mi NATO'dan uzaklaştı') Rusya bizim asırlardan beri komşumuz. ABD komşumuz değil. Komşumuzla biz tabi ki iyi geçineceğiz. Bunu getirip NATO ile ilişkilendirmeyi anlamlı bulmuyorum. NATO ayrı Rusya ayrı. Rusya ile bizim ticaretimiz var, turizmimiz var. Suriye'de işbirliği yapıyoruz. Enerji işbirliğimiz hat safhada. Onların Rusya ile ilişkileri azaltın deme hakkına sahip değil ki.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ
- Hiçbir yerden uzaklaşmıyoruz.
- Tam üyeliği de konuşacağız.
AK PARTİ'NİN BEYANNAMESİ
Muhalefetin eleştirisi her zaman olur. Her şeyi mükemmel yapsanız da onların eleştirisi bitmez. 16. yıldayız. 12 seçim boyunca iktidara talip olup, iktidar yüzü görmeyen parti ile AK Parti'nin beyannamesi herhalde aynı olmaz. Bu kadar açık ve net. Biz bir kere yaptıklarımızın küçük bir özetini koyduk, 250 sayfa tuttu. Geri kalana da yapacaklarımızı yazdık, oldu bitti. Hatırlatmamız lazım. AK Parti iktidara geldiğinde doğan bebekler bugün oy verme çağına geldi.
İnce, seçim beyannamelerini bilmiyor. Kanal İstanbul'u durdurmaya onun gücü yetmez. Kanal İstanbul Türkiye'nin stratejik bir projesidir.
Muharrem İnce eğer cumhurbaşkanı adayı olarak bu vaatleri veriyorsa, bir yandan da 'parlamenter sisteme döneceğiz' diyorsa, bunları yapma şansı yok. Açsın seçim beyannamelerine baksın. Bilmiyor, çünkü seçim beyannamesini parti başkanı açıklıyor. Orada cumhurbaşkanının temsili makam olduğu yazıyor. Temsili makam olan cumhurbaşkanı nasıl bu işleri yapacak. İkisinden biri yanlış. Ya parlamenter sisteme dönme iddiası yanlış, yahut da söylenen bu vaatlerin hiçbirinin gerçekleşme şansı yok
(Yerli otomobil projesi) AK Parti söyledi diye karşı çıkıyorlar.
"BAHÇELİ İLE ARAMIZDA SORUN YOK"
Cumhur ittifakı gayet iyi gidiyor.
(Devlet Bahçeli'nin sitemi) Doğrusu bu konuda Sayın Bahçeli de biz de çok titiz davranıyoruz. İttifakın ruhuna zarar verecek hiçbir davranışa müsamaha etmiyoruz. Sahada milletvekili adayları bazında bazı münferit olaylar olabilir. Ama bunlar hiçbir zaman ne MHP'nin ne de bizim kurumsal görüşlerimizi temsil etmez. Bu tür görüşlere de süratle müdahale ediyoruz, çok ciddi tedbirler alıyoruz. Sayın Bahçeli, ben, Sayın Cumhurbaşkanımız arasında herhangi bir sıkıntı yok. İttifak yaptık ama tek parti olmadık. Onların kendi amblemleri var. AK Parti'nin kendi kurumsal kimliği var. Güç birliği yaptık ve bu şekilde seçime gidiyoruz. Farklı fikirlerde olmamız yadırganacak bir iş değil, gayet doğal bir iş. Her fikrimiz aynı olsa aynı parti oluruz.
(MHP'lilerin yeni hükümette yer alabileceği iddiası) İttifakın 2 boyutu var. Meclis için ittifak var. Meclis seçimlerine birlikte giriyoruz. Güçlü meclis için seçimden sonra da bunu sürdüreceğiz. Diğer taraftan ortak Cumhurbaşkanı adayımız var. Seçildikten sonra Cumhurbaşkanımız ekibini nasıl kuracağı onun takdirindedir. Her zaman ittifak halinde olduğumuz MHP ile de bu konuda birlikte çalışabilir, ona da karar verebilir. Buna da mani yok. Anayasa değişiklikleri bitmedi. Anayasada güncellenecek başka konular da var. Önce bir seçimleri yapalım.
OLAĞANÜSTÜ HAL
(OHAL kalkacak mı') Sayın Cumhurbaşkanımız zaten çok net şekilde kalkacağını açıkladı. 17 Temmuz'da uzatma süresi doluyor. 17 Temmuz'dan sonra yeni hükümet uzatma teklifi vermezse otomatik olarak kalkıyor. Kalkarsa terörle mücadelede zaaf olmaz.
25 HAZİRAN'DAN SONRA...
(25 Haziran'da ne yapacaksınız) Tüm insanlar ne yapıyorsa ben de onu yapacağım. Sonuçlar belli olduktan sonra artık hafiflemiş oluyoruz. Üzerimden büyük bir sorumluluk kalkmış oluyor. Ancak kendimi huzurlu ve mutlu hissediyorum. Hedeflerini tayin edilen süre içerisinde gerçekleştirmiş bir Başbakan olarak teslim etmenin mutluluğunu yaşayacağım. Torunlarımla çocuklarımla bir araya geleceğim. Bir kahvaltı yapacağım, onlarla hasret gidereceğim.
"PARTİM NE GÖREV VERİRSE YAPACAĞIM"
Ben bugüne kadar hiçbir göreve talip olmadım, bundan sonra da böyle bir talip olma durumum yok. Partim ne gerekiyorsa, nasıl bir görev veriyorsa ben o görevi büyük bir aşkla yaparım. Milletimizin vereceği her tür sorumluluğu yaparım. İzmir benim seçim bölgem, İzmir’den milletvekili adayıyım. İzmirliler tekrar bana güvenlerini gösterirse birinci derecedeki işim İzmir’e daha çok zaman ayırmak
ANKETLERDEKİ SON DURUM
Bu soruların cevabı 24 Haziran'da verilecek. Ben okumadığım yerden nasıl cevap vereyim. Vatandaş gerçek anketi yapacak. Pazar günü ak mı kara mı görülecek... Herkes boyunun ölçüsünü alacak. Sinyaller iyi yönde. Zaten herkes eteğindeki taşı döküyor. Millet o gün gidip kararı verecek.
FETÖ İLE MÜCADELE
FETÖ kapalı bir örgüt. Kayıt dışı çalışıyor. Saydam ilişkileri yok. İnsanların beyinlerini formatlamışlar. Bu zaman alacak ama bu zamanda da haketmediği halde madur olanlara da fazla izin vermememiz gerekiyor. Bunu yapan da FETÖ'cü. 'Biz yandık başkaları yansın' diyerek ifade veriyorlar. Mahkeme, hakim ne yapsı? Görmezden gelemiyor. Bu yargının işi. Burada da bir takım manipülasyonlar, bir takım faliyetleri de yaparak hiç suçu olmayan insanları da işin içine çekiyorlar. Bunu görebildiğimiz kadarını düzeltiyoruz. Dikkatlice ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Yıl sonu hükme bağlanmamış dava kalmayacak.
TERÖRLE MÜCADELE
Sorun Kürt sorunu değil PKK'dır. Bu örgütü aramızdan mutlaka çıkaracağız. Biz bin yıldır etle tırnak gibiyiz. Bizi birbirimizden nasıl ayırabilirsiniz.