İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Pause FM'de yayınlanan radyo programına konuk oldu. Soyer, kent için ulaşımdan, yatırımlara; kentsel dönüşümden üretici pazarlarına dek bir çok soruya yanıt verdi. Programda sorulan "Büyükşehir Başkanı olarak nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz'" sorusuna ise Ben salyangoz olmak istiyorum. Dünyanın ritmiyle uyumlu, dünyayla iyi ilişkiler kuran, sahip olduğu güzellikleri, kültürünü iyi koruyan ve iz bırakan. Salyangoz kıymetlidir. 50 yıl sonra bıraktığımız iz hala durursa ne mutlu bize” dedi.
Soyer'in açıklamalarından satır başları şöyle:
13 AYRI ALT GEÇİT GELİYOR
Altgeçitler var. 13 tane yapacağız en az. İlki Alsancak Garı’nın orada. Hocazade Cami’inden başlayıp Havagazı Fabrikası’na kadar olacak. Üstü kent meydanına dönecek. 13 alt geçit ihalesi hazırlığı sürüyor.
Çiğli Tramvayı eksikler tamam. Finansmanı, projesi hazır. Onaya kaldı.
Buca Metrosu ile ilgili Cumhurbaşkanı’ndan onay geldi. İhalesini yapacağız 2020 içinde. Görev süremizde o metroya binmeyi hayal ediyoruz.
Körfez’de yeni iskeleler yapacağız. Sefer sayısı artacak. 2 feribot alacağız.
OTOBÜSLER BİSİKLET KOYMA APARATLARI KOYUYORUZ
Bisiklet tutkunuyum. Hayatımda hep oldu. 5-6 arkadaş her sene Toroslar’ı geçeriz. Farklı parkurlardan Akdeniz’e ineriz. Toroslar en güzel coğrafyalardan biri. Doyamazsınız o yola. Bitmesin istersiniz. Bir sene Alpler’i geçtik. Bisikleti çok seviyorum. Hem ulaşım aracı olarak hem spor olarak. Temiz kolay sessiz. Bir yandan spor yapmamıza imkan veriyor. Gelişmiş ülkelerde yoğun bir şekilde kullanılıyor. Bizim ne eksiğimiz var. İzmir dümdüz bir şehir. Yoğun kullanılması lazım. Biz kullandıkça bu kültür yayılacak. İnsanlar daha da sevecek. Takım elbisesiyle de binebilir. BİSİM’i yayacağız. Otobüslere bisikleti koyma aparatları koyuyoruz. İzmir'in Avrupa Bisiklet Rotası Ağı’na katılan ilk kent oldu Türkiye’den…
KADIN ÜRETİCİ PAZARLARI ÇOĞALACAK
Bu pazarları çoğaltacağız. Sadece alışveriş yapılan yerler değil. Arkada bir hikaye ve omurga var. Küçük üreticiyi desteklersen onun ürettiğinden hayatını kazanmasını mümkün kılarsak üreticiyi tüketiciyi korumuş oluruz. Çok faydası var bu pazarların. Bir kural var. Sadece kendi ürettiğini satmasına izin veriyoruz. Dışarıdan mal alıp getirilip satılmıyor. İster tarlasında ister atölyesinde ister mutfağında üretsin vergisiz işgaliyesiz satmasına izin veriyoruz. Bu hikaye küçük üreticinin kadının ürettiğini satmasını mümkün kılan bir hikaye. Tüketici de sağlıklı ürünlere ulaşıyor. Bereketli topraklar bereketini kaybetmedi. Biz saman gübre ithal ediyorsak bu topraklar bereketini yitirdi diye değil yanlış politikalarla toprakla küstü diye üretici bu noktadayız.
İZMİR'İN KABUĞUNU KIRIP DÜNYA İLE TANIŞMASI GEREK
2 Uluslararası fuar geliyor. Dünyanın en büyük gastronomi Fuarı olan Terra Madre, Toprak Ana festivali… İtalya’da 2 sene de bir yapılıyor. İlk defa İtalya dışında düzenlenecek. İzmir’de olacak. Bunu söküp aldığımız için mutluyum. 2021’de olacak. Afrikada’ydım geçen hafta. Onlarında 2 senede bir ev sahipliği yaptığı kültür zirvesi var. Dünyanın en büyük kültür zirvesine talipleri oyluyorlar. Biz Meksika’nın bir şehri ve Kazan ile yarıştık. Biz kazandık. 2021’de İzmir dünyanın en büyük kültür zirvesine evsahipliği yapacak. Daha güzel haber. İzmir 2025 büyük botanik EXPO’suna evsahipliği yapacak. Kentin markalaşması diyorsanız o şehrin ne kadar dünyayla buluştuğuyla ilgilidir. Paris Fransa’dan daha bilinir bir markaysa İzmir’in de buna soyunması lazım. Kabuklarını kırıp dünyayla buluşması gerek. Bu bizim dünyaya daha fazla gitmemiz dünyanın bize gelmesi demek. Kendi Kabuğunuzda yaşayabilirsiniz, patinaj yaparsınız, bunu aşmak lazım.
KENTSEL DÖNÜŞÜME DÜNYA BANKASI DESTEĞİ
İzmir Büyükşehir’in dönüşümle ilgili bir şey yapmadığına dair kanaat var. Büyükşehir önemli hazırlıklar yapmış, projeler çizmiş, düzenlemiş. Her şey hazır ama ülkedeki ekonomik krize toslamış. Yapım işlerinin durduğu inşaatların yarım bırakıldığı bir dönem. Müteahhitler kriz nedeniyle girmiyor. Biz de bunu aşmak için İspanya’da dünya bankası ile toplantı yaptık. Dünya Bankası, kentsel dönüşüme ciddi destek verecek. Güzel şeyle olacak.
‘SALYANGOZ OLMAK İSTİYORUM’
Sakin Şehir olduğumuzda logomuz salyangozdu. Neden salyangoz. Aslında yavaş değil, dünyanın ritmiyle uyumlu. Biz yavaş buluruz. Doğayla barışıktır. Antenleri dünyayla iletişim kurar. Kabuğu serttir, sahip olduklarını çok iyi korur. Ve iz bırakır. Ben salyangoz olmak istiyorum. Dünyanın ritmiyle uyumlu, dünyayla iyi ilişkiler kuran, sahip olduğu güzellikleri, kültürünü iyi koruyan ve iz bırakan. Salyangoz kıymetlidir. 50 yıl sonra bıraktığımız iz hala durursa ne mutlu bize.