Dijital çağla birlikte hayatımıza giren 'büyük veri' teknolojileri, özellikle sağlık alanında olumlu gelişmelere yol açsa da, uzmanlara göre konunun 'karanlık' bir tarafı da bulunuyor. Anadolu Ajansına konuşan uzmanlar dijital ortamdaki verilerin gelecekte 'gözetim' mekanizmalarına yol açabileceği ve yaptırımların yetersiz kalabileceği konusunda uyarıyor.
Facebook, Twitter, Instagram ve Youtube gibi platformların kullanıcı sayıları her geçen gün artarken, bu web sitelerindeki veri miktarı da eş zamanlı olarak artıyor. Amerika merkezli Uluslararası Veri Kurumu'nun 'Dijital Evren' başlıklı araştırmasına göre, 2005 yılında 130 exabyte olan veri miktarının 2020’de 40 bin exabyte'a çıkması bekleniyor. Dünyadaki veri miktarının yüzde 90’ının son iki yılda oluştuğu ifade ediliyor.
AA’ya konuşan Türk Medya Dijital Yayınlar Koordinatörü Yusuf Özhan'a göre, dijital ortamda kullandığımız bütün ücretsiz yazılımlara, kullanıcı hareketlerimize erişme yetkisi veriyoruz. Özhan, “Bu şekilde, bu platformlar, ücretsiz verdikleri hizmetin karşılığında sizin demografik bilgilerinizi kümeleyerek, size hedefli reklam gönderen reklam verenlere hizmet sunmakta.” diyor.
Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Bilal Eren’e göre ise söz konusu teknoloji şirketleri, reklam göndermenin de ötesinde çalışmalar yürütüyor: Biyoteknoloji ile ilgili, genetik DNA’mızı değiştirmekle ilgili, algoritlamarla ilgili çalışmaları, yapay zeka çalışmalarını yürütüyor, hepsinde de belli aşamalara gelmiş durumdalar.
Kişisel verilerin korunması kurumuna başvuru
2018 yılının Nisan ayında gündeme gelen ve Facebook üst düzey yöneticisi Mark Zuckerberg’ün özür dilemesiyle sonuçlanan Cambridge Analytica skandalının ardından, sosyal medya verilerinin siyasi propaganda amaçlı kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
Gelişmelerin ardından Avrupa Birliği, şirketlere veri kullanımı için tüketiciden onay alma şartı getirdi. Uzmanlara göre düzenleme yeterli olmasa da, tüketicilere önemli bir imkan sunuyor. AA’nın sorularını yanıtlayan Avukat Özgur Eralp, kişisel verilerinin kullanımıyla ilgili soruları olanların Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na başvurabileceğini söyledi.
Eralp, şöyle devam etti:
"Şirketle ilgili şikayet ve itiraz yollarınızı kullanıyorsunuz. İşte o zaman Kişisel Verileri Koruma Kurumu ilgili şirketle iletişime geçiyor. İlgili bilgi ve belgeleri istiyor. Eğer dediğiniz gibi kişisel verileriniz hukuka aykırı olarak kullanılmışsa, 20 bin liradan 1 milyon liraya kadar idari para cezaları kesiliyor."
Akademisyen Bilal Eren’e göre, sosyal medya hesaplarını kapatmak çözüm değil. Eren, “Facebook’u kapatsanız bile, orada kalmaya devam edersiniz,” diyor ve ekliyor:
"Bireysel olarak ancak şuna karar verebiliriz. Paylaşımlarımızla ilgili bazı kararlar verebiliriz. Evimizin içinden bir fotoğraf, özel hayatımızla ilgili fotoğraf video paylaşmamaya özen göstermeliyiz."
Çin'de 'sosyal skor' uygulaması
Çin’de pilot olarak uygulanmaya başlanan 'sosyal skor' uygulaması ise, büyük veri sistemlerinin gelecekte başka hangi amaçlarla kullanılabileceğine dair yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Çin devleti, hem kamera görüntüleri hem de internet verilerini kullanarak, vatandaşlarını puanlayacak. Puanı düşük olanlara seyahat da dahil bazı kısıtlamalar getirilecek.
Uzmanlar, Çin’de başlayan bu uygulamanın, gelecekte ‘gözetim rejimleri’ne yol açabileceğini ifade ediyor. Kimileri ise, bu teknolojinin gelecekte demokrasileri de tehdit edebileceğini düşünüyor.
Yusuf Özhan, konunun 'liberal Batı demokrasilerinde' tartışılmaya başlandığını söylüyor, ve ekliyor:
"Batı liberal düzeni, esasında kendi içerisinde çok ironik bir handikapla karşı karşıya. Bunu engellemek liberal düzenin erişmiş olduğu yapıyı sansürlemek anlamına da geleceğinden, bu süreci en idareli ve koordineli şekilde yürütmenin, hasarı en düşük düzeyde tutmanın daha çok derdinde gibi gözüküyorlar." AA