









ŞİLAN KOCADAĞ/ EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirakleri İZENERJİ, İZELMAN ve Ege Şehir A.Ş’de örgütlü DİSK Genel İş 1,2,3 ve 9 No’lu şubeler Toplu İş Sözleşmesi(TİS)’nde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grev kararı aldı.
Grevin 2. gününde işçiler sloganlar eşliğinde yürüyerek bu kez Gündoğdu Meydanı’nda toplandılar. Burada 1,2,3 ve 9 Nolu Şube Başkanları ise konuşmalarını gerçekleştirdiler.
İNATTAN MI, KİNDEN Mİ, NEFRETTEN Mİ?
Genel İş 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül, “Biz bundan 5 buçuk ay önce toplu sözleşme masasına oturduğumuzda ‘Gelin bu işi masada çözelim, aksi halde sokaklarda olacağız’ dedik. İzmir bizim, İzmir’in vatandaşı da biziz. Bizlere bu sefalet ücreti verenleri getirenler de biziz. Biz İzmirliyiz, İzmir’e sahip çıkan emekçileriz. Biz fazla bir hak istemiyoruz, hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar da mücadele edeceğiz. İki gündür, üzülerek izliyoruz. İzmir halkı mağdur, iki gündür çile geçiyor. İnattan mı, kinden mi, nefretten mi bilmiyoruz ama iki gündür halk mağdur. Mağduriyetin kaynağı olarak bizi gösteriyorlar, greve gitmeden önce de söyledik. Bu mağduriyetin sorumuşu biz değiliz, İzBB Başkanı ve bürokratlarıdır. Basına rakamlarımızı sunuyorlar. Bu rakamların gerçek dışı olduğunu buradaki herkes biliyor. Giydirilmiş rakamların içinde, ikramiye farklarımızı 12 aya bölmüşler… Öğrenim yardımını eklemişler, ortalama hesaplanmış. Başka ne var? Gıda kartımız. Pasolarımızı da o giydirilmiş rakamlara eklemişler. Dün 8 buçuk saat toplantı yaptık, ne için? Var olan haklarımızı korumak için. Biliyoruz, görüşme haberi geldiğinde binlerce emekçi arkadaşımız umutlanıyor ama maalesef karşımızda öyle bir yapı olmadığını beraber gördük. Bizim teklifimiz eşit işe eşit ücret!” dedi.
‘GREVİN EN BÜYÜK NEDENİ ADAP BİLMEYEN BÜROKRATLARDIR!’
Genel İş 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal,” Sesimizin kısılmasına kimse aldanmasın. Sesin kısılması, başlangıcın tam da ortasında olduğumuz gösterir. Biz buradan konuşunca birileri alınganlık gösteriyor, daha çok alınganlık gösterecekler. 150 gündür sözleşmeyi masada bitirmek için elimizden gelen tüm gayreti gösterdik. Neden bu kadar ücret istendiğini kendilerine anlattık ama her defasında bize kulaklarını tıkadılar. Grevin ikinci gününe gelmenin en büyük nedeni toplu sözleşme adabı bilmeyen belediye bürokratlarıdır. Bizi adım adım sokağa ittiler. Toplu sözleşmenin bir adabı vardır. Masada yürütülen toplu sözleşme bitene kadar her iki tarafa pazarlık unsuru olarak devam eder. Ama bu böyle olmadı. Taslağı emekçi arkadaşlarımızla birlikte hazırlayıp işverene verdikten sonra bizi adeta İzmir halkına linç etmeye başladılar. Bize maliyet hesaplaması yapıyorlar. Şoförse gömlek verdim, itfaiyeye kask, park bahçeye çizme verdim diyor ve maaşlarımızı 214 bin TL’ye kadar çıkardılar. Ama açıklamalarında bunları söylemiyorlar.
‘KAZANILMIŞ HAK İÇİN LÜTUFTA BULUNUYORLAR’
İzmir halkı mağdur olunca, masadan davet geldiğini belirten Topal, “Gittik oturduk, masadan kaçmadık. Şimdi çağırsınlar, gideriz. Ancak masada sinir uçlarımıza dokunuyorlar. Dün görüşme sağlandı, yarım saatte bir ‘ara verip hesap yapalım’ dendi. Hesap üstüne hesap! Sanki İzBB kasası dün hesaplanmaya başlandı. Sanki İzBB’de dün mali daire kuruldu. Sonra karar verildi, ‘yüzde 29,19’u aşamıyoruz, size iyilik yaptık enflasyonun yarısını verelim’ dediler. Kazanılmış hak için lütufta bulunuyorlar. Dedik ki ‘Bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz?’ Tamam dediler, biraz daha zaman istediler. Tekrar bir araya geldik, durum aynı… Size samimi bir şey diyorlar; artık algılamakta zorlanıyorum. Ne dediklerini anlamıyorum. İletişimde, kurdukları cümleleri algılamakta zorlanıyorum. Böyle bir masa, böyle bir anlayış olmaz. Bu iş böyle bitmez, bitmeyecek de!” diye konuştu.
‘BİRİNE 10 KALEM DİĞERİNE 5 KALEM, YOK ÖYLE’
DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, “Alnımız ak, başımız dik. Grevimizin ikinci gününde onurlu mücadelemizi sürdürüyoruz. Güvenlik emekçilerine yapılanlar, bu süreçteki tavırlar asla kabul edilemez. Bakanlıktan yetkimizi aldıktan sonra bu ülkedeki kanunlar şunu diyor; TİS için yetki alınmışsa, bakanlık kendi dahi yetkiyi alamaz ancak bir sonraki dönem yetki değişikliği olur. Bu ülkede haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı her yerde mitingler yapıyoruz. Güvenlikçileri nasıl sözleşme dışına iteriz mühendisliği mi yapıyorsunuz? TİS süreci İzBB tarihinde ilk defa bu noktaya geldi. Hesap basit, taleplerimiz basit. Aynı işi yapacaksın birine 10 kalem, diğerine 5 kalem. Yok öyle! O masalarda bir niyet var. 5 buçuk aylık serüvenin sonunda greve çıkıldıysa sorumlusu biz değil o masada oturanlardır. Bursa Nilüfer’de onlar da bizler gibi aynı gün greve çıkacaktı. Oradaki bürokratlar, bakanlık emir genelgesi yayınladı ama alınmış yetki belgesi var. Bu sözleşmeyi bağıtlayalım dediler. Bağıtlandıktan sonra bakanlığın genelgesini uygulayalım siz de davayı yürütün dediler. Aynı partinin bürokratları da başkanı da orada, bir de buradakine bakın! Bu süreç artık bitmeli. Bu kente sorumluluğumuzu akıttığımız alın terimizle yerine getiriyoruz. Ama mağduriyet karşısında sorumluluğu yerine getirme sırası sizde.”