








İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, İzmir'de yaşanan kentsel dönüşüm mağduriyetlerinden çevre felaketlerine, spor alanlarındaki eşitsizliklerden özel eğitimde yaşanan hak ihlallerine kadar birçok sorunu TBMM'ye taşıdı.
Bakanlıklara yöneltilen soru önergeleri ile hem vatandaşların hem de öğrencilerin yaşadığı mağduriyetlerin çözülmesi için adımlar atılması talep edildi.
MENEMEN'DE KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDURİYETİ
Menemen Kazımpaşa Mahallesi’nde TOKİ tarafından başlatılan kentsel dönüşüm sürecinin, vatandaşları ödeyemeyecekleri bir borç yükü altına soktuğu ortaya çıktı. Mustafa Bilici, mahalle sakinlerinin itirazlarına rağmen rayiç bedelin altında fiyatlarla dönüşümün dayatıldığını belirterek, "Vatandaşlar evlerinden olacak, yeni konutlara erişimleri ekonomik olarak mümkün görünmüyor" dedi. Bakanlığa yöneltilen soru önergesinde fiyat belirleme kriterlerinin ve alternatif çözüm önerilerinin olup olmadığı soruldu.
Milletvekili Bilici, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a sordu:
1-TOKİ tarafından Kazımpaşa Mahallesi sakinlerine sunulan taşınmaz bedellerinin belirlenmesinde hangi kriterler esas alınmıştır? Bu bedeller, bölgedeki güncel emlak değerleri ve piyasa koşullarıyla nasıl karşılaştırılmaktadır?
2-Mahalle sakinlerinin, sunulan bedellerin rayiç değerlerin altında olduğu yönündeki şikayetleri dikkate alınarak, yeniden bir değerleme yapılması planlanmakta mıdır? Bu konuda bağımsız bir ekspertiz raporu hazırlanması düşünülmekte midir?
3-Kentsel dönüşüm projesi kapsamında, mevcut mülk sahiplerinin yeni konutlara erişimi için belirlenen ödeme planları ve borçlanma koşulları nelerdir? Bu koşullar, mahalle sakinlerinin sosyo-ekonomik durumları göz önüne alınarak mı belirlenmiştir?
4-Mahalle sakinlerinin, mevcut mülklerini kaybetmeden, ek bir borç yükü altına girmeden kentsel dönüşümden faydalanabilmeleri için alternatif modeller (örneğin, yerinde dönüşüm, kira yardımı) değerlendirilmiş midir? Bu konuda Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
5-Kentsel dönüşüm sürecinde, mahalle sakinlerinin taleplerini ve itirazlarını değerlendirmek üzere bir iletişim ve çözüm merkezi oluşturulmuş mudur? Vatandaşların mağduriyetlerini en aza indirmek için hangi adımlar atılmaktadır?
ÇİĞLİ'DE ÖZEL ÖĞRENCİYE ZORBALIĞA SESSİZ KALINAMAZ!
Çiğli Evka-5 Gülen Kora Ortaokulu'nda özel eğitim gören Hamit Namdar İçen’in öğretmenler tarafından zorbalığa uğradığı iddialarına dair hiçbir soruşturma başlatılmadığı ortaya çıktı. Bilici, "Özel eğitim öğrencilerinin haklarını koruyacak mekanizmalar neden işlemiyor?" diye sordu. Ayrıca, öğretmenlere yönelik farkındalık eğitimlerinin yeterli olup olmadığı ve özel eğitimde çocukların haklarının korunması için yeni düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağı sorgulandı.
Milletvekili Bilici, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e sordu:
1-Çiğli Evka-5 Gülen Kora Ortaokulu'nda özel eğitim öğrencisi Hamit Namdar İçen'in öğretmenleri tarafından zorbalığa maruz kaldığı iddiaları hakkında Bakanlığınıza ulaşan şikayetler mevcut mudur? Bu iddialar doğrultusunda herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
2-Özel eğitim gereksinimi olan öğrencilerin eğitim aldığı okullarda, öğretmenlerin bu öğrencilerle etkili ve saygılı iletişim kurabilmeleri için hangi eğitim programları uygulanmaktadır? Öğretmenlerin bu tür durumlara karşı farkındalıklarını artırmak amacıyla ne tür hizmet içi eğitimler verilmektedir?
3-Özel eğitim öğrencilerine yönelik zorbalık vakalarının bildirilmesi durumunda, Bakanlığınızın standart bir soruşturma ve müdahale prosedürü var mıdır? Varsa, bu prosedür nasıl işlemektedir ve hangi süre zarfında sonuçlandırılmaktadır?
4-İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, söz konusu olayla ilgili olarak "dinleme cihazı uğultuludur, ses anlaşılmamıştır" şeklindeki yanıtı dikkate alındığında, bu tür durumlarda delil niteliğindeki ses veya görüntü kayıtlarının incelenmesi için uzman desteği alınmakta mıdır? Bu tür delillerin değerlendirilmesi için Bakanlığınız bünyesinde bir mekanizma mevcut mudur?
5-Özel eğitim öğrencilerinin maruz kalabileceği olumsuz davranışların önlenmesi ve bu öğrencilerin haklarının korunması için Bakanlığınız tarafından planlanan yeni düzenlemeler veya projeler var mıdır? Varsa, bu düzenlemelerin hayata geçirilme takvimi nedir?
ŞAP HASTALIĞI KRİZİ: ÇİFTÇİLERİN MAĞDURİYETİ GİDERİLECEK Mİ?
Ödemiş, Bergama ve Tire’de hayvan pazarlarının kapatılmasına neden olan şap hastalığı, üreticileri zor durumda bıraktı. Bilici, hastalıkla mücadele kapsamında yürütülen aşılama ve karantina tedbirlerinin yeterli olup olmadığını ve hayvancılık sektörünün ekonomik kayıplarının nasıl telafi edileceğini Bakanlığa sordu. Ayrıca, Ramazan ayı öncesi et fiyatlarında yaşanabilecek kriz konusunda hükümetin bir planı olup olmadığı sorgulandı.
Milletvekili Bilici, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'ya sordu:
1-İzmir'de şap hastalığının tespit edildiği işletme sayısı ve bu işletmelerin hangi ilçelerde bulunduğu nedir? Hastalığın yayılma durumu ve alınan önlemler nelerdir?
2-Hayvan pazarlarının kapatılması nedeniyle üreticilerin ve tüccarların ekonomik kayıplarını telafi etmek amacıyla Bakanlığınızca planlanan destek ve teşvikler nelerdir? Bu süreçte mağduriyetlerin önlenmesi için hangi adımlar atılmaktadır?
3-Şap hastalığının yayılmasını önlemek için İzmir genelinde uygulanan aşılama ve karantina tedbirlerinin kapsamı nedir? Bu tedbirlerin etkinliği nasıl değerlendirilmektedir?
4-Hayvan pazarlarının kapalı olduğu süre zarfında, hayvan hareketlerinin kontrolü ve denetimi nasıl sağlanmaktadır? Bu dönemde kaçak hayvan sevkiyatını önlemek için hangi önlemler alınmaktadır?
5-Ramazan ayı öncesinde yaşanan bu durumun, et arzı ve fiyatları üzerinde olumsuz bir etkisi beklenmekte midir? Bu konuda Bakanlığınızın öngörüleri ve planları nelerdir?
6-Gelecekte benzer durumların yaşanmaması için hayvan hastalıklarıyla mücadelede alınacak uzun vadeli stratejiler ve planlamalar nelerdir? Özellikle şap hastalığına karşı sürdürülebilir çözümler nelerdir?
DİKİLİ'DE ALTIN MADENİNE ÇED ONAYI TEPKİSİ
Dikili Çukuralan'da faaliyet gösteren altın madeninin üçüncü kapasite artışı için verilen ÇED raporu mahkeme tarafından iptal edilmesine rağmen, Danıştay tarafından onaylandı. Bilici, bölgedeki ekosistem ve su kaynaklarının nasıl korunacağını, halkın itirazlarının dikkate alınıp alınmadığını Bakanlığa sordu. "Çevre hukuku, şirketlerin değil halkın ve doğanın çıkarlarını korumalıdır" dedi.
Milletvekili Bilici, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a sordu:
1-Çukuralan Altın Madeni'nin üçüncü kapasite artışı için verilen "ÇED Olumlu" kararının iptaline dair İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin kararının Danıştay tarafından bozulmasının gerekçeleri nelerdir? Bu süreçte hangi bilimsel ve teknik veriler dikkate alınmıştır?
2-Madenin kapasite artışıyla birlikte bölgedeki ekosistem, su kaynakları ve tarım alanları üzerindeki olası olumsuz etkiler konusunda Bakanlığınızca yapılan bir etki analizi mevcut mudur? Varsa, bu analizlerin sonuçları nelerdir ve hangi önlemler alınmıştır?
3-ÇED raporlarının mahkeme kararlarıyla iptal edilmesine rağmen, 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak yeni "ÇED Olumlu" kararlarının verilmesi uygulaması, çevre hukuku ve yargı kararlarının bağlayıcılığı açısından nasıl değerlendirilmektedir? Bu durumun çevre koruma politikalarına etkisi nedir?
4-Bölge halkının ve sivil toplum kuruluşlarının madenin kapasite artışına yönelik endişeleri ve itirazları dikkate alınmakta mıdır? Bu konuda katılımcı bir süreç işletilmekte midir?
5-Çukuralan Altın Madeni'nin faaliyetlerinin, bölgedeki diğer doğal ve kültürel değerler üzerindeki etkileri konusunda Bakanlığınızca yürütülen denetim ve izleme çalışmaları nelerdir? Bu çalışmaların sonuçları kamuoyu ile paylaşılmakta mıdır?
TEPECİK'TE OKULLARA SPOR ALANI YAPILMIYOR!
İzmir’in dezavantajlı bölgelerinden Tepecik’te, Barbaros Hayrettin Ortaokulu’nun yeniden inşası sırasında mevcut halı saha kaldırıldı ancak yerine yeni bir spor tesisi yapılmadı. Bilici, "Bu çocukların spor yapma hakkı neden ellerinden alınıyor?" diyerek, spor tesislerinin neden ihmal edildiğini sordu. Ayrıca, spor altyapısının neden sadece belirli okullara sağlandığını ve devletin eğitimde fırsat eşitliğini nasıl sağlayacağını gündeme getirdi.
Milletvekili Bilici, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e sordu:
1-Barbaros Hayrettin İlköğretim ve Ortaokulu'nun yeniden inşası sırasında mevcut halı sahanın kaldırılmasının nedeni nedir? Yeni okul binası planlanırken spor tesislerinin eksikliği neden göz ardı edilmiştir?
2-Dezavantajlı mahallelerdeki okullarda spor tesislerinin eksikliğini gidermek için Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen mevcut projeler veya planlanan çalışmalar nelerdir? Bu okullarda spor tesislerinin inşası için bütçe ayrılmış mıdır?
3-Spor Toto Teşkilat Başkanlığı'nın 2022 yılında dezavantajlı mahallelerdeki okullara halı saha yapımı projesine Tepecik bölgesindeki okullar neden dahil edilmemiştir? Bu eksikliğin giderilmesi için bir planlama yapılmakta mıdır?
4-İmam hatip okullarına spor tesisleri yapılırken, diğer ortaokul ve ilkokullarda benzer tesislerin bulunmamasının sebebi nedir? Bu durum, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine aykırı değil midir?
5-İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin okullara spor malzemesi yardımı yaptığı belirtilmektedir. Ancak, spor tesisi olmayan okullarda bu malzemelerin kullanımı nasıl sağlanmaktadır? Bu konuda belediye ile bakanlıklar arasında bir koordinasyon mevcut mudur?
"İZMİR'İN SORUNLARINA KÖR, SAĞIR, DİLSİZ KALINMAMALI"
Milletvekili Mustafa Bilici, İzmir'in karşı karşıya olduğu bu ciddi sorunlara yetkililerin acil çözüm bulması gerektiğini vurgulayarak, "Bu şehir yalnızca seçim zamanı hatırlanacak bir şehir değildir. İzmir halkı adalet, eşitlik ve güvenli bir yaşam talep ediyor. Bakanlıklar, vatandaşlarımızın sorunlarına karşı duyarsız kalamaz" dedi.
İzmir’in sorunlarına dikkat çeken bu soru önergelerinin takipçisi olacağını belirten Bilici, hükümeti vatandaşların mağduriyetlerini gidermek için somut adımlar atmaya davet etti