HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI- Kültürpark’ın bitişiğindeki Basmane Çukuru olarak bilinen alana Folkart tarafından 67 ve 48 katlı iki kule olarak inşa edilecek olan Folkart Basmane Projesi kapsamında yapılacak olan bin 680 daire, 170 üniteden oluşacak iş merkezi ve 40 ünitelik ticaret merkezi şeklindeki yapılaşmaya İzmir Kent Konseyi’nden bir daha tepki geldi.
GRUŞÇU, İZMİRLİLERE SORDU VE TERCİH YAPMALARINI İSTEDİ
Kendilerine Kültürpark Platformu adını veren ve ‘Basmane’de Gökdelen, Gökdelen’de Belediye İstemiyoruz’ temasıyla biraraya gelen gruba destek veren İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşcu, sosyal medya hesabından yaptığı ve sözkonusu iki kule şeklindeki gökdelenin bitmiş halini temsil eden üç fotoğraf paylaştı. Fotoğrafın altına da, “İzmirli, Basmane’nin göbeğine yapılacak olan bu gökdelenlerden birini seçmek zorundasın! İçine siniyor mu'” diye sordu. Gruşçu, bir yıl önce yaptığı bu paylaşımı yeniden güncelleyerek, konunun takipçisi olduğunu söyledi.
CHP’Lİ ESKİ BAŞKANDAN TAM DESTEK VE NET MESAJ
Gruşçu’nun sosyal medya üzerinden yenilediği fotoğraf paylaşımlı tepkisine CHP’li yöneticilerden de destek geldi. CHP İzmir İl eski Başkanı Bedri Serter de, Gruşçu’ya destek vererek, “Sevgili Çağrı Başkanım, bugün Ankara’da sayın Kemal Kılıçdaroğlu tüm belediye başkanlarına bu tür yapılara izin verilmemesiyle ilgili açık tavır koymuştur. Gereken yerlerin gereğini yapmasının takipçisiyiz” ifadelerini kullandı. CHP İl Eski Başkanı Serter, mesajını net olarak verdiğini belirterek, gereken yerlerin gereken mesajı aldığını söyledi.
CİDDİ ZARAR VERECEK
Fotoğraflı paylaşımla gökdelen projesine tepki gösteren İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu, İstanbul'dan gelen ithal sermaye gruplarının İzmir'i keşfettiğini ve yönetmeye başladığını savunarak, "İzmir’deki ithal sermaye grupları İzmir’i keşfetti. Tüm bu hizmetler İzmirliler için değil İstanbullulara hizmet eden projeler. O yüzden bu projelerin karşısında duran bir anlayışa sahip olmak lazım. Çankaya ve Konak’ta emsal teşkil edecek. Finansın kalbinin attığı bir bölge. O yüzden bu projeyi yapmak istiyorlar. Bayraklı’daki gibi olacak. İzmir Ekonomik Kalkınma Kurulu'nun (İEKK) oluşması ve işadamları yoğunluğunun kentin yönetimine katılması başlamasıyla çok farklı bir boyut kazandı. İzmir, sermaye gruplarının yönettiği bir kent haline dönüşüyor. Hep birlikte karşı durmalıyız" diye konuştu.
İTHAL SERMAYE GRUBU NE İSTERSE O YAPILIYOR
Kent Konseyi Başkanı Gruşçu, projeler hazırlanırken İzmirlilere sorulmadığını da kaydederek, “İzmir artık sermaye grupları tarafından yönetiliyor. Projeler hazırlanırken İzmirliye sorulmuyor. Sermaye ne isterse o yapılıyor. Elbette sermayeye karşı değiliz. Kentin gelişmesi ve büyümesi için sermayeye ve yatırıma ihtiyaç var. Ancak ithal sermaye yalnızca konut ve inşaat yatırımı dışında bir vasfa sahip değil. Bu durum da İzmir’i tehdit ediyor. Dünyada gelişmiş kentler dikey yapılanmadan vazgeçiyor. Biz ise dikey yapılanmayı gelişmişlik zannediyoruz. Bayraklı’da yükselen gökdelenler ve rezidanslar İzmirliye hizmet etmeyecek. Kültürpark’ın hemen bitişiğindeki Gökdelen Projesi tarihi öneme sahip olan Basmane ve çevresine, Konak ve Çankaya’ya emsal teşkil edecek ve ciddi zarar verecek” dedi.
Sözkonusu Folkart Basmane Projesi’nin Haziran 2020 yılında bitirilmesi bekleniyor. Projede 31 bin 200 metrekarelik alan ise büyküşehir belediye hizmet alanı olarak planlandı.
CHP LİDERİ DE DİKEY YAPILAŞMAYA KARŞI OLDUĞUNU AÇIKLADI
Öte yandan Ankara’da partisinin belediye başkanları ile bir toplantı yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dikey yapılaşmaya karşı olduğunu, dikey yapılaşmanın kente ihanet olduğunu belirterek, başkanlardan kente ihanet edecek projelerden uzak durmalarını istedi.
KILIÇDAROĞLU'NUN O KONUŞMASI
İşte CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun o konuşması:
“Dikey yapılaşmaya izin vermeyeceğiz' deniliyor. Belediye başkanı zorla istifa ettiriliyor. Arkasından Haliç'te yapılaşma 4 kat. Belediye Meclisi'nden bir karar 10 kata çıkıyor. İhanetin katmerlisi yapılıyor. Haliç'in etrafına yüksek binaları diktiğiniz zaman bu Haliç'e ve İstanbul'a ihanet etmek değil midir'
Az önce Genel Başkan Yardımcımız konuştu ve belli aralıklarla Belediye Başkanları toplantılarını gerçekleştirdiğimizi ifade etti. Sözlerine başlarken sorumluluktan söz etti. Eğer bir toplumda yaşıyorsak birey olarak hepimizin sorumlulukları var. Genel Başkan olarak benim, Belediye Başkanları olarak sizin, hatta hizmet verdiğiniz sıradan yurttaşların da sorumlulukları var. Hepimiz bu sorumlulukların bilincinde görevimizi yapmaya çalışırız. Sorumluluğu bize hissettiren aklımızdır. Sorunlarla karşılaştığımızda o sorunları nasıl çözeceğimizi oturur düşünürüz. Sadece kendimiz m? Hayır. Sorunu en iyi kim bilir, kim teşhis eder veya o konuda yıllarını verip sorunu çözme konusunda kim çaba harcamıştır gider onu buluruz, yani işi ehline veririz, işi ehline teslim ederiz bu sorun nasıl çözülebilir diye. Bu bizim sorumluluğumuzun öznesini oluşturur. Bu bilinçle hareket ettiğimiz zaman çözülmeyecek bir sorun yoktur. Çok karmaşık sorunlar olabilir ama zaman içinde her sorun kendi çözümünü üretir bir şekliyle. Biz aklımızla, bilgimizle, birikimimizle bu sorunların üstesinden gelmeye çalışırız.
Belediye Başkanları olarak da sizin sorumluluğunuz hizmet verdiğiniz yurttaşlardan daha fazla. Onlar sizi seçtiler, önemli bir konuma getirdiler, kentte karşılaştığımız sorunlar dolayısıyla bizim sorunlarımızı çözün diye size güvendiler ve bir koltuğu size verdiler ve sizlerde o bilinçle hareket ediyorsunuz. Kuşkusuz her kentin bir kimliği vardır. Kimlik bazen o kentin tarihinden kaynaklanır. Edirne gibi, İstanbul gibi, İzmir gibi kentin tarihinden kaynaklanır. Bazen kentin doğasından kaynaklanır. Olağanüstü bir doğası vardır. Bazen hem doğasından, hem tarihinden kaynaklanır ve çoğu kez kentin logosunda bu kimliği görürüz. Dolayısıyla sizler, yani seçilmiş Belediye Başkanları kentin kimliğine karşı, tarihine karşı, kültürüne karşı sorumluluk üstlenen kişilersiniz. Bu sorumluluk çerçevesinde hareket edildiği zaman kentin zenginleştiğini görürsünüz. Kenti zenginleştirmek birisine kaynak aktarmak değildir. Kenti kültürel olarak, sosyal olarak, ekonomik zenginleştirmektir ve zenginliğin, her alandaki zenginliğin bütün kente yayılmasını sağlamaktır. Bu açıdan bizim Belediye Başkanlarımız yani Cumhuriyet Halk Partisinin Belediye Başkanları bu bilinçle hareket ediyorlar.
ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE HAİNLERE YER VERMEYİN
Buradan 80 milyon yurttaşıma seslenmek isterim. Bizim Belediye Başkanlarımız, yani Cumhuriyet Halk Partisinin Belediye Başkanları hem kendi kentlerinin kimliğine, hem tarihine saygılıdırlar. Kendi kentlerini zenginleştirmişlerdir. Çok somut örnekler vermek mümkündür. Hem de Ankara’dan vermek mümkündür. Eğer Çankaya’da veya Yenimahalle’de bir yapının değeri çok artıyorsa demek ki orada bir kentsel zenginliği görüyorsunuz, bireysel değil kentsel zenginliği görüyorsunuz, aynı şeyi Antalya’da, aynı şeyi İzmir’de, Muğla’da pek çok yerde bunu görmek mümkün. Biz zenginliği bireysel olarak değil kitlesel olarak düşünüyoruz ve zenginliği toplumun her kesimine kültürel zenginlik, sosyal zenginlik, ekonomik zenginlik bunu taşımaya çalışıyoruz.
Dolayısıyla bizim Belediye Başkanlarımızın böylesine önemli bir görevi var ve bu görevi yapıyorlar. Elbette ki, bu görev aynı zamanda kente saygının gereği bir görevdir. Aynı zamanda o kentte yaşayan bireylere duyulan saygının bir gereğidir. Özellikle son birkaç aydır tartışıyoruz İstanbul’a ihanet edildi mi, edilmedi m? En yetkili kişi çıktı, üstelik görev yaptığı bir kente nasıl ihanet ettiklerini anlattı. Bütün sorunu büyük bir çıplaklıkla toplumun önüne koydu. Biz bunu söyleseydik belki özellikle havuz medyası dahil olmak üzere pek çok çevreden eleştiri alırdık ne demek İstanbul’a ihanet etmek, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehre ihanet yapılır mı diye bize eleştiri gelirdi. Ama en yetkili kişi çıktı dedi ki, biz bu kente ihanet ettik. Kente ihanet… Kentin kültürüne, kentin tarihine, kentin doğasına ihanet edildi. Peki ihanet edenler ne yapt? İhanet edenler hiçbir şey yapmadı. Sadece söylediler. Buradan bütün İstanbullu kardeşlerime sesleniyorum. Oy verdin Belediye Başkanı yaptın ve çıktılar kendileri itiraf ettiler biz İstanbul’a ihanet ettik diye. Lütfen önümüzdeki seçimlerde hainlere yer vermeyiniz ve onların önünü kesiniz.”