TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Karşıyaka Belediyesi Ekim ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşimi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay idaresinde gerçekleştirildi.
Belediyenin 2023 Mali Yılı Bütçe Tasarısı ve 2023 Yılı Performans Programının görüşüldüğü oturuma, İller Bankası gelirleri, personel sayısı ve ‘mega proje mi insani hizmet mi’ tartışmaları damgasını vurdu.
Mecliste oylanan bütçe ve performans programı, AK Parti ‘ret’ oylarına karşılık CHP’nin ve geçtiğimiz ay AK Parti'den istifa eden bağımsız meclis üyesi Hüsniye Dalkılıç'ın ‘kabul’ oylarıyla oy çokluğuyla kabul edildi.
ÜNER: EKONOMİST ENFLASYONU DÜŞÜRME KABİLİYETİNİ KULLANSA…”
Bütçe ve Performansa ilişkin söz alan CHP’li meclis üyesi ve Plan ve bütçe Komisyonu Başkanı Birgül Sural Üner, bütçe konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin enflasyona ilişkin sözlerine isim vermeden gönderme yaptı ve “Gelir ve gider dengeleri önceki yıllarda olduğu gibi geleceğe yönelik saptama ve tahminler gerçekleşebilir gelire dayalı ve ağırlıklı olarak sosyal içerikli yatırımlarla doludur. Yani Başbakanımızın dediği gibi yaşamın hiçbir alanını ihmal etmeyen gerçekçi bri bütçede performans programlarıyla buluşturmuş oluyoruz. İnsana, doğaya ve çevreye saygılı, yerel ulusal ve uluslararası platformlarda ürettiği değerlerle anılan bir Karşıyaka Belediyesine ulaşmış bulunuyoruz. 20023 yılı 1 milyar 247 milyon liralık bir bütçemiz var. 23 yıl için 8 park yapılması hedeflendi. Karşıyaka Çarşısının yüzde 20 tamamlanma oranı için 1 milyon lira hedef konuldu. Kişi başına düşen yeşil alanın 5.50 metrekareye çıkarılması hedeflendi. Kentsel yenileme amacıyla 1/100 ölçekli revizyon planı hazırlama hedefi 2023 yılı için yüzde 20 olara bk belirlendi ve 3 milyon 970 bin lira ödenek konuldu. Yıkımı yapılacak olan 225 adet riskli yapının yıkımı da dahil kentsel dönüşüm için de 10 milyon 740 bin lira ödenek konuldu. Ayrıca buz pistinin tamamlanması için de yüzde 50 tamamlanma hedeflendi. 3 milyon 650 bin lira da bütçe ayrıldı. Günlük toplanan çöp ve moloz miktarı da 403 ton gibi büyük bir rakam hedeflendi. Daha temiz Karşıyaka hedefimiz oldu. Tüm yatırımlarımız hizmet ve sosyal içerikli olup önce insan odaklıdır. Belediyemiz kıt kaynaklarla helke de yüzde 200’lere varan enflasyon karşısında halkımıza hizmet peşinde. Hele de enflasyonu önleyememelerine rağmen enflasyonu hızla düşürme kabiliyetimiz var diyen ekonomistimizin bu kabiliyetini kullanması halinde belediyemizin şahlanmasını bir düşünün. Neyse ki neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım ön plana çıkıyor da yüreğimize su serpiliyor. Bu bütçenin hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz ve 2023 yılı bütçemizin Karşıyaka’ya hayırlar getirmesini diliyoruz” dedi.
BARAN: EMME BASMA TULUMBA BİR MANTIKLA KARŞILAŞTIK
AK Parti grubu adına söz alan AK PArti Grup Başkanvekili Ahmet Uğur Baran, seçim döneminde verilip yerine getirilmeyen bazı vaatleri hatırlattı ve “Üzülerek söylüyorum ki Karşıyakamız için kayıp bir yılı daha geride bıraktık. Kayıp ifadesine alınacak hatta hiddetlenerek tepki göstereceksiniz. Lakin bizler ne size pembe tablo çizen belediyede bir çalışan ne de belediyeden nemalanmak için halkı tutanlardanız. Bizler size Karşıyakalılar adına doğruları söylemek için sesleniyoruz. Performansın başkan ayağının konuşulması gerektiğine inanıyorum. Görevde 3,5 yıl geride kalırken Karşıyaka Çarşı girişine vaat edilen battı-çıktı ve onu tamamlayacak olan meydan projesi yapılmadı. Hatta daha ortada esamesi yok. Çarşı’nın içi… Birkaç yan sokakta taş değiştirdiniz ama bugün hala çarşıda taşlar yerinden oynuyor. 2023 içinde Çarşıyı yenileme çalışanları için 1 milyon lira ayırmış olmanız demek gelecek yıl da Çarşıya gelenlerin hiçbir şey değişmemiş diyeceği anlamına geliyor. Londra'daki gibi bir dönme dolap vaat ettiniz. Onun yerine emme basma bir tulumba bir mantıkla karşılaştık. İskeleye otopark dediniz o da yok. Trafiğe dair çözümler üretmenin göreviniz olduğunu söylediniz o da gerçekleşmedi” diye konuştu.
"MAHO BİLO AĞA HİKAYESİNDE OLDUĞU GİBİ..."
Karşıyaka Stadı ve Opera Binası’na ilişkin de bazı eleştirilerde bulunan Baran, personel giderlerine de dikkat çekti ve “Gelelim Karşıyaka Stadına. Biliyorum ki bu işin günahı sizin değil. Fakat madem ki bu işi yüklendiniz hakkını vermeniz lazım. Onun yerine stat için mimar muvafakatnamesini ardına sığındınız ve onu öyle bıraktınız. Büyükşehir’le bu işi yaparız diye ortaya atılmanızın üzerinden 1 yılı aşkın süre geçti. Eğer stadı yapma işini ağırdan alan taraf büyükşehirse siz gülümseyin biz anlarız. Kimsenin bu işlçe için hizmetsizliğini kapatmak zorunda değilsiniz. Çünkü en nihayetinde kendi açığınızı kapatamaz durumdasınız. Ayrıca Opera Binası’nın ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Hançer misali büyükşehir tarafından bırakıldı. Bu konuda Karşıya’nın hakkını ne oranda savunduğunuzu bilmiyorum. Çanakkale ŞEhitler abidesinin replikasının olduğu alan çöplüğe döndü. Belediye personel ödemelerinin bazen taksitlere bölündüğüne şahit olduk ama Karşıyaka’nın İzmirdeki en çok personele sahip olan belediye olmasının yanında 2 bin 652 olan çalışan sayımızı 2 bin 847’ye çıkardınız. Bu süreçte de sürekli İller Bankası söylemine sarıldınız. Madem para yok nasıl bu kadar personel alımı yaptınız. Sizin kadar İller Bankası’ndan yakınan bire belediye başkanı daha yok. Adeta Bilo ile Maho hikayesinde olduğu gibi ‘yaptım ama bir sor niye yaprım’ yani Karşıyaka’daki versiyonuyla ‘yapmadım ama bir sor niye yapmadım’ demeyin. Sebep aranınca bulunur. Önemli olan sonuçtur. Peki sayın Başkan istediğiniz vergi ya da kira gelirlerini toplayamayınca daha fazla mı kredi kullanacaksınız? 65 milyon kredi öngörüyorsunuz .Öngörünüzün gerçekleşmemesi durumunda personel maaşlarını bile ödeyemeyeceğinizin farkında mısınız? Biraz temsil ve ağırlama giderlerini azaltmanız gerekiyor. Kendinizi tanıtacağınıza hizmet etmenizi öneririm. 1 milyar liranın üstündeki bütçemize baktığımızda bunun büyük çoğunluğunun maaş ödemekten ibaret olduğunu görüyoruz. Hizmet belediyeceğiliğinden maaş ödeme belediyeciliğine geçtiğimiz bugünlerde yakında maaş bile ödeyemeyecek hale geleceğiz” ifadelerini kullandı.
AYDIN: BETONA DEĞİL İNSAN YATIRIM YAPIYORUZ
Söz alarak AK Parti tarafından yapılan eleştirilere yanıt veren CHP’li meclis üyesi Murat Aydın, insan odaklı belediyecilik yapıldığına dikkat çekerken iktidarın ‘imar’ projelerini de eleştirdi ve “Daha önceki bütçe konuşmalarında da dile getirmiştim. Her birimiz her parti ve kurum siyasi tercihlerine göre birbirlerinden ayrılır. Bunları da hayata bakışları ve ideolojileri belirler. Ortaya konulan bu farklılıkların ya da tercihlerin nasıl yönetildiğine ilişkin tartışmayı ise bütçe ve performans programları ortaya koyar. Yani bütçeyde öncelik verdiğiniz kalemler sizin hayata bakışınızdaki öncelikleri ortaya koyar. CHP’nin yönettiği belediyelerin temel hedef, kapsayıcı ve adil bir kalkınma yaratmaktır. Bunun için hizmetlerini geniş halk kitlelerine ulaştırmaya çalışır. Yani belirli bir zümrenin zenginleşmesi için değil halkın geneli için hizmet üretir. Biz çılgın projeler peşinde değiliz. Mesela basit bir proje. Her bebeğin 6 ay anne sütünü alması. Basit bir proje. Biz doğru emzirme yöntemlerini her anneye gösterirsek bu, gelecekte o çocukların daha sağlıklı ve daha az hastalanan bir bir birey olmasını sağlayacak. Yani binlerce bebeğin anne sütüne doğru erişmesi sizin bir bina yapıp kurdelesini kesmenizden daha değerlidir bizce. Ya da kırtasiye desteğinin verilmesi, beslenme çantasına bir şey koyamaytab çocukların beslenmesinin sağlanması, ana eğitim alamayan çocuklara anaokulu eğitimi verilmesi… bunlar bizim çılgın projelerimiz. Bu bizim temel ideolojik farkımızdır. Biz betona değil. insana yatırım yapan bir partiyiz. Biz her mahallede bir milyoner yetiştirmeyi değil mahallenin zenginleşmesini hedefliyoruz. Bütçe tartışmaları yapıldığında biz de genel ekonomiye ilişkin sözler, dile getiriyoruz. Muhalefetteki arkadaşlar da kızıyorlar. Kızmasınlar. Rakamlar ortada. Biz bu kadar hizmeti veriyoruz. Bu hizmetler otomasyonla yürümeyecek. Her binaya koyacağınız güvenlik görevlisi sayısı bile bazı belediyelerdeki personel sayısından fazla çıkacak. Bütün personelin dağılımıyla ilgili ciddi sorun yaşıyoruz. KHK gereğince emeklilik süresi dolan personelin çıkışını yasa gereği vermek zorundayız. Ama hiçbirinin yerine yenisini alamıyoruz. Eksiği kapatamıyoruz. Çünkü KHK ile getirilen saçma bir çalışma düzeniyle karşı karşıyayız. Mesela Karşıyaka Belediyesi Personel A.Ş. diye bir şirket var. Tek sahibi Karşıyaka Belediyesi. Tek bir faaliyet alanı ve tek bir müşterisi var. Sayın Başkan şirketin temsilcisi ve aynı zamanda o şirketten Karşıyaka Belediyesi olarak oradan personel alan belediyenin başkanı. Yani müşterisi. İnsaf. Bu çalışanların hepsi Karşıyaka Belediyesi personelidir. Kadroya geçirin bunları. Taşeronu kaldırdık demeniz yalandır. Taşeron kalkmamıştır. Belediyelerin kendi kurduğu şirketlerde taşeronluk devam etmektedir. Bütün belediyeler bu durumda. Arkadaşımız temsil ve ağırlamadan tasarruf edin dedi. Bunu söylemek yazık. İtibardan tasarruf edilmez deyip sadece cari giderler için günde 10 milyon harcanan bir saray yönetiminin temsilcileri mi söylüyor bunu! O yüzden belediyemizin bütün bu ekonomik kriz içerisindeki bütün faaliyetlerini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Ben CHP’li bir meclis üyesi olarak söylüyorum. Bunlarla yetinmiyoruz. Daha fazlasını istiyoruz. Bu şehrin tüm sorunları çözülmüş değildir ve bunun için çalışıyoruz. Daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu” dedi.
ÖZTÜRK: HEM MERKEZİ HÜKÜMETE LAF ATIP HEM DE…
Aydın’ın ardından konuşan AK Partili meclis üyesi Adem Öztürk, mega proje değil hizmet beklediklerini ifade ederken Başkan Tugay’ın İller Bankası eleştirilerine de tepki gösterdi ve “Murat Bey aramızda fark var dedi Evet var. Bizim anlayışımıza göre yerel yönetimlerin bütçesinin bir ağlama ve şikayet bitmesi olmamalı. Size oy veren kimse bu ülkenin ekonomisiyle ilgili hiçbir şeyi garantileyerek buraya göndermedi. Siz 2019’dan önce de burayı yönetiyordunuz CHP olarak. Ama değişen hiçbir şey olmadı. Siz her şey süt liman olacak şekilde mi bu belediyeyi yöneteceksiniz? İşler aleyhinize gittinde burada yapamadıklarınızı anlattığınızda suçu hep merkezi hükümete mi atacaksınız? Murat Bey ‘Bizden mega projeler bekelmeyin’ dedi. Haklısınız. Beklemeyiz. Ama mega proje yapmayın da sıradan projeler yapın. Yaşamımı kolaylaştıran. Bunlar çok fazla bir bütçe gerektirmiyor. Çok mu şey istiyoruz? Biz bir siyasi hareketiz. Beğenmediğiniz tavırları gözümüzün içine baka baka söylemekte hiçbir sakınca görmüyorsunuz .bu da bizim için siyasi nezaketsizlik. Biz bu işi ileri taşımamaya çalışıyoruz ama siz bunu yapmak için uğraşıyorsunuz. Bu belediyenin bütçesi 300 binlerle başladı 1 milyar üzerine çıktı. Çok büyümüşüz. Bazı illerden daha yüksek bütçe. Eğer ki siz gelir bütçesinin yüzde 68-80’lik payını personel maaşına ayırırsanız, sürekli personel sayısını artırırsanız siz de bütçesinin çoğunu personel maaşı ödemek zorunda kalırsınız bizim de sizden mega proje beklememiz haksızlık olur. Evet gider kalemlerinin çoğul 2 kat artmış ama gelir de artmış. Geçen sene İller Bankasından aldığı pay olan ve Başkanımızın şikayet ettiği… Merkezi idareden geçen sene bütçenin yüzde 30’una tekabül eden bir pay alınmış. Bu yıl da alınmış evet bazı kesintiler var. ama bunlar da belediyenin vergi borçlarına istinaden. İnsana yapılan yardımlardan bahsediyorsunuz ya, insane yapılan hizmetlerden. Bu kentte iş yapan iş adamlarını ve müteahhitler de yaptığınız işlerin harçlarıyla alakalı olarak göz önünde bulundurursanız bu da bizi çok mutlu edecek. Çünkü ilçedeki bir imar durumu bin lira olmuş. Siz bu imar durumunu her aşamda istiyorsunuz. Bu kentte iş yapan esnafın işgaliye bedelini 5 binden 25 bin liraya çıkarmışsınız. En azından bunlara zam yapmasaydınız daha iyi olmaz mıydı? Çıkıp ülkenin ekonomik durumu belli ama bizim yapabileceklerimiz belli derseniz taam derim. Ama siz hem merkezi hükümete laf atıp hem de başkanımız çok şey yaptı diyerek genel hizmetleri bize sunmanız aramızdaki farkı ortaya koyuyor” diye konuştu.
TUGAY: PEMBE BİR GÖZLÜK TAKIP…
Tüm eleştirilerin ardından konuşan Başkan Tugay, bütçenin artmasının temel nedeninin merkezi iktidar olduğunu ifade etti ve “Şöyle düşünmemiz gerekiyor. Avrupa'da bir şehre gidelim. O şehrin bütçesini 3 yıl önceki bütçeyle karşılaştıralım. Ben 280 milyon lira bütçeyle başladım. 3,5 yıl sonra 1 milyar 247 milyon liraya çıkardık. Büyükşehir'de meclis toplantısında Aliağa’dan gelen bir meclis üyemiz daha çok hizmet yapmak istedikleri için ek bütçe aldıklarını söyledi. Bu sene Türkiye’de bütün kamu kurumlarını ek bütçe almak zorunda kaldı. Bu durum sadece Türkiye'de. Bulgaristan, Yunanistan, Avusturya, Macaristan… Hiçbirinde böyle değil. Şu an dünyada enflasyonu en yüksek olan ülkeyiz. Siz bana bu şartlardayken Ahmet Bey özel kalem bütçesi niye arttı diyorsa artmayan şey yok derim. Biz savurganlık yapmıyoruz. Bir kentin bütçesinin 3,5 yılda 4,5 kat artması belediyenin problem ya da onun yarattığı bir durum olamaz. Bunun için belediyenin bir yerde altın madeni falan bulması lazım. Bu bütçe artışının ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaynaklı ve mecburi bir durum olduğunu bilmek gerekir. Bu üzücü bir durumdur. Pembe bir gözlük takıp daha fazla hizmet etmek için bütçeyi artırıyoruz demek doğru olmaz. Bu zorunluluktan olan, maliyet artışları ön görülerek yapılan bir şey. Biz bunu yapmazsak biz hizmette geri kalacağız anlamına gelir ki biz bunu kabul etmek istemiyoruz” dedi.
“2 OYUNCUYA VERİLEN PARA BELEDİYELERE 4 AYDA VERİLİYOR"
Belediyenin görevi olmamasına rağmen birçok bakanlığın görevini yaptıklarının altını çizen Başkan Tugay, “İller Bankası’nı eleştiriyorum. Çünkü belediyelerin gelirleri her ay İller Bankası’ndan bize gönderilen pay... Bunlar zaten vergilerden elde edilen gelirler. Her şeyin maliyeti 2-3 kat artarken bu pay artmıyor. Yani devletin belediyelere ayıracak parası yok ya da devlet belediyelere fazla para vermeyi doğru bulmuyor. İşin doğrusu bu. Ben bunu İl Koordinasyon Toplantısı’nda yapılan sunumda da gördüm. Kendi kız voleybol takımında 2 oyuncuya verdiği parayı belediyeye 4 ayda veriyor İller Bankası. Pandemide biz çalıştırıldık. En azından araçların yakıtları ödenebilir mi dedim bana çok ters bir tepki gösterildi. Sağlık hizmetini bugün belediyeler yönetmiyor. Biz Sağlık Bakanlığı’na bağlı değiliz. Biz halkımızın sağlığı için bazı merkezler açıyoruz. Bizim görevimiz hastanenin ya da bakanlığın yapması gereken sağlık hizmetini yapmak değildir. Ama bizden böyle bir destek istendi ve biz yaptık. Sadece o değil. Okullarımızın talepleri üzerine pek çok şeye koşturuyoruz. Okullar bize mi bağlı? Hayır değil. Biz bunu Atakent Anadolu Lisesi olayında gördük. Biz testlerle ilgili Milli Eğitim Müğdürlüğü’ne soru sorduk cevap bile alamadık. Bir belediye kamu kurumundan bilgi talep ettiğinde nezaketen cevap verilir. Ama bize haddimiz bildirildi ‘size cevap vermek zorunda değiliz’ diye. Camiler bize bağlı değil. Biz Diyanet İşleri değiliz. Ama bizden birşey istendiğinde elimizden geleni yapıyoruz. Bunu insanlarımız için yapıyoruz. Biz bunları yaparken İller Bankasından gelen gelirlerin azalması, devletin artan enflasyonla orantılı olarak bize pay verilmesi bizim için mağduriyettir. Bu mağduriyeti dile getirmem neden yadırganıyor anlamıyorum. Başka belediyelere de yapılıyor diyorsunuz. Burnumuzun dibinde Menemen Belediyesi var. Orada başkan vekili seçildikten sonra Menemen Belediyesi’ne yapılan yardımları siz de gayet iyi biliyorsunuz biz de biliyoruz. Bize bir yazı geldi. Halı saha yapılacakmış ilçemizde. O kadar heyecanlandım ki. Hemen yer belirledik. Hemen yapılsın istiyoruz. Çünkü anlaşılan önümüzdeki 5 senede bizim merkezi hükümetten görüp görebileceğimiz tek şey bu olacak. Keşke ülke bunları dile getirmemizi gerektirmeyecek durumda olsaydı” diye konuştu.
“BU İNSANLARI BİZ Mİ FAKİRLEŞTİRDİK?"
Son olarak otopark ve stadyum eleştirilerine de yanıt veren Tugay, halkın yoksulluğuna da dikkat çekti ve şunları söyledi; “Otopark ve trafik… Biz, yetki alanımızda olan her yere müdahale ediyoruz. Tabii bunları bir araya getirildiğindeki miktar olarak önemi anlaşılır. Çarşı girişinde otopark yapma konusu pek çok kez konuştuğumuz ama çözemediğimiz bir konu. Çünkü alan uygun değil. O alanla ilgili hayata geçmesini beklediğimiz bir proje var. bu meaalesef bizim yetkimizde olmayan bir proje. Cumhuriyet İlkokulu yapılırken herkes altına otopark yapılsın diye bas bas bağırdı. Bu yapılabilirdi ve Karşıyaka'nın otopark problemini büyük ölçüde çözerdi. Ben o dönem ilçe milli eğitim müdürlüğünü arayıp bunu dile getirdim ve bunun mümkün olmadığını söylediler bana. Bir karar vermeliyiz. Bu şehrin sorunlarına ortak bir bakışla ortak çözümler üretecek miyiz yoksa yapayacağız ondan sonra siz yapın deyip daha zor ve imkansız şeyler yapmasını mı isteyeceğiz. Tıpkı stat meselesinde olduğu gibi. Stad konusunda bunca anlattığım şeyden sonra bunları söylemeniz… Mimar muvafakatname verildi mi? Hayır. Ortada sadece avam proje var. bu mimar bizim mimarımız değil. Bakanlığın görevlendirdiği bir mimar. Bu mimar 55 stat yapmış. Bir zahmet de avam projesi için bizden para talep etmesin. Bize avam projesini versin biz de uygulama projesini yaptıralım. Ben bunu izah etmek için çok çaba gösterdim. Biz yapamadık siz yapın. Bizi utandırın. Stadı yapabiliyorsanız yapın. Ben alkışlarım, onu duyarım. Biz Büyükşehirle yapacağınız diye anlaştık. Ama Bakanlık aradan çekilmesi gerekirken çekilmiyor. Mimar muvafakatnamesi gönderilmiyor. Sonra da bize yapmıyorsunuz demeyin lütfen. Mesela mazot geçen yıl 7,5 lira. Şimdi 25 lira 76 kuruş. Sadece 1 yılda. Bu yakıt olayı her şeye yansıyor. Şu anda yaşadığımız bir felaket. Bu felaketi sadece biz değil bütün insanlarımız yaşıyorlar. Öylesine yaşıyorlar ki artık 3 öğün değil 2 öğün yiyorlar. Elektrik faturası daha az gelsin diye 40 takla atıyorlar. O kadar çok insan elektrik faturasını su faturasını ödeyemiyorum diye başvuru yapıyorlar ki… Okullar açıldı çocuğumun okul ihtiyaçlarını alamıyorum diye başvuru yapıyor ki… Bu insanları biz mi fakirleştirdik? Bütün bu alımlarda bu pahalılık bize de yansıyor. Personelle ilgili… Bir hizmet yapıyorsanız, bir merkez açıyorsanız orada çalışacak insan gerekiyor. Bir park açıyorsanız bakımını yapacak insan gerekiyor. Biz bunları aşarız. Ama bu insanların bizim insanımız bu halkın bizim halkımız olduğunu ve burada birilerinin provokasyon peşinde koşmasını mazur görmeyeceğimi söylemek istiyorum. Kredi eleştirileri… Kredisiz bugün ayakta kalabilen kurum yok. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti bile dışarıdan aldığı kredilerle ayakta durabilen bir ülke.”