Ege Postası
Geri

Binali Yıldırım'dan tatil müjdesi

Başbakan Yıldırım'dan Kurban Bayramı tatili müjdesi geldi. Yıldırım, "Kurban bayramında da bayramın evveli bayramla birleşiyor ve böylece bir uzun tatil daha yapacaksınız" dedi.
Binali Yıldırım'dan tatil müjdesi
Haberler / Politika
12 Temmuz 2016 Salı 12:15
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Başbakan Binali Yıldırım'dan Kurban Bayramı tatili açıklaması geldi.. Ramazan Bayramı’nda 9 gün yapılan tatilin turizme katkısına değinen Yıldırım, Kurban Bayramı’nda da aynı şekilde uzun tatil yapılacağını bildirerek, "Benzer bir şey de Kurban Bayramı’nda inşallah olacak. Aynı durum Kurban Bayramı’nda da var. Ramazan Bayramı’nda bayramın sonu cuma günüydü. Birleştirdik. Kurban Bayramı’nda da bayramın evveli bayramla birleşiyor ve böylece bir uzun tatil daha yapacaksınız" dedi. Yıldırım, bir arkadaşının kendisine söylediği bir bilgiyi ise şöyle aktardı: "Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti. Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunu? Tedavi olmaya değil, kız bakmaya gidiyorlarmış.”

Kurban Bayramı 12 Eylül Pazartesi günü başlıyor ve 4 gün sürüyor. Tatilin 9 güne çıkması için 16 Eylül Cuma gününün de tatil ilan edilmesi gerekiyordu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'deki AK Parti grup toplantısında konuştu. Srebrenitsa soykırımının 21'inci yıl dönümü dolayısıyla Srebrenitsa'da hayatını kaybedenleri anan Başbakan Yıldırım, Birleşmiş Milletler (BM)'i eleştirerek, "Bu çiçek soykırım kadar bir emaneti de bize hatırlatıyor. O da Bosna'nın ölümsüz lideri, bilge kral Aliya İzzetbegoviç. Ne demişti bilge kral halkına veda etmeden bu dünyay? 'Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın, unutturmayın; çünkü unutulan soykırım tekrar edebilir'. Bu söz bütün Bosnalıların, bütün Boşnakların kulağında küpe gibidir. O günler tabi ki bir daha yaşanmayacak ama o günleri unutturmamak, gelecek nesillere aktarmak bir insanlık görevidir. Avrupa'nın göbeğinde yaşanan, 8 bin 372 şehidin verildiği bu soykırım unutulmayacak. Unutturmayacağız. Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa ve çevresini korumak için görevlendirilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Güçleri ancak ve ancak bu katliama seyirci kaldı. Bir insanlık utancına, ayıbına imza attı Birleşmiş Milletler. Maalesef orada savunmasız insanları korumaları gerekirken onlar bu katliama seyirci kalmayı tercih ettiler ve görevlerinin gereğini yapmadılar. Bu güvenlik güçlerini oluşturan ülkeler dünyaya bugün medeniyet dersi vermeye çalışan batılı dostlarımızdır. Onlar bölgede, Türkiye'de terörle mücadeleye laf yetiştireceklerine, teröristlerin daha fazla insanlık dramı yaşatması için bizim yasalarımızı değiştirme öğüdü vereceklerine Avrupa'nın göbeğindeki bu insanlık suçuna karşı neden duyarsız kaldılar, neden gereğini yapmadılar önce bunun hesabını versinler" diye konuştu.

"SURİYE HALKININ YANINDAYIZ"

Bosna'da yaşanan acıların unutturulmayacağını vurgulayan Yıldırım, "Srebrenitsa'da yaşanan hadise 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgede görülen en büyük insanlık dramıdır. Bunları hatırlayacağız çünkü dün Bosna'da yaşanan acılar bugün Suriye'de, Ortadoğu'da, dünyanın değişik coğrafyalarında yaşanmaya devam ediyor. Başta cumhurbaşkanımız olmak üzere biz nasıl 21 yıl önce mazlum Bosna halkının yanındaysak şimdi de mazlum Suriye halkının yanındayız. İç savaştan canını kurtarmak için yurdunu terk eden milyonlarca göçmeni bağrımıza bastık. Kardeş yaptık" ifadelerini kullandı.

"ÜLKE ÇAPINDA TRAFİK GÜVENLİĞİ KONUSUNDA SEFERBERLİK BAŞLATIYORUZ"

Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen ölümlü trafik kazalarına değinen Yıldırım, ülke çapında trafik güvenliği konusunda bir seferberlik başlatılacağını duyurarak, "Her ne kadar trafikteki araç sayısı 2 katın üzerine çıksa da yolculuklar yüzde 100 artsa da trafik kazalarında sayı artmasına rağmen ölümlü kazalarda azalma devam ediyor. Ancak bütün bunlara rağmen henüz istediğimiz düzeyde değil, daha az olması lazım. Hatta AB'nin hedef olarak koyduğu 'sıfır ölümlü kaza' bizim de hedefimizdir. Bunun için yeni öğretim yılından itibaren okullar başta olmak üzere ülke çapında trafik güvenliği, can ve mal emniyeti konusunda bir seferberlik başlatıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın önderliğinde toplumda farkındalığın oluşturulması, trafikte insan hatasının en az düzeye çekilmesi için başlatacağımız bu çalışma ümit ediyorum ki ölümlü kazaların daha da azalması için çok büyük katkı sağlayacaktır" dedi.

"CUMHURİYET TARİHİNİN REKOR UÇAK İNİŞİ VE KALKIŞI GERÇEKLEŞTİ"

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaşanan terör saldırısının ardından bayramın son günü Cumhuriyet tarihinin rekor uçak inişi ve kalkışının gerçekleştiğini açıklayan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Kısa bir süre önce havaalanında patlama oldu. 'İşte Türkiye maffoldu' dediler. 'Artık kimse gelmez, kimse gitmez. Turizm biter. Türkiye bir daha ayağa kalkamaz'. Yaşanan bu şartlarda bu ülkeyi, bu milleti tanımayanlar bir kez daha yanıldı. Atatürk Havalimanı bayramın son günü Cumhuriyet tarihinin rekor uçak inişi ve kalkışı gerçekleşti. Tam bin 443 uçuş-kalkış gerçekleşti Atatürk Havalimanı'ndan. 13 yıl önce AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye'nin bütün hava sahasındaki uçak sayısı bin 100'dü. Sadece Atatürk Havalimanı'nda bir günde bin 443 uçak indi ve kalktı. İşte Türkiye bu. Türkiye'ye gözdağı vermek isteyenler, Türkiye'yi terörle yıldırmak isteyenler bir kez daha Türkiye'nin gücünü görmüş oldu. Aynı şekilde Sabiha Gökçen yine tarihinin rekor trafiğine ulaştı. Bütün bunlar havaalanı saldırısından sonra oldu"

"TÜRKİYE'NİN HER TÜRLÜ OLAĞANÜSTÜ GELİŞMEYE KARŞI HAZIR OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ"

Brüksel'deki havaalanında yaşanan terör saldırısını hatırlatan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Brüksel'de havaalanı saldırısı oldu ve havaalanı 10 gün açılamadı. Ama Türkiye'de İstanbul Atatürk Havaalanı saldırısından sonra aynı gece, saat 02.00'de her şey normale döndü. İşte bu Türkiye'nin gücüdür. Türkiye'nin her türlü olağanüstü gelişmeye karşı, riske karşı her zaman hazır olduğunun bir göstergesidir"

"İSRAİL MUTABAKATIYLA İLGİLİ İLERİ GERİ LAFLAR EDENLER..."

Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'deki AK Parti grup toplantısındaki konuşmasında, İsrail'le varılan mutabakatın faydalarını anlattı. Mutabakata yönelik eleştirilere de yanıt veren Başbakan Yıldırım, "İsrail'le ve kuzey komşumuz Rusya'yla ilişkilerimizi normale döndürdük. Şimdi İsrail mutabakatıyla ilgili ileri geri laflar edenler var. Biz eğer Gazze'de, Filistin'de perişanlık içerisinde dünyaya kapalı yaşayan kardeşlerimize bir faydamız olacaksa elbette mutabakata varız. Bundan sonra elektrik olmayan, alt yapısı bozulan, sağlık hizmetleri verilemeyen, sanayisi, iş hayatı durmuş o bölgelerin tekrar ayağa kalkmasında Türkiye başrolde olacak. Türkiye'nin liderliğinde bölgede şartlar normale dönecek ve sıkıntı yaşayan Filistinli kardeşlerimiz bir nefes alacak. Filistin davasını savunmak orada burada süslü laflar yapmakla olmaz. İcraatla olur. Ortaya birtakım eserler koymakla olur" ifadelerini kullandı.

"MUTABAKAT BU HAFTA MECLİS'E GELECEK"

İsrail'le varılan mutabakatın bu hafta Meclis onayına da sunulacağını açıklayan Yıldırım, "Önümüzdeki günlerde Gazze'ye elektrik sağlanması için Enerji Bakanlığımız harekete geçiyor. Bu mutabakat bu hafta içerisinde Meclis'e gelecek ve uluslararası ikili anlaşma olarak Meclis onayına sunulacak. Ümit ediyorum ki bu mutabakatla birlikte bölgede Filistinlilerin yaşamı çok daha iyi şartlara kavuşmuş olacak. İsrail'le uzun zamandan beri var olan anlaşmazlıklar da diplomatik sorunlar da bir ölçüde normalleşmiş olacak. Bundan sonra gerilimlerle, kavgalarla değil; bölgede dostluklarla bölgenin kalkınmasını, gelişmesini sağlamayı hedef alıyoruz. Bu anlayışımız sadece İsrail'le sınırlı kalmayacak. Bölge ülkeleriyle de dostluklarımızı kalıcı olarak geliştirme yönünde çabalarımız artarak devam edecek. Ama bu, şu demek değildir. Biz oradaki haklarımızdan vazgeçecek değiliz. Bölgemizin, ülkemizin menfaatini koruyarak, terörle mücadele konusunda hassasiyetimizi sürdürerek, dostluklarımızı artırmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

KURBAN BAYRAMI'NDA 'UZUN TATİL' MÜJDESİ

Ramazan Bayramı'nda 9 gün yapılan tatilin turizme katkısına değinen Yıldırım, Kurban Bayramı'nda da aynı şekilde uzun tatil yapılacağını bildirerek, "Benzer bir şey de Kurban Bayramı'nda inşallah olacak. Aynı durum Kurban Bayramı'nda da var. Ramazan Bayramı'nda bayramın sonu cuma günüydü. Birleştirdik. Kurban Bayramı'nda da bayramın evveli bayramla birleşiyor ve böylece bir uzun tatil daha yapacaksınız. Dolayısıyla milletvekillerimiz bayrama kadar sıkı çalışırsanız, Meclis üzerine düşen görevi yaparsa güzel bir bayramı da geçirme imkanı kendiliğinden gelmiş olur" dedi.

"ACİL SERVİSE KIZ BAKMAYA GİDİYORLARMIŞ"

Sağlık alanında yapılan yatırımlara ilişkin bazı rakamları paylaşan Yıldırım, 2003-2015 yılları arasında 810 yeni hastane ve ek binanın yapıldığına değindi. 
Yıldırım, bin 775'i ilk basamak sağlık kuruluşu olmak üzere 2 bin 585 sağlık tesisinin hizmete alınarak, vatandaşın hizmetine sunulduğunu ifade etti. 
Yıldırım, "Şimdi sağlıkta yeni bir değişimi yapıyoruz. Sağlık şehirleri kuruyoruz, şehir hastaneleri kuruyoruz. Bu hastaneler, içinde hastaneler olan şehirler gibi. Oteliyle değişik branşındaki hastaneleriyle adeta bir kasabayı andırıyor" dedi.

Bu amaçla şu anda 16 büyük şehir hastanesi inşaatının çalışmalarına devam edildiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, toplamda 30 ili kapsayacak çalışmalar tamamlandığında, 35 bin civarında yeni yatak kapasitesi sağlanacağını bildirdi. Yıldırım, "Mersin ve Yozgat şehir hastaneleri bu yıl içinde tamamlanacak, hizmete alınacaktır. Acil sağlık hizmetleri, ambulans hizmetleri için ücret istenen, acil servislerden hastaların geri gönderildiği günler artık mevcut değil, geride kaldı" diye konuştu.

Yıldırım, dün bir arkadaşının kendisine söylediği bir bilgiyi ise şöyle aktardı:

"Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti. Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunu? Tedavi olmaya değil, kız bakmaya gidiyorlarmış. Birisi söyledi şaşırdım. Yani evlendirmek için oğlunu, kızını artık gidip o kadar hastaneler şirin hale geldi ki gidip orada dostluklar kuruluyor, yuvalar kurulmak için ziyaretler yapılıyor. Demek ki acil servis sadece tedavi etmiyor, mutluluk ve yuva kurmak için de bir hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu."

"İÇ TÜZÜĞÜN YAPILMASI KONUSUNDA PARTİLERİN DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ"

Meclis çalışmaları üzerinden muhalefet partilerine çağrıda bulunan Başbakan Yıldırım, İç Tüzüğün değiştirilmesi konusunda da muhalefet partilerinden destek beklediklerini dile getirerek, şöyle konuştu: "Meclis'te işler istediğimiz hızda gitmiyor. Muhalefet partilerinin gayet tabi muhalefet yapmak gibi bir görevi var. Buna asla ve asla söyleyecek bir şeyimiz yok. Ancak istiyoruz ki Meclis'imiz daha verimli çalışsın. Zamanı daha etkin kullanalım. İç Tüzük'le ilgili artık bir şey yapmanın zamanı geldi ve geçti. Çünkü maalesef bu konuda kötü alışkanlıklar, İç Tüzüğün getirdiği imkanları amacı dışında kullanma aldı başını gitti. AK Parti grubu olarak bu hafta diğer siyasi parti gruplarına da İç Tüzük konusunda birlikte hareket etme ve İç Tüzüğün daha etkin bir hale getirilerek Meclis'in daha hızlı çalışmasını sağlayacak yeni bir İç Tüzüğün yapılması konusunda diğer partilerin katılımını ve desteğini bekliyoruz. Dostluk elimizi muhalefet partilerine de uzatıyoruz. Dostluğu muhalefetle de geliştirmeyi hedefliyoruz. Buradan bir çağrım var. Muhalefetinizi seçim öncesinde sahada istediğiniz kadar yapın. Ama seçimden sonra artık bırakın muhalefeti ülkemiz için ne yapabiliriz, buna kafa yoralım"

"CHP NİYE 'HAYIR' OYU VERDİ, ONUN CEVABINI VERSİN"

Varşova'da gerçekleştirilen NATO Liderler Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği 3 mesaja dikkat çeken Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye meselesinin çözümsüz kalması sadece Türkiye ve bölge için değil; dünya barışı için en büyük tehdittir. Suriye krizi başta DEAŞ olmak üzere terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturmaktadır. Ana muhalefet partisi bizi DEAŞ'le ilgili soru yağmuruna tutuyor aklı sıra. Ben tek bir cevap veriyorum. 2013'te DEAŞ'a ve PKK'ya karşı Meclis'te karar alınırken, CHP niye 'hayır' oyu verd? Onun cevabını versin önce. Kimin DEAŞ'a, PKK'ya müzahir olduğu Meclis'te yapılan oylamanın sonucunda belli. Onun cevabını versin de sonra bize terör örgütüyle ilgili suçlamalarda bulunsun. Her şey kayıtlarda"

"50 BİN 153 ŞÜPHELİYİ BÜTÜN DÜNYA ÜLKELERİNE BİLDİRDİK"

IŞİD'le mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Dünyanın DEAŞ örgütünden haberi yokken 2011 yılında Türkiye, El-Kaide'den sonra Irak işgalinden sonra dünyanın başının belası yeni bir örgütün doğduğunu bütün dünyaya duyurdu. Duyurmakla da kalmadık, 2013 yılında 50 bin 153 şüpheliyi bütün dünya ülkelerine bildirdik. Bunlarla ilgili seyahatlerde, giriş çıkışlarda dikkat edin; diye. Kaç ülkey? 144 ülkeye. 3 bin 560 tane şüpheliyi yurt dışına deport ettik, bin 560 kişiyi de mahkemelere sevk ettik" dedi.

"TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELEDE NATO ÜYESİ OLARAK DESTEK ALMA HAKKI VAR"

Terörle mücadele üzerinden NATO üyesi ülkelere seslenen Yıldırım, "Senin teröristin kötüdür, benim teröristim iyidir; anlayışı sonunda en büyük belayı sizin başınıza açacak. Bunu artık dünyanın görme zamanı gelmiştir. NATO ülkeleri artık Cumhurbaşkanı'mızın da belirttiği gibi bu bölgelerdeki karışıklıklar, terör olaylarının tırmanmasına karşı çok daha duyarlı hareket etmek mecburiyetindedir. Türkiye'nin beka mücadelesinde, terörle mücadelesinde daha ciddi NATO üyesi olarak destek alma hakkı vardır. NATO, eğer bu sorumluluğunu bugün yerine getiremezse ileride Avrupa'yı çok daha büyük sorunların beklemekte olduğunu anlaması gerekir" ifadelerini kullandı.

"DEAŞ OTORİTE BOŞLUĞUNDAN ÇIKMIŞ, ÇAPULCULARIN BİR ARAYA GELDİĞİ YAPI"

IŞİD'in kurulmuş bir devlet olmadığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Felaketin boyutlarını bütün insanlık, bütün ülkeler artık görmelidir. Şam'ın güvenliği Paris'in, Londra'nın güvenliği İstanbul'un güvenliğidir. Bağdat'ın güvenliği New York'un güvenliği kadar önemlidir. Bağdat eğer işgal edilmeseydi, bugün günah çıkartıyorlar 'Biz bunu yanlış yaptık', bunun faydası var m? Bir ulus yok olduktan sonra şimdi eski İngiltere Başbakanı günah çıkartıyor. Irak'ın işgal acısını yaşamasaydı insanlık, bugün DEAŞ diye bir örgüt olmayacaktı. DEAŞ kurulmuş bir devlet değil, DEAŞ otorite boşluğundan çıkmış dini, inancı, kutsalı olmayan çapulcuların bir araya geldiği bir yapı. İnsanlığın baş belası bir yapı. Peki DEAŞ'la mücadele edelim, güzel. Ellerindeki en modern silahlar nereden geld? DEAŞ fabrika mı kurdu Irak çöllerind? Bir yandan silahları sizden alacak, orada masum insanları katledecek bir yandan da bu örgüte karşı mücadele yapacağız" diye konuştu.

"BİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE BİR BAŞKA TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ALT EDEMEZSİNİZ"

Batı ülkelerine terör örgütlerine yönelik tutumları üzerinden seslenen Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aynı şeyi Kuzey Irak'ta, Kuzey Suriye'de maalesef PKK'ya yapıyorlar. PYD terör örgütü değilmiş. Neymiş efendi? DEAŞ'a karşı koalisyon güçleriyle mücadele ediyormuş. Ne zamandan beri bir terör örgütünü yok etmek için bir başka terör örgütü yardım etmeye başlad? Bu yanlış anlayıştan, bu sakat görüşten dostlarımızın bir an önce vazgeçmesini bekliyoruz. Bir terör örgütüyle bir başka terör örgütünü alt edemezsiniz. Etseniz de o terör örgütü bu sefer sizin başınıza bela olur

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası