TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı birinci bileşimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirildi. Oturuma damgasını vuran konu ise geçtiğimiz günlerde ihale sonuçları açıklanan Buca Metrosu ve ardından çıkan tartışmalar oldu.
Oturum başlangıcında, ihale sürecinin nasıl yürütüldüğüne ilişkin bir sunum yapıldı ve tartışmalara neden olan ihalenin neden en düşük teklif veren firmaya değil de ikinci teklifi veren firmaya verildiği açıklandı.
AK PARTİ’DEN REZERV ALANLAR İÇİN ÖNERGE
Oturumda, AK Parti grubu tarafından 20 Ekim 2020 depremi ve sonrasına ilişkin bir önerge verildi.
Önergede, büyükşehir tarafından belirlenmesi istenen ‘K alanlarına’ ve emsal artışına rezerv alanlarının dahil edilmediği ve bu durumun “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu belirtilerek yeni belirlenecek rezerv alanlarının ‘K alanlarına’ ve emsal artışına dahil edilmesi istendi.
Yazılı olarak sunulan önergede şu ifadelere yer verildi;
“İzmir ilinde 30 Ekimde yaşanan deprem faicası sonrasında belediye meclisimizce yapılan çalışmalar sonucunda, sağlıklı şekilde yeniden yapılanmayı sağlamak amacıyla İzmir ili genelinde 30.10.2020 tarihinde meydana gelen deprem sonucunda 7269 sayılı kanun kapsamında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar ile 01.01.1998 tarihinde yürürlüğe giren “afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelik” öncesinde ruhsat alarak yapılmış yapılar veya 6306 sayılı yasa kapsamında riskli yapı olarak belirlenen yapıların dönüşümüne ilişkin yapılacak plan ve uygulama çalışmalarında uyulacak usul ve esaslar; belirlenerek Mevcut Plandaki Durumu Korunacak Alanlar başlığıyla (K)sınırları belirlenmiştir. Bu çalışma yanında il genelinde orta ve ağır hasarlı yapılar ile ilgili genel karar da alınmıştır.
Tüm yapılan çalışmalar içinde çevre şehircilik ve iklim değişikliği Bakanlığınca belirlenen Rezerv Yapı Alanları hariç tutulmuştur. 30/11/2020 tarihinde bayraklı ilçesinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen Rezerv Yapı Alanları için bu durum geçerli bir karar olmakla beraber, yeni belirlenecek rezerv yapı alanlarından belediye meclisinin bu kararlarının uygulanmaması planlamanın eşitlik ilkesi ile hukuk bütünlüğü açısında ters düşülmektedir.
Bu nedenle; İzmir İli Genelinde 30.10.2020 Tarihinde Meydana Gelen Deprem Sonucunda 7269 Sayılı Kanun Kapsamında Ağır Ve Orta Hasarlı Olarak Tespit Edilen Yapılar İle 01.01.1998 Tarihinde Yürürlüğe Giren “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” Öncesinde Ruhsat Alarak Yapılmış Yapılar Veya 6306 Sayılı Yasa Kapsamında Riskli Yapı Olarak Belirlenen Yapıların Dönüşümüne İlişkin Yapılacak Plan Ve Uygulama Çalışmalarında Uyulacak Usul Ve Esaslarda aşağıda belirtilen madde ile ilgili
‘3194 sayılı İmar Kanununun Geçici, 16. maddesine (Ek; 11/05/2018-7143/16 md.) göre yapı kayıt belgesine konu edilen alanlar bu kapsamda değerlendirilemez ve kazanılmış hak oluşturmaz.
Bu usul ve esaslardan yapı yasaklı alan, heyelan alanı, taşkına maruz alan, kıyı alanı, tarımsal nitelikli alan, orman alanı, sit ve diğer koruma alanları (Koruma Amaçlı İmar Planı bulunan alanlar hariç), hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar, dünya mirası alanları, 5366 sayılı Kanun gereği Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen yenileme alanları, 30/11/2020 tarihinde bayraklı ilçesinde çevre şehircilik ve iklim değişikliği Bakanlığınca belirlenen Rezerv Yapı Alanları ve diğer özel kanunlar ile belirlenen alanlarda kalan taşınmazlar faydalanamaz.’
Şeklinde değişiklik yapılmasını AK Parti meclis grubu olarak önermekteyiz.”
Önergeye ilişkin söz alan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Söz konusu olay Bayraklı’da deprem sonrası proje alanlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkılan evlerle ilgili. Ağır hasarlı binalar, risk verilmeden tamamı yıkılmış. Doğal olarak vatandaşın itirazı sonrasında da Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da ilgili alanı rezerv alanı ilan etmiş. Bizim de ‘K sınırları’ planlarımızda rezerv alanlar uygulama alanı dışında kaldığı için orada ciddi bir mağduriyetimiz var. Eğer meclisimiz marifetiyle çözülebilecek bir işlemse bizce de olumlu bir işlem. Burada aslında mesele Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uygulamalarından kaynaklı bir sıkıntı var. Çünkü ağır hasarlı bina Çevre ve Şehircilik Bakanlığı marifetiyle yıkılıyor ama riskli yapı ilan edilmiyor” dedi.
Sandal’ın ardından konuşan Başkan Soyer, komisyonlarda Serdar Sandal’ın de yer almasını ve süreci takip etmesini istedi.
İlgili önerge, görüşülmek üzere İmar, Hukuk, Kentsel Dönüşüm, Afet, Deprem, İklim Değişikliği, Çevre ve Sağlık Komisyonlarına havale edildi.
BUCA METROSU HALESİ İÇİN AK PARTİ’DEN SORU
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Partili Meclis üyesi Erhan Çalışkan, ihale sürecinde farklı bir yol izlenip izlenemeyeceğini sordu ve “Bu ihaleyle ilgili alınan kararın gerekçeleri anlatıldı. 318 milyon liralık arada fark var ve bu ciddi bir kaynak. Daha önce Narlıdere ihalesinde de benzer bir uygulama olduğu ve en düşük teklifi veren firmanın çağrılarak ek bütçe talebiyle bu işin yapıldığı ifade edilişti. Ben bunu evraklarda da görmüştüm. Bu ihalede bu yol izlenemez miydi? Bunun önünde bir engel var mıydı? Ben başka bir çözüm bulunabileceğini düşünüyorum” dedi.
Çalışkan ‘ın sözlerine yanıt veren Başkan Soyer, “Süreç tamamlandığında biz İBB’nin sayasına tüm dosyayı koyacağız. Hiçbir şekilde hiçbir açık nokta kalmasın ve süreç tüm şeffaflığıyla masaya yatırılsın isteriz. Dosyayı öncelikle size ileteceğiz, süreç tamamlandığında da yasaların izin verdiği ölçüde İBB’nin sayfasında açıklayacağız” diye konuştu.
“YAPMADIĞINIZ İŞLERİ FARKLI YERLERE ÇIKIYORSUNUZ”
Başkan Soyer’in ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, ihaledeki 529 milyonluk farka dikkat çekerken ihaleye ilişkin yapılan açıklamaların tatmin edicilikten çok uzak olduğunu ifade etti ve “Buca metrosu gündemimizde olan bir konu. Defalarca kez İzmir2in en büyük yatırımı olduğu söylendi. Umarım en kısa sürede biter ve diğerleri gibi bir kördüğüm olmaz. Ama metroya daha başlanmadan kafalarda ciddi soru işaretleri oldu. İhale öncesinde büyük rakamlar sarf edildi ve ihale, çok altında rakamlarla sonlandı. Bir gün kalktık yarım milyar fazla veren ve şu anda da İzmir’de bir metronun inşaatını yapan X firmasına bu iş veriliyor. Sorum var. Madem bu doğruydu, bunu yaptığınız anda şu açıklamayı yapmanızı beklerdik: Bu ihaleyi biz yapıyoruz, kararı da şu şu gerekçelerle biz verdik. Ama siz ‘ Kredi vericinin inisiyatifinde olan bir durum. Biz rapor verdik, kararı onlar verdi’ dediniz. Ama 1 gün sonra bir canlı yayında ’Kararı biz verdik’ dediniz. Bu tarz söylemlerinizle Dünya Bankası kredisinde de karşılamıştık. Biz bu süreci savunamadınız. 529 milyon… Sayın başkan her seferinde çıkıp yapmadığınız metrolar üzerinden ‘Dövizin şu kadar olması bizim metromuza mal oldu’ açıklaması yapıyorsunuz. Sizin bu açıklamayı yapabilmeniz için bir metroyu yapmanız lazım. Ortada yapılmış bir metro yok. 529 milyonla bin adet konut yapılır. Hani Uzundere’de yapamadığınız kentsel dönüşüm çalışması var ya… Burada mesele şu: Siz bu ihaleyi istediğiniz şekliyle X firmasına veriyorsunuz ve sonrasında da kılıfını hazırlıyorsunuz. Çünkü sizin yaptığınız farklı açıklamalar tüm kamuoyunun kafasındaki soru işaretlerini gidermek için yeterli değil. 529 milyon… muhtemelen bunun üzerine fiyat farkı da eklenecek ve bu 1 milyar olacak. Yani 529 milyon buhar oldu gitti. Bunun açıklaması 15 dakikalık sunumla ya da canlı yayında yaptığınız açıklamalarla olmaz. Daha somut gerekçeler lazım. Biz biliyoruz ki en düşük teklifi veren bu firma, zamanında İzmir’deki ilk metroyu yapan firma. Yetersiz olmadığını siz de biliyorsunuz. Bu firmaların ya da diğer firmaların dünyada ve Türkiye’de yaptığı işler var. O zaman biz neden 529 milyonu sokağa atıyoruz? Neden ikinci firmaya veriyoruz? Bu, İzmirlilerin parası. Daha sonra ‘Bu rakam şuraya geldi’ diyerek yapmadığınız işleri farklı yerlere çıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
ÖZUSLU’DAN ‘5’Lİ ÇETE’ GÖNDERMELİ YANIT
Hızal’ın eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özuslu ise; ihaleye yöneltilen eleştirilere merkezi iktidarın yaptığı ihaleler üzerinden yanıt verdi ve şunları söyledi; “Bir bilgiyi vermek istiyorum. Erhan Bey’in ‘böyle yapılamaz mı’ dediği meseleyi aydınlatayım. Hayır, halledilemezdi. Narlıdere Metrosu zamanında EBRD’nin kurallarında bu vardı ama bugün bu opsiyon yok. Mecliste tabii ki de konulur ve istişareler yapılır. Az önce Özgür Hıza, tecaül-ü arif sanatını kullandı. O da bir bilgiyi görmezden gelmek demek. Halbuki 15 dakika diye eleştirdiği o sunumda gerçekten çok açık bir şekilde madde madde bilgilendirme yapıldı. 4734 sayılı İhale yasasına göre bu ihale yapıldı. İhalenin her aşaması, şeffaflık ve hesap verilebilirlik üzerine oturmuştur. Sadece belediyenin değil ihale komisyonu ve EBRD’nin bağımsız denetçileriyle bir değerlendirme yapılarak karara varıldı. NE yapılığı ortada. Biz sonuçta bir metro yapmak itiyoruz. Bu metroyu, İzmir halkının kendi kaynaklarından elde ettiğimiz o parayı en rasyonel şekilde kullanarak en kısa sürede bitirmek istiyoruz. Süreç ilerledi, yol alıyoruz Eğer burada kafalarımızda açık kalan bir soru varsa sorularımızın cevabını alabileceğim söylendi. ‘Metro yapmadığınız için’ denildi. Bu insanlar ne kullanıyor? Narlıdere Metrosu yüzde 80’lere geldi. İnsanlar metroya biniyor. O eleştirileri yapan Özgür Hızal da metroya biniyor. İster yerel olsun ister merkezi, iktidarlar hizmet yapmak için vardır. Yo yaptım, unu bunu yaptım diye böbürlenmenin hiçbir anlamı yoktur. Tabii ki de yapacaksın. Onun için oraya geldin. Ama burada yıptın yol, iş, metro önemli değil. Önemli olan onu nasıl yaptığın ve orada kamu yaranını nasıl gözettiğindir. Hangi şirkete nasıl verdiğindir. Acaba sürekli 5 şirkete mi veriyorsunuz yoksa şeffaf açık ve her sorunun cevaplanabildiği süreci mi yönetiyorsunuz?”
“BÜYÜKŞEHİR YASALARA UYDU”
AK Parti tarafından yapılan 529 milyonluk kayıp algılarının yanlış olduğunu söyledi ve “Konu esasında 529 milyon liraya takıldı. Sanki fazladan ödeme yapılıyormuş algısı yaratılıyor. Uluslararası elde edilen kaynakla 4 yıl geri ödemesiz bir kaynak bu. Yasalar istisnai bir madde getiriyor ve Büyükşehir de buna göre çalışmak zorunda. Yani Büyükşehir, bağımsız denetmenin görüşünü göz önünde bulundurmak zorunda. Katılan firmanın yeterliliğinin tartışılması gücünün olup olmaması, evraklarının yeterli olup olmaması noktasındadır. Bunlar yeterli olanlardan teklif istenir. En düşük teklifi vermek zorunda değilsiniz. En gerçekçi olanı vermeniz gerekir. İhaleyi alan firma da bu şekilde seçildi. Narlıdere Metrosu’na gelirsek… Bugüne kadar yapılmış en ucuz metrodur. İBB, bugüne kadar yapılan en düşük maliyetli metroyu yapmıştır. İBB’ni yapmış olduğu bu tasarruf son derece yerindedir ve gerçekçiliğe ve bütçeye uygundur” dedi.
“EĞER BU SİYASETSE…”
Tüm eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer, şeffaflık vurgusunu yineledi ve şunları söyledi;
“Biz bugün bu ihale sürence ilişkin bir sunum yaptık. Nihai olarak sonlandığında da dosyaları paylaşacağız dedik. O zaman bu telaşın neden olduğunu anlamakta zorlanıyorum . Eğer bu siyasetse yazık. Bilgi sahibi olmak lazım. ‘Başka bir firma yapamaz mıydı’ deniliyor. Sadece güven duygusuyla bir ihaleyi verebilir misiniz? Karşılaştırmanız gerekene hesaplar ve rakamlar vardır. Biz, 4 büyük uluslararası yatırım bankasından 490 milyon euroluk bir konsorsiyum oluşturarak çıktık bu işe. Biz kazmayı vurduğumuz andan itibaren paramız hazır. Bu parayla bu süreci tamamlayacağız ve metroyu vaktinde milletimizin hizmetine sunacağız. Buradaki büyük bir başarıyı lekelemek, göz ardı etmek yakışmıyor. İBB kendi kaynağını yaratmıştır. İhale sürecine gelirsek… Dimyata giderken ellerindeki bulgurdan olan çok kurum vardır. Siz o 529 milyonu kazanacağım diye belki çok daha büyük kayıplar yaşayacaksınız. Rakamlar konuşur, duygular değil. Biz de biliyoruz o firmanın güvenilir olduğunu. Ama bu yetmez. Rakamlar var. Asla bir şeyi kılıfına uydurmaya çalışmıyoruz. Onu yapanlar biz değiliz başkaları. Bu çok yakışıksız bir itham. Biz ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Biz bu milletin menfaatini herkes kadar düşünüyoruz. O 1 kuruşun hebanı herkese vermeye devam edeceğiz. Kaç belediye böyle bir ihalenin doyasını meclis gündemi getirip tüm şeffaflığıyla ortaya koyuyor? Böyle bir haleyi böyle bir mecliste gündeme getiren kaç belediye var, sorun arkadaşlar. Elinizi vicdanınıza koyun. Paylaşacağız ve üzerinde konuşalım. Bir şey kaçırıyor değiliz. Herkes evine gitsin, rakamlara baksın, üzerinde daha uzun konuşalım”