Ege Postası
Geri

Başkan Tatı içini Can Radyo'ya döktü

Buca Belediye Başkanı ErcanTatı'yla AK Partilileri karşı karşıya getiren tartışmada Tatı'dan karşı atak geldi. Can Radyo'da Gökhan Kafalı'nın hazırlayıp sunduğu Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Mithat Umutoğulları'nın konuk olarak katıldığı 'Sesli Gazete' programına telefonla katılan Başkan Tatı, yaşanan tartışmayla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu
Başkan Tatı içini Can Radyo'ya döktü
Haberler / Politika
21 Mayıs 2013 Salı 10:45
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
EGE POSTASI/ HABER SERVİSİ- Can Radyo'da yayınlanan 'Sesli Gazete' İzmir gündemine damga vuran 'açık mikrofon' kavgasını mercek altına aldı. Gökhan Kafalı ve Mithat Umutoğulları'nın konuğu tartışmanın göbeğindeki isim olan Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'ydı. Programa telefonla katılan Tatı Bakan Eroğlu ve AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay arasında geçen diyalogtan Milletvekili Rıfat Sait'e, şenliği düzenleyen dernek yetkililerinden o gün yaşananlara kadar merak edilen tüm konulara açıklık getirdi. İşte Başkan Tatı'nın penceresinden o gün ve sonrasında yaşananlar...

TEK BİR ŞARTIM VAR!

Bu arkadaşlar yaklaşık 3 4 ay önce bana geldiler yeri tahsis etmemi istediler Yörükler şenliği için. İki yıl önce de gelip benden bu yeri istediler ben verdim. Ben onlara bir tek şartım olduğunu söyledim. Ben burada siyaset yaptırmam. Ben de yapmam kimseye de yaptırmam. Sonuçta ben de bir partinin mensubuyum. Burası halkın yeridir burada siyaset yapılmaz. Ancak iki yıl önce orada milletvekilleri ile siyaset yaptılar. Ben de onları uyardım bir daha size burayı vermeyeceğim dedim.

KESİNLİKLE SİYASİ OLMAYACAK DEDİLER

Kesinlikle siyasi bir şey olmayacağı söylendi. Ben de tahsis ettim. Fakat ben aynı anda Kaynaklar köyümüzde bir etkinlik vardı oraya gittim. Orada da elektrikler kesikti. Bana dediler ki Sayın Bakan geldi. Ben de dedim ya bir belediye başkanının haberi olmadan olur mu keşke bizim de haberimiz olsaydı. Ben gittiğimde baktım sadece Bakan değil milletvekilleri de vardı. Bizim büyükşehirimize yükleniyorlardı. Burada siyaset yaptırmamam gerektiğini defalarca söylememe rağmen arkadaşlara bunu söylediğimde hesap mı vereceği? Git bakana sor dediler. Ben de benim sizinle yapmış olduğumuz sözleşmeye uymadığınız için bu eylemin burada bitmesini istiyorum dedim. Bitirin dedim döndüm. Tabii ki bitmedi. Orada bir gerginlik oldu.

BEKLİYORUM NE CEZA KESECEKLER

Ama bugün bakıyorum Sayın Bakan’ın sayın Akay ile olan diyaloğuna, bu bizim ülkemizin nasıl yönetildiğinin göstergesidir. Şimdi ne olaca? Ceza kesin demiş ya. Bekliyorum ne ceza kesecekler diye. İki dudağı arasında olur mu böyle şeyle?

ASIL AKAY'IN YAPTIĞI TERBİYESİZLİKTİR

Ayrıca AK Parti İzmir İl Başkanı Akay’ın söylediği bu bir terbiyesizlik lafına da şu cevabı vermek istiyorum. Ben Akay’dan terbiyeyi öğrenmeyeceğim. Asıl Akay’ın yaptığı siyasi büyük bir terbiyesizliktir. Bu lafı olduğu gibi kendisine iade ediyorum. Hiç kimse bana hoşgörüsüz diyemez. Buca’daki camilerin kiliselerin hepsine girip çıkmışlığım vardır. Gölet’de bir mescit vardı göreve geldiğimizde. Gidin bakın oraya. Eskisinden daha bakımlı halde. CHP varsa Herkes için var. Biz kimsenin görüşüne saygısız değiliz. Biz sadece CHP iktidarını anlatırız. Ama gidin İzmir’i alın diyen zihniyet de demek ki böyle alıyor İzmir’i.

RIFAT SAİT KÖTÜ BİR MALDIR!

Rıfat Sait milletvekilinin bazı açıklamalarını okudum. Buna çok fazla cevap vermek istemiyorum Ben ticaretten gelme bir insanım. Ticarette şöyle bir şey vardır. İyi malın reklama ihtiyacı yoktur. Ama Rıfat Sait kötü bir maldır!
Benim başıma bir şey gelebilir. Sen yanmazsam ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Ben yanarım ve bu benim hiç umurumda değil. Ama bir gerçeği ortaya çıkardık. Hükümetin nasıl yönetildiğini artık herkes biliyor. Buna herkesin dikkat etmesi lazım. Ona cezasını verelim, cezalandıralım, iptal edelim onun şeyini de atalım. Bir Bakan “şey” derken neyi ifade ediyo? Türkiye Cumhuriyeti Bakanından söz ediyorum! T.C.’yi kaldırmak isteyen bir hükümetin bakanından söz ediyorum.

KİMSENİN AĞZI SULANMASIN, SALYALARI AKMASIN
Ben göreve geldim Buca AKP’nin kalesiydi. Öyle diyorlardı. Biz kazandık. Öncelikle ne kadar borcu olduğunu bilmediğimiz bir belediye devraldık. Ancak 1 yılda öğrenebildik. Çünkü hiç alacağı görünmeyen kurumlar bile kapımıza geldi. Aynı şey Gölet için de geçerli. SSK’sı olsun, vergisi olsun bir anda yığılma oldu. Demek ki bunların amacı bu. AKP İlçe Başkanı ve meclis üyeleri meclise devamlı taşıyarak buranın boşaltılmasını ve ihalesini istiyorlardı. Demek ki burada onların gözleri vardı. Şimdi Bakan onlara kaymak sürdü. Kimin gözü olursa olsun gerek Buca Belediyesi gerek Buca gölet benim değil. AKP’nin hiç değil. Buca halkının. Kimsenin ağzı sulanmasın, salyaları akmasın.

TEDAŞ'LA NASIL BİR YAKINLIĞIM OLABİLİR

Ben CHP’li bir belediye başkanıyım. Benim TEDAŞ’la nasıl bir yakınlığım olabili? Telefonlar zaten dinleniyor. Açıp dinlesinler bakalım TEDAŞ’ınkini de dinlesinler. Orayı kim aramış öğrenilsin. Nasıl elektrikler kesilmiş, elektirkte bir arıza mı varmış ben mi demişim bir incelensin bakalım. Bu devir bitecek. Kimse umudunu kaybetmesin. Bu ülkeyi seven insanlar iktidara gelecek ve sahip çıkacak. Bu tür şeyler artık bir komedi gibi tarihte anlatılacak. Herkesin içi rahat olsun.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası