POLİTİKA
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Haziran ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşimi Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Oturumda İZBETON A.Ş. adına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e borçlanma yetkisi verilmesi konusu mecliste tansiyonu yükseltti.
AK Parti ve CHP grupları arasında uzun süren tartışmalara neden olan borçlanma yetkisi konusunda AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, yapılan gizli toplantılar iddiasını ortaya attı.
BAŞKAN SOYER’E 60 MİLYONLUK BORÇLANMA YETKİSİ
Oturumda, bir önceki mecliste gündeme gelen ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı, kentteki asfalt serimi, yol bakımı onarımı ve kentsel temizlik gibi birçok konuda çalışmalar yürüten İZBETON A.Ş. için “Makine ve teçhizatlarda, yatırımlarda kullanılmak üzere” Başkan Soyer’e 60 milyon lira borçlanma konusunda yetki verilmesini öngören önerge oy birliği ile kabul edildi.
“KAR ETMESİNİ DEĞİL İFLAS ETMEMESİNİ BEKLİYORUZ”
İlgili gündem maddesi üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, İZBETON’un görevlerini yerine getirmediğini söyledi. Yatırımsızlık nedeniyle borçlanmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Hızal, İZBETON A.Ş. Genel Müdür Heval Savaş Kaya’nın çektiğini videoları da eleştirdi ve “Esasında burada oy birliği verilmiş bir durum var. Şunu belirtmek isterim. AK Parti grubu olarak bugüne kadar yatırıma yönelik olarak talep edilen borçlanmalara destek verdik. Burada önergenin geliş şekli bir yatırıma yönelik değildi. Somut bir yatırımdan bahsedilmiyordu. Arkadaşlarımızın uyarısıyla Burada bir sorun yok. Sorun İZBETON’un kendisinde. İZBETON İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde bulunan ve yaklaşık 1 milyarlık bir bütçeyi yöneten bir şirket. Bu şirketin İzmir’de asfaltlama, kavşak düzenlemesi, yok yani altyapıyla ilgi yatırım yapması gerekiyor. Biz bugün İzmir’e baktığımızda İzmir, özellikle ulaşım, altyapı ve trafik notasında son yılların en kötü dönemini yaşıyor. Hani Sayın Başkan ‘Yavaş Şehir’den bahsediyor ya İzmir zaten yavaş şehir oldu. Elbette ki bütün bunların sorumlusu İzmir Büyükşehir Belediyesi ve belediye yetilileri. Ama İZBETON’a baktığımızda 1 milyarlık bütçeyi yöneten şirketin genel müdürünün bahsettiğimiz hususlarla ilgili çalışması gerekirken bakıyorsunuz adeta Sayın Soyer’in bir reklam müdür gibi eline telefonu alıp bakkal bakkal gezip insanların videosunu yayınlamakla meşgul. Biz bugüne kadar hiçbir bürokratla ilgi böyle bir yorum yapmadık. Ben İZBETON genel müdürünün bürokrat değil, siyasetçi olduğunu düşünüyorum. Siz İBB olarak İZBETON’a verdiğiniz ihaleleri doğru yaparsa 60 milyona zaten ihtiyaç duymayız. Biz İZBETON’un kar etmesini beklemiyoruz ama iflas etmesini de istemiyoruz. Elimde İZBETON’la ilgili 2019 yılı Sayıştay raporu var. İZBETON’un 2 önemli şantiyesi var. Bu şantiyelerin ikisi de asfalt üretiyor ama kapasitesinin çok altında. Ne yapıyor? Dışarıdan asfalt alıyor. Sonuçta da borç almak zorunda kalıyor. Aynı altyapı konusunda ve yağmurlar sonrasındaki taşkınlarda olduğu gibi Genel Başkanınıza bir İzmirli hemşerimiz çıkıp Genle Başkanınıza ve büyükşehir belediye başkanının yüzüne ‘İzmir’de yollarla ilgi çok ciddi problemler var’ dedi. Sonra CHP’li bir ilçe belediye başkanı ‘büyükşehir asfalt konusunda yetersiz ve biz yapacağız bu asfaltları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne fatura keseceğiz’ dedi. Yine başka bir belediye başkanımız meclis salonunda çıkıp Sayın Soyer’e methiyeler düzerken kapalı kapılar arında yapılan toplantılar ki o toplantıyı da çok anlamadık sadece CHP’li belediye başkanlarının olduğu bir toplantıda çıkıp İZBETON üzerinden ciddi bir eleştiri getiriyor. Bırakın AK Partiyi CHP’nin belediye başkanları bile İZBETON’dan memnuniyetsiz. Evet biz 60 milyona onay verdik ama yatırım yapın diye. Ama İZBETON’un Genel Müdürü eline telefonu alıp ‘Bizi Sayın Soyer gönderdi. Biz iş adamıyız. Kamerayla sizi çekebilir miyiz’ diyerek bakkal bakkal gezmeyecek. Yardımsever iş adamıyım dedi. Ama İZBETON Genle Müdürü’nün görevi yolların bakım ve onarımını yapmak, asfaltları yapmaktır. Bunları sadece Alsancak’ta değil, arka sokaklar dediğiniz yerlerde de yapacaklar. Çok değil alırsınız elinize telefonu ve Sayın Tunç Soyer’in sosyal medya hesaplarındaki yorumları okuyun. O zaman İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin neler yapmadığını göreceksiniz. Eline bir telefon alıp kamerayı açıp vatandaşa bunu yapmayacaksınız. Eğer ihaleyi doğru yaparsanız, zamanında yaptığınız ihalelerin ödemelerini doğru yaparsanız ve oradan bir kamu zararı ortaya çıkmaz ise Genle Müdürü kendini bu işlere verirse İZBETON’un 60 milyon krediye ihtiyacı olur. Eğer bunları yapmazsanız İZBETON iflas eder” dedi.
“BUGÜNE KADAR AÇILAN BİR ZİMMET SORUŞTURMASI YOK”
Hızal’ın sözlerine yanıt veren CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, borçlanma önerisinin geçen yıl kullanılmayan borç hakkı olduğunu söylerken Sayıştay raporlarına da değindi ve “İZBETON’un faaliyetleri siyasi polemik haline getirilmeye çalışıldı. İZBETON son derece güzel çalışan bir kamu şirketi. Başındaki müdürü de gayet iyi çalışıyor. Sayıştay raporlarına her zaman yanıt veriliyor. O yanıtları Sayıştay dikkate alıyor ya da almıyor bilemeyiz. Bugüne kadar açılan bir zimmet soruşturması yok. İZBETON Genel Müdürümüzün telefonla ilgi konuda kendi beyanatları vardır. Ama ben burada bir hukukçu olarak şunu görüyorum. Öncelikle şirket olarak faaliyetlerini resmi olarak sürdürüyorlar. Ama aynı zamanda biz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başarısı için gönüllü olarak da çok çalışmalar yapıyoruz. İZBETON Müdürümüz de yardımseverliği söz konusu olduğuna göre demek ki kişisel tasarrufuyla yaptığı bir durum söz konusu. Genel Müdürlüğü ile şahsi hayatı karıştırılmamalı. Buradaki 60 milyonluk borçlanma ise; geçen yıl da olan borçlanma hakkı varken ancak bir yıl içinde kullanılmadığı ve bu karar düştüğünden bu yıl her şekilde yatırım amaçlı bu kararı gündeme getirmek için tekrarlanan bir konu. Yani İZBETON bizden sürekli borçlanma isteyen bir kurum da değil. AK Parti Grup Başkanvekilimiz sosyal medyayı bu kadar takip ediyor. Bizim Çözüm Merkezi denilen bir birimizi var. Buraya gelen sorunlara anında müdahale edilip sorunlar çözülüyor. Biz sözünü verdiğimiz gibi arka mahalleler de bizim hizmet alanımız. Sosyal medya paylaşımlarına gelen yorumların da kurgu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“YATIRIM YAPIYORUZ DİYE MİLLETİ KANDIRIRSINIZ”
Kökkılınç’ın ardından yeniden söz alan Hızal, flaş bir iddiayı gündeme getirerek şunları söyledi; “Sayıştay raporundan bahsedelim. 15. Maddesi Bayındırdaki şantiyesinden bahsediyor. Bu maddede şantiyenin kapasitenin çok altında çalıştığı belirtiliyor. Bu, 2019 yılından. Muhtemelen 2020 yılında da aynıdır, 2021 yılında da aynısı olacaktır. Biz İZBETON’un karını ve zararını tabii ki de eleştireceğiz. Biz İZBETON sermaye artırımı veya borç almadan kar etsin istiyoruz. Kar etmiyorsunuz, yatırım yapmazsınız borçlanırsınız, yatırım yapıyoruz diye milleti kandırırsınız. Elinizde telefonla video, fotoğraf çekersiniz. Sonra gidersiniz farklı farklı bürolardan İZBETON’UN yaptığı iş şirketlerin alacaklarıyla ilgili pazarlıklar yapılır.”
“İDDİA SAHİBİ İDDİASINI İSPAT ETMEKLE MÜKELLEFTİR”
İddianın ardından konuşan Özuslu ise, Hızal’ın iddiaları ispatla mükellef olduğunu hatırlattı ve “Öncelikle şu usulleri bir düzeltelim. İddia sahibi iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Şimdi 300 metre değil de 290 metre yapılmıştan bahsetmiyorum. İddiamızın ne çapta olduğuna bakalım. Ortaya konulan iddia çok ciddi bir iddia. Eğer CHP’li arkadaşlarımın iddialarının ispata icar edecek olan varsa davet edebilirsiniz. Tekrar ediyorum. İddia sahibi iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Özellikle kişisel ithamlarda. Sayın Hızal benden daha iyi bilir. İnternet gazetelerine son birkaç aydır bir meclis üyemizin nasıl demeçler verdiği görülüyor. Daha önce AK Parti saflarında siyaset yapmış birçok siyasetçinin bugün siyasi makamlarda bulunduğu ve o eski sıfatıyla vaaz ettiğini demeçlerden çıkartalım. Bunlar olur. Ama Sayın Heval Savaş Kaya’nın bir tane demecini gösterin siyaset yaptığını gösteren. Yok. Siyasetçi mi? Evet. Kimse saklamıyor. İnsaflı olacağız. Ama zaten kamu a böyle yönetiliyor. Kendisi bu göreve gelmeden siyaset yapmıştır ama sonrasında yapmamıştır. O bahsettiğiniz video görüntüsü ulvi bir yardımlaşma kampanyasıdır. Bir grup iş adamı bir defter içinde 10 tane defter gönderdiler ve ‘Benim ismimi zikretmeyeceksiniz. Ben bu defterlerin borçlarını kapattım’ dedi. Onun için toplumsal dayanışmaya helal getirmemek lazım” diye konuştu.
ÖZ EVLAT ATIŞMASI
Konuşmaların üzerine söz alan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, konuşmaların yanlış algı yarattığını ifade etti ve “Özgür bey konuşunca sanki ilçe belediye başkanlarıyla Büyükşehir belediye başkanı arasında sıkıntı varmış gibi algı oluştu. Burada altını çiziyoruz biz Büyükşehir Belediye Başkanımızın arkasındayız. Büyükşehir Belediyesi, sorumluluklarını yerine getiriyor Kaldı ki asfaltlama konusunda şu an Cengizhan’dan aşağıya doğru asfalt çalışması devam ediyor” dedi.
AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe ise Başkan Sandal’ın sözünü keserek “Sen öz evlatsın” ifadelerini kullandı.
Boztepe’ye yanıt veren Başkan Sandal, “Bunun öz evlatlıkla alakası yok. Büyükşehir’in yaptıkları ortada. Bunu medyadan ya da farklı alanlardan alıp da çarpıtmanın hiçbir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
“BİZ BELGELERDEN KONUŞUYORUZ”
“Bu bizim oybirliği yaptığımız bir doyaydı ancak konuşmalara baktığımız zaman genel siyasete giriş tarzınız bir iddia. Bir taraftan prompterla ülkeyi yönetti diyorsunuz bir yandan da ülkeyi batırdı diyorsunuz. Bizim oy birliği yapıyor olmamız eleştiri yapmayacağız anlamına gelmiyor. Biz gazete manşetlerinden konuşmayız, duyumlar üzerine de hareket etmeyiz. Sayıştay Raporunda şirket mali tabloları incelendiğinde zarar ettiğinin görüldüğü ifade ediliyor. Biz 60 milyona onay verirken şunu eleştirme hakkımız var. 2019 yılında yapılan Sayıştay raporu 2020’de yayınlandı. Burada eksikler var bunları düzeltirseniz maliyetleriniz azalır ve kredi ihtiyacınız olmaz dedik. Biz bugüne kadar eleştirdiğimiz şeylerin cevabını alamadık. Biz İzmir Büyükşehir Belediye Meclisiyiz. Bunların cevabını alamıyoruz. Yaptığımız eleştiriler daha iyiye taşıma noktasındadır. Arkadaşlar manşetten konuşma diyor, manşetten konuşan kendileri. Biz belgelerden konuşuyoruz” dedi.
Yıldız’ın ardından konuşan Özuslu ise; “duyum” konusunda parmak bastı ve “Sayın yıldız, ‘Duyumlarla siyaset yapmayacağız’ diyerek Sayın Hızal’ı da yalanlamış oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.
Özuslu’nun sözünün arasına giren Hızal, şunları söyledi; “İZBETON yöneticiler çıkar ne kadar icra takibi açılmış ne akdarı ödenmiş, ne kadarı ödenmemiş bunlar çok net şekilde gelebilir.”
Sözlerine devam eden Özuslu, eleştirilerde vicdanlı davranma çağrısında bulundu ve “Tabii ki bu eleştiriler olacak ve bunlara da yanıt verilecek. Benim söylediğim direkt genel müdüre yöneltilen bu duyumlardır. Biz iktidar partilerinin davrandığı gibi burada da muhalefete aynı davransaydık o zaman tablo gözükürdü. Ancak biz o şekilde davranmayacağız. Elimizi vicdanımıza koyacağız. Muhalefetin etkisi vardır. Muhalefet doğruyu söylediğinde zaten sayın başkan da bunu hemen notunu alıyor ve ilgili bürokratlara gönderiliyor. Muhalefetin eleştirisi bir ödül olarak görülüyor” dedi.
KÖKKILINÇ’TAN KİŞİLİK HAKKI VURGUSU
AK Partili meclis üyelerinin kişilik haklarını ihlal ettiğine dikkat çekti ve “Hukukçu arkadaşımız İZBETON müdürümüzün kişilik haklarına yönelik açıklamalarda bulundu. Kendisine bir fırsat verip tutanaklardan çıkarabiliriz. İZBETON Genel Müdürümüz de hukukçu ileriki süreçte bir yargı yoluna da gidebilir. Özgür bey belki bunların tutanaklardan çıkarılmasını isteyebilir. CHP Genel Başkanımızın pek çok konuda Mecliste pek çok konuda oybirliği ile hükümete destek verdiği pek çok konu var. Özellikle Milli konularda. TBMM'de CHP'nin bazı konularda vermiş olduğu araştırma önerileri reddediyor. Oradaki siyaset anlayışı burada olsa o zaman İzmir kazanamızdı. Bizim burada yaptığımız bir seçmen kitlesini temsil eden gurubunda sözünü dinlemektir. Keşke İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki meclis çalışması Türkiye'ye örnek olsa ve Türkiye bu şekilde çalışsa ve Türkiye kazansa. Her iddia ispata dayanmak zorundadır. Denildi ki icra takipleri var İZBETON ile ilgili. Olabilir bunlar” diye konuştu.
“KAMU ZARARI OLUR”
Son olarak konuşan Hızal kişilik haklarına saldırmadığını savunurken Sayıştay raporuna yeniden dikkat çekerek bazı kredilerin ödenmediğini belirtti ve “Ben bu kürsüde söylediğim her sözün arkasındayım. Bugün burada söylemiş olduğum bütün konuşmaların altını çiziyorum. Kimsenin kişilik haklarına saldırım yok. Öyle düşünüyorlarsa yargı mercilerinde gidip dava açabilirler. Biz bugüne kadar hiçbir zaman bir söylendi dedikodu üzerinden yorum yapmadık. Krediler vade tarihlerinde ödenmemiş, bu Sayıştay raporlarına yansımız. İcra takibi olursa bunu ne olur? Hukuk bürolarında görüşmeler olur... Bunu bilerek isteyerek ödemediğiniz takdirde yüzde 40 faiz ödersiniz, vekalet ödersiniz... Yani bir kamu zararı olur” dedi.
Sayfa başına git
