BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Mart ayı olağan meclis toplantısı üçüncü bileşimi Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi.
ŞAHİN’İN YERİNE UMUTLU SEÇİLDİ
MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin, milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etmişti. Şahin’in yerine Grup Başkanvekilliğine Bergama Meclis Üyesi Cüneyt Umutlu geldi.
Şahin’in üyesi olduğu Ulaşım Komisyonuna ve Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu üyeliğine Cumhur İttifakı adına Hakan Şimşek, Deprem ve Afet komisyonuna Barış Bükülmez, Turizm ve Fuarcılık Komisyonuna Cüneyt Umutlu seçildi.
İSTİFALAR SONRASI BOŞ KALAN KOMİSYONLAR İÇİN YENİ ÜYELER SEÇİLDİ
AK Parti’den İYİ Parti’ye geçen Fikret Mısırlı’nın üyesi olduğu Plan Bütçe Komisyonuna Karşıyaka Meclis Üyesi Ahmet Uğur Baran, Sokak Hayvanlarını Koruma Komisyonu üyeliğine Ertuğrul Akgün seçildi.
CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, dün milletvekili aday adaylığı için istifa etmişti. Kökkılınç’ın görev aldığı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği, Aile ve Çocuk komisyonlarına yeni üye seçimi gerçekleştirildi. Kökkılınç’ın istifası üzerine Toplumsal Cinsiyet Komsiyonuna Taner Kazanoğlu, Aile ve Çocuk Komisyonuna İlhan Dal seçildi.
Aile ve Çocuk Komisyonuna AK Parti Meclis Üyesi Dilek Yıldız Büyükdağ’ın yerine Çile Özkul seçildi.
UZUNDERE KONUTLARI DEPREMZEDELERE SATILSIN ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
Uzundere konutlarının depremzedelere uzun vade ve uygun fiyatla satışı hakkında verilen önerge komisyonlarda oy çokluğu ile reddedildi.
Önergeye ilişkin söz alan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan, ‘’Bu madde Uzundere’de belediyemizin sahip olduğu 224 konut ile ilgili. Bunların bir kısmını 2020 yılında meydana gelen depremde mağdur olan vatandaşlarımız alıyor. Bu konutları İzmir’de ihtiyacı olanlara satalım demiştik. Konutları satmak istiyorsanız öncelikle depremzedelere satın diyoruz. Kalanlar da belediyemiz isterse satar. Bu tarafta büyükşehir belediyesinin söylemi ile eyleminin uyması gerekmez mi diye soru soruyoruz. Depremzedelere satışına nedense CHP’li arkadaşlarımız uygun bulmadı. Bu konunun yeniden değerlendirileceğini umuyoruz’’ dedi.
SEVİL: MAĞDURİYETLER DOĞACAK VE ACI SONUÇLAR GETİRECEK
AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil ise neden oy çokluğu verdiklerini sebepleriyle anlatarak, “Biz burada şunu da dile getirdik. Bize burada bazı bilgiler verildi 109 tanesinin satışının yapılacağı ile ilgili. Şu anda burada kiracıların da ikamet ettiği bilgisi verildi. Bize bu vatandaşların buradan çıkmaları ile ilgili 31 Mayıs tarih verildi. Burada depremzedelerin olduğu yerde hukuki sonuçlar doğacaktır. Bu hukuki süreci yürütüp depremzedelerle ilgili mağduriyet oluşturmasın. Boş hale getirirseniz satış kararını olumlu değerlendirebiliriz. Biz bugün depremzedeler ve kiracılar üzerinden 31 Mayıs tarihi itibariyle mağduriyetler doğacak ve acı sonuçlar getirecek. Biz bu satışın hukuken engel olmasa da vatandaşların mağduriyeti noktasında karar verdik’’ ifadelerine yer verdi.
AYDIN: MERKEZİ HÜKÜMET SATMAK GÖRÜŞÜNDEYDİ
CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın gelen eleştirilere yanıt vererek, ‘’Başkanımız, depremzedelere satışında bir hukuki sorun olduğunu söylemişti ve önerge reddedilmişti. Merkezi hükümet siyaseten lojmanların içinde oturanlara satmak görüşündeydi. Yasal düzenleme buna el vermediği için bir değişiklik yaparak ihaleye çıkılmasını içeride oturana fiyat teklifi yapılması ve o kabul etmezse başkasına satılması noktasında yol izledi. Bizim bu ihaleye herkesin girmesini önleyecek bir düzenleme yapmamız belediye meclisi olarak yetkimizde değil. Sıkıntı aslında bundan kaynaklanıyor. Bu önerge yerin satılması ile ilgili. İhale mevzuatı bize sınırlı bir kesme ihale açmayı mümkün sunmadığı için böyle oluyor. Biz de aslında depremzedelere satılmasına fikren karşı değiliz” dedi.
YILDIZ: “BİR KİRA BİR YUVA” KAPSAMINDA KULLANILABİLİR
AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız açıklamasında, “Şu anda satışı yapmak zorunda değiliz. Buraları ‘Bir kira bir yuva’ kampanyasında da kullanabiliriz. En azından meclis grubu olarak destek vermiş oluruz. Bu taşınmazların İzmir Depremi’nde de kullanıldığını biliyoruz. Kullanılmayan kampanya kapsamında kullanılmasında fayda görüyorum” dedi.
CHP’Lİ YÖRÜK: KAPIYA KOYACAĞIMIZ ANLAMINA GELMİYOR
CHP Meclis Üyesi Ufuk Yörük ise, “Bu kadar destek olmuşken kalkıp konuyu depremzedelerin mağdur olacağı yönünde eleştirileri kabul etmiyoruz. Satış kararı alındığında hemen uygulanacağı anlamına gelmiyor. Bu satış kararı 4-5 ay sonra ancak uygulanabilir. Zaten toplu satış da yapılmıyor. Bu satış kararını almamız yarın kalanları kapıya koyacağımız anlamına gelmiyor” ifadelerine yer verdi.
ENVANTER ÇALIŞMALARINA AK PARTİ’DEN ŞERH
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi arasında yapı envanteri çalışmalarına ilişkin imzalanan protokole AK Partili meclis üyeleri Fatih Taştan ve Erhan Çalışkan şartlı evet oyu kullandı.
AK Partili Taştan ve Çalışkan’ın belirttiği şartlar şu şekilde;
‘’ 1-Yapılacak olan Protokol öncesi başvuruda kat maliklerinin ‘oybirliği’ yerine oyçokluğu ya da bireysel başvuru yeterli olması.
2-Yapılacak olan çalışma neticesinde bina riskli değerlendirilirse oda belediyemize yazmalı ve resmi işlem başlatılması hususunun Protokol’e eklenmesi.
3-İlgili bütçenin her türlü sosyo-kültürel faaliyetler bütçelerinden transfer edilerek 5000 konut sayısının İzmir’e ihtiyaç duyduğu adette inceleme yapılması koşulları ile evet (olumlu) oy kullanıyoruz’’
TAŞTAN: NE KAMUYA NE VİCDANA UYGUN
AK Partili Meclis Üyesi Fatih Taştan, “Önümüze gelen belki en önemli maddelerden bir tanesi. Bu protokol İzmir Büyükşehir Belediyesi ile inşaat mühendisleri arasında yapılan protokol kabaca içeriği de İzmir’deki 5 bin konutun depreme dayanıklılığının ölçülmesi meselesi. Şerhimizde net şekilde ifade ettik. Bu koşullar gerçekleştirdiği takdirde olumlu oy kullanıyoruz. Burada apartman yönetim kurulunda oy birliği aranıyor. Geçmiş dönemlerde gördük ki özellikle yıkılan binaların apartman yönetimlerinin whatsapp gruplarında bir çok kat malikinin istediği ancak bazılarının istemediği gördük. Bu kararın ivedilikle değiştirilmesini ve oy çokluğu olması gerektiğini düşünüyoruz. 100 konutluk apartmanlarda 1 kişi istemezse o 99 kişinin talebinin önüne geçmiş oluyorsunuz. 2. Şerhte ise, burada yapılan işlem sonucunda eğer binayı ilgili inşaat mühendisi riskli görüyorsa yaptığı tek ilsem bina risklidir demek ve kentsel dönüşüme bizi teşvik etmek. Burada herhangi bir yaptırım yok, tapuya şerh düşmek yok. Sadece mal sahibine bilgi vererek ayrılmak var. Biz bunları da yaşadık. Bu uygulamayla birçok kişi bunu bir yere yazmayacaksınız değil mi diye soruyorlar. Bu soruları yapıları satmak için soruyorlar. Çünkü tapuya gidildiğinde herhangi bir işlem yapılmayacak. Bu konu resmiyete dökülmeli ve tutanak tutulmalı. Sadece söylemek ne kamuya ne vicdana uygun. İlgili dairemiz ve meclisimiz sorun yaşayabilir. Herhangi işlem yapılmadığı görüldüğünce vebali meclis elinde olacak. Bu önerge 5 bin konut ile sınırlı ve 13 milyon gibi bir bütçe ile oluştu. Bu sayı bizim yaptığımız işlerin yanında çok komik kalıyor bu sayının yanına bir sıfır atılmalı bu para nereden kesilecekse kesilecek. İtirazımız yapısal hataya ve eksikliğe. Bu 4 işlem 4 aydır yapıyormuş fakat biz daha mecliste bu konuyu oylamadık” dedi.
AK PARTİLİ SEVİL: İZMİRLİLERİN AKLIYLA DALGA GEÇİYORSUNUZ
AK Partili Sevil ise, “ Biz bunu 30 Ekim’de Bayraklı’da yaptık ve reklamı gösterdik. Bizim aldığımız bilgilere göre binaların dışından sokaklardan geçerek tarama çalışması yaptık. Binanın dışına bakarak elde ettiğimiz verilerle bir sonuca ulaştık. 6 Şubat depremine kadar bu çalışma bayraklıda tamamı Bornova’da yarısı olmak üzere sessizce yürüdü. Biz bunu 1 Mart’ta tüm İzmir’e yayma kararı aldık. Biz bunu neden 30 Ekim İzmir Depremi’nden sonra yapmadık? Biz neden Bayraklı’da çekip ve röntgen sistemini uygulamadık? Bu binalarla ilgili nasıl bir sonuca varacağız? 30 Ekim depreminden bu yana bayraklıda çalışma yaptık geliştirip Bornova’ya uyguladık. Aslında siz 1 Mart’ta yayınladığınız video ile İzmir halkına mesaj verdiniz. Yapı testi dediniz ama öyle bir algı oluşturdunuz ki belediyenin gelip yapının depreme uygun olup olmadığını bildirecek ve bana çözüm üretecek sanıyoruz. Yapılan çalışmanın içerisinde akademisyenlerin olduğunu ve kıymetli olduğunu kabul ediyoruz ama bu kaygılarımıza cevap veren bir çalışma değildir. Biz yapmış gibi görün ek istiyor ama sorumluluk almak istemiyoruz diyoruz. Bayraklı’da ne kadar teşvik edici oldunuz? Böyle bir veri yok. Peki, Bornova’da kaç kişi? Yani biz aslında İzmirlerin aklıyla dalga geçiyoruz. Yapıyormuşuz gibi ama sonuç yok” ifadelerine yer verdi.
AYDIN: PARLAMENTO ÇOĞUNLUĞU ONLARDA YASA ÇIKARTMADILAR
CHP Grup Başkanvekili Aydın ise eleştirilere yanıt vererek, “Kavramların birbirinden ayırt edilmesi ya da birbirine karıştırılması. Komisyon önüne gelen protokolü bile okumadan yapılmış değerlendirmelerden ibaret. Bir tüzel kişinin nasıl temsil edildiğini meslektaşım olduğu için Burçin hanım iyi bilir. Bir apartmanının temsilini apartman yönetim kurulu yapar. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu önergesinde başvuru istiyor. Bir kişi de istese bunu yapalım ama parlamento çoğunluğu kendilerinde ancak bu konuda bir yasa çıkarmadılar. Riskli yapı analizine ilişkin bir tartışma yapmıyoruz. Bizim burada konuştuğumuz konu; insanlar riskli yapı analizine ilişkin çalışmayı hemen başlatmak istemiyorlar çünkü yapıları riskliyse 1 yılda yıkılması için süreç başlayacak. Bu saten itibariyle geçmedi dediler, meclisten geçen önergeleri okumuyor musunuz? İzBB bayraklı ve Bornova ile ilgili bu kararı zaten verdiler. Kimse sokaktan bakıp gitmiyor emeği bu kadar yok saymayın. Biz daha önce başlayan çalışmanın alanını genişletiyoruz. Meclis kararını beklemeden yapılmadı meclis kararı var ve Bayraklıda 30 bin Bornova’da 60 bine yakın çalışma bu şekilde yapılıyor. Sokakta gezerken bakıp sözlü söyleyip gidiyormuşuz. Yapılan isi yetersiz bulabilirsiniz ama o binaların bütün projelerine bakılıyor ve analizler tapılıyor. Bunun için işin uzmanlarıyla çalışıyoruz. Buradaki şerhi meclis ve İzmir’e yakıştıramam. İzmir’de daha geniş kapsamlı yapmak isteyebilirsiniz. Tartışmayı doğru zeminde yapalım. Yönetimin kararı olmadan kişilerin evine nasıl girersiniz? Yapılan işlem ön inceleme çalışmalarının bina bazında yapılmasıdır. Binalara bakılıp gidilmiyor, binalarla ilgili karot testine yakın bir çalışma yapılmaktadır. Bu yapılan işlem daha önce alınan meclis kararının gereği olarak yapılıyordu şimdi bütün İzmir’de yapılması için önünüze önerge getirdik. Arkadaşlarımızın eleştirilerinin haklı kısımları var ama kavramları üst üste koyarak yapmaya gerek yok. Merkezi hükümetin bütçesi üzerinden ayrılan payı neden konuşmuyoruz. Bu ülke yoksullaştı. Bu ülkede insanlar evlerini yıkıp yenisini yapmakta güçlü olduğu için devletin de bu insanlara katkısı olmadığı için o evlerde oturuyorlar. Kimse bunu göz ardı etmesin ” dedi.
“YAPIYORMUŞ GİBİ YAPMAYALIM”
AK Partili Yıldız ise Aydın’ın sözleri üzerine, “Maalesef yönetmeliklerle ve sözleşmelerde net tanımlar koyamazsak başvuru yapan vatandaşlardan oy birliği istenir hale gelmiş. Burada net bir yol haritası belirlemeliyiz. Biz ifade ettikçe mevzuatlar yapılıyor dendi. Bu önerge ilk kez Bayraklı’ya geldiğinde biz o büyük depremi yaşamamıştık. Büyükşehir belediyesine riskli alan tespiti yetkisi verilmiş. Büyükşehir istese incelemeyi bu kapsamında değerlendirebilir. Burada komisyon üyesi arkadaşlarımız oy birliğinin şartlarını belirtmişler. Acil durumlarda birçok kalemden kısılabilir. Burada vatandaşın bize ulaşan talepleri üzerinden netleşmesi gerektiğini çıkardık. Bir taraftan radikal kararlar almamız gerekir. Ne yol haritamız var. Tespit ettikten sonra bize imar planlarını yeniden gözden geçirecek miyiz? Bu anlamda bir düzenleme ile vatandaşa yönelik bir çalışma yürütebiliyor muyuz? İmar planlarıyla ilgili bir çalışmanız var mı? Yok. Buradan sonra vatandaşın ne yapacağını bilmiyoruz. Yapıyormuş gibi yapmayalım. Biz daha büyük bir felaket için yol haritamız yok. Bu yola çıkmış vatandaşlarımız bu zorlaştırıcı unsurlarla ilerleyemiyorlar. Bayraklı’da kaç tane ruhsat kesebildik. Kararı almış olmak için almayalım. Üç maddeyi ekleyin oy birliği yapalım demişsiz. Bunu yok sayarsanız günün sonunda ne olduğu belli olmayan raporlar ortaya çıkar” dedi.
ÖZUSLU'DAN ÖZELEŞTİRİ: YETERİNCE ANLATAMAMIŞIZ
Başkan Vekili Özuslu, “Meclis üyesi arkadaşlarımızın katkıları çok önemlidir. Bu şunu gösteriyor hepimiz hassasız. Deprem hepimizin korkusu. Bu çok açık, bu konuda meclisimizin ciddi bir bilgilendirmeye ihtiyacı var. Deprem bizim sürekli konuşacağımız bir konu olduğu için kavramların açıkça ortaya konulması gerekiyor. Bunu bütün İzmir kamuoyuna ve meclise anlatmamız gerektiği ortaya çıktı. Bizim Bayraklı’daki depremden sonra yaptığımız 33 bin Bayaklı’da biten çalışma bambaşka bir şey. Alınan meclis kararı duruyor” ifadelerine yer verdi.
MHP Grup Başkanvekili Cüneyt Umutlu, “Sahada bir karmaşa var. İnsanlar bu konuyu anlamadı. Değerli bir çalışma ama sahada anlaşmazlığa neden oldu. Sizinde dediğiniz gibi halka tam anlatılamadı” dedi.
SOYER’E YETKİ VERİLMESİ MECLİSTE TANSİYONU YÜKSELTTİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e 2023 Mali Yılı Bütçesi ve 2023 Performans Programında yer alan projelerin finansmanının sağlanması kapsamında, borçlanma limitlerini aşmamak kaydıyla borçlanma aracı ihracı yapılması önergesi AK parti ve CHP grubunu karşı karşıya getirdi.
HIZAL: İZMİR’İN YÜZBİNLERCE SORUNU VAR
Önergeye ilişkin söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “4. Yılımıza girmek üzereyiz. Cumhur İttifakı grubu olarak yaptığımız muhalefetin CHP’li meclis üyeleri tarafından anlaşılmadığını düşünüyorum. Burada tartışılan konu borçlanma tekniği değil. Temelde İzBB’nin borçlanmasına itirazımız yok. Elbette bir belediye bir takım yatırımları hayata geçirmek adına borçlanacaktır. Temel sorun bu borçlanmanın neye yönelik olduğu. İzmir’de 4 yıldır dile getirdiğimiz onlarca temel sorun var. Kentsel dönüşüm bir sorun. Buna benzer yüzler binlerce sorun var. Ben 3 tanesini sayayım zamanınızı almayayım. Bu sorunları çözme performansı açısından İzBB sınıfta kalmış bir belediye. Bir önceki oturumda kentsel dönüşlümle alakalı verilerinizi verdim. Bu şehrin belediye başkanı 2,5 oranıyla dalga geçti. Ben arttırıyorum 5 yapıyorum. 3 yılda geldiğimiz nokta bu çünkü kentsel dönüşüme bütçe ayırmadınız. Sonra biz yatırım yapacağız diye kredi istiyorsunuz. Temel sorun bu. Elbette kredi çekebilirsiniz. O yatırımın ne olduğunu ve hangi oranda yapıldığı konusunda bilgi vermek zorundasınız. 25 milyarı ne yapıyorsunuz? Siz bu belediyeyi protokol belediyesi yaptınız. İşinize geldiği gibi şirketlere arazi satıyorsunuz ve o şirket istediği firmaya kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyor. CHP Grup başkanvekili teşekkür etmesi gerekiyorken çıkıp o belgeleri nereden buldunuz diyor. Mesele kredi yöntemi faiz oranları değil. Bakanlıkta bekleyen bir krediniz varsa biz buradayız. Muhalefet grubunun meclis üyesi olarak bu şehre nasıl katkı koyarım diye mücadele ettim. En iyi şahidi, Soyer’dir. Yine mücadele veririm ama bu İzBB’nin finansal açıdan ortaya koyduğumuz itirazların ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Biz Buca Bornova arasındaki İzmir trafiği için çok kıymetli olduğunu bilmediğimiz tünel inşaatını sorduğumuzda bitiriyoruz dediniz. Mayıs ayında viyadükleri açıyoruz dediniz ne oldu? İzBB’nin vizyon projesi dediği Mavişehir’de ki opera binası ne oldu? Hangi aşamada? Ne kadar finansmana ihtiyacınız var biliyor musunuz? Yapamamanızın sebebi kabiliyet durumunuz. Artık şapkanızı çıkarıp önünüze koyun. Bu şehirdeki en temel sorunları çözmesi gereken şirket asfalt üretemiyor. O şirketin personelleri iş için toplu taşıma kullanıyor” dedi.
AYDIN: SAY DİYECEĞİM, 3-5 TANE SAYACAK
CHP’li Aydın, Hızal’ın eleştirilerine yanıt vererek, “ Hızal önümüzdeki mecliste il başkanı olacağı için faaliyet raporu konusunda görüş belirtti. Bu ülkede krediye erişmenin ne kadar zor olduğunu bilmeyen bir iş insanı yok. Konuştuğumuz konu ne karşılaştığımız eleştiri ne? Bizi dinleyenler İzBB milyar liralık borçlanma istiyor gibi anlayabilir. Burada borçlanma konusunda yeni bir araçla ilgili başkana yetki verilmesi. Kapısını çaldığımız bankalar kredi vermiyor. İzBB bütçesinde belirttiği krediyi nasıl temin edecek? İzBB’nin bütçesini ve faaliyet raporunu tartışıyoruz. Neyi anlatmam gerekiyor ki? İzBB’nin bütçesinin yüzde 38 ile 42 arasında değişen bütçesi yatırıma ayrılmıştır. Bu oranda yatırım yapan bir tane kamu kurumu söyleyebilirler mi? Belediyenin kentsel dönüşüm modeli bütçesinden para ayırıp bu parayla taşınmaz inşaatına yönelik değildir. Kentsel dönüşümle ilgili bütçe gösteriminde görülen rakam yapılan inşaatın miktarına ilişkin değildir. Bu yöntemi eleştirebilirler, bizim yaptığımız gibi bir araziyi dümdüz edin ve insanları sürün diyebilirler. Bu onların yöntemi biz bu yöntemi benimsemiyoruz. Bize burada yatırım gibi gösterilen şeyler bu kentin öncelikleri midir dedi, bir şehrin 100 bin temel sorunu olduğunu söylemek… Say diyeceğim 5 tane 10 tane sayacak. İzBB’nin bakanlıkta işini halledebilmesi için adama mı ihtiyacı var? Lütfetsinler cevap versinler. Kurumlar iyi çalışsın, hatır gönülle bize cevap vermesinler. Devletin yönetimi böyle mi olur?” dedi.
“MURAT BEY ÇETİN BİR RAKİPTEN KURTULMA DERDİNDE”
Hızal ise açıklamasında, “Bir hususu düzeltmek istiyorum. Burada bürokratik işlemin yapılıp yapılmaması konusunda irade ortaya koymuyoruz. Bir şeyin hızlandırılması noktasında katkımız olduğunu düşünüyorum. Murat beyin siyasi kariyerimle alakalı bir açıklaması oldu. Ben İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesiyim ve Grup Başkanvekiliyim kendisi çetin bir rakipten kurtulma niyetinde. Ben burada olmasam bile her meclis üyemiz çetindir” ifadelerine yer verdi.