Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinde bulunan ‘böcek’lerden sonra başlatılan soruşturma kapsamında 11 emniyet mensubu gözaltına alındı. Şüpheller önce savcıya daha sonra ise mahkemeye ifade verdiler. Bu ifadelerden sonra 6’sı savcılıktan, 5’i ise mahkemeden serbest bırakıldı.
Eski Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel ve Erdoğan’ın eski Koruma Müdürü Zeki Bulut ile İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz ve Seyit Saydam savcılık tarafından serbest bırakıldı. Savcılık Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı ise tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme denetimli serbestlik kararı ile şüphelilerin tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Savcılık ifadeleri
Savcılık soruşturmasında, böceklerin 25 Kasım 2011’de konulduğu saptandı. Savcılığın iddiasına göre şüphelilerden Serhat Demir, İlker Usta, Harun Yavuz, Sedat Zavar, İbrahim Sarı ve Hurşit Gölbaşı, bu tarihte Başbakanlık Ofisi ve Başbakanlık Resmi Konutu’na giderek, ‘böcek araması yapmak için geldiklerini’ ifade ettiler. Savcılık, bu tarihte böceğin yerleştirildiği kanısına vardı.
Sahte talep formu
Şüpheliler ifadelerinde, bu tarihte böcek arama yapmak için ofise ve resmi konuta gittiklerini ifade ettiler. Ancak böcek yerleştirdikleri iddiasını kabul etmediler. Savcılar, yaptıkları çalışmada aramaların Serhat Demir, İlker Usta, Harun Yavuz, Sedat Savar, İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, İlker Usta tarafından yapıldığını tespit etti. Sanıklara ise “Aramada sırasında tutanak ya da kayıt tutulmadı daha sonra sahte bir böcek arama talep formu düzenlediniz“ iddiası yöneltildi.
Böcek alan iki isim
Mahkeme tarafından ‘adli kontrol’ kararı ile serbest bırakılan şüphelilerin ifadeleri incelendiğinde, casusluk soruşturmasıyla ilgili çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Savcıların ‘Hançer 2014’ adlı gizli tanıktan aldıkları bilgileri sanıklara sorduğu anlaşıldı. Hançer 2014 adlı gizli tanık verdiği ifadede, Başbakanlık ofisinde bulunan 5 böceğin Emniyet İstihbarat tarafından yerli bir firmadan alındığını söyledi. Gizli tanık bu böceklerin İstihbarat Daire Başkanı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Savar ve Enes Çiğci tarafından alındığını ifade etti.
Koruma Başkanı iki ismi suçladı
Soruşturmada serbest bıraklılan Başbakanlık Koruma Dairesi eski Başkanı Mehmet Yüksel’in, Başbakanlık müfettişlerine verdiği ifadesinde, firari isim Başbakanlık Güvenlik Sistemleri ve Teknik Büro eski Güvenlik Amiri Serhat Demir ile İstihbarat Daire Başkanlığı eski Teknik Şube Müdürü Ali Özdoğan’ı suçladığı ortaya çıktı. Yüksel, şunları söyledi: “Tarama ekibinin başında Serhat Demir’in bizzat bulunup bulunmadığı hususlarını takip etmem mümkün değildi. Tarama faaliyetlerinin talimatım çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekir. Böcek takip tarama formlarının düzenli bir şekilde tutulduğunu düşünüyor idim. Ancak malum olay olduktan sonra formların düzenli tutulmadığını gördüm. Benim ayda 2 defa tarama yapılacak talimatımın iş yoğunluğu, ofislerin müsait olmaması gibi herhangi bir sebeplerle yapılamadığı zamanlarda bana bir bilgilendirme yapılmadı.”
Kimliklerini gizlediler
Savcılık sorularından, şüphelilerin Başbakanlık Konutu’na gittiklerinde, resmi kimliklerini gizledikleri ortaya çıktı. Savcılar şüphelilere, “Başbakanlık Resmi Konut Güvenlik Amir Yardımcısı Murat Çelik’e, Başbakanlık Teknik Amiri Serhat Demir, İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar’ı eski bir emniyet mensubu ve güvenlik şirketi üst düzey yöneticisi olarak tanıttı. Neden böyle davrandı'” diye sordu. MİT mensuplarının 29 Aralık 2011 tarihinde ‘böcek araması yaptığı’ saatlerde sanıklardan İlker Usta’nın aynı bölgede olduğu telefon kayıtlarından tespit edildi. Kendisine o tarihte burada bulunma nedeni soruldu. Usta, “Hatırlamıyorum” dedi.
Şüpheliler reddetti
Sedat Zavar: “Ben hiçbir şekilde dinleme aleti yerleştirmedim.”
Enes Çiğci: “Zaman zaman tarama talebi geldiğinde yerine getiriyordum. Böyle bir eyleme katılmadım.”
İlker Usta: “Ben şoför olarak görev yapıyordum. Gerekli cihazların binaya taşınmasında yardımcı oluyordum. Bunun dışında hiçbir bilgim ve eylemim söz konusu değildir.”
Ali Özdoğan: “Bahsi geçen tarihlerde ben izinli olarak Ankara dışındaydım.”
Ahmet Türer: “Neden şüpheli olarak burada bulunduğumu anlamış değilim. Bu konularla hiçbir alakam yoktur.”