TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Dünya yaklaşık bir yıldır Türkiye ise yaklaşık 9 aydır koronavirüs mücadele ediyor. 1 Haziran kontrollü sosyal hayat ile birlikte vaka sayılarında düşüş beklenirken vaka sayıları tam tersine kritik oranlarda artış gösterdi. Pandemi koşullarında özellikle grip mevsiminin de gelmesiyle vatandaşlar koronavirüsten korunma düşüncesiyle grip ve zatürre aşılarına yöneldi. Vatandaşlardan gelen yoğun talebi karşılayamayan eczacılar salgının ilk günlerinde olduğu gibi yine zor durumda kalanlar oldular.
Grip ya da zatürre aşısının koronavirüse karşı bir koruma sağlamadığını belirten İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, türkiye’de aşı stoklarının yetersiz olduğunu ve bu nedenle yalnızca kronik rahatsızlığı bulunan ve ihtiyacı olan vatandaşlara verilmesi gerektiğini söyledi. Sayılkan, “Stoklarda aşı sıkıntısı var. Aşı, parası olana değil, ihtiyacı olana verilsin. Sağlık Bakanlığı şu yaşta olanlar ve şu hastalığı olanlar aşıyı olabilir desin ve aşılar sadece reçeteyle satılsın. Böylelikle toplu alımlar olmasın ihtiyacı olanlar olsun” diye konuştu.
“GRİP AŞISI OLANLAR COVİD OLMAYACAK DİYE BİR ŞEY YOK”
Grip aşısının bu sene Covid-19 ile birlikte daha ciddiye alınmaya başlandığını söyleyen Sayılkan, “Grip aşısında bir sistem var. Eylül ekim aylarında gelir. En son 2 yıl önce en çok geldiği dönemmiş. 1,5 milyona yakın gelmiş ve bu aşıların iki firma getirmiş. Bu getiren firmaların elinde bir miktar aşı kalmış ve o firma bir sonraki sene aşı getirmemiş. O aşılar talep olmayınca, 70 küsur liralık da fiyatı olunca eczacıların da elinde kaldı. Bu nedenle geçen yıl aşı miktarı 1 milyon 300 bin çizgisine düştü ve tek firma getirdi. Geçen sene aşıya ulaşmakta biz de zorluk çektik vatandaş da çekti. Bunun nedenlerinden biri de şu: Bazı kurum ve kuruluşlar toplu aşı aldılar. Nasıl aldıklarını bilmiyorum. Çünkü Türkiye’de aşının nasıl alınacağı bellidir. Depodan eczaneye gelir, eczaneden vatandaş tarafından alınır. Ama bin ya da 2 bin kişi olan yerlerde çalışanlara jest olarak toplu aşı alımı yapıldı. Bu doğru değildi. Tıpkı bazı özel hastanelerin toplu aşı alıp özel sağlık sigortası olan vatandaşlara uyguladığı gibi. Şöyle bir algı oluştu. Paranız ya da özel sağlık sigortanız varsa aşı alıp yaptırabilirsiniz. Oysa aşı bu sene de diğer yıllarda olduğu gibi 1 milyon 300 bin geliyor. Fakat pandemiden dolayı bu talep anlamsız bir şekilde arttı. Şunu baştan söyleyeyim. Grip aşısı olanlar Covid olmayacak diye bir şey yok. Öyle bir koruması yok grip aşısının. Risk grubu dediğimiz kronik hastalığı olan 65 yaş üstü ve bağışıklık sisteminde sorun yaşayan kişiler ya da kanser tedavisi görenler var. Grip hastalığını ağır geçiren özellikle kronik rahatsızlığı olan bu kişiler bu aşıyı olmazlarsa Covid ile ilgili sıkıntı yaşama riski artar. Onların aşıyı öncelikli vurulması lazım. Ama 20-30’lu yaşlarda olup bilinen herhangi bir rahatsızlığı olmayan vatandaşların bu aşıyı olmaları doğru değil. Çünkü hem ihtiyaç yok hem de Covid’e karşı koruması yok. Ayrıca ihtiyaç sahibi olmayan her vatandaşın olduğu aşı ihtiyaç sahibi olanların aşısından eksiltiyor. Keşke 20 milyon gelse de herkes olsa. Ama aşı bir önceki senenin salgın hastalıklarına göre uzun sürede üretilen şeyler. Ne yapmak lazım bu durumd? Parası olana değil, ihtiyacı olana verilsin. Sağlık Bakanlığı şu yaşta olanlar ve şu hastalığı olanlar aşıyı olabilir desin ve aşılar sadece reçeteyle satılsın. Böylelikle toplu alımlar olmasın ihtiyacı olanlar olsun” dedi.
İLK PART AŞILAR GELDİ
Aşıların tek sefer değil birkaç part halinde ülkeye getirileceğini belirten Başkan Sayılkan, “Zaten 1 milyon 300 bin aşı da tek seferde gelmiyor. Geçtiğimiz hafta sonunda ilk partı yani 200-300 aşı Türkiye’ye geldi. Ama dağıtım yöntemi belirlenmediği için Sağlık Bakanlığı dağıtımını yaptırmadı. Benim duyduğum kadarıyla e-nebız sistemi olacak ve orada herkesin kodlaması olacak. Aile hekimleri aşıyı gerektiren hastalıkları olanlara reçete yazabilecek” ifadelerini kullandı.
“BAKANLIK ÇÖZÜM ÜRETMEZSE BİZİM ALTERNATİFİMİZ VAR”
Stoklarda aşı sıkıntısı olduğunun altını Çizen Sayılkan, “Stoklarda aşı sıkıntısı var. Bakanlık çözüm üretmezse bizim üzerinde çalıştığımız bir alternatifimiz var. Üst birliğimiz farklı bir ülkeden aşı getirmek için talepte bulunmuş. Ancak henüz Sağlık Bakanlığı’ndan bir yanıt gelmemiş. Eğer biz Türkiye’de 50 yıl önce aşı çalışmalarına başlasaydık bugün kendi aşımızı üretiyor olabilirdik ve bu sıkıntıların hiçbirini yaşamazdık. Türkiye’ye 30 milyon aşı gelmesi lazım. Ama gelmez. Maksimum 1,5 milyon gelecek. Onun da en azından 80-90 bini riskli grup olan sağlık çalışanlarına verilecek. Kalan da vatandaşa risk grubundaki sıralamalarına göre dağıtılacak. Bunu da yapacak olan aile hekimlerimiz” dedi ve aşı çağrısında bulunan kişilere hitaben şunları söyledi; “Herkes aşı olsun diye çağrı yapan arkadaşların bu olayı bilmediğini düşünüyorum. Çünkü en baba zamanında bile 83 milyonluk ülkeye 1,5 milyon gelmiş. Şimdi 1 milyon 300 bin aşı gelecek. 83 milyon nüfus var. Herkes aşı vurulsun diye çağrı yapan arkadaşlar bu iş nasıl olacak bir anlatsınlar bize. Aşının yetersiz olması şimdiden bir kaos ortamı yarattı. Televizyona çıkıp herkes grip aşısı olsun diye çağrı yapan bilim insanlarının sayesinde yaklaşık 1 aydır grip aşısı geldi mi diye soran insanlar var. Şunu net olarak söylüyorum. Grip aşısı Covid’den korumaz. Bu anlaşıldığında talep de büyük oranda azaltacaktır. Ayrıca talep yoğun olup aşı az olduğunda ister istemez şiddet olayları da artacaktır.”
“ORTADA BİR SORUN VARDIR VE ÇÖZÜM GEREKLİDİR”
Başka Sayılkan, vatandaşların liste yaptığı iddialarını yanıtlayarak, “Eczaneler talep yoğunluğu nedeniyle liste yapıyor. Burada bir öncelik belirlemek gibi bir durum yok. Eczaneye gelen hastalarımız aşı istiyorlar. Biz onlara durumu açıklıyoruz ama pandemi psikolojisinde bunun anlaşılması biraz zor. Ama o listedeki herkesin aşıya ulaşması gibi bir durum söz konusu değil. Benim tuttuğum listede 250-300 kişi oldu. Ama 300 aşı gelmeyecek. Türkiye’de 26 bin eczane var. Aşıyı hiçbir yere vermedik sadece eczanelere dağıttık diyelim. Bir eczaneye ortalama 50-60 tane aşı geliyor. Böyle 50 aşının geleceği yerde 300 kişilik liste varsa ortada bir sorun vardır ve çözüm gereklidir. Bizim önerimiz belli. 20-40’lı yaşlarda herhangi bir sağlık sorunu olmayan kişiler bu aşıytla zaman kaybetmesinler, vatandaşın hakkını da gasp etmesinler. Bizim bahsettiğimiz parası olan değil, ihtiyacı olan aşıya ulaşsın ile ilgili bir düzenleme yapılıyor diye biliyorum. Ama bununla ilgili de huzursuz olanlar var. Çünkü aşılar aile sağlık merkezlerine dağıtılacak ve doktorlar ihtiyacı olana reçete yazacaklar. Bu da oralarda bir yoğunluk olacağı anlamına geliyor ve tartışmaların olmasından çekiniliyor. Bu işin eczacılar kısmı var. Biz nasıl dağıtacağı? Bu sorunun yukarıdan çözülmesi gerekiyor. Çözüm Sağlık Bakanlığı’nda. Biz her gün eczanelerde 70-80 kişiyle aşı için muhatap oluyorsak en azından 50 kişi de aşı için gelmeye başladı. Bu bulaş riskini de artırıyor. Bu aşı sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“BALKAN ÜLKELERİNDEN AŞI ALINIYOR”
Aşı kıtlığı, eczacıların karaborsa aşı sattığı iddialarını da beraberinde getirdi. Başkan Sayılkan karaborsa iddialarına ilişkin şunları söyledi; “Ortalıkta karaborsa iddiaları dolanıyor ama henüz dağıtım başlamadığı için doğru değil bu. Ama Balkan ülkelerinden değişik aşıların alınıp getirildiğini biliyorum. Karaborsa iddiaları buradan geliyor olabilir. Bizim karaborsa için de önerimiz vardı. İlaçların üzerinde ilacın kimlik numarası yani karekodları var. Sağlık Bakanlığı’nın elinde de ilaç takip sistemi var. Karaborsacılığı engelleyecek olan bu sistemdir. Biz o karekodları sisteme işlediğimizde ilacın Türkiye’ye hangi gün hangi depodan geldiği, hangi eczaneden hangi vatandaşa verildiği takip edilebiliyor. Bu sistemde bir kaçak oluşma riski yok. Yeter ki Sağlık Bakanlığı bu sistemden bunları takip etsin.”