ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat'ta yaptığı açıklamada, "Bu kadro, manşetlerle, haberlerle, iftiralarla, operasyonlarla gelmediği gibi, bunlarla da gitmez, götürülemez. Kimsenin de buna gücü yetmez" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, partisinin Yozgat İl Teşkilatı tarafından düzenlenen İl İstişare Toplantısı’na katıldı. Yozgat Belediyesi sosyal tesislerinde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Bozdağ, memleketin hazinesine el uzatmadıklarını ve uzanmasına da izin vermediklerini belirterek, "Uzanan elleri de bir bir kırdık ve hazine doldu. Hazine dolduğu için de bölünmüş yollar, üniversiteler, yüksek hızlı trenler, havaalanları, memleketimizde olan pek çok değişimler, dönüşümler bununla gerçekleşti. Biz memleketimizin her tarafında bu milletin emaneti olan her şeyi koruyan kollayan bir anlayışla bu günlere geldik. Bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Bizim en güçlü noktalarımızdan bir tanesi yolsuzlukla yaptığımız mücadeledir. Bugün Ak Parti hükümetini, yaptığı bu mücadele noktasından eleştirmek isteyen, vurmak isteyen yapılar var. Hiç endişeniz olmasın bizim alnımız açık başımız dik. Yaptıklarımızın hepsi milletin gözünün önünde ve ortada. Bu noktada Ak partinin zarar görmesi milletin gözünden düşürülmesi mümkün değil. Bizim ikinci güçlü noktamız da Türkiye’nin siyasi istikrarıdır. Siyasi istikrar olduğu zaman güven olur huzur olur. Türkiye son 10 yıldır siyasal istikrara sahiptir. Biz 3 Kasım’dan bu yana milletin bize verdiği emanete hiç ama hiç ihanet etmedik. Kem gözle bakmadık. Başkalarının kem gözle bakmasına da izin vermedik” dedi.
BU KADRO MANŞETLERLE GİTMEZ
Adalet Bakanı Bozdağ, Ak Parti hükümetinin gazete manşetleriyle, iftiralarla iktidara gelmediğini ifade ederek şunları söyledi: "Bu gün manşet atanlar, başka başka işler yapanlar geçmişe bakıp görmesi lazımdır. Bu kadro, manşetlerle, haberlerle, iftiralarla, operasyonlarla gelmediği gibi, bunlarla da gitmez, götürülemez. Kimsenin de buna gücü yetmez. Ben diyorum ki bizim dayımız çok güçlü. O dayıyı kimse bu güne kadar yenemedi. O dayı 76 milyon Türk milletinin ta kendisidir. Bu güne kadar hiç bir güç Türk milletinin iradesini ortadan kaldıramamıştır. Millet ne dediyse onu yaptık, ama bunu yaparken de anayasaya, yasalara uyarak yaptık. Bizim anayasa ve yasalara uymayan bu güne kadar hiç ama hiç bir işimiz olmadı. Bundan sonra da anayasa ve yasalara uyarak ve bunları doğru uygulayarak milletimize hizmet etmeye, demokrasimizin standardını daha ileri noktalara taşımaya gayret edeceğiz, çaba göstereceğiz. Türkiye'mizin bu alanda alacağı daha pek çok mesafeler vardır biz bunun da farkındayız."
DEVLETLERİ AYAKTA TUTAN GÜÇ HUKUKTUR
Bakan Bozdağ, partililerine hitaben yaptığı konuşmada, hukukun üstünlüğü ve insanların hukuka olan inancına değinerek, "Değerli kardeşlerim, hukuk, devletleri ayakta tutan en önemli bir güçtür. Eğer bir ülke hukuk devletiyse, hukukun üstünlüğü orada egemense adalet güçlüyse o ülkeye hiç ama hiç kimse zarar veremez. Hukuk zarar aldığı zaman, insanların hukuka olan inancı zayıfladığı zaman, adalet yara aldığı zaman, insanların adalete olan inancı zayıfladığı zaman o ülkede sıkıntı olur. Onun için de hukukun yara almaması, adaletin yara almaması insanların hukuka ve adalete olan inancının ve güvencinin zayıflayıp ortadan kalkmaması için hepimizin dikkatli olması ve hassasiyetle hukukun üstünlüğüne adaletin bütün milletimiz tarafından tutulduğu noktaya uygun davranması lazım. Soruşturmanın gizliliği her şeyden çok insanların onurunu hukukunu korumak içindir. Soruşturmayı yürüten görevliler, yargı görevlileri suçluları bulmak delileri toplamak, onları hak ettiği cezayı sağlamak için ne kadar titiz hassas davranıyorlarsa bir o kadar, hatta daha fazla masum insanların, kamuoyu önünde linç edilmesini lekelenmesini önlemek içinde hassas davranmalı. Çünkü suç, mahkeme kararıyla hükmen sabit oluncaya kadar masumiyetin esas olduğu uluslar arası hukukun, evrensel hukukun da, bizim anayasamızın da temel ilkesidir. Hepimiz bunun üzerinde durmamız lazım. Ama duramıyoruz. Bir savcı kalkıyor soruşturmanın gizliliğini herkesten çok riayet etmesiyle alakalı birisi elinde bir bildiri gazetecilere bir şeyler dağıtıyor. O zaman insanların bu devam eden süreçle ilgili bu sürecin sürdüren kişilere bakışı olumlu mu etkilenir, olumsuz mu etkilenir. Ben hayatımda bugüne kadar böyle bir olayı hiç görmedim. Adalet Bakanı olarak bundan büyük bir üzüntü duydum. Eğer bir eksiklik, bir yanlışlık varsa onun da mutlaka hukuka uyarak giderilmesi hukukun içinde bunun yapılması esastır. Eğer biz hukuku uygulayanlar, hukuku istediğiniz gibi uygulamaya kalkarsa o zaman herkesten önce en büyük kötülüğü kendimize yapmış oluruz” dedi.
YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR
Hukukla ilgili bir takım yanlışlıkların olabileceğini kaydeden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Ben siyasilere de buradan bir şeyler söylemek istiyorum. Bir takım hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir, dün odu, bugün oldu, dün falana karşı oldu, bugün falana karşı, yarın bir başkasına olabilir. Bizim yapmamız gereken, yanlış olan, anayasa ve yasalara aykırı olan bir şey varsa onunla ilgili bir karşı duruşu hep beraber ortaya koymak gerekir. Şimdi ne oldu, dün siz şöyle dediniz, şöyle bir olay vardı, işte öyle yapılırken, siz böyle dediniz, işte böyle bir hadise var biz de böyle bir tavır takınırız anlayışı Türkiye’nin siyasetinde egemen olursa o zaman hukukun üstünlüğünü, kamil manada tesis etme noktasında, Türkiye’de almamız gereken mesafeyi kolay alamayız. Yargılama sürecinin tarafları olanlara göre, yargıçlara, savcılara bakışımız, kararlara bakışımız değişirse, farklı farklı noktada durursak, bana karşı olduğunda yanlış, ona karşı olduğunda doğru bir anlayışmış gibi bir algı ve kabul içerisinde olursak o zaman Türkiye’de hukuk devletini güçlendirme ve eksiklerini giderme noktasında istediğimiz başarıyı elde edemeyiz. Eksikler olabilir, dün böyle, bugün böyle denebilir. Biz yanlış yapmış olabiliriz. Ama bir konuda bir yanlış yaptık diye illa o yanlışın peşinden gidecek halimiz yok. Yanlış yaptığında, erdemli olan o yanlıştan dönmesini bilendir. Onun içinde hukukun üstünlüğünü tesis noktasında Türkiye’nin alması gereken daha çok mesafe olduğunu ben görüyorum. Bunu hep beraber yapacağız. Yargı görevi yapanlarla beraberler, yasamayla beraber, bütün siyasi partilerle beraber, bütün medya ile beraber. Bu ülkenin gerçek anlamda hukukun üstünlüğünün olduğu bir ülke olmasını arzu eden, isteyen herkesle beraber birlikte biz bunu yapacağız. Bir birimizi itham ederek bunu yapmamız, bunu başarmamız mümkün değil, onun için de beraber yapmamız gerektiğine inanıyorum ve önümüzdeki süreçte de Türkiye’nin bu konularda atacağı adımları hep beraber daha ileriye taşıyacağımıza ben yürekten inanıyorum" diye konuştu.