Ege Postası
Geri

Başkan Kocaoğlu’ndan canlı yayında çarpıcı değerlendirmeler

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu üç radyonun ortak yayınına katılarak kent gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. İZBAN’daki artı para uygulamasından yeni ulaşım entegre sistemine, yeniden aday olup olmayacağından Özkanlar Pazar yeri sorununa kadar kenti ilgilendiren her soruyu yanıtladı. Başkan Kocaoğlu’ndan canlı yayında çarpıcı değerlendirmeler
Başkan Kocaoğlu’ndan canlı yayında çarpıcı değerlendirmeler
Haberler / Yerel Yönetimler
14 Mart 2018 Çarşamba 10:49
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

HAZIRLAYAN:  HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül’ün Egepostası’na verdiği röportajında ‘İzmir’de idari yargı CHP’nin kontrolünde’ iddiasına yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bunca yıl siyaset yapan il başkanlığı yapan, milletvekilliği yapan Aydın kardeşime bu söylem yakıştı m? Aydın’ın yapacağı hata mı b? Yargı CHP’nin elindeymiş. Şöyle bir iddiası var an8ladığım kadarıyla, dava açan kurumlar İBB’nin arka bahçesi izlenimi yaratmaya çalışıyor. O kurumlar en çok bana dava açıyor. Bunu kendisi de biliyor, yaşayarak biliyor. Bence Aydın Bey’e böyle bir çıkış. Yargı bizim elimizdeymiş. Ondan 397 yılla yargılandık herhalde. Espri yapmıştır belki ona bir şey diyemiyorum. O lafın iler tutar tarafı yok. Okudum da ne diyeyi? Bağımsız hukuk devletinden bahsediyoruz. Bağımsız yargıdan bahsediyoruz. Buradaki idari yargı İzmir’de böyle olduysa Türkiye’de nasıl oluyo? Siz parlamenterlik yaptınız. Yargının bağımsızlığını ve hukuk devletini savunmamız lazım. Böyle bir şey olması mümkün değil. O zaman nerede kimin inisiyatifinde. O zaman hukuk devletinden ve bağımsız yargıdan nasıl bahsedeceğiz. Onun bilgi birikimi, siyasi birikimine uygun olmayan bir açıklama. Böyle bir açıklama. Hiçbir faydası yok. Bize faydası yok. Kendisine de faydası yok” yanıtını verdi.

İL BAŞKANI DA YÖNETİMİ DE ŞU ANDA BAŞARILI, BAŞARILI OLACAĞINA İNANIYORUM

Başkan Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanı seçilen Deniz Yücel’e güvendiğini, başarılı olacağına inandığını belirterek, partisinin yetkilileri ve milletvekillerince yalnız bırakıldığı iddialarına yönelik değerlendirme yaptı:

“Ben durumumdan şikayetçi değilim. Vekil arkadaşlarımızın da hakkını yememek lazım. Onlar da zaman zaman çok ciddi destek açıklamaları yapıyor. Kimseden şikayetim yok. Hayatımdan da memnunum. Herkese de sataşma olduğunda da cevap veririm. Ufak tefek şeylerin üzerinde durup da dediğim dedik demeyi sevmiyorum. Bıçak kemiğe dayanırsa cevap veriyorum. Bir eski milletvekilinin şeyi belli olmayan hareketinin dışında mükemmel bir kongre geçirildi. İl başkanı da yönetimi de şu anda başarılı. Daha da deneyimlenip, ben güveniyorum il başkanına. Zaten dört yıla yakın beraber çalıştık. Başarılı olacağına da inanıyorum. Partinin böyle bir gençleşmeye, kana ihtiyacı vardı. O da gerçekleşmiş oldu. Kongrelerde böyle ufak tefek şeyler olur.”

14 YILDIR BENİM YOĞURT YİYİŞİM BELLİDİR, ONU TUNCAY BEYE SORMAK LAZIM

Partisinin MYK üyesi olan İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile bir süredir arasında oluşan gerginlik ve Özkan’ın sık sık İzmir Aziz’dir Aziz Kalacak sloganı yerine İzmir CHP’dir CHP kalacak söylemleri kullanmasını nasıl değerlendirildiği sorulan Başkan Aziz Kocaoğlu, şu yanıtı verdi:

“Ben kürsüye bile çıkmadım. Tuncay Bey de konuşmadı. İzmir Azizdir Aziz kalacak sloganını biz bulmadık. Biz 2009 seçimlerine giderken işimiz İzmir gücümüz İzmir sloganını bulmuştuk. Sonra Kemalpaşa’da bir vatandaşımız. Bir çiftçi, İzmir Aziz’dir Aziz kalacak dedi. O slogan oturdu. Ben ne amaçla söyledi Tuncay Bey, onu bilemiyorum. Ama kendisine sormak lazım. Bizim Aziz kalacak diye bir iddiamız yok. İşimize gücümüze bakıyoruz. Öyle bir laf etmeyiz, olmayız da, İzmir Azizdir Aziz kalacak şekilde. Bir siyasetçi kendini ön plana çıkarmayıp, şov yapmayıp, resmini her yerde vermeyip, felsefesini ve inandığı kurumu ön plana çıkarmak zorundadır. Bunu da büyükşehir belediyesi ve başkanı mükemmel şekilde yapmıştır. Parti ve aldığı oy oranı arasındaki makas kapanmıştır. Tuncay be ne yapar bilmem. Benim yoğurt yiyişim bellidir 14 yıldır. Öyle devam ederim. Onu Tuncay Bey’e sormak lazım, neyi kast etmiştir diye.”

NE İŞİM VAR GENEL MERKEZD? PAZAR KONUSUNDA NE KENDİSİ MUHATAPTIR NE DE BENİM MUHATABIMDIR

Özkanlar Pazar yeri sıkıntısı hakkında ne düşündüğü sorusu yöneltilen ve CHP Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper’in de Ankara’da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na konuyla ilgili brifing vermesini nasıl değerlendirildiği sorulan Başkan Aziz Kocaoğlu, önce süreci ve kendilerinin çözüme nasıl bir katkı koymaya çalıştıklarını anlattı, sonra da tepkisini ortaya koydu:

Kim ? Okumadım. Tebrik ederim kendisini. Çok başarılı bir çalışma yapmış. Pazaryerleri Pazar açmak çalıştırmak, denetlemek ilçe belediyelerinin görevi. Biz hem yapım işlerinde gücümüzün yettiğince hem Pazar yeri imarı olan yerlerde büyükşehir belediyesinin arsalarında veriyoruz ilçe belediyelerimize, hiç istisnasız. Ve destek de oluyoruz maddi durumumuz oranında. Olduk da bugüne kadar. İlçe belediyesinin sorumluluğunda. Bunu dünya alem bilir. Sorunu hep birlikte çözelim. Doğru. Otobanların altını versinler. Orası Pazar olsun düşüncesi var. Biz bunu yıllar önce o zamanki Ulaştırma Bakanı ve başbakandan istedik. O zaman Bayraklı Belediyesi yoktu. Bornova merkez Pazar yerinde arsa belediyenin değildi, özel mülkiyetler vardı. Onu almadan, Özkanlar Pazar yerinin hali de malum. İkisini birleştirelim otoban altında ve Pazar yeri problemini çözelim. O zaman verilmedi, belediyeler bölündü. Merkezi kamulaştırdı Kamil Bey. Pazarı yaptı. Bornovanın Pazar sorunu kalmadı. Özkanlar da yargı durdurunca viyadüklerin altı olsun diye herkes fetva vermeye başladı. Yukarıda pazarcı var. Birbirine yakın mesafede. Bayraklı Belediyesi’nin bu sorunu çözmesi lazım. Başkana da şurada olabilir mi diye bir yeri de önerdim. Bayraklı Belediye başkanım orası olmaz dedi. Biz de durduk. Gidip de büyükşehir belediyesinin yetkisi yokken Bayraklı’da Pazar yeri mi açacak. Trafiği yoğun olmayan  bir caddeyi haftada bir gün trafiğe kapatalım diye bir öneride bulundum. Herkes her konuda konuşuyor. Bir ilçe başkanının Pazar sorununu, büyükşehir belediyesinin üstüne ve Bornova belediyesinin üstüne yıkmaya çalışmak boyundan büyük işe kalkmaktır. Yanlıştır. Ve Pazar konusunda ne kendisi muhataptır ne de bizim muhatabımızdır. İlçe belediye başkanı konuşur, belediye başkanı bakar pazara. İlçe başkanı bakıyorsa pazardan sorumlu görevi varsa, o da benimle muhatap olamaz. Görevleri paylaştılarsa onu bilmiyorum. Böyle saçma şey olur m? Genel merkeze pazarcı da gitti. Genel merkez al bu bayraklı belediyesinin işini sen mi yapacak bunu diyecek ya da Bornova belediyesine. Herkes kendi sorununu çözecek. Ne işim var genel merkezde. Genel merkez benim yapmam gereken görevleri belirleyecek mercii değil k? “

BİR ADAP EKSİKLİĞİ VAR. SEÇİM AREFESİNDE İŞ ŞİRAZESİNDEN ÇIKMIŞ DURUMDA

AK Partili bazı ilçe belediye başkanlarının gazetelere büyükşehir belediyesinin çukur kazıp yolları yapmadığı şeklinde haberlerle konu olmasını da eleştiren Başkan Aziz Kocaoğlu,“Tabiki altyapı çileli bir iş. Toz toprak olacak. Müteahhit deneme yapılmadan yol kapatılmayacak. Kendileri çukur açıp büyükşehirin çukuru diye fotoğraf çektiren belediye başkanı da var. Seçim arefesinde iş biraz şirazesinden çıkmış durumda. Ben burada belediye başkanı arkadaşlara, büyükşehir altyapı yatırımı yapıyor var gücüyle. Şu gecikti deniyor. Merkezi hükümette geciken 30 yıllık projeleri sayarsam. O kente yatırım yapıyorum, ilçe belediyesinin bunu siyasi malzeme olarak kullanmaması gerekiyor. Hem kesintisiz su sağlamaya çalış hem de ilçe belediyesi kalksın gazetelere boy boy haber vererek büyükşehir belediyesini eleştirsin. Yapmamak kimi cezalandıraca? O belediye başkanını m? Vatandaşı cezalandıracak. Biz görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Bir adap eksikliği var. Bir adap olması lazım. Bu kayboldu memlekette. Ben hepsinin abisiyim. Ben size örnek oluyorum.  Dedim dedi cevap vermiyorum. Bir yıl kaldı şurada. Niye yapayım polemi? Herkes bakacak. Onu söyleyen adam ara sokaklardan da ilçe belediyesi sorumlu. Ara sokakların rezaletine bakacak. Büyükşehir su tesisatı yapmış üstünü kapatıp asfaltlayacak. Ona göre gecikme var. Aksama olmuyor mu oluyor müteahhitlerde. Onun hesabını ben veriyorum, ben vereceğim ilçelerde. Sen kendi sokaklarının hesabını ver, onları yap. Seçime bir yıl kala. İlçe belediye başkanlarının siyaset yapmak gibi tavırlarını hiç yakışıklı bulmuyorum. Biz yıllardır seçime gireriz. Tıkır tıkır tıkır tıkır. Taha Bey ile de Binali Bey ile de efendice geçirdik. Bugünden bu tür şeylere girerse seçimlerden yara alırlar. İzmirli had bilmezlik, kavga istemiyor. Adam gibi oturup çalış diyor”değerlendirmesini yaptı.'

ŞU ANDA KARAR VERMİŞ DEĞİLİM

Genel siyasete girmeyeceğini vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeniden aday olup olmayacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Süre olarak bir sene kaldı. Önümüzde daha bir sene var. Kimseye sorulmaz da bize neden her gün sorulur. Gözü olanlar da çalışacak. Arkadaşlar belediye başkanı görevine devam ediyor. O zamanı geldiğince konuşulur. Bugün benim ne adayım ne değilim deme lüksümüz yok. Ben zaten aday olamam parti büyüklerimizin dediği gibi. Ancak aday adayı olurum. Parti büyükleri takdir ederse aday yaparsa aday olurum. Şu anda da karar vermiş değilim.”

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Aziz Kocaoğlu: On bir ilçede 90 dakika devam ediyor. Çok istisna hatlarda 25-30 dakikayı geçiyoruz. Orada ayrı bir sistem kurmaya gerek yok. Kısa mesafelerde daha bu sistemin adı gittiğin kadar öde. Besleme hatlarımız var bizim. 56 kilometre ring yapıyor. 6 km için 2.86  pahalı. 136 km bedava bir denge kurmamız gerekiyor. 90 dakika ana metropol ilçeler içinde geçerli. Bornova’dan bindim Halkapınar’da indim Karşıyaka’ya gideceğim geçerli. Zaten şimdiye kadar da ana metropolün dışında geçerli değildi. Birkaç istisnası vardı. Onları da iptal edip ucuzlatıyoruz. 19 ilçede 90 dakika geçerli değil. Geçerli olmasının da anlamı yok. Farklı bir sisteme doğru kayıyor. Merkezde uyguladığınız sistemi kalkıp da kilometrelerce mesafede uygulayamazsınız. İzbanda 25 km’den sonra para almaya başlıyoruz, ama ilçelerde 15 km’den sonra ilave para almaya başlıyoruz. Yolcu sayısı onun aktarma sistemine gelişi hepsi sınırlı. Duruma ve koşullara göre sistem kuruyorsunuz.

Sor? AK Parti’den eleştiri var. İZBAN’da DDY ortağınız. Kabul etti mi'

Herkesin bildiğini, malumu bizim böyle bir polemiğe girmemiz yahut bundan siyasi malzeme çıkarmamız bize yakışmıyor. Bana yakışmıyor. Gerisi arkadaşların takdiridir. Yüzde 50 yüzde 50 ortak kurumdur. Ben ortağımı şikayet etmem. Ortağımdan da memnunum. Aramızda sinyalizasyon gibi başka sorunlar var. Çeker süresinin kısaltılmaması gibi. Onu zaten paylaşıyoruz. Ben buna inandığım için yaptım. Ddy ile de mutabık kaldık. İnandığım bir konu için ortağımı önüme kalkan olarak ortaya koymanın kimseye yararı yok. Bundan ne çıkacaksa, politik olarak kullanmak isteyenlerin kendi düşünceleridir. Son tahlilde İzmirli hemşehrilerimiz doğru kararı verecektir.

Soru: Ray kirası ödemeyi sürdürüyor musunuz'

Etmez m? Yeni uygulama var. 25 milyon civarında. Eski uygulamaya göre ciddi bir şey vardı. Onu zaten uygulamadık. Bir uzlaşı olması gerekiyor. İlk yıllarda tahsil ettiğimiz toplam ciro masraftan bahsetmiyorum, İZBAN’ın cirosundan daha fazla DDY’ye hat kirası ödememiz sözkonusu idi. O zaten çok yüksekti. O sadece bize uygulanmış bir şeydi. Sonra görüldü ki başka 3. Kişilere uygulananlarda bile bizim rakam yarı yarıya düştü. Başka türlü çalışması mümkün değil. Ama biz ortağız. Büyükşehir belediyesi para veriyor, sermaye arttırılıyor. Ddy’nin hesabına geçiyor. DDY oraya bakıyor. Biz de tüm istasyonları yaptık. Alt üst geçitleri yaptık. Karşılığında bir bedel almıyoruz. Hat kirası vermeyelim diyen de yok. Ama hakkaniyetli. İzbanı hat kirası üzerinden sadece DDY’ye değil İzmir’e hizmet edebilecek, yatırımlarını yapabilecek, İZBAN’dan kimse kar almayacak, ayakta durabilecek bir şirket haline gelmesinde DDY’nin engelleri kaldırması gerekiyor. En büyük engel de hat kirasından ziyade, 350 bin yolcu taşıyoruz orada, orada yolcu varlığımız halbuki ilk etapta 700. Hatları  sıkıştırabilsek, İZBAN gerçek anlamda belki de Türkiye’nin en önemli ulaşım şirketi olacak. En fazla yatırım yapan büyüyen gelişen topluma hizmet eden bir kurum olacak. İzmir’i en güneyden en kuzeye, Bergama’nın da ihalesine çıkacağız, bütün kenti kuzey ve güney aksında bağlamış olacak. Bu kadar önemli bir yatırım varken, sinyalizasyonun yapılmaması, yük trenlerinin gece çalışmaması gibi, tamamen DDY yönetiminin iki dudağının arasındaki gerçekleşecek işlerden dolaylı, yolcu sayısının yarısı kadar taşınması ne devlete ne millete her şeye zarar.

25 milyona indirilmedi. DDY yeni yapılanmaya gitti. Yatırım yapan şirket ayrıldı. Hattı kiraya verecek işletecek şirket ayrı ve trenleri çalıştıran şirket ile yatırım yapan şirket ayrıldı. Hattı kiraya veren ve trenleri çalıştıran şirket bunu belirledi. Özel sektörde herhangi bir firma Diyarbakır’daki bir ürünü kendi kiraladığı çekerlerle İzmir’e getirmek istiyorsa, bizim gibi hattı kiralayarak, km başına para vererek gidecek. Bize ayrıcalık yapılmış değil. Bizim fiyatımız çok yüksek olduğu için ve kurulan sistemin de yarı yarıya altında kaldığı için düştü. Bize bir lütufta bulunulmadı. Zaten başından beri yüksek belirlenmişti. Biz her konuda fiyatta da öyle burada da öyle kimse zarar görmesin diye bizim İZBAN'daki fiyatımız bir Euro artı bir dolar bölü 2 olacak diye sözleşmemize yazılmıştır. Ama realite uygulamıyoruz. Bu hükümetin belediyelerin toplumun toplu taşım politikasından dolayı. Evrakı yok vs diyorlar. Biz 5 milyon Euro artı 5 milyon dolar bölü 2 olarak anlaştık. Protokol imzalanmış. Ha diyeceksin ki bedelini ödeyeceksin imzalamışsın. Ödeyeceğiz. Tamam.

Soru: Yeni ulaşım sistemi hakkında milletvekillerine gönderdiğiniz mektuplar konusunda geri dönüş oldu mu'

Daha bir geri dönüş söz konusu değil. Belki bugün belki önümüzdeki günlerde olur. Sınırlar büyüdü. İBB her tarafın ulaşımından sorumlu oldu diğer büyükşehir belediyeler gibi. İster istemez ilçelerden beldelerden belediye otobüsü talebi var. Biz de 30 ilçede bunu başlattık. Gücümüz oranında. 600 köyümüz var. 250’sinden otobüs ya geçiyor. Ama pratik bize gösterdi ki, zaten biliyorduk, yaşayarak öğrendik. Her ilçenin bir ulaşım kooperatifi var. Bunlar zaman zaman bölünmüşler zaman zaman birleşmişler. Bir ulaşım kaousu var orada. Biz de bu kaosun içerisine girdik ve hep beraber paralel taşımacılık yapıyoruz. Bergama örneğinde. Ben de gidiyorum köy minibüsleri de Bergama kooperatifi de gidiyor. Artık bir sistem kurmak gerekiyor. 65 yaş üstü, indirimli kart sahibi olanlar. Ben de mazot yazıyorum. Biz bir yatırımları yapacağız. Bu kooperatiflerin sistemiyle çalışacağız. Gittiğin kadar öde sistemi buna cevaz veriyor. O adamları işinden gücünden edeceğiz. Biz çalışmayalım. Ama bu sistemi. Zaten zarar ediyoruz. O zaman biz paralel taşıyacağız. Kat ve kat fazla para harcayacağımıza biz bunların bedelini, elektronik sistemden kaç kişinin inip bindiğini.. Takip etmek ve suiistimalleri de önlemek istiyoruz. Bunun ihale mevzuatında. Başka şeyler de var. Milletin de kafasını karıştırmak istemiyorum. S plaka ile ulaşım yapan şirketler biz ihale açsak girebiliyor. Çünkü iş yapma ve fatura kesme belgeleri var. Gerçek anlamda toplu taşım yapan kooperatifler bu ihaleye giremiyor. Çünkü kimseye fatura kesmemiş. İhale mevzuatında böyle bir şey var. İhaleye girse bile bunlar da yıllarca taşımacılık yapmışlar, yazılım ve takip varsa, bizim büyükşehir belediyesinin, bunlar belgeleniyor ve denetlenebiliyorsa kurumlar tarafından bunun uygulanmasında, yasal zeminin oluşturulmasında herkes için Ankara’da da İstabul’da da ihtiyaç var. Gittiğin kadar öde sistemini kurmadan gittiğiniz kadar öde sistemini eğer ESHOT ve kooperatifler arasında ittifak olursa orada da kullanacağız. Eskisi gibi nerde ineceksin ver 2 lira demeyecek. Otomatik olarak parasını alacak. İzban’daki gittiğin kadar öde sisteminin dışında ulaşımda çağ attıracak birçok proje var. En önemlisi de bu.

Şu andaki bedava taşınanlarla hiçbir kurumun ayakta kalması mümkün değil. İzmir’de halk otobüsü olmadığı için bu problem yaşanmıyor. Olsaydı Ankara ve İstanbul’daki problem bizde de yaşanacaktı. Ama bu yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Doğru bir sisteme oturtulması lazım. 2.86 tam bile tahsilatı yapıyoruz. Bedavası öğrencisi hepsini topladığında ve otobüse tramvaya İZBAN’a metroya vapura İZULAŞ’a binen toplam yolcunun taşıma tahsilatı 1.10 kuruş ile kuruma göre değişiyor. Bedava binen kesim var.

Kaynak talebim yok. Ben bu parayı zaten veriyorum. Sermaye arttırımı olarak veriyorum. ESHOT ve İZELMAN’da. ESHOT’a sürekli destek verebiliyoruz, bütçeden geçirip. Bunu zaten veriyorum. Bu 65 yaş kartının parası bu ay 5 milyon lira diye havuza koymam lazım. Koyayım. Zaten veriyorum. Ama bileyim. Eshot zarar  mı ediyor bedava taşıdığı için mi zarar ediyor. ESHOT’un optimum fiyatı nedi? Aklın ve bilimin bu kadar değiştiği bir dönemde. Verdiğim paranın adını koyayım. 600 milyon lira niye zarar ediyor. 2.86 fiyatı açıklayıp, 1.20 para toplarsan neredeyse üçte birine yakın para toplarsan, yani yüzde otuz kırkını toplarsan bu sıcağa kar dayanmaz. Kimse para kazanmaz. Tamam verelim. Merkezi hükümet bize bütçeden para gönderiyor, otobüslere de bu kadar ver diyorsa biz de bunu finanse edelim. Ama bunun adını koyalım.

Pilot olarak başlayacağım. Minibüsçü ne kadar yolcu taşıyor, para kazanıyor mu, ne kadar yolcu taşıması lazım. Onları da yaşayarak göreceğim.

Şehir içi minibüslere yansıyacak. 1117 minibüs de zapt u rapt altına alacak. Onlar da ESHOT ile paralel taşıma yapmayacak. Bir adım sonrasında zaman içerisinde. Bizim kontrolümüzde çalışacak. Davranışından kılık kıyafetine kadar her şeyiyle. Zapt u rapt altına alınacak. Ekmek parası kazanmak istiyorlarsa çalışacaklar.

Çok kolay. Çok kolay. Hayır hayır çok kolay. Plaka almaya gerek yok. Belediye için ukome hatları belirlemek belediyenin elinde. İstediği yere istediği kadar araç koymak belediyenin elinde. Sabah kalksak bin minübüs yatırım yapsak, bir tane toplu taşımacı, kooperatifçi kalmaz. Ama dert o değil ki. Doğru olan da o değil. Yoksa çok kolay. Ama doğrusu o değil. Hakkaniyetli, adaletli olan o değil. Çağa kendilerini uydurup disipline uyar ve çalışırlarsa, biz çalışmayalım, onlar çalışsın, para da kazansın, biz sadece kontrol edelim. Ekmekçiler fiyat arttırdı. İki hamleyle balanse ettim. İki milyon ekmek üretirdim fırıncı esnafını öldürürdüm. Vatandaşın ekmeğini bozmak ve esnafı öldürmek değil. Kural dışı olanları disiplin altına almak. Çağa göre düzenlemek. Ulaşımından ekmeğine ve vatandaşın yaşam standardına varıncaya kadar onu üretmek istiyoruz.

Soru: Trafikte araç yoğunluğu sıkıntısı..

İzmir’in aldığı göçten dolayı trafik akmadı. Trafiğe ciddi bir araç giriyor. Kentin merkezinde trafik kilitleniyor. En çok da çevre yolunda. İkinci bir çevre yolu zorunlu. Yolları genişletmemiz lazım bizim. Dostluk bulvarı doğuş bulvarı gibi. Homeros bulvarı gibi ilk iş makinesini tünellerde çalıştırdık dün. Onları açmak gibi görevlerimiz var. Ama kent merkezinde bu kadar raylı sistemi çalıştırdıktan sonra arabamla geleceğim dükkanımın önüne park edeceğim diye dünyanın hiçbir tarafında yok İzmir’de de olmayacak. Kural koymak kolay ama alt yapıyı hazırlamak lazım. 179 km ye çıkardıysanız raylı hattı, kuzeyden güneye izbanı getirdiyseniz, o zaman diyeceksiniz ki kusura bakma. Evka 3’te otopark var. Üçkuyular da var. Gaziemir’de boş otopark var. Arabanı park et raylı sisteme bin. Mithatpaşa caddesinde Güzelyalı’da da başlatacağız. Orada da park et devam et sistemini başlatacağız.

Soru: Otopark zammı gündeminizde var mı'

Biz Ankara ile aşık atamayız. Ankara farklı bir yer. Ankara’nın belediyecilik anlayışıyla biz aşık atamayız. Biz şu anda otoparklarda da ciddi bir zararla karşı karşıyayız. Ankara. Şimdi bir liralık otoparkı aldığın parayı orada bekletemezsin. Güvenliğini bile bir liraya sağlayamazsın. Bir kapalı otoparkta güvenliği personeli vardiyası şunu bunu 200 lira her bir konulan otobüsün aylık maliyeti var tam dolu olursa. Tam dolu olmadığına göre. Evet kamu hizmeti. Ama merkezdeki otoparka kirasını ödüyor, biz ona bakıyoruz şey yapıyoruz. Merkezdeki ve diğerlerinin fiyatları farklı olacak. Bir lira siz otoparkı yaparsanız, merkeze gelmeyi teşvik edersiniz. Tüm dünyada merkeze gelmemesi için otoparkların fiyatları yükseltiliyor. Henüz Londra’nın uyguladığı sisteme Türkiye ne zaman gelir ona bir şey diyemem.

İzmir’de trafik yoğunluğu oldu. Şu anda İzmir’de trafik yok. Yedide arabaya bindim 20 dakika içerisinde Urla’dan geldim. Bir efsane oldu trafik varmış. En yoğun saatte Konak’ta sıkışıklık oluyor. Maksimum 10 dakika. Burası büyükşehir on dakika trafik yoğunluğu  yoğunluksa eğer 4.5 milyonluk kentte onu ayrıca değerlendirmek gerekir. Tramvay konusuna geldiğimizde şair Eşref Bulvarı. Dananın kuyruğu orada kopuyor. Bu bulvar hiç çift şerit çalıştı m? Sağ şeritte sürekli parklanma yok mu. Biz  tramvay olarak parklanmanın yerini aldık, yolu daraltmadık. Gerçekten bu trafik terörüne bakmak lazım. Biz yeri daraltmadık.

Soru: İzum uygulaması… mobil versiyonu beğeni topladı…

Çok iyi dönüşler alıyoruz. Bu tür sistemler her gün daha gelişmeye açık. Sürekli takip edilip geliştirilmesi ve bu konudaki yazılım ve buluşların sisteme entegre edilmesi gerekiyor. Biz İzmir’e her konuda aklın ve bilimin rehberliğinde yolumuza devam edeceğiz. Derelerle ilgili bir master plan çalışmasının sunumunu izlemeye gideceğim. Bütün çalışma ve yol haritalarımızı uzmanların rehberliğinde belirleyip, aklın ve bilimin rehberliğinde kentimize hizmet etmeye çalışıyoruz.

Akıllı trafik sistemi, hepsi bunların birbirine bağlı. Araç takip sistemi, izmirim kartı, oradaki yazılımlar, üstüne temel bina edilerek belirli noktaya geliniyor. Daha da devam edilecek. Tek kart uygulamasından bahsediliyor. Bunun sadece adı var. Üç dört senedir sadece adı var. Nedir ne değildir bilemiyoruz.

Soru: CHP il kongresinde gövdenizi koydunuz. Deniz Yücel’in iki ayını nasıl buluyorsunuz…

Harika. Bana göre harika.

Soru: Tuncay Özkan MYK’ya giren tek vekil. Sizinle ilgili diyalogların nasıl olacağı. İzmir CHP’dir CHP kalacak söylemini kullandı. Sıradan bir söylem değil. Yıllardır azizdir aziz kalacak deniyor.

Ben kürsüye bile çıkmadım. Tuncay Bey de konuşmadı. İzmir Azizdir Aziz kalacak sloganını biz bulmadık. Biz 2009 seçimlerine giderken işimiz İzmir gücümüz İzmir sloganını bulmuştuk. Sonra Kemalpaşa’da bir vatandaşımız,. Bir çiftçi, İzmir Aziz’dir Aziz kalacak dedi. O slogan oturdu. Ben ne amaçla söyledi Tuncay Bey, onu bilemiyorum. Ama kendisine sormak lazım. Bizim Aziz kalacak diye bir iddiamız yok. İşimize gücümüze bakıyoruz. Öyle bir laf etmeyiz, olmayız da, İzmir Azizdir Aziz kalacak şekilde. Bir siyasetçi kendini ön plana çıkarmayıp, şov yapmayıp, resmini her yerde vermeyip, felsefesini ve inandığı kurumu ön plana çıkarmak zorundadır. Bunu da büyükşehir belediyesi ve başkanı mükemmel şekilde yapmıştır. Parti ve aldığı oy oranı arasındaki makas kapanmıştır. Tuncay be ne yapar bilmem. Benim yoğurt yiyişimiz bellidir 14 yıldır. Öyle devam ederim. Onu Tuncay Bey’e sormak lazım, neyi kast etmiştir diye.

Soru: Genel siyasete atılma düşünceniz var mı'

Hayatım boyunca genel siyaseti düşünmedim, düşünmem. Genel siyaseti düşünmem. Tarzıma da uygun değil. Ben laf etmesini değil çalışmasını seviyorum. Benim için bir fiil çalışmak, üretmek önemli. Onunla hizmet edeceğime inanıyorum. Büyük konuşmamak lazım. İnsanın ne zaman nereye savrulacağı çok şey belli olmuyor ama ben genel siyaseti, milletvekilliğini sevmiyorum. Belediye başkanlığını seviyorum ve severek de yapıyorum. Bu yaştan sonra bunu bitirdik, şuraya gidelim diye de bir düşüncemiz olmaz. Ev var ev. Her adamın bir evi var.

Soru: İdari Yargı CHP’nin elinde dedi AK Parti İzmir İl Başkanı'  

Bunca yıl siyaset yapan il başkanlığı yapan, milletvekilliği yapan Aydın kardeşime bu söylem yakıştı m? Aydın’ın yapacağı hata mı b? Yargı CHP’nin elindeymiş. Şöyle bir iddiası var anladığım kadarıyla, dava açan kurumlar İBB’nin arka bahçesi izlenimi yaratmaya çalışıyor. O kurumlar en çok bana dava açıyor. Bunu kendisi de biliyor, yaşayarak biliyor. Bence Aydın Bey’e böyle bir çıkış. Yargı bizim elimizdeymiş. Ondan 397 yılla yargılandık herhalde. Espri yapmıştır belki ona bir şey diyemiyorum. O lafın iler tutar tarafı yok. Okudum da ne diyeyim'

Bağımsız hukuk devletinden bahsediyoruz. Bağımsız yargıdan bahsediyoruz. Buradaki idari yargı İzmir’de böyle olduysa Türkiye’de nasıl oluyo? Siz parlamenterlik yaptınız. Yargının bağımsızlığını ve hukuk devletini savunmamız lazım. Böyle bir şey olması mümkün değil. O zaman nerede kimin inisiyatifinde. O zaman hukuk devletinden ve bağımsız yargıdan nasıl bahsedeceğiz. Onun bilgi birikimi, siyasi birikimine uygun olmayan bir açıklama. Böyle bir açıklama. Hiçbir faydası yok. Bize faydası yok. Kendisine de faydası yok.

Soru:  Etrafınızda vekiller ve geçmiş il başkanları da var. Aziz Kocaoğlunun yalnız bırakıldığnıı düşünüyorum. Akp kanadından bu soruya bile siz yanıt veriyorsunuz. Yalnız bırakıldığınıza inanıyor musunuz'

Deniz Yücel mükemmel bir cevap verdi. Kimseyi rencide etmedi. Ben durumumdan şikayetçi değilim. Vekil arkadaşlarımızın da hakkını yememek lazım. Onlar da zaman zaman çok ciddi destek açıklamaları yapıyor. Kimseden şikayetim yok. Hayatımdan da memnunum. Herkese de sataşma olduğunda da cevap veririm. Ufak tefek şeylerin üzerinde durup da dediğim dedik demeyi sevmiyorum. Bıçak kemiğe dayanırsa cevap veriyorum. Bir eski milletvekilinin şeyi belli olmayan hareketinin dışında mükemmel bir kongre geçirildi. İl başkanı da yönetimi de şu anda başarılı. Daha da deneyimlenip, ben güveniyorum il başkanına. Zaten dört yıla yakın beraber çalıştık. Başarılı olacağına da inanıyorum. Partinin böyle bir gençleşmeye, kana ihtiyacı vardı. O da gerçekleşmiş oldu. Kongrelerde böyle ufak tefek şeyler olur. Bu kongrenin İzmir ve CHP açısından yararlı olacağına inanıyorum.

Soru: Özkanlar Pazar yeri sorunu devam ediyor. Bayraklı Belediyesi Büyükşehir ve Bornova'yı işaret etti. En son dün bayraklı ilçe başkanı genel merkezde bununla ilgili brifing verdi.

Kim ? Okumadım. Tebrik ederim kendisini. Çok başarılı bir çalışma yapmış. Pazar yerleri Pazar açmak, çalıştırmak, denetlemek ilçe belediyelerinin görevi. Biz hem yapım işlerinde gücümüzün yettiğince hem Pazar yeri imarı olan yerlerde büyükşehir belediyesinin arsalarında veriyoruz ilçe belediyelerimize, hiç istisnasız. Ve destek de oluyoruz maddi durumumuz oranında. Olduk da bugüne kadar. İlçe belediyesinin sorumluluğunda. Bunu dünya alem bilir. Sorunu hep birlikte çözelim. Doğru. Otobanların altını versinler. Orası Pazar olsun düşüncesi var. Biz bunu yıllar önce o zamanki Ulaştırma Bakanı ve başbakandan istedik. O zaman Bayraklı Belediyesi yoktu. Bornova merkez Pazar yerinde arsa belediyenin değildi, özel mülkiyetler vardı. Onu almadan, Özkanlar Pazar yerinin hali de malum. İkisini birleştirelim otoban altında ve Pazar yeri problemini çözelim. O zaman verilmedi, belediyeler bölündü. Merkezi kamulaştırdı Kamil Bey. Pazarı yaptı. Bornovanın Pazar sorunu kalmadı. Özkanlar da yargı durdurunca viyadüklerin altı olsun diye herkes fetva vermeye başladı. Yukarıda pazarcı var. Birbirine yakın mesafede. Bayraklı Belediyesi’nin bu sorunu çözmesi lazım. Başkana da şurada olabilir mi diye bir yeri de önerdim. Bayraklı Belediye başkanım orası olmaz dedi. Biz de durduk. Gidip de büyükşehir belediyesinin yetkisi yokken Bayraklı’da Pazar yeri mi açacak. Trafiği yoğun olmayan  bir caddeyi haftada bir gün trafiğe kapatalım diye bir öneride bulundum. Herkes her konuda konuşuyor. Bir ilçe başkanının Pazar sorununu, büyükşehir belediyesinin üstüne ve Bornova belediyesinin üstüne yıkmaya çalışmak boyundan büyük işe kalkmaktır. Yanlıştır. Ve Pazar konusunda ne kendisi muhataptır ne de bizim muhatabımızdır. Belediye başkanı konuşur, belediye başkanı bakar pazara. İlçe başkanı bakıyorsa pazardan sorumlu görevi varsa, o da benimle muhatap olamaz. Görevleri paylaştılarsa onu bilmiyorum. Böyle saçma şey olur m? Genel merkeze pazarcı da gitti. Genel merkez al bu bayraklı belediyesinin işini sen mi yapacak bunu diyecek ya da Bornova belediyesine. Herkes kendi sorununu çözecek. Ne işim var genel merkezde. Genel merkez benim yapmam gereken görevleri belirleyecek mercii değil ki'

Soru: Taşeron sorunu sürüyor. Mahkumların göreve başlatılmaması'

Mahkumların göreve başlatılmaması bize göre yanlıştır. Bu suç engeller. Suçların tasnif ederseniz engeller. Şu mahkumları alma şunları alabilirsin diyebilirsiniz. Bu merkezi hükümetin en doğal hakkıdır. Ama kökten zaten mahkum olan insanın geçinmeye, rehabilitasyona ihtiyacı var. Sanıyorum o karar gözden geçirilecek ve düzeltilecek. Uygulanabilir bir şey değil. Nisana kadar bekleyeceğiz, ondan sonra durum aydınlanacak.

Soru: MHP-AK Parti ve BBP ittifakı ..  bazı ilçelerde CHP’nin elinde olan ama el değiştirmeye müsait ilçeler var. İYİ Parti var. İzmir özelinde İYİ Parti ya da HDP ile ittifak düşünceniz var mı'

O konuya ben karar veremem. Genel Merkez karar verir ittifak konusunda. Çünkü aday belirleme yetkim bile yok nasıl ittifak kuracağı? Ben bugüne kadar tabanda vatandaşla seçmenle ittifak yapıyorum. Seçilebilecek oyu da alıyoruz. Yine biz ittifak değil herkese eşit hakkaniyetli davranıyoruz. Bu duruş karşısında da her partiden oy alan bir yapımız var. Bunu bozmadığımız müddetçe, biz eğer aday olursak, yine bu ittifakı halkın arasında mutabakatı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Geri kalan ittifaklar bizimle ilgili değil. Genel merkez sorarsa biz de bildiğimizi söyleriz.

Soru: Kırsalda seviliyorsunuz…

Süt kuzusu devam ediyor zaten. Sayı çok arttı. 6 bin 500 civarında şu anda. 131 bini buldu. Bu arazi yollarının asfaltlanması zaten ayrı bir şey. Bizim şu anda kırsal ve büyükşehir belediyesi ve başkanı arasında çok büyük bir güven tesis edildi. Birbirimize inanıyor ve güveniyoruz. Tarımdaki ihtiyaç öyle bir şey ki  birisinin arı kovanına, arıya ihtiyacı var bir diğerinin istiridye mantarına bir diğerinin koyun, keçiye ihtiyacı var. Kozak Yaylası’nda fıstık çamının rekoltesinin düşürülmesinin giderilmesine ihtiyacı var. Bir tarafta organik tarıma bir tarafta sulamaya bir tarafta paketlemeye bir tarafta satışa ihtiyaç var. Var var var. Ama biz şu anda aşama aşama gidiyoruz. Şu anda Bayındır ve Menderes’te oranın ihtiyacına göre, paketlemesinden soğuk havasına ne lazımsa, pazarlama faaliyetlerini geliştirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bir taraftan üretimi arttırıp destek verirken diğer taraftan da örgütlenmeyi ve pazarlama faaliyetlerini arttıran faaliyetleri yapacağız. Mesela herkes her sabah bir ton salatalık topluyor. Bir tonun pazarlaması ayrı yüz tonun pazarlanması ayrı. Biz yüz ton bir yerde paketlensin ve pazarlansın istiyoruz. Toptancının, satıcını yanında, market zincirlerinin yanında üreticimiz de bir miktar yakalasın ve pazarlık gücü olsun. Ben gidip domates biber üretmeyeceğim. Ama o üretilen kalitesini, paketlenmesini, arz talep dengesinin kurulması çalışmalarını sürdüreceğiz.

Bazı belediye başkanları örnek alıyor. Benim ailemde geçim kaynağı çiftçilik olan da hayvancılık olan da var. Biz çiftçi tarafındayız. Hayvancılığı da bilirim. 300 koyuna bakacak ülkede 500 çoban yok. 80 milyon Türkiye cumhuriyetinde. 300 koyun dağıtılmaz. Ben gariban bütçemle veriyorum, siz 15 tane verdiğinizde onun bakmasını öğreninceye kadar bu bir hanım ve bey çiftçilik yapan, kafa kafaya verdiğinde, 30 koyun ve keçiye baktığında, bir asgari ücret ya da biraz fazla para kazanır. Köy yerinde bu ciddi paradır. Muhanete ihtiyaç duymaz. Ülkede hayvan üretimi de artar. Tarım bizim tabi ki 10 bin koyunluk çiftlikler de olsun. Ama bunlar yekun teşkil etmez. Çiftçilik aile işidir. Bugün Kiraz’a gidin, tüm evleri gezin. Her evin damında on kırk elli inek var. Aile bakar. Sağar vesaire. İşçilik masrafı düşük olduğu için. Geçinir gider. Önemli olan bunun sürdürülmesidir.

Soru: Şeker fabrikalarının satışını nasıl değerlendiriyorsunuz'

Biz belediyeyiz İzmir’in parasını harcıyoruz. Bize en yakın Afyon’da var. Ama şeker fabrikalarının satılmaması gerektiğine inanıyorum. Geçmişte de şeker fabrikaları biz üretelim diye ulu öndere söylemiş, o da reddetmiş. Doğru mudur bilemiyorum. Efendim, şimdi ulaşım zarar ediyor diye biz ulaşım yapmayacak mıyı? Şeker fabrikası şeker pancarı üretilecek, şeker üretilecek, ürün farklılaştırılmasına gidilir vesaire. Bu diğer sağlığa zararlı şekere, pancarın belli yerlerimizde başat üründür pancar. Başat ürünü ürettirmeyeceksiniz, milleti sağlıksız şekere mahkum edeceksiniz. Efendim şeker fabrikalarının çoğu eskiden kurulmuştur. Ve bir uygun araziye kurulmuştur. Bu arazilerin büyüklükleri, üç dört bin dönümdür. Daha büyükleri de vardır. O ilçeye o beldeye hayat vermiştir. Futbol kulüplerinden  sosyal etkinliklere varıncaya kadar sinemalara varıncaya kadar ve kentin büyümesiyle beraber büyümesini tetiklemiş. Şehrin içinde kalmıştır fabrikalar ve rant oluşmuştur. Mesele bu ranttır. Fabrikası satılan şeker fabrikasının arazisi de satılacaktır. Ciddi bir arazi satımıyla ilgili bir konudur. Zaten kota verilmektedir. Detayına girmek istemiyorum. Ama bazı bölgelerde çoğu yerde duyuyorum, işadamları birleşip fabrikaları alıp, o kota veriyor zaten devlet, yüz bin ton üreteceksin diyor. O da zaten şeker fabrikası yüz yüz elli gün çalışıyor. Onun rantabl olan, hesabını yapanlar alabilir çalıştırabilir. Bu farklı bir şey.

Soru: Tuncay Özkan’ın il başkanlığı yerine konak ilçeyi ziyaret etmesi. Konak ilçe başkanı istifa etti. Gruşçu yönetimce getirildi. Kent konseyi bir bilgilendirme yayınlıyor.

Kent konseyini biz yönetmiyoruz. Kendi yönetmeliği var. O çerçevede başkanlığı sürdüremez. İlçe başkanı olmuş kent konseyi başkanlığı görevini bitirecek. Seçime kadar başkanlık edecek, ondan sonra seçim yapılacak. İl başkanlığını değil kent konseyini ilgilendirir. Başkanlığı sürdüremiyorsa, sürdürülmeyecek işin istifası da olmaz. Yasal olarak sürdürülemeyecekse zaten istifa etmiş olur yahut istifa eder. Bunlar ufak tefek işler. Bizim dışımızda işler.

Soru: Kültürpark'

Kültürpark beklemede. Koruma imar planı yapılacak, onaylanacak. Basmane Çukuru da duruyor. Yürütmeyi durdurma…

Soru: Kentsel dönüşüm Karabağlar’da başladı'

Karabağlar’da ikinci etabı da ihaleye çıktık. Örnekköyde birinci etabın ihalesine çıktık. Bizim yaptığımız model, inşallah ekonomide daralma söz konusu olmaz, konut talebi devam ettiği sürece İzmir’deki kentsel dönüşüm sistemi devam edecektir. Çok da başarılı olacak. Hem yerinde hem yüzde yüz uzlaşmayla dönüşüm. Hem müteahhit ile vatandaşı bir araya getirmiyoruz. Vatandaşın hakkını hukukunu koruyoruz. Müteahhit firma tek kişiyle muhatap oluyor. Onun  da hakkını ve hukukunu koruyoruz. Bu iş mükemmel şekilde devam ediyor.

Soru: Karşıyaka Opera Binası'

Karşıyaka’daki opera binasının yer teslimini aldık. Temel atmaya bekliyoruz.

Soru: Moodys kredini notunu düşürmedi'

Teşekkür ediyoruz. 14 yıl önce kolları sıvadık. Projelerimize kentin ihtiyaçlarına kentin kalkındırılması için aklın ve bilimin rehberliğinde çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Sadece kredi notunun yüksekliği değil, o bir ölçü, güven veriyor, ama yaptığımız işler ve projelerle ilgili merkezi hükümetin üzerinde yatırım yapan büyükşehir belediye başkanı olmak ayrı bir şey. Bunun kıyaslanması bile farklı bir şeydir. İzmir Büyükşehir Belediyesi merkezi hükümetten daha fazla yatırım yaptı demek, İzmirliler için de merkezi hükümet için de tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için de dışarıdaki kurum ve kuruluşlar için de çok önemli bir ayrıntı. Bizim onu değerlendirmemize gerek yok.

Alaçatı Havalimanı. Zaten başlamıştı. Yapılmasında büyük fayda var. Yazın belli büyüklükteki uçakların, charter uçakların ya da özel uçakların gelebileceği bir yer olur. Yararlı olacağına inanıyorum.

Soru: 15 yılda yapamadım dediğiniz'

Çöp.. Manisa’nın yaptığı, tabi ki Cengiz Bey de güzel şeyler yapıyor. Bunların hepsi ayrı hikaye. Yer kardeşim yer. Belediyelerin tahsisiyle ilgili değil, belediyelerle ilgili değil konu. Dava açanlarla ilgili. Mesela şu anda mevcut konuştuğumuz yerde hem Çevre Bakanlığı ile mutabıkız, hiçbir problemimiz yok. Avukatlar dava açtı. Bilirkişiler onların lehine karar verdi. Mahkeme devam ediyor. Ne belediyelerle ilgili ne merkezi hükümetle ilgili. Tıkandığı yeri söylerim. Katı atık ile ilgili kimsenin günahı yok. İki avukat dava açtı. Bilirkişilerin raporuna itiraz ettik, yeni bilirkişi atandı ya da atayacağız. Mesela bir yer de bulduk, istemedik dediler, köylüler, o zaman seçim arefelerinde bu iş tehlikeli oluyor. Yapılmayacak bir iş değil. Mükemmel bir çöp tesisi yapmak İBB için çocuk oyuncağıdır. Yer problemi var. Bizim güneyde de başka bir tesis yapmamıza ihtiyacımız var. Bir tanesini halletsek inşallah ikincisi de gelir.

Soru: Tüzük Kurultayı'

Tüzük kurultayında delege olmadığımız için gitmedik. Hayırlı olsun.

Soru: 2018’i Çinliler Türk Yılı ilan etmişler. Türkiye’deki ve İzmir’deki turizme katkısı  olur mu'

Ticaret odasının ciddi bir çalışması var. Çin ve Japonya üzerinde yoğunlaştılar. Mutlaka faydası olacaktır. Ama daha çok tanıtım ve eksikleri tamamlamak temel görevimiz. İzmir büyümesi için, İzmir’in yaşam kalitesinin artması için ve gelir düzeyinin artması için potansiyelinin çok azını kullandığımız iki sektör, hizmet ve turizm sektörü. İzmir sıçramayı bu iki sektörü büyütüp çeşitlendirerek yapacaktır. Fuar ve kongre bunun için örnektir. Ören yerlerinin restorasyonu ayrı bir örnektir. Sağlık turizmi, doğa turizmi hepsini birleştirdiğinizde, gastronomi turizmini geliştirdiğinizde bir sıçrama olacaktır. Artık sanayi istihdam yaratmıyor. Hizmet sektörü ve turizm istihdam yaratıyor. Bizim gibi bir kentte bu hizmet ve turizmden pay almak için seferber olmamız gerekiyor. Umuyoruz başarırız. Herkesin de bu konuda taşın altına elini koymasını istiyoruz.

Soru: Yol asfaltlanıyor, sonra bir daha kazılıyor şikayeti çok vatandaştan'

Kıştan çıktık. İBB birçok ilçede su tesisatını yeniliyor. Yenilemezse su kaçağı var deniyor. Yenilemek para demek. Çeşme’nin yenilenmesi 260 milyon lira. Yollar kapanmıyor açılmıyor dediği konuların en küçüğü 3q40 milyon lira. Yatırım yapıyoruz ilçesine. Tabiki altyapı çileli bir iş. Toz toprak olacak. Müteahhit deneme yapılmadan yol kapatılmayacak. Kendileri çukur açıp büyükşehirin çukuru diye fotoğraf çektiren belediye başkanı da var. Seçim arefesinde iş biraz şirazesinden çıkmış durumda. Ben burada belediye başkanı arkadaşlara, büyükşehir altyapı yatırımı yapıyor var gücüyle. Şu gecikti deniyor. Merkezi hükümette geciken 30 yıllık projeleri sayarsam. O kente yatırım yapıyorum, ilçe belediyesinin bunu siyasi malzeme olarak kullanmaması gerekiyor. Hem kesintisiz su sağlamaya çalış hem de ilçe belediyesi kalksın gazetelere boy boy haber vererek büyükşehir belediyesini eleştirsin. Yapmamak kimi cezalandıracak. O belediye başkanını m? Vatandaşı cezalandıracak. Biz görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Bir adap eksikliği var. Bir adap olması lazım. Bu kayboldu memlekette. Ben hepsinin abisiyim. Ben size örnek oluyorum.  Dedim dedi cevap vermiyorum. Bir yıl kaldı şurada. Niye yapayım polemi? Herkes bakacak. Onu söyleyen adam ara sokaklardan da ilçe belediyesi sorumlu. Ara sokakların rezaletine bakacak. Büyükşehir su tesisatı yapmış üstünü kapatıp asfaltlayacak. Ona göre gecikme var. Aksama olmuyor mu oluyor müteahhitlerde. Onun hesabını ben veriyorum, ben vereceğim ilçelerde. Sen kendi sokaklarının hesabını ver, onları yap. Seçime bir yıl kala. İlçe belediye başkanlarının siyaset yapmak gibi tavırlarını hiç yakışıklı bulmuyorum. Biz yıllardır seçime gireriz. Tıkır tıkır tıkır tıkır. Taha Bey ile de Binali Bey İLE DE efendice geçirdik. Bugünden bu tür şeylere girerse seçimlerden yara alırlar. İzmirli had bilmezlik, kavga istemiyor. Adam gibi oturup çalış diyor. Yeşilyurt ana hattında sorun oldu. Yaptık. Bunu yapmazsan yazın su kesilecek. O dönem vatandaş ister istemez sıkıntı. Bu yatırımı yapmak zorundaydık. ‘Tramvay yap ama trafik kapanmasın, toz  da çıkmasın.' Biz hokus pokusçu muyuz' 

Siz tamamladınız kapattınız. Bir yazı geldi. Elektrik idaresinden. Dünya bankasından kredi aldım. Elektrik kablolarını yenileyeceğim. Niye haber vermedin. E bugün çıktı. Kablolar cangır cangır sallanıyor. Mecburen izin veriyor kazmaya tekrar. Bu hesap kitap beş yıllık bilmem ne kaynak para. Şu zaman yapılacak. İhale mevzuatı zaten ayrı bir hikaye. İhale mevzuatımız kurala uyan adama uygun değil. Arkadan dolaşan adama uygun. Bu kadar söyleyeyim. Anlayan anlar.

Soru: Aday olacak mısınız'

Süre olarak bir sene kaldı. Önümüzde daha bir sene var. Kimseye sorulmaz da bize neden her gün sorulur. Gözü olanlar da çalışacak. Arkadaşlar belediye başkanı görevine devam ediyor. O zamanı geldiğince konuşulur. Bugün benim ne adayım ne değilim deme lüksümüz yok. Ben zaten aday olamam parti büyüklerimizin dediği gibi. Ancak aday adayı olurum. Parti büyükleri takdir ederse aday yaparsa aday olurum. Şu anda da karar vermiş değilim. Eşim kendi duygu ve düşüncesini söyledi.

Ben Bornova’dan çıkıp gelen Aziz Kocaoğlu’yum. Aynı iyi niyet ve samimiyetle çalışıyorum. Layık olmaya çalışıyorum. Ben size inanıyorum güveniyorum. Siz de bana inanıp güveniyorsunuz. Bunu da her halükarda gösteriyorsunuz. Çalışmaya devam edeceğiz. Hepinize sağlık ve esenlik diliyorum. İşlerinizde başarı diliyorum. Allah herkese gönlünce versin diyorum.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası