Bergama'da zeytin üreticiliği yapan Abdullah Saka, hasat dönemi öncesinde, ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA haber Ajansı’na anlattı. Saka, şunları söyledi:
"BİR SAAT SULAMA 100-120 LİRA"
"Zeytin hasadına yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Aslında zeytin kıraç yerlerde olur. Eskiden rutubetin olduğu dönemlerde kıraç yerlerde çok güzel zeytin yetişirdi, fakat pamuk yetişecek arazilere de şu anda zeytin dikimi yapıldı. Biz, kış döneminden itibaren bu zeytinlerimizi önce budayarak işçilik yapıyoruz, ardından bordo bulamacı bakır ve buna benzer ilaçları kış soğuklarına karşı ve birtakım hastalıklara karşı korumak amacıyla bu ilaçlamaları yapıyoruz. İlaçlamalarımızın tümü organik ilaçlama. Bu ilaçlarımızı etken maddesi çok zayıf ve organik ilaçlamalarla zeytinlerimizi biz böceğe karşı, sineğe karşı ve kurda karşı koruyoruz. Yaz boyunca bu damlama sulama ile en az 5- 6 kez bu zeytin bahçeleri sulanıyor. Eğer bu zeytini sulamazsan zeytin şişmez, yağlanmaz ve çok cılız kalır. Ama tabii bu sulama maliyetleri çok ağır. Şu anda, elektrik zamları sonucunda bir saat sondajdan elektrikle sulamanın bedeli 100-120 lira arasında değişiyor. Bu da tarıma çok büyük maliyet demektir. Bahçemizin yan tarafındaki komşumuza ait olan sulanmamış zeytin ağacının maalesef üzerindeki zeytin taneleri nohut gibi, bunu toplamaya da değmez. Toplanan zeytinden çıkacak yağ da çok kalitesiz, asidi yüksek ve çok da düşük verim oranı, yağ olur. Zeytinlerimize mutlaka sulama yapmak gerekiyor. Ama bunların hepsi maliyet. Bu bölgedeki zeytinlerimiz genellikle ‘Edremit’ ve ‘Tirilye’ sofralık zeytinlerdir. Edremit zeytinin bu mevsimde artık şimdi kırma zamanı başladı. Daha yağlık zeytinler kasım sonunda. Asıl üretim hasadı başlıyor. Şimdiden bu zeytinlerimizin hazırlıklarına devam ediyoruz.
"TARIM GİRDİ MALİYETLERİ AĞIR"
Tarım girdi maliyetlerinin; mazotun, gübrenin, ilacın bu kadar pahalı olduğu bir ortamda ve şimdi toplama mevsimi başlayacak, yevmiyelerin bu kadar pahalı olduğu bir dönemde biz inan ki çiftçiler çok zorluk çekiyoruz. Bir torba gübre 600 lira dolayında. 400 litrelik ilaç makinesine en az 400 liralık şu anda ilaç konuyor. Burada işçi yevmiyeleri şu anda 250 ile 350 lira arasında. Bu kadar maliyetin ağır olduğu bir ortamda çiftçi, bu tarımı üretemez hale gelmiş. Şu anda eskiden bu toprakların her tarafta rutubet vardı. Toprakların rutubeti, yağışlar azaldığı için gitti. Yer altından 200 metreden su çıkartarak, bir saat sondajla şu anda biz bu topraklarımızı 100-120 lira arasında suluyoruz. Zeytin, sulanmadığı takdirde nohut kadar oluyor. Ve bunu ne topladığına ne de yağının çıktığına değiyor. Toplanan zeytin şu anda en az 30 lira dolayında olması ve zeytinyağının da en az 80 lira ila 100 lira arasında olması gerekiyor. Bu olmadığı takdirde çiftçi burada üretimden tamamen vazgeçecektir. Elektrik pahalı. Mazot, gübre, ilaç... Bunların fiyatları düşürülmediği takdirde Türkiye’de her geçen gün insanlarımızı tarımdan uzaklaşacaktır. Tarımı ayağa kaldırmak, ülkeyi ayağa kaldırmaktır, ekonomiyi ayağa kaldırmaktır. Bu amaçla biz zeytin ve zeytinyağında ihracatın açılmasını, ithalatın durdurulmasını ve çiftçinin desteklenmesini, üretimin desteklenmesini, -ancak böylelikle ülke ayağa kalkar- zeytin üreticisinin de sahiplenilmesini diliyoruz."