İstanbul'la ilgili soruları yanıtlayan Binali Yıldırım, 16 yaşında geldiği İstanbul'da ömrünün geçtiğini söyledi. Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la hiçbir şekilde görüş ayrılığı yaşamadığını söyledi. Yıldırım, duruşuyla ilgili bir soru üzerine şöyle konuştu: Duruşumda bir sorun yok! Duruş başka omurgasızlık başka.
Yıldırım'ın konuşmasından satır başlıkları şöyle:
O sıralar CHP adayı "İstanbul, Ankara'dan yönetilemez" dedi. Ben ona cevap olarak dedim. Çünkü İstanbul, Ankara'ya, Ankara da İstanbul'a muhtaç. Gelir kaynakları Ankara'dan geliyor. Merkezi yönetimle belediyelerin, yerel yönetimlerin ahenk içerisinde çalışması esastır. Aksi takdirde yönettiğimiz insanlar mağdur olur, herşey yüz üstü kalır. Bu sözü söyleyen arkadaşımız kısa süre sonra genel başkanımız talimat verdi, "Belediyeler ücretler şöyle olacak, böyle olacak" dedi. Hatırlamak lazım İstanbul 90'lı yıllarda ne haldeyd? 2000'den sonra doğanlara İstanbul'da su olmadığını, Haliç'in pis koktuğunu söyleseler herhalde "Annemiz, babamız hayal" gördü diye bize şaşarlardı.
"HİÇBİR ZAMAN GÖRÜŞ AYRILIĞIMIZ OLMADI"
Adaylığımla Cumhurbaşkanlığı arasında görüş ayrılığı diyorsunuz değil m? Acaip! Yani soru acayip! Sayın Cumhurbaşkanımızla hiçbir şekilde görüş ayrılığımız olmaz. Konuşur, istişare ederiz, anlaştığımız konular, olur anlaşamadığımız mesele olur, karara bağlarız, iş bitmiştir.
"CUMHURBAŞKANIMIZ RAHAT ETMEK İSTEYENLERİ SEVMEZ"
Cumhurbaşkanımızın hayatı insanlarla haşır-neşir olmakla geçmiş. Cumhurbaşkanımız rahatı sevmez, rahat etmek isteyenleri hiç sevmez. Onun için Cumhurbaşkanımızla çalışmak hiç de kolay bir şey değil. Cumhurbaşkanımız seçimlerde belki de hepimizden fazla çalışacak. Biz İstanbul'da çalışacağız. Cumhurbaşkanımız bütün Türkiye'yi dolaşacak. Hükümetin, yerel yönetimlerin projelerini, hizmetleri enine boyuna anlatacak.
"DURUŞUMDA BİR SORUN YOK! DURUŞ BAŞKA OMURGASIZLIK BAŞKA"
Olumlu bir insanım. Yani ne demek duruşum yok. Benim duruşum bellidir, duruşum millete hizmettir. Duruşta bir sorun yok. Duruş başka, omurgasızlık başka. Hizmeti ibadet bilirim, milletim ne dediyse ben onu yaparım. Liderimle beraber millete hizmet yolundayım. Bundan sonra da elimizden geldiğince en güzel şekilde, İstanbul bize fırsat, yetki verirse en güzel hizmeti İstanbul'a yapacağız. Biz bunu Türkiye'de yaptık, şimdi çok daha detaylısını İstanbul için yapacağız.
"BANA HEP İLKLER VE SONLAR NASİP OLDU"
Herşeyin bir ilki bir de soru var. Bana da hep ilkler ve sonlar nasip oldu. Eğer size bir yerde ihtiyaç duyulduysa onu kabul etmiyorum deme hakkınız, lüksünüz yok. Görevin büyüğü, küçüğü olmaz. Bakan oldum, ayrıldım, tekrar bakan oldum. Bakanlıktan ayrıldım, üç sefer ayrıldım, dört sefer geldim. Başbakanlık görevi nasip oldu. Şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi yapmam gerekti. Onu da seve seve yaparım. 12 yaşımda geldim bu şehre, hayatım İstanbul'da geçti. Son 16 yıl Ankara'da olmama rağmen bir ayağım hep İstanbul'da oldu.
"ADAYLIK BAŞVURUM YAPILINCA GÖREVİMDEN İSTİFA EDECEĞİM"
Mevzuatta Meclis Başkanı'nın belediye başkanına adaylığı düşünülmemiş. Kanuna yazılmamış. Belediye başkan adaylığım açıklandığında herkes şaşırdı. Kimisi herhangi bir yasak yok, belediye başkanı adayı olabilir, istifa etmesine gerek yok dedi. Bir kısmı da istifa etmesi gerekir dedi. Benim istifam meselesiyle vatandaşın gündeminin iştigal edilmesi canımı çok sıkıyor. istanbul'u konuşmamız gerekirken, anlamsız yere benim istia edip, etmeyeceğim konuşuluyor. Karar verdim aday başyvurum yapıldığından itibaren Meclis'teki başkanlığımı bırakacağım. İstifa edeceğim.