CHP, cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifine ilişkin muhalefet şerhini Meclis Anayasa Komisyonu Başkanlığına sundu.
CHP’nin muhalefet şerhinde, “Bu teklif bir hükümet sistemi değişikliği teklifi değildir. Bir rejim değişikliği getirilmektedir. Anayasanın ilk dört maddesinde güvence altına alınan demokratik cumhuriyet ve hukuk devleti yok edilmektedir. Otoriter bir tek adam rejimi kurulmaktadır. Bu diktatörlük anayasasıdır” denirken, “Bu yetkiler pekala federasyonun alt yapısını oluşturmak üzere kullanılabilir” denildi.
-“CUMHURİYETİN, YANİ REJİMİN DEĞİŞTİRİLMESİ AMAÇLANMAKTADIR”-
CHP’nin Meclis Anayasa Komisyonu Başkanlığına sunduğu muhalefet şerhinde şu ifadeler yer aldı:
“Vurgulanması gereken, AKP’nin getirdiği, aslında Başkanlık sistemi olduğunu iddia ettiği; ama, ismine Cumhurbaşkanlığı dediği sistemin güçlü kuvvetler ayrımını ve bu kuvvetlerin birbirini sıkı biçimde denetlemesini gerek kılan Başkanlık ile hiçbir ilgisinin olmadığıdır. Ortaya çıkan sistem, olsa olsa otoriter sistemler içinde özgün bir yaklaşım olarak anılabilir. Buradan anlaşılacağı gibi, getirilmek istenen, hükümet sistemi değişikliği değildir. Düzeltilebilecek tüm eksikliklerine ve aksaklıklarına rağmen demokratik cumhuriyetin, yani rejimin değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
Getirilen anayasa değişikliği teklifiyle egemenliğin bir kişi lehine sınırlandırılması; başka bir ifadeyle Cumhuriyetin niteliklerine aykırı biçimde ‘yürütmede tekleşme, devlette tekelleşme’ amaçlanmaktadır.
-“TEK ADAM REJİMİDİR”-
Başbakan ve Bakanlar Kurulunun kaldırılması, bakanlar, bugünkü anlamıyla Bakanlar Kurulu'nun olmaması, yürütme yetkisinin tek başına yetkili ama sorumsuz, hesap vermeyen ve denetlenmeyen bir Cumhurbaşkanı'na verilmesinin hukuk ve siyaset bilimi alanında karşılığı tek adam rejimidir. Cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve kendisine vekalet edecek, seçilmiş olmayan ve sayı sınırlaması bulunmayan Cumhurbaşkanı yardımcıları Başbakan yerine ikame edilmektedir.
Yine aynı Cumhurbaşkanı tek başına Bakanları belirleyecek ve bu Bakanlar Meclis'e karşı değil, Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu olacaktır. Bu esnada milli iradenin merkezi olan TBMM'nin herhangi bir onaylama ve güvenoyu yetkisi bulunmamaktadır. Oysaki demokratik bir başkanlık sisteminde başkanın tüm atamaları Senato onayına tabidir.
Görüldüğü gibi Meclis ve halk tarafından seçilmiş milli iradenin temsilcileri tamamen yok sayılmaktadır. Ki denge ve denetim mekanizmasının yokluğu da bu