EGEPOSTASI-TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları’nın sorularını yanıtlayan CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, Rıfat Nalbantoğlu liderliğinde başlayan Mavi liste hareketini sert bir şekilde eleştirerek, kimsenin parti örgütünü ‘karpuz gibi ikiye bölme’ hakkı olmadığını söyledi.
İlçe Başkanı Gruşçu, “Mavi Manifesto diye çıktılar. Ben bir açıklama yaptım çıkar çıkmaz. Tabi ki mavi listeyi destekleyen, değişim sürecine ilişkin düşüncesi oluşan parti üyelerimize saygı duyuyorum. Ama manifestonun çıkış noktası ve arkasından planlananları değerlendirdiğiniz zaman o zaman bireysel bir anlayışın olduğunu görüyorsunuz. Çok erken oluşmuş. Bu parti örgütünü mavi, kırmızı, beyaz diyerek karpuz gibi ikiye bölmenin ne anlamı var. Bunu bugün ortaya çıkaran ama geri planda kendini gizli tutarak bu parti örgütünü ikiye bölen bir anlayışın maskelerini artık çıkarması gerektiğini söyledim. Bu maskeli balo bitmelidir artık” dedi.
ELBETTE OLMAK İSTERİM AMA ÖNCE BİR SÜRECİ GÖRELİM
CHP Konak İlçe Başkanı Gruşçu, ilçe kongresinde aday olup olmayacağı sorusunu da yanıtladı. Gruşçu, bu soruyu “Her CHP’li kongrelerden, sandıklardan seçilerek gelmek ister. Delege seçimlerimiz bitsin. Sonrasında ilçe kongreleri süreci başlıyor. Bu benim bireysel kararım değil. İlkesel mücadele ve iktidara koşma yarışında elbette olmak isterim. Ama bu tamamen parti örgütümün delegasyonun ilçe örgütümün gençlerimizin kadınlarımızın teveccühüyle olabilecek bir durum. O nedenle önce bir süreci görelim” sözleriyle yanıtladı.
İŞTE PROGRAMIN SATIRBAŞLARI:
Geçen dönem Konak Belediye Başkanımızın Sema Övgü dönemi vardı. Bu dönemki meclis grubumuz çok farklı. Yüzde 85 oranında değişti mecliste. Geçen dönemde Konak için çalışan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Taş üstüne taş koyan kim varsa teşekkür ederiz. O dönemki tartışmalar tamamen aile içi tartışmalardı. Biz bir aileyiz. O yüzden farklı dışarıda bunları tartıştırmıyoruz. CHP içindeki tartışmalar hem Konak’ın hem ülkenin daha iyi noktaya gelmesi için yapılmış tartışmalardır. Bireysel olan her kim varsa bu parti içinde karşısında durduk. Bütün tartışmamız, çabamız bunun içindir. İlkenin olduğu noktada ortaklaştığımız noktada var olduk. Bu ailenin içinden dışarıya kötü söz, kötü bilgi yayılmadı. Konak İzmir’in kalbi. Tarih, eğitim, ekonomi, kültür bu kentte. Kıymetli bir kent. 30 yıl içerisinde ayrışmış bölünmüş gibi görünse de yine de kalbi olmuş. Biz bütün İzmir’e kan pompalıyoruz. Bunun sağlıklı olmasının tek yolu birlikte hareket etmek. Bir arada durmaktan geçiyor.
Bizim Konak’ta Erzurumlusu, Konyalısı, Sivaslısı, Mardinlisi yaşar. Türkiye’nin minyatürü diyorum. Ebru gibiyiz iç içeyiz. İnsanımıza dokunduğumuz zaman onun Kars, Mardin, Erzurum’daki hemşehrisi buradaki hizmeti merak ediyor. Gerçekten adaletli hizmet var m? Biz onları etkilersek onlar da onları etkiler. Biz böyle bir sorumlulukla hareket ediyoruz. O nedenle biz Konak ailesinin, CHP ailesinin daha da büyümesinden yanayız. Sokakta, mahallede, evlerde insanlara ulaşmasından yanayız.
CEBRİYETE KARŞI DURUŞUMUZ OLDU
Aziz Bey, 15 yıl görev yaptı. Taş üstüne taş koymuş önemli isimlerden birisidir. Kendisine teşekkür ediyoruz. Fikirsel ayrılıklarımız da oldu kendisiyle. İzmir Kent Konseyi seçimleri sürecini biliyorsunuz, olaylı bir seçim oldu. Ama orada da demokrasinin gereğini yerine getirdik. Sandık koyduk. Cebriyete karşı duruşumuz oldu. Seçim kazandık. Aziz Bey ile birlikte olmaktan yanaydık. Yaptığımız açıklama da, o dönemde imkanlar elimden almıştı. Kent konseyinin bütçesi, personeli, binası elimizden alınmıştı. Söylediğim tek şey vardı; büyükşehir belediye başkanımızın inisiyatifindeydi. 3 yıl boyunca mevcut imkanlarla çok güzel işler başardık. Dolu bir çalışma dönemi geçirdik. Biz ilkelerimizle mücadele eden, demokrasiye adalete inanmış insanlar olarak mücadele verdik.
KOCAOĞLU İLE NELER YAŞANMIŞTI
Benim değil de o sürecin o noktaya gelmesi noktasında davranan insanların pişmanlıkları olmuştur. 9 Kasım akşamından 10 Kasım akşamına kadar bütün gece bir sembolik meşale töreni yaptık. Sabaha kadar oradaydık. Gözümüzü kırpmadık, uykusuzduk. O gün böyle bir ortam içerisinde işin en kötüsü, hakaretemiz bir ifadede bulunulması işi çığırından çıkardı. Biz bütün gece partililerimizle birlikte orada iken onore edilmeyi beklemiştik. Neyse geçti o süreç. Bizler Aziz Başkan gerek partili arkadaşlarımız Atatürk’ün ilkelerinin ileriye taşınma noktasında birer neferiyiz. O günkü tartışma belki törene gölge düşürmüş olabilir ama hepimiz yekvücut orada bulunduk.
Uyumun, birlikteliğin olduğu yerde üretkenlik de olur. Bu dönem üretken bir dönem. Belediye ile uyum içinde çalışmayla. Mantalite olarak daha rahat olmak lazım. Bunu sağlamanın yolu da örgüt ve belediye uyumundan geçiyor. Örgüt ve yerel yönetimler arasında kavgadan değil barış ve uzlaşıdan yanayım. Bundan sonra da böyle davranacağım. Yüzde 64 oranındaki oy da bunun karşılığıdır aslında. Çünkü biz Konak’ta ilk kez bu kadar yüksek oy aldık. Konak’ın kurulmuş olduğu günden bu yana ilk kez en yüksek oyu aldık. Abdül başkanla her gün on bin adım attık, 111 mahallenin tamamına ulaştık.
ABDÜL BATURLA BİRLİKTE YÜRÜYORUZ
Ayak basmadık yer bırakmadık. Abdül Başkan zaten 20 yıllık deneyimiyle, örgütle uyumlu çalışması noktasında kendisini ispat etmiş bir isim. E böyle olunca ilk gün Abdül Batur açıklandığı andan itibaren kendisine destek olmak istedim ve bu yönde bir açıklama yaptım. Bu açıklamadan sonra miting tadında bir buluşma gerçekleştirdik. Ondan sonra harekete geçtik. Eğer uyumlu olursak, bir arada olursak, birlik ve beraberlik içinde olursak CHP iktidarının yarından daha yakın olduğunu göreceğiz. Delege seçimlerinde dahi bütün partili arkadaşlarımız bu sorumlulukla hareket ederse CHP iktidarı yarından da yakın. Yerel yönetimlerin güçlendiği ortamda toplumun sorunları çözülür, her kesimin adaletli ve eşit hizmet aldığı bir ortamı yaşarız. Sayın başkanımız Abdül Baturla da bu yolda birlikte yürüyoruz.
-Delege seçimleri coşkulu başladı. Ancak Karşıyaka gibi bazı ilçelerde ciddi olaylar oldu, yargıya taşınan durumlar oldu. Partiyi zor durumda bırakan şeyler bunlar. Siz bunları nasıl görüyorsunu? Konak’ta tek listelerin olduğu küçük mahallelerdeki seçimlerde de arızalar oldu…
111 MAHALLEMİZDE SULH İÇİNDE SEÇİM TAMAMLANACAK
Türkiye’nin yüzde 65’i CHP’li belediyelerce yönetiliyor. Bu tarihi sorumluluğun bilincinde olmalıyız. Biz eğer dağ köylerine kadar ulaşıp insanımızı barışı, huzuru, adaleti getirebileceğimize inandırırsak Türkiye siyasetinde de başarılı oluruz. Ekonomik koşullar çok ağır Türkiye’de şu anda. Ekonomik olarak büyük darboğazın içinden geçiyoruz. Ülkede adalet kalmamış. Eğitim politikalarının durumu ortada. Her 4 gençten biri işsiz. Tek bir şeye ihtiyaç var; CHP’li kadroların bu oranı yüzde yüze yaymak durumunda. Delege seçimleri başladı. Parti içi demokrasiye uygun, tüzüğün gerektirdiği tüm konuları yerine getirerek 111 mahallenin tamamında delege seçimleri yapılacak. 47 mahallemizde delege seçimleri gerçekleştirildi. Ve her bir mahallede sandık koyarak bunu gerçekleştirdik. Geçmiş dönemde şikayetçi olan partililerimiz bu dönem mutlular, çünkü görüyorlar ki demokrasi var. Bütün delege seçimlerinin yapıldığı mahallelerde kurulan sandıkları fotoğraflayıp paylaştım. Çok güzel bir ortam yakaladık. Tüm delege olacak ve olan arkadaşları kutluyorum. Çeşitli listelerde yer alsa da meşaleyi ileriye taşımak isteyen arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
BU PARTİYİ MAHKEMEYE VERİP REZİL EDENLERDEN YANA DEĞİLİZ
Konak’ta sulh ve huzur içinde seçimlerimizi tamamlayacağız. Asla ve asla kimse buna engel olamayacak. Kimsenin unu provoke etmesine de müsaade etmeyeceğiz. Çünkü biliyorum ki bunu provoke etmek isteyenler CHP’li değildir. Bireysel olarak mücadele etmiş, partide sadece kendisini var etmeye çalışan bir zihniyetin bu parti yapılanması içinde olmaması için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Biz sokaklarda parti iktidarı için çalışırken, yağmur çamur demeden, bu partiyi mahkemeye verip rezil eden kişilerden yana değiliz biz. Bireysel mücadelelerin asla yanında olmayacağız. Diğer ilçelerde bazı noktalarda çeşitli sorunlarla karşılaşılıyor. Bu seçimlerin sulh ve huzur içinde geçmesi demek partimizin iktidara gelmesi yönünde önemli. Güçlü yönetimlerle donanırsak güçlü il yapılanması olacak. Sonrasında da güçlü lbir kurultay yaratacağız. Sen ben demeden partililik bilinç içinde davranmalıyız. Tüm renkleri kucaklamalıyız. Uzlaşı tavrını başarırsak iktidarımız çok daha yakın olacak.
GENÇLERİN DİNAMİZMİNİ PARTİYE KATMALIYIZ
Gençlerin dinamizmini partiye katmalıyız. Bireysel mücadele içinde olanlar daha önce görevler almış ama hala aynı görevler için uğraşıyor. Siyaset hedef işidir. Yaptığınız görevlerden daha öte görevler içinde olmanız gerekiyor. Liyakatinizi parti içine yansıtın. Kavganız partinin iktidarı için olmalı. Bunu ortadan kaldırmanın tek ve temel yolu; gençlere inanmak ve partiye daha fazla genç kazanımında olmak ve eski siyaset argümanlarından vazgeçmek. Çünkü siyaset öyle bir noktaya doğru gidiyor ki; yeni siyasi argümanlara ihtiyacımız var. Gençlerin siyasete katılmasını sağlarsak başarılı oluruz. Ben diyenler ve kendini parti örgütü üstünde görenler bunu anlayamazlar. Gençlerin önünü tıkamak ve engellemek için mücadele edenler bunlar. Ama biz diyoruz ki bırakın gençler bizim üzerimize bassınlar ve yükselsinler. Çünkü onlara ihtiyacımız var. 2023 hedefi diyor ya iktidar partisi, içini doldurmalıyız.
2023’te yeni 15 milyon genç geliyor bakın. Gençlerin daha fazla aktif olduğu lider sultanın değil kolektif aklın hakim olduğu bir anlayışa ihtiyacı var. Bu ülkenin ve partinin geleceği gençlerin elinde yükselecek. 15 milyon gençle birlikte hareket ettiğimiz, onların bizim üzerimize basarak yükselmesini sağladığımız bir yeni siyasi argümanı benimsemeliyiz. Teknolojiden uzak, sadece eski siyasi argümanlarla, Atatürk’ün birkaç sözüyle yapılan siyaset bitti.
SAYIN DENİZ YÜCEL BU İŞİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRDİ
Kol kola bir il kongresi olacağını düşünüyorum. Biz bir aileyiz. Birbirimizi iyi tanıyan insanlarız. Bu kongreye kol kola gireceğiz. Sayın genel başkanın görüşleri bizim için önemli. Uzlaşı, birliktelikten yana. Genel başkanımızın görüşlerine göre davranacağını düşünüyorum parti örgütlerinin. Mevcut il başkanı sayın Deniz Yücel, bugüne kadar görev yaptığı süreç uyumluydu. Güzel bir seçim dönemi yaşadık. Kendisine teşekkür etmek lazım. Kendisinin aday olup olmayacağını bilmiyorum. Sayın Deniz Yücel bu işi layıkıyla yerine getirdi. Bundan sonra her arkadaşımız bu iş yapmak ve görev almak için çalışacaktır. Bu partinin bir terbiyesi, tüzüğü, geleneği var.
Nalbantoğlu’nun başını çektiği bir Mavi hareket var. Mavi listenin il başkanı adayı Devrim Barış Çelik, beyaz listeden delege seçildi. Mavi liste hareketi kamplaşma ve kutuplaşma getirecektir.
BU MASKELİ BALO BİTMELİ ARTIK
Mavi Manifesto diye çıktılar. Ben lbir açıklama yaptım çıkar çıkmaz. Tabi ki mavi listeyi destekleyen, değişim sürecine ilişkin düşüncesi oluşan parti üyelerimize saygı duyuyorum. Ama manifestonun çıkış noktası ve arkasından planlananları değerlendirdiğiniz zaman o zaman bireysel bir anlayışın olduğunu görüyorsunuz. Çok erken oluşmuş. Bu parti örgütünü mavi, kırmızı, beyaz diyerek karpuz gibi ikiye bölmenin ne anlamı var. Bunu bugün ortaya çıkaran ama geri planda kendini gizli tutarak bu parti örgütünü ikiye bölen bir anlayışın maskelerini artık çıkarması gerektiğini söyledim. Sahte Mustafa Kemalciler yine aynı senaryonun içindeler. Bu maskeli balo bitmeli artık. Şimdi değil zamanı geldiğinde hep beraber gücümüzü sahaya yansıtacağız. Şimdiki bu tartışmaların çıkış noktası Mavi Manifesto ile başladı. Ne yazık ki örgütü karpuz gibi ikiye bölmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu maskeli balo artık bitmelidir.
