Beyaz perdede macera var
İzmir Büyükşehir Belediyesi, ‘Yeniden Sinematek’ gösterimlerinde yeni yılın açılışını ünlü yönetmelerin filmleriyle yapıyor. Ocak ayındaki gösterimlerde Akira Kurosava’dan Charlie Chaplin ve Alfred Hitchcock’a kadar pek çok önemli sinemacının unutulmaz filmleri yer alacak.
Dünya ve Türk sinemasına damga vuran kült filmlerin gösterildiği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yeniden Sinematek gösterimleri, Ocak ayında ‘‘Doğada Kaybolmak, Kaybettiğini Bulmak” temasıyla sinemaseverlerle buluşacak. Kültürpark İzmir Sanat Büyük Salon’da Cuma akşamları saat 20.00’de gerçekleşen ücretsiz gösterimlerde bu ay, “Dersu Uzala”, “Sonsuz Çöl/Walkabout”, “Altına Hücum/The Gold Rush”, “Yaşamak İstiyoruz/Lifeboat” ve “İz Sürücü/Stalker” adlı filmler var.
Mançurya ormanlarındaki yaşlı avcı
Yeniden Sinematek’in Ocak ayındaki ilk gösterimi “Dersu Uzala” adlı filmle başlayacak. 2 Ocak 2015Cuma günü gösterilecek olan filmin yönetmeni Akira Kurosava. 1975 Sovyet- Japon ortak yapımı olan film o yıl hem Moskova Şenliği’nde büyük ödülü hem de yabancı film Oscar’ını kazandı. Konusu ise kısaca şöyle; Bir Rus askeri haritacı ekibi, Rus Uzak Doğu'sunda Mançurya ormanlarında araştırma yaparken, atalarının yaşamından pek farklı olmayan bir hayat yaşayan yaşlı bir avcıyla tanışır. Rus ekip, Dersu Uzala adındaki bu bilge adamdan çok şey öğrenir.
Aborjinler bu filmde
9 Ocak akşamı “Sonsuz Çöl/Walkabout” adlı film sinemaseverlerle buluşacak. Avustralya yapımı dramatik bir film olan Walkabout’un senaryosunu James Vance Marshall'ın 1959 tarihli aynı adlı romanından Edward Bond uyarlayıp yazdı. Filmi İngiliz yönetmen Nicolas Roeg yönetti. Avustralya'nın ıssız çöllerinden birinde mahzur kalan genç bir kız ve onun küçük erkek kardeşinin hayatta kalma mücadeleleri sırasında karşılarına çıkan, gelenekleri gereği kabilesinden bir süreliğine uzaklaştırılarak tabiatın koynuna "yabana gönderilmiş" (walkabout) bir Aborjin gencinden yardım görmeleri anlatılmaktadır. Filmin özgün adı da bu Aborjin geleneğinden kaynaklanmaktadır. Bu geleneğe göre ergenlik dönemine ulaşan bir Aborjin, vahşi tabiatla bütünleşebilmesi ve gerekirse dostları olarak kabul ettikleri hayvanları bile öldürerek hayatta kalmayı öğrenebilmesi için ıssızlığın içine aylar sürecek bir yolculuğa gönderilir. Bu geleneksel ritüel'e "yabana gönderme" veya "walkabout" (gezinti, dolaşma) adı verilmektedir.
Şarlo’nun ayakkabı yediği film
16 Ocak Cuma tarihindeki gösterimde siyah-beyaz sessiz komedi filmi olan “Altına Hücum/The Gold Rush” var. 1925 ABD yapımı olan filmin yönetmeni, senaryo yazarı, yapımcısı ve başrol oyuncusu Charlie Chaplin'dir. Bu filminde de öncekilerde olduğu gibi "küçük serseri" Şarlo'yu canlandırmaktadır. Filmde, birçok maceracının yaptığı gibi Alaska'ya altın aramak için giden "Küçük Serseri" Şarlo'nun buradayken çektiği sıkıntılar, düştüğü komik durumlar, hırstan gözleri dönmüş insanların zaaflarını görmesi ve bu arada aşkı bulması anlatılmaktadır. Filmin en unutulmaz sahnelerinden biri de kendi gibi iki altın arayıcıyla birlikte kar fırtınasının ortasında uçurumun kenarına sürüklenmiş bir kulübede mahsur kaldıkları sahnedir. Ayrıca yemek niyetine "ayakkabısını yediği" sahne de akıllara kazınan ve sinema tarihine geçen sahnelerden biridir.
Film, 1992 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verildi.
Cankurtaran botunda psikolojik gerilim
23 Ocak Cuma tarihli gösterimde, gerilim roman ve filmlerinin usta ismi Alfred Hitchcock'un John Steinbeck'in eserinden beyazperdeye aktardığı "Yaşamak İstiyoruz" adlı film var. Filmin başrolünde Tallulah Bankhead oynuyor. Kuzey Atlantik sularındaki bir cankurtaran botu, bir Nazi torpido saldırısı sonucu batan gemiden kurtulan sekiz kişiyi taşıyor. Amaçsız bir şekilde dolaştıkları bir-iki günden sonra, denizde Walter Slezak adlı bir yolcu daha buluyorlar.
İlk başta herkes Slezak'ın İngilizce konuşamadığını zannediyor ama şartlar konuşmasını gerektirdiğinde, birçok dili rahatça konuşabilen, çok zeki biri olduğu ortaya çıkıyor. Zaten bu adam aslında, onları vuran Alman denizaltısının kaptanından başkası değil. Denizcilik bilgisine sahip tek kişi olarak, sandalı bir Alman gemisine doğru yönlendiriyor. Ta ki, diğerleri olan bitenin farkına varıncaya kadar.
Nükleer kaza sonrası
30 Ocak Cuma akşamı ise“İz Sürücü/Stalker” beyaz perdeye yansıyacak. Boris ve Arkady Strugatsky kardeşlerin “Yol Kenarında Piknik” adlı kısa romanının birebir olmayan uyarlamasından Andrei Tarkovsky`nin 1979 tarihli filmi yazar, bilim adamı ve iz sürücünün yolculuğunu ve yaşadıklarını anlatıyor. “Bölge”ye girmek yasaktır, çünkü burası insanın girdiği zaman en içteki dileğini gerçekleştirdiğine inanılan bir odaya sahiptir. Filmin başrol oyuncuları; iz sürücü rolünde Alexander Kaidonovsky, yazar rolünde Anatoly Solonitsyn ve profesör rolünde Nikolai Grinko. Bölge, Tarkovski'nin etkilendiği söylenen 1957`de yaşanan fakat saklanan Mayak nükleer kazasının oluşturduğu binlerce kilometrelik çöle benzeyen yerdir.