EGEPOSTASI- İzmir’in tek ulusal kanalı TR35, İzmir’in Türkiye’ye ve dünyaya açılan simgeleşmiş etkinliği olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 90. kez kapılarını açmasıyla birlikte Fuar özel yayınlarına başladı.
Fuar boyunca devam edecek yayınlarda, 10’un üzerinde konukla kentin nabzı tutulacak
Belediye başkanları, STK başkanları ve sanatçıların ağırlanacağı programların ilkinin konuğu Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü oldu. Fuar Özel programında Mehmet Ali Deniz’in sorularını yanıtlayan Başkan Gümrükçü, Çiğli’nin en önemli projeleriyle ilgili bilgi verdi.
“BU SÜREÇ BİZE ÇOK ZARAR VERDİ”
6 Eylül Pazartesi günü eğitimin tüm kademelerinde başlayacak olan yüz yüze eğitime değinen Başkan Gümrükçü, “Okullarımız uzun süredir kapalı. Türkiye uzun süredir geleceğiyle ilgili sorun yaşıyor. Okulların 3 ay kapalı olması teknoloji ve gelişme anlamında 10 yıl kaybettirdi bize. 2 yıla yaklaşan bu süreç bize çok zarar verdi. Çocuklar düzgün gelişemezse Türkiye’nin geleceğine olumsuz etkisi olur. 6 Eylül’de okullar açılacak ve trafik yoğunlaşacak. Büyükşehir Belediyemiz, ilk hafta toplu taşımayı hem öğrencilerimize hem de öğretmenlerimize neredeyse bedava yaptı. Karmaşık bir sürece giriyoruz. Umarım bunun altından hep birlikte kalkarız. Ayrıca yeni bir genelge geldi. Çalıştığımız personel aşı yaptırmadaysa PCR testi zorunluluğu uygulaması başladı. Belediyeler olarak binlerce insan çalıştırıyoruz. Bunun etkileri öbek öbek farklılaşacaktır. Bazı kurular hızlı bazıları yavaş adım atacaktır” dedi.
İKTİDARA MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ ÇAĞRISI
Sorumluluk alanlarında olmamasına rağmen okulların belediye olarak okulların bakım ve onarımını yaptıkları belirten Başkan Gümrükçü, yerel yönetimlerin kamu hizmetlerinde daha verimli olması için iktidara çağrıda bulundu ve “Bu kamusalda bir zorunluluk. Ancak yerel ve genel arasında bazen kopukluk yaşanabiliyor. Dolayısıyla bu yerel-genel ilişkisini iyi sağlamak lazım. Mevcut mevzuat çok işlevsel değil bu nedenle değişiklik yapılması lazım. Ama belediye kanununu içine konan maddelerden kaynaklı biz, bütçemiz ölçeğinde bütün kamu kurumlarıyla işbirliği yapabiliyoruz. Çiğli eğitimcilerin yoğunlukta yaşadığı bir ilçe. Okullarımızın da ihtiyaçları çok. Elimizden geldiğinde boyama, ağaç budama, ek dersliklerin yapılması, dezenfeksiyon gibi işlemleri yaptık. Belediyeler birçok yerde Milli eğitim ile birlikte çalışıyor. Gönül ister ki bunun yasal bir altyapısı olsun. Benim çok beğendiğim bir öneri var. Bütün belediyelerin bir kamu borcu var. Biz de devlet kurumuyuz ama sigorta ve vergi ödüyoruz. Çiğli Belediyesi parası olmadığı için ödeyemiyor. Birikmiş borçlar var. Kamuya yapılan yatırımların vergilerinin düşürülmesiyle ilgi çok beğendiğim bir öneri var. Böylece yerle yönetim milli eğitimin görev alanına girmek istemiyorum diyeceğine ya da devlete vergi ödeyip oradan geri geleceğine bütçe daha verimli kullanılabilir. Eğer böyle olursa yerel yönetimler bütün bütçelerini eğitim kurumlarına, sağlık kurularına ve kamuya harcar” diye konuştu.
“İMAR BASKISINI DURDURUP TARIM ARAZİLERİNİ DEĞERLENDİRMEK GÖREVİMİZ”
Salgın döneminde tarımın öneminin daha da çok anlaşıldığını ifade den Başkan Gümrükçü, yerelde tarımın geliştirilmesi gerektiğini ifade ederken bunun adımlarını Çiğli’den atmaya başladıklarını ifade etti ve “Gediz deltasıyla kurulmuş bir yer Çiğli. Bugün olmasa da aslında belediyenin arkasından başlayan tarım alanları var. Tarımsal bir alin ama gün geçtikçe tarıma açılmış. Kentler nüfus baskısıyla tarımı ikinci plana atıp konutlaşmayı ön plana almışlar. Bugün de Çiğli. Verimli topraklara sahip ama bu topraklar azalmış. Geçmişten bugüne tarımsal anlamda da ciddi çalışmalar yapılıyor Çiğli’de. Hem bunu canlı tutabilmek hem kentin içindeki imar baskısını durdurmak hem de elimizde kalan sınırlı tarımsal arazinin daha iyi değerlendirilmesini sağlamak yerel yönetim olarak bizim görevimiz” ifadelerini kullandı.
“ENDÜSTRİYEL TARIMA KARŞI KENTSEL TARIM”
İlçedeki Sasalı Kaklıç bölgesinde tarımın yoğunluğun dikkat çeken Başkan Gümrükçü, tarım üzerine yaptıkları panele de değinirken tarımsal kalkınmayı yerelden başlattıklarını belirtti ve şunları söyledi; “Sasalı Kaklıç bölgelerinde tarım yapılıyor. Bu bölgeler, Menemen’in devamı. Bu bölgeleri bütüncül olarak ele alıp Foça’yı da içine alan bir perspektifle tarımsal üretimin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Büyükşehir Belediyesi de benzer düşüncelerde. Mesela Tarım Enstitüsü açıldı Çiğli’de. Ayrıca Covid, bize tarımın önemini gösterdi. Çünkü ürünlere ulaşmada sıkıntı yaşadık. İzmir’in tarımsal potansiyelinin geliştirilmesi, Gediz ve Küçük Menderes’in temizlenmesi, çiftçinin tarımsal sulama olanaklarından faydalandırılmasının artırılması gerekiyor. Bu anlamda kentin içinde yeşil alan olarak belirlenen ve genellikle park yapılarak değerlendirilen alanların kentsel tarıma uygunluğu konusunda da bir konuyu görüştük düzenlediğimiz panelde. Ülkenin kendi kendine yetmesi gerekiyor. Yerel yönetimler olarak izim de öncü olmamız gerekiyor. Bunların yanında tarımsal ürünlerde ciddi bir fiyat artışı var. Bu hem aracıdan hem de mesafeden kaynaklı. Biz vatandaşa kendi tarımsal ürünlerini üretebilecekleri alanlar yaratabilirsek bu hane halkı ekonomisi de de ciddi bir katkı olacak demektir. Hobi bahçeciliği değil bizim dediğimiz. Hedefimiz tarımsal üretimi arıtmak. Sadece Sasalı Kaklı’da değil. Çiğli genelinde yapacağız bunu. Biz bu paneli özellikle Sasalı’da düzenledik. Çünkü oraya imar bazlı kentleşme gelsin istemiyoruz. Önümüzdeki süreçte mahalle bazlı ve Sasalı, Kaklıç bölgesinde de ciddi hizmetlerimiz olacak. Endüstriyel tarıma karşı kentsel tarım yayınlaştırmak için harekete geçmeliyiz ve buna Çiğli’de başlıyoruz. Sasalı Kaklıç bölgesinin korunması İzmir’in nefes almasını sağlayacaktır.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
