Mağdur edebiyatının bir kenara bırakılarak, herkesin yaptığının hesabını vereceğini belirten Yıldırım, "Yağma yok, verecek hesabını ki bir daha böyle bir işe kalkışılmasın." ifadesini kullandı.
'Mağdur' söyleminin FETÖ'nün algı operasyonu olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Yargı işine bakıyor, gereğini yapacak, gerekli hükümler verilecek, cezalılar cezasını çekecek. Bunun için 'mağdur' söylemlerinin de bir temeli yoktur, bu da FETÖ terör örgütünün ayrı bir algı operasyonudur"
"Bankacıları buradan uyarıyorum"
Afyonkarahisar'da yaptığı konuşmasında bankacıları uyaran Yıldırım, reel sektörün sesine kulak verilmesi gerektiğini söyledi.
"Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün" ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine 'Aman biraz daha teminatları artıralım, biraz daha faizleri arttıralım.' Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da size bunu yaptırırız arkadaşlar."
"Ekonominin görünümüyle, bankaların görünümü örtüşmüyor"
Başbakan Yıldırım, "Türkiye'nin ekonomisinin görünümüyle, bankaların görünümü örtüşmüyor. İş aleminin duruşuyla, bankalarımızın duruşu birbiriyle uyuşmuyor." dedi.
Bu görüntünün Türkiye'ye yakışmadığını belirten Başbakan Yıldırım, "Bu arkadaşların hepsini toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de yapacağımız elimizde araçlarımız var ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın." ifadesini kullandı.
"Din, başımızın üzerinde erişilmez bir yerde olması lazım"
Başbakan Yıldırım, "Din, başımızın üzerinde erişilmez bir yerde olması lazım. Ağzımıza indi mi o zaman felaket, sorun başlar. İşte Irak'a bakın, işte Suriye'ye bakın. Öldüren de 'Allah' diye öldürüyor, ölen de 'Allah' diye ölüyor. Ölürken de 'Allah' diye bağırıyor. Bir de Müslüman olduklarını söylüyorlar. Ne Müslüman'? Deccal bunlar Deccal..." şeklinde konuştu.
"Bu tehlikeli ayrışmaya asla prim vermeyeceğiz"
Mezhep meselesinin çok tehlikeli bir iş olduğunu, bunun önlenemezse bölgede büyük bir felakete neden olacağını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bizim ülkemizde hiç Yezid isminin kullanıldığını bilir misini? hiçbir yere Yezid adı verilir m? Bizim camilerimizde bakın levhalara, Allah, Muhammed, Ebubekir, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin diye devam eder. Biz de öyle Şii-Sünni ayrımı olmaz. Bizim için Ehl-i Beyt esastır, Yaradan esastır, Peygamberimiz esastır, onun sahabileri, Ehl-i Beyt'i esastır. Hazreti Hüseyin vakasının en büyük mağduru Müslümanlardır. Onun için bu tehlikeli ayrışmaya da asla prim vermeyeceğiz. Irak'taki bizim feryadımız da budur."