Ege Postası
Geri

Başkan Soyer’den İzmirlilere söz: Adalete erişimi kolaylaştıracağız

İnsan haklarının uygulanmasında büyük sıkıntıların yaşandığı bugünlerde örnek bir uygulamaya imza atan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Barosu, İzmir İnsan Hakları Başkenti Protokolü’nü imzaladı. İmza töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, protokolle birlikte İzmir’de hakim kılınmaya çalışılan eşitlik temelli hayatın inşa edileceğini belirtti ve İzmirlilere söz verdi. Soyer, “Adalet erişimini kolaylaştıracağız” dedi.
Başkan Soyer’den İzmirlilere söz: Adalete erişimi kolaylaştıracağız
Haberler / Güncel
10 Aralık 2020 Perşembe 11:43
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Barosu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında İzmir İnsan Hakları Başkenti Protokolü imzaladı.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen imza törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel’in yanında CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, ilçe başkanları ve partililer katıldı.

“HAK MÜCADELESİNDE VATANDAŞLARIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ”

İmza töreninde açılış konuşmasını yapan CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “CHP İnsan haklarını adresi olacak diyerek, hak bilincini birlikte yerleştireceğiz diyerek, sağlık hakkından eğitim hakkına, temel insan temel insan haklarının tamamında mücadeleyi birlikte vereceğiz diyerek, kalemiyle doğruları yazmaktan asla çekinmeyen ve vatandaşımızın doğru bilgiye uğraşmasını önleyici engelleri elinin tersiyle iterek mücadele eden değerli basın emekçilerimizin hak mücadelesinde yanlarında olacağız diyerek, anayasal çalışma hakkını elinden alındığı için 10 milyon işsiz vatandaşın yanlarında olacağız diyerek, günde 39 liraya mahkum edilen 3 milyonun üzerindeki emekçi kardeşlerimiz için, işten atılan işsiz bırakılan çalışma hakkı elinden alınan tüm vatandaşlarımızın mücadelesinde birlikte olacağız diyerek yola çıktığımız İzmir İnsan Haklarının Başkenti Projesinde çok önemli bir günü paylaşıyoruz.

Kadın cinayetlerinde, kadına karşı şiddette, çocuk istismarının ihmalinde, engelli vatandaşlarımızın hak mücadelesinde, mültecilerimizin, ,ülkemizin yaşadığı sorunlarına çözüm üretme adına İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Barosu arasında hak temelli bakış açısının oluşturulması hak bilincinin yerleştirilmesi ve tüm bahsettiğim mücadele alanlarında insan hakları ihlalleri alanında vatandaşlarımızın yargıya erişim hakkı önündeki engelleri kaldırmak adına çok önemli bir protokolü birazdan imzalayacak. Biz de bu tarihi ana tanıklık edeceğiz. İzmir, barışın dostluğun kardeşliğin tarihi kültürel yapısıyla da öncelikli olan bir kent. Ve bu kentten de uluslararası insan hakları mücadelesinde CHP iktidarının bakış açısını ortaya koyacak, yerelde insan hakları mücadelesi ve bilincinin yerleşmesi ve mücadelesinde anlamlı bir kent olması bakımından İnsan Haklarının Başkenti olmayı en çok hak eden kentlerden biri. Ben CHP’nin insan hakları temelli iktidar mücadelesi ve yolunda çok önemli bir katkıya imza attıkları için İzmir Büyükşehir Belediyemizi ve İzmir Barosu’nu tebrik ediyorum” diye konuştu.

PROTOKOL NEFRET SÖYLEMLERİNİ PANZEHİRİDİR

İnsanların din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit bir yaşam sürmesi için imzalanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 72 yıl önce imzalandığını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “72 yıl sonra bugün ne yazık ki, o koşullarda kabul edilen insan hakları sözleşmesinin uzağında olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Çünkü bugün halen dünyada ve ülkemizde, insan haklarıyla ilgili çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Uzlaşma kültürünün yerini kutuplaşma, özgürlük ve hakların yerini ihlâller ve eşitsizlik almış durumda. Ancak bunu değiştirmek, doğduğu andan itibaren herkesin ayrımsız şekilde eşit haklara sahip olduğunu, bu hakların evrensel, bütünsel ve bölünmez olduğunu göstermek bizim elimizde. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu anlayışla; I'zmir'de insan haklarının yaygınlas'tırılması ve gelis'tirilmesi için pek çok çalışma yürütüyor. İzmir Barosu ile i? birlig'i protokolu'nü imzalayacağımız ‘İzmir I'nsan Haklarının Başkenti’ projesi de, tüm bu çalışmalarımızın içinde çok önemli bir yer tutacak. Demokrasi ve insan hakları, bizim için bir kent yönetiminin ana prensibi. Çünkü demokrasinin özünde; eşit yurttaşlık var. Hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin söz hakkının olması ve farklı görüşlere saygı var. Yani demokrasiyi gerçek anlamıyla uyguladığınızda, zaten insanın doğduğu andan itibaren kazandığı hakları, güvence altına almış olursunuz. Dolayısıyla demokrasi ve insan hakları; birbirinden doğan, birbirini tamamlayan ve besleyen güçlü bir ilişkiye sahip. İzmir İnsan Haklarının Başkenti Projesi, tam olarak bunu içeriyor. Amacımız demokrasinin pratikte yaşam bulduğu; dili, dini, inancı, etnik yapısı, cinsiyeti, gelir düzeyi, eğitim seviyesi ne olursa olsun herkesin İzmir’de, birbirinin haklarına saygı duyduğu, ortak bir gelecek duygusuyla bir arada yaşadığı bir şehir iklimini yaratmak. İzmir’de hayata geçirmeye çalıştığımız bu iklim; son yıllarda tüm dünyada popülist yönetimlerin, toplumlarda yarattığı kamplaşma, kutuplaşma, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin panzehiridir” dedi.

“ANA STRATEJİMİZ DEMOKRASİ”

Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti; “Yerel yönetim ve sivil toplum iş birliğinde İzmir İnsan Haklarının Başkenti vizyonu, İzmir’in binlerce yıllık geçmişi, kültürel mirası, Anadolu ve Akdeniz’deki eşsiz rolü çerçevesinde; ülkemizin ve bölge ülkelerinin ihtiyacı olan demokrasi ve hukuk devletini, yerelden en güçlü şekilde inşa etmenin, örnek bir modelini oluşturacak. Temennimiz; demokrasi ve insan hakları bağlamında tüm dünyada yaşanan daralma ve geriye gidişe karşı çoğulculuğun, eşitliğin, özgürlüklerin ve adil bir yaşamın var olabileceğini, şehrimizden başlayarak değiştirebileceğimizin umudunu büyütmek. Projemiz kapsamında; İzmir’de insan hakları bilincinin yükseltilmesi, demokratik hakların tüm toplumsal kesimlerce özümsenmesini sağlayacak eğitim çalışmaları yapacağız. Başta dezavantajlı toplumsal gruplar olmak üzere tüm İzmirlilerin temel ihtiyacı olan adalete erişimini kolaylaştıracağız. Çocuk hakları, kadın hakları, şiddetle mücadele ve mülteci hakları gibi yaygın hak ihlâllerinin tespiti, adli makamlara yönlendirilmesi ve Baro tarafından hukuki yardım hizmetinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacağız. Biz İzmir’de, refahın artması ve bu refahın, hakça paylaşımının mücadelesini veriyoruz. Stratejik planımızdaki ana hedeflerimizden birini demokrasi olarak belirledik. Çünkü İzmir’in kalkınması ve zenginleşmesinin en temel koşulunun; demokrasi ve insan haklarını, yaşamın tüm kılcallarına yaymak ve korumak olduğunu biliyoruz. Demokrasi ve insan haklarını gözetmeden, bir kentin veya bir ülkenin zenginleşmesinin, sadece belli bir zümrenin refahının artması demek olduğunu ve yönetimlerin otoriterleşmesi sonucunu doğurduğunu, dünyadaki örneklerden görüyoruz. Hiç şüphem yok ki İzmir, İnsan Haklarının Başkenti projesi, İzmir’in demokrasi ve insan hakları temelinde gelişmesi hedefimize, büyük katkılar sunacak ve bizlere rehberlik edecek.”

“ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİNİZ”

İmzalanan protokolün İzmir’i insan hakları konusunda öncü bir kent yapa yolunda atılan önemli bir adım olduğunun altını çizen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Bu, bizi açımızdan çocuklarımıza, kadınlarımıza ve dezavantajlı yurttaşlarımıza karşı yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Biz bu görevi yerine getirebilmek için yola çıktık. Bu 1,5 yıl önce başlattığımız bir projeydi. Bu alanda yerel yönetimlerle iş birliğini önemsedik ve geldiğimiz nokta itibariyle İzmir Büyükşehir Belediyesiyle bu protokol imzalayacak olan İzmir Barosu açısından onur veren bir gelişme. Şunun farkındayız. Yazılı metinleri hayata geçirmek, bunu hayatta uygulanabilir kılmak ve yurttaşların gerçekten adalete erişimi konusunda bir gelişme sağlayabilmek bu projesinin başarısı olacaktır. Bunu başarabildiğimiz ölçüde Türkiye’ye örnek bir kent, Türkiye’ye örnek bir çalışma modelini sunmuş olacağız. Bu işi neden yapıyoru? Merkezi otorite her geçen gün insan hakları konusunda olumsuz yol almaya devam ediyor.  10 üzerinden bir değerlendirme yaparsak sıfırlar çok kalır. Eksilerdeyiz. İfade özgürlüğü yok, hak arayan kadınlara yönelik şiddet, istismara uğrayan çocukların korunmasına yönelik tedbirlerdeki eksiklik… Bütün bu hak ihalelerine karşı merkezi otoritede hiçbir değişim sağlanmadı. Merkezi otorite sustuğu ölçüde biz de susmaya devam mı edeceği? Hayır. Mücadele edeceğiz. İnanıyoruz ki yerelden merkeze doğru örgütlenecek bir insan hakları modeli mümkün. Yerelden merkeze doğru insan haklarını hakim kılacak bir yönetim anlayışı mümkün ve bunu 112 yıllık İzmir Barosu’nun desteğiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi birlikte başarabiliriz diye düşünüyorum. Buna yönelik insan kaynağımız ve inancımız var. Önemli olan İzmir’i bölgenin barış içerisinde yaşayan ve insan haklarına dayalı lider kent konumuna getirebilmesi için bu projenin hayata geçirilmesi imza atmak kadar önemli. Biz, çocuklarımıza, kadınlarımıza ve dezavantajı vatandaşlarımıza söz veriyoruz, asla yalnız değilsiniz. Adalete erişim konusunda asla yalnız olmayacaksınız. Sizin hakkınızı koruyabilmeniz için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu imzalar bunun birer garantisi olacaktır” diye konuştu.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası