POLİTİKA
EGEPOSTASI- Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Büyük İzmirTV’de yayınlanan 8. Gün programında Mithat Umutoğulları'nın sorularını yanıtladı.
Genel siyaset üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilere tepki gösteren Başkan Gümrükçü, 6’lı masaya ilişkin iktidar tarafından yapılan yorumlara da yanıt verdi.
Gümrükçü ayrıca, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in 2023 seçimlerinde milletvekili adayı olmak için istifa etmesi durumunda il başkanlığına kimin getirileceğine ilişkin senaryoları da değerlendirdi.
“SOKAKTA EKMEK KAVGASI VAR”
CHP’nin tüm milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla yurt genelinde yapılan saha çalışmalarına ilişkin bilgi veren Başkan Gümrükçü, dikkat çeken bir anısını anlattı ve “Biz ilçeleri ve illeri parti genel merkezimizin görevlendirmesiyle geziyoruz. Normalde ilçe ya da büyükşehir belediye başkanları başka bölgelerde seçim çalışması yapmazdı. Ama 3,5 yılda yerel yönetimlerin çoğunun muhalefete geçmesiyle birlikte belediyeleri de siyasi aktör olarak sahaya sürme kararı aldı CHP. Bence doğru bir karardı. Bütün belediye başkanlarımız başka il ve ilçelerde de toplumun sorunlarını görmek ve öğrenmek amacıyla görevlendiriliyor. Biz milletvekili adayı olduğumuz için gezmiyoruz. Belediye başkanı olduğumuz için bize bu görev veriliyor. Siyasi trafik hızlanıyor. Bir ekonomik krizin içinden geçiyoruz ve bu krizin ateşi sönmüyor. Sokakta ekmek kavgası var. Dokunduğunuz her kişi bunu söylüyor. Esnaf elektrikten ve kira artışından şikayetçi. Markete gidiyoruz ama marketin dolabının elektriği kapalı. Bugün 5 bin lira kira ödüyorsak 6 bin lira elektrik faturası ödüyoruz. Esnaf bu işi bırakıp başka bir işletme açalım dese kiralar yüzünden onun da mümkünü yok. Herkes kendini geçindirmeye çalışıyor. Bu durum herkesi rahatsız ediyor. Personel çıkarmaya gidiyorlar. Bir yandan asgari ücretin artması durum var. İşçiler bunu isterken işverenler nasıl karşılarız bu masrafı diye düşünüyor. Herkes zamlardan ve fiyat artışlarından son derece şikayetçi. Dün Hakkari'de bir vatandaş bankaya para yatırırken vekilimiz ‘Paran var’ diye nüktedan konuştu. Adam hemen içini dökmeye başladı. Arba sigortası 500 liradan 3 bin 500’e çıktı diyor. 7 kat artan fiyatlar var. Baktığınızda enflasyon yüzde 100 olarak görünüyor ama bu enflasyonla hepimizin yaşadığı arasında büyük bir uçurum var” dedi.
"HİÇBİR EMPERYALİST ÜLKE CHP GENEL BAŞKANININ CUMHURBAŞKANI OLMASINI İSTEMEZ"
Kılıçdaroğlu’nun yurtdışı ziyaretlerine ilişkin Cumhur İttifakı’ndan gelen eleştirilere yanıt veren Gümrükçü, “Bir yaygara estiriliyor. Amerika ziyaretinden başladı sanki CHP gEnel Başkanı adaylık için amerika'dan icazet almaya gitmiş sanki buna ihtiyacı varmış gibi bir algı yaratılmaya çalıştı. Bugüne kadar hiçbir CHP’li siyasetçi ne başkasında icazet almış ne de onlara göre hareket etmiştir. Onlar kendi rollerini CHP’ye yapıştırmaya çalışıyorlar. Hiçbir emperyalist ülke CHP Genel Başkanının cumhurbaşkanı olmasını istemez. CHP demek bağımsız parti demek ve söz geçiremeyeceğini bilir. Zaten CHP genel başkanları da asla başka ülkeden medet ummazlar. Bunu yapanlar genelde sağ siyasetçilerdir. Geçmişte bunu yapanlar da bugün iktidarda zaten” diye konuştu.
“ÖNCE MEMLEKETİN SONRA PARTİNİN MENFAATİNE BAKILIR”
Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda da parti üst yönetiminin kararını işaret eden “Her CHP’li kendi genel başkanının eski sistemde başbakan bu sistemde cumhurbaşkanı olmasını ister. Bence Kılıçdaroğlu aday olmalı. Ama aday olup olmama tercihi MYK ve parti yetkili organlarının verdiği karardır. Biz gönlümüzden geçeni söylüyoruz. Onlar aklın dediği neyse, ülkenin menfaati neyi gerektiriyorsa ona karar verirler. Önce memleketin sonra partinin menfaatine göre aday belirlenir” ifadelerini kullandı.
“6’LI MASA İÇİNDE BİR STRATEJİ SORUNU VAR”
6’lı masanın çatlayacağı yönündeki eleştirilere de değinen Gümrükçü, şunları söyledi; “Bizim siyasi anlayışımızda şu var. Partimiz bir ittifak oluşturduysa o ittifakın yereldeki ilişkilerini kurmayı görev belirleriz. Biz ayrıca Millet İttifakın ilk halinin belediye başkanlarıyız. İttifak genişledikçe o arkadaşların temsilcilerini de kendi tarafımızda grup dayanışma içinde olmalıyız. Türkiye bir seçim dönemine giriyor. Masayla ilişkilerin güçlendirilmesi önemli. Benim gördüğüm 6’lı masanın içinde bir strateji sorunu var. Yani adayın açıklanma takvimi, ittifakın hükümet programının içeriği, topluma verilecek taahhütlerin ne olacağı ve bunun zamanlaması… Bir strateji dönemi var dönemsel. Ama masanın dağılması gibi bir durum yok. Adayın ne zaman açıklanacağı konuşulur bu gayet normal. CHP adayıyla ilgili kararını verdiğinde masada ekseriyetle konuşulacak ve oradaki uzlaşı kararıyla aday açıklanacak gibi duruyor. Bütün bunlar da bütün partilerin tek aday çevresinde birleşmesiyle oluyor. Gördüğüm kadarıyla uzlaşı tek aday olsun ve birinci turda bitirelim düşüncesi var. ama bu bugünün şartlarında böyle. Belki yarın herkes kendi adayını çıkarsın denebilir. Ama bu da masanın çatladığı anlamına gelmez. Kaldı ki bu masanın buraya kadar devam etmesi bile Türk siyasi hayatında görmemiş bir şeydir. Tüm parti liderleri kendi partisinin çıkarlarının önüne Türk demokrasisini koyuyor. Zaten bugüne kadar dağılmayan masanın bugünden sonra dağılma ihtimali yok.”
“EKONOMİDE YENİ BİR DÖNEM VAR”
Mevcut siyasi ve ekonomik iklimde politikacıların sorumluluğunun büyük olduğuna dikkat çeken Başkan Gümrükçü, “Bu koşullarda siyasetçilerin sorumluluğu artıyor ve Sayın Kılıçdaroğlu da o sorumluluk doğrultusunda çalışıyor. Mesela madde bağımlılığı konusu. Bu bir siyasi iktidar eleştirisi değil. İçinde emperyalizm konusu var, uyuşturucu madde genellikle terör örgütleriyle kaçırılır. Br anti terör konusu var. Ayrıca toplumsal bir sorun bu. Tüm gelir gruplarını ilgilendiriyor. Kılıçdaroğlu Amerika'ya icazet almaya değil, birçok konuyla ilgili bilgileri güncellemeye gidiyor. Bunun yanında uluslararası finansmanın Türkiye'yle ilgili beklentilerini dinlemeye gidiyor. Kaldı ki ekonomide yeni bir dönem var artık. En büyük iki gücü var. Biri gençler, diğeri de bilgi. İnsan yani. Eskiden sanayi vardı ama artık yeni ekonomi var. Türkiye’nin yetişmiş beyinleri dışarı çıkıyor. Kılıçdaroğlu'nun Amerika, İngiltere ve Almanya’daki arayışı bu. Birincisi yurtdışından para nasıl getirilebilir? İki, nasıl uluslararası çapta bir marka değeri oluşturulur” dedi.
“YENİ İL BAŞKANI YÖNETİMDEN SEÇİLMELİ”
Yerel siyaset gündemini de yorumlayan Başkan Gümrükçü, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in istifa ederek milletvekili adayı olması durumunda yeni il başkanının yönetim içinden seçilmesi gerektiğini belirtti ve “İl başkanının istifa edip etmemesi noktasında karar verip vermesiyle ilgili benim bir bilgim yok. Kendisi şu an görevde ve istifa ederse yüzde 99.9 milletvekili olarak değerlendirilecektir. Biz istifa edecekmiş gibi bir değerlendirme yaparsak… Yönetimleri ve başkanları kongrelerle seçiyoruz. Bu kurullarda büyük değişiklikler de olmadı. Bir yönetim kurulunun değişmesi ya da temsiliyetini kaybolması gibi bir durum yok. Deniz Başkanın istifa etmesi yönetimin de feshedilmesi anlamına gelmemeli. MEvcut yönetim kurulu gördüğümüz kadarıyla il başkanıyla uyumlu bir şekilde çalışıyor. Yani bu durumda yönetim kurulunu değiştirmeyi gerektirecek bir durum yok. Yönetimde daha önce ilçe başkanlığı yapmış, partinin farklı kademelerinde görev yapmış insular var. Yani il başkanlığı sürecini de layıkıyla götürebilecek arkadaşlarımız var Çok ismin olması bir kavga vesilesi olmadı ve olmamalı. Bence bu yönetim kurulu devam eder. Bir uzlaşıyla belirlenen il başkanı ya da il başkan vekili arkadaşımız bizi seçime götürür. Daha sonra parti bir kongre sürecine girer ve yeni bir başkan seçilir. Ama mevcut yönetimimiz içinde saha deneyimi olan, görevini layıkıyla sürdüren arkadaşlarımızdan oluşuyor. Yani tartışma olmayan yerden tartışma çıkarmaya gerek yok” diye konuştu.
“DIŞARIDAN BİRİNİ MONTE ETMEK ÇOK RASYONEL OLMAZ”
Yönetim dışından farklı bir ismin il başkanı olması durumunda örgütte çatlamaların başlayacağı konusunda uyarılarda bulunan Başkan Gümrükçü, “İl yönetimi dışında da birçok arkadaşımız da il başkanlığı görevini layıkıyla görtürebilir ama mevcut bir il yönetimi varken onun dışından monte etmek çok rasyonel olmuyor. Çükü hemen ardından yönetim içinde bir ikilik oluşuyor, sonra görevden almalar başlıyor. Daha önce bunları yaşadık. Bence birlik ve beraberlik bozulmadığı müddetçe bu yönetim devam eder diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“SOYER’İN ADAYLIĞINI DESTEKLEYEN AZ SAYIDA SİYASETÇİDEN BİRİYDİM”
Gümrükçü ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekilliğine aday olmak istediğini açıklamasının ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı tunç soyer’le aralarında küslük olduğu iddialarına da yanıt verdi ve şunları söyledi; “Ben grup başkan vekilliğine aday oldum çünkü bir siyasal pozisyonu. Biz de o pozisyonun bizim eşgüdümünde ilerlemesinin CHP’yi tabanında ve sahada güçlendireceğini düşünmüştük. Bu kimseye karşı ya da kimseye rağmen bir adaylık değil ki nitekim tartışma yaratmamak için aday da olmadık. Biz parti terbiyesini biliriz ve o doğrultuda hareket ederiz. Tunç Soyer’le ilişkimiz de bugün kurulmuş bir ilişki değil. En Tunç Soyer'in Büyükşehir adaylığını desteklemiş az sayıda siyasetçiden biriyim. Kendisinin ‘Ben ona ağabeylik yapacağım’, ‘Utku Başkan Çiğli ve bizim için şanstır’ demeçleri var. Bizim kavga etmemizin bir gerekçesi yok. Tunç soyer o koltukta olduğu sürece bizim belediye başkanı olmak gibi bir sevdamız yok. Büyükşehir belediye başkanını güçlendirmek için grup başkanvekilliği gibi bir riske girmeyi göze alma durumumuz var. bizim bir sıkıntımız yok. Biz Millet İttifakı içindeki herkesin başarılı olması için elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırız.”
“PAZARYERİ AÇILDIKTAN SONRA HUKUKİ MÜCADELEYİ VERECEĞİZ”
Gümrükçü, geçtiğimiz günlerde gündeme gelen ve Küçükçiğli pazar yerleri kura çekiminde usulsüzlük iddialarına da açıklık getirerek yargıyı işaret etti ve “Ben onu anlamadım. HAberi gördüm ama evrakı görmedim. Biz kurada bir yanlış da yapmadık. Belediye başkanı olmak isteyen arkadaşlara söylüyorum. PAzaryeri belirlemesi durumu çok dikkat edilmesi gereken bir durummuş. En ufak bir eksikten yangın çıkarmaya çalışan bir kitle var. Biz Küçükçiğli’de bir pazar yeri açacağız önümüzdeki hafta. Pazaryerinde meclisimiz belirli metrekareleri belirler. Daha sonra bu süreci nasıl yönetileceği belirlenir. Kapalı kapılar arkasında yapılıp şeffaf yapmış gibi anlatılabilir ya da bir derneğe verilebilir. Ya da bizim yaptığımız gibi duyuruyu sosyal medyadan yapar. Başvuruları herkese açık yapar, bu hakkın sonucunu kurayla belirler, kurayı herkese açık yapar, kamera kaydı kurar, oda temsilcilerini davet eder. Biz şeffaf bir süreç yürüttük. Kura çıkan sevindi çıkmayan üzüldü. Buradaki haklı denilebilecek tek eleştiri şu: Neden Çiğli esnafı dışında bütün İzmirde pazarcılık yapanlara öneliktanımadınız kısmı. Çünkü biz Çiğli esnafı önceliğimizdir, yer kalırsa başka ilçelerden esnafımıza da veririz dedik. Niye böyle bir tartışma oluyor peki? Bu tartışmayı yaratan arkadaşların, bize teklif ettiği ve bizim reddettiğimiz bazı rantsal konularla ilgili olduğunu söyleyebilirim. Pazaryerini açalım biz bu konuda gerekli hukuki mücadeleyi vereceğiz” dedi.
Sayfa başına git
