Tek gözü hiç görmeyen diğer gözü ise yüzde 36 gören Ayşe Yurduseven’in (51) hayat mücadelesi ve sevgisi dikkat çekiyor. Katıldığı Bayraklı Belediyesi ahşap boyama ve takı tasarım kursunda öğrendiklerini başarıyla uygulayan ve birbirinden güzel ürünleri ortaya çıkaran Yurduseven, bu ürünleri satarak ev bütçesine katkı sağlıyor. Yurduseven, “Behçet beni yıldırmadı. Onunla arkadaş oldum ve şimdi kardeş gibi geçinip gidiyoruz. Diğer gözümü de kaybedeceğim söylendi ama ben vücuduma pozitif enerji veriyorum. Gidebildiği yere kadar gideceğim, hayata küsmeyeceğim” dedi.
Görme ve işitme engelli Celil avukat oldu
İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan ve tek gözü hiç görmeyen, diğer gözü ise yüzde 64 oranında görme kaybına uğrayan Ayşe Yurduseven’in hayat hikayesi ve yaşam mücadelesi göz yaşartıyor. 26 yaşında geçirdiği bir rahatsızlık sonrası doktora giden, Behçet hastalığına yakalandığı söylenen Yurduseven’in hayatı bu andan itibaren baştan sona değişti. Doktorlar, bu hastalığın gözlerini etkilediğini ve ilerleyen süreçte kör olacağını söyledi. Duydukları karşısında şok geçiren ve hayata küsen Yurduseven, bu hastalığı ile yaşamayı ve onunla mücadele etmeyi öğrendi, hatta kendisi gibi olanlara da olmayanlara da örnek oldu. Hastalığını öğrendikten kısa süre sonra sol gözü tamamen kör oldu, Sağ gözü ise sadece yüzde 36 gören üç çocuk annesi Ayşe Yurduseven, Bayraklı Belediyesi Engelliler Merkezi'nde gördüğü takı tasarım ve ahşap boyama kursuyla hayata sımsıkı bağlandı. Kursta öğrendiklerini başarıyla uygulayan ve birbirinden güzel ürünler ortaya çıkaran Yurduseven, ev bütçesine katkı sağlamak için bunları Bayraklı Belediyesi’nin Sevgi Yolu'nda açtığı Kadının Emek Dünyasında satıyor.
MÜCADELE ETTİM, GÖZÜMÜN GÖRMEDİĞİNİ UNUTTUM
27 yıl önce İzmir'e Ankara’dan geldiklerini anlatan Yurduseven, başından geçen hikayeyi şu sözlerle aktardı: “26 yaşındaydım Behçet hastalığıyla tanıştığımda… Birden hastalandım ve doktorlar Behçet teşhisi koydu. ‘Sonu körlükle noktalanan bir hastalık’ dediler. İlk olarak sol gözümü kaybettim. Sonra sağ yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Ama çalışmak zorundaydım çünkü sigortamız yoktu. Eşim serbest meslekle uğraşıyordu. İlaçlar çok pahalıydı. Almak zorundaydık, sigortalı bir işte çalışmak zorundaydım. Sonra Ege Üniversitesi'nde taşeron firmada hasta bakıcı olarak işe başladım. Orada çalıştım, emekli oldum. Kendi tedavimi yaptırdım, ilaçlarımı aldım, kontrollerimi yaptırdım. Yavaş yavaş hayatımı yoluna koymaya başladım. O sıkıntılı günlerden kurtulmak için mücadele ile geçti ömrümüz. Hastalığın ilk evresinde duyduğum zaman kahroldum. Çocuklarım da çok küçüktü. O dönemde bir arkadaşım bana çok destek oldu. Bana ışık tuttu. Senin çocukların yanında olman onlara yeter, sakın mücadeleni bırakma dedi. Bu söz beni çok etkiledi. Ondan sonra, ‘güçlü olacağım, üzülmeyeceğim, çalışacağım, bakacağım’ dedim kendi kendime ve bunun mücadelesini verdim. Behçet hastalığını, gözümün görmediğini unuttum. Mücadele ettim. 3 çocuğum var. Okudular. Biri evli” dedi.
HASTALIĞIMIN BULAŞICI OLDUĞUNU SANANLAR VARDI
“Bir yere giderdik eşim dahi görme engelli olduğumu unuturdu” diyen anne Yurduseven, eşinin ve çocuklarının gördüğü şeyleri kendisinin göremediğini söyledi. Yurduseven, “Onlar merdivenlerden hızlı inerken ben inemiyordum. Sürekli kullandığım merdivenleri sayıyordum. Mesela otobüse binerken herkesin olduğu duraktan binemiyordum. Çok utanıyordum. Sonra bu hastalığın utanılacak bir şey olmadığını öğrendim. Bilmeyen insanlar bulaşıcı bir hastalık olduğunu da sanıyordu. Kız kardeşim yeni doğum yapmıştı. Kayınvalidesi çocuğu kucağıma verdirmedi. ‘Hastalık bulaşır, ablanın kucağına verme’ demiş. Bilinçsiz insanlar çok vardı etrafımda. İlk kez duyanlar vardı. Ama Behçet beni yıldırmadı. Arkadaş oldum ve kardeş gibi geçinip gittik” dedi
SİPARİŞ ALMAK BENİ ÇOK ÇOK MUTLU ETTİ
Yurduseven, hayatın her alanında her zaman aktif biri olduğunu ve görme engelli oluşunun bu durumu hiçbir zaman etkilemediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Normalde de ben çok aktif bir insandım. Sadece ev işi yetmiyordu bana. Emekli oldum evin işi bitince boşta kalıyordum. Sonra Bayraklı Belediyesi’nin kursları olduğunu öğrendim. Takı tasarım ve ahşap boyama kurslarına katıldım. Sağ olsun Başkanımız Hasan Karabağ bizi evimizden alıp, kursa getirip, geri gönderiyordu servislerle. Daha da mutlu oldum. Sonra işi öğrendikten sonra yaptıklarımı satmaya başladım. Daha da mutlu olmaya başladım. Sonra siparişler almaya başladım ve beni daha da coşturdu. Hayata küsmediğim için kendimle gurur duydum. Borçlandık. İyi kötü buradan yaptıklarımla evime ekmek parasıydı, çay şeker parasıydı öyle katkı sağlıyorum”.
HAYATA KÜSMEYİN, ONU SEVİN
Kendisi gibi görme engelli olanlara mesaj veren Yuruseven, “Benim gibi olanlar hayatı sevsin, yılmasınlar, mücadele etsinler. Bir Çin atasözünü çok seviyorum. Hiçbir kuyu derin değil, ipi kısadır. Aman gözüm böyle şöyle, engelliyim, eşim baksın demesinler. Mücadele etsinler. İnanın hastalık bile pes ediyor bu mücadele karşısında. Diğer gözümdeki görme engeli beni tedirgin ediyor ancak ben her zaman kendime ‘bir şey olmayacak’ diyorum ve vücuduma pozitif enerji veriyorum. Gidebildiği yere kadar gideceğim, hayata küsmeyeceğim. Üzüldüğüm zaman sanki bütün organlarım çöküyor ve daha kötü hissediyorum. El emeğiyle yaptığım ürünler de beni mutlu ediyor” diye belirtti.
“SENDE KÖR ŞANSI VAR”
Yaptığı esprilerle etrafına pozitif enerji veren Yurduseven, arkadaşlarının kendisine, “Sen de kör şansı var” diye espri yaptığı, yine gülerek anlattı. Yurduseven, “ Bir gün de arkadaşımızın birinin evine gittik. İplik dolaşmıştı. Uzun zaman uğraştılar ancak ipin ucunun olmadığını dahi söyleyen arkadaşlar vardı. Sonra ben elime aldım yumağı ve ucu gözümün önündeydi. O an herkes gülmeye başladı. Burada da arkadaşlar bir şey kaybettikleri zaman beni çağırırlar, ‘senin gözün görmüyor ama sen iyi buluyorsun’ diyerek birbirimize takılıyoruz. İyi ki böyle güzel arkadaşlarımız var. Biz burada çok güzel şeyler üretiyoruz. Herkesi buradan alışveriş yapmaya davet ediyorum” diye konuştu.
YAŞAM MÜCADELESİ ÖRNEK OLUYOR
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Ayşe Yurduseven’in hayat mücadelesinin herkes tarafından takdir gördüğünü belirterek, “Kendisi engeli olan olmayan herkese örnek oluyor. İlçemizde engelli kardeşlerimizin evlerinde oturmasına, hayata küsmesine asla izin vermiyoruz. Engelliler merkezimizde çeşitli kurslar görüyorlar. Düzenlediğimiz etkinliklere katılımlarını sağlıyoruz. Engelliler merkezinde yaptıkları birbirinden güzel ürünleri de yine Sevgi Yolu girişinde kurduğumuz stantta ya da Kadının Emek Dünyasında satma imkanı buluyorlar. Ev bütçelerine bu yolla katkı sağlıyorlar” dedi.