DEVRİM BARIŞ ÇELİK BİREYSEL ÇALIŞAN BİR EKİBİN İÇİNDE OLMAYACAKTIR ÇÜNKÜ…
Devrim Barış Çelik arkadaşımız bizim partili bir arkadaşımız. Birlikte de işler yaptık. Vekil adaylığı döneminde de birlikte çalıştı. Sevdiğimiz bir arkadaşımız. Biliyor ve inanıyorum ki bu süreçte belli bir grubun, bireysel çalışan bir ekibin içerisinde olmayacaktır. Bu tür genç kardeşlerimizin arkadaşlarımızın bu tür yaklaşım içinde olanlarla hareket ettiğinde nasıl kullanıldığını, nasıl ne yazık ki yok edildiğini görüyoruz, görmeye de devam ediyoruz. Ben istiyorum ki böylesi genç insanlar bu partinin umudu olsun. Aynı mücadeleyi birlikte aynı saflarda verelim. Siyaset zeka işidir. Bana kalırsa bu süreç zekanın bir ürünüdür. Demek ki bu partinin yeni beyaz sayfa açmaya ihtiyacı var.
-Sayın Kılıçdaroğlu’nun Deniz Yücel ile çalışmak istediği söyleniyor. Delegasyonunun ne yaptığı belli olmayan bir örgüt yapısı var.
GENEL BAŞKAN TABİ Kİ BİR PROFİL ÇİZEBİLİR
Sayın genel başkan hiçbir dayatmanın içinde olmaz bir defa. Demokrasiye inanmış biri. Parti içi dinamikleri iyi bilen bir insan. Ama tabiki genel başkan belki bir profil çizebilir. Daha önce 4 ilçe başkanıyla genel başkanı ziyaretimiz olmuştu. Bizim düşüncemizi sormuştu. Kendisi ben genç, dinamik üretken ama parti içinde de görevler yapmış bir arkadaşımızı görmekten mutluluk duyarım demişti. Bana kalırsa bu profil herşeyi anlatmada yeterli. Bunun dayatma noktasında olacağını zannetmiyorum. Genel başkanımız son derece dengeli ve demokrasiye inanmış biri. Genel bir profil değerlendirmesinde bulunacağını düşünüyorum.
SAYIN SOYER’İ YANILTMAYA VE YIPRATMAYA ÇALIŞANLAR OLDUĞUNU BİLİYORUM AMA..
Seçimlerin sanki büyükşehir eliyle yapılıyormuş izlenimi yaratılıyor. Sayın Soyer’in şu anda tek derdi var; İzmir’in sorunlarının çözülebilmesinde önemli bir kamu görevi yapıyor, bunun bilincinde. Kendisini yanıltmaya ve yıpratmaya çalışanlar olduğunu biliyorum. Bu noktada sayın Tunç Soyer zaten gereğini yapacaktır diye düşünüyorum.
HİÇBİR LİSTEYE MÜDAHALE
Hiçbir listeye müdahale etmedim ve etmeyeceğim. Vefa gerçekten çok önemli. Geçmiş dönemlerde bu partide görev yapmış, artık yaş almış ve abilik pozisyonunda olan insanların inanıyorum ki o listelerde kendilerinden çok onları oraya taşıyan gençlerin olmasını isteyeceklerine inanıyorum. Gençlerin önlerinin açılması gerektiğini düşünüyorum. Onlar da o vefayı gençlere gösterecektir, buna inanıyorum. Ama ötesinde ben hiçbir listede müdahale konumunda olmayacağım, demokrasinin gereğinin sandıktan çıkması gerektiğine inanıyorum.
ELBETTE İSTERİM AMA ÖNCE BİR SÜRECİ GÖRELİM
Her CHP’li kongrelerden, sandıklardan seçilerek gelmek ister. Delege seçimlerimiz bitsin. Sonrasında ilçe kongreleri süreci başlıyor. Bu benim bireysel kararım değil. İlkesel mücadele ve iktidara koşma yarışında elbette olmak isterim. Ama bu tamamen parti örgütümün delegasyonun ilçe örgütümün gençlerimizin kadınlarımızın teveccühüyle olabilecek bir durum. O nedenle önce bir süreci görelim.