Ege Postası
Geri

Başbakan'dan Çınar saldırısı ve 'bildiri' mesajları!

Başbakan Ahmet Davutoğlu Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki bombalı saldırıyla ilgili konuştu. Davutoğlu, "Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır" dedi. Davutoğlu,"Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiriye imza koyan akademisyenleri de sert sözlerle eleştirdi.
Başbakan'dan Çınar saldırısı ve 'bildiri' mesajları!
Haberler / Politika
14 Ocak 2016 Perşembe 11:49
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK'ta düzenlenen Ar-Ge Reform Paketi tanıtımı programında konuştu. Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki saldırıya ilişkin bilgi veren Başbakan Davutoğlu,"Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır" dedi. 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' tarafından yayınlanan bildiriye imza atan akademisyenleri sert eleştiren Başbakan Davutoğlu, "Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz'" diye konuştu. 

ÇINAR’DA 1 POLİS ŞEHİT
Diyarbakır Çınar ilçesinde düzenlenen saldırı ile ilgili olarak Başbakan Davutoğlu, "Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır. Saldırıda ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" diye konuştu.

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarının satır başları:

Türkiye bir taraftan terör mücadele ederken aynı zamanda büyük atılımlar yapan bir perspektife sahip olduğunu görmenizi istiyoruz.Tasarım merkezlerindeki faaliyetlerin tamamı vergi indirimine tabi olacak. Tasarım merkezlerinde çalışanların sigorta primlerinin yarısı 2023'e kadar maliye tarafından karşılanacak.AR-GE merkezi kurmak için gerekli personel sayısını 30'a indirmiştik. Yazılım ilaç ve biyo teknik sektörlerinde bu rakamı 15'e düşürüyoruz AR-GE merkezlerinde çalışacak personelin maaşlarının brüt asgari ücret kısmı kadarını 2 yıl biz karşılıyoruz.Temel bilimleri desteklemeliyiz. Onun için temel bilimler konusu ülkemizdeki önemli sıkıntılardan birisi olması sebebiyle sürekli gündemimizle olacak.Firmalarımızın ortak proje yapmaları için rekabet öncesi işbirliği desteği sağlayacağız.Yurtdışından AR-GE için ithal edilen ürünlerin gümrükten beklemeden geçişini sağlayacağız. Mavi hat kuracağız.Teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan firmalara vergi indirimi kolaylığı getiriyoruz.

MADRİD, PARİS, ANKARA, SURUÇ...
Daha önce Madrid'de, Paris'te, Ankara'da, Suruç'ta olduğu gibi bu saldırılarda da gördük ki terör insanlığa düşmandır ve terörün hasmı bütün insanlıktır. İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız."

"TERÖRÜN BESLENDİĞİ KAYNAKLARI BİRER BİRER KURUTMAYA KARARLIYIZ"
İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız.

 AKADEMİSYENLERİN İMZALADIĞI BİLDİRİ
Bizler terörle mücadele ederken, işte her gün bir taraftan DEAŞ gibi uluslararası bir terörle, diğer taraftan dün 5 aylık bir bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivilleri katleden bölücü terör örgütü ile mücadele ederken, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için çalışırken, ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış olmaları gerçekten büyük üzüntü veriyor Bu bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum. Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar olarak, aydınlar olarak böylesine tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzeni korumaya çalışanları insafsızca eleştiren bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım. Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri, hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir.

"DEVLET İLE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ EŞ TUTMANIZ HANGİ DEMOKRASİ ANLAYIŞINIZA, AKADEMİK YETKİNLİĞİNİZE DAYANIYOR'"
Devlet ile terör örgütünü eş tutmanız hangi demokrasi anlayışınıza, akademik yetkinliğinize dayanıyo? Çok objektif şartlarla soruyorum, açık bir tavır sergilemelerini istiyorum. 'Çatışmalar dursun' demek eğer şu ise; 'devlet güvenlik birimlerini bu ilçelerden çeksin, bu ilçeleri fiilen hiçbir meşru temele dayanmayan ve tamamıyla terör uygulayan bir örgütün mensuplarına terk etsin' diyorlarsa sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir akademisyen olarak onlara diyorum ki, demokratik yönetim dışında hiçbir yönetimin ya da örgütün, ülkenin herhangi bir yerinde böylesine bir hakimiyet kurmasına izin vermeyeceğiz, izin vermemiz de mümkün değildir.

 "DÜN GECE 5 AYLIK BİR BEBEĞİ KATLEDEN BU TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EYLEMLERİNİ BENİMSİYOR MUSUNUZ'"
Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunu? Niçin bu terör örgütüne dönüp, bütün o bildiride, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunu? Net olarak soruyorum; bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunu? Dün gece 5 aylık bir bebeği katleden bu terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunu? Benimsemiyorsanız yeni bir bildiriyle bunu açıklamanız lazım.

"KİMSE MEŞRUİYETİNİ HALKTAN ALMAYAN BİR GÜÇ TEKELİNİ KULLANAMAZ"
Seçim ve halkın iradesiyle oluşmuş parlamento dışında kimse kendi başına herhangi bir yönetim biçimi ilan edemez. Kimse meşruiyetini halktan almayan bir güç tekelini kullanamaz. Her türlü eleştiriyi dinlemeye hazırım. Ama bu ülkeyi, birtakım silahlı örgütlerin karşılıklı etki alanlarına bölmeye yönelen hiç bir eyleme izin vermedik, bu yönde bize gelecek hiç bir eleştiriyi de bu anlamda objektif olarak görmüyoruz.
DHA 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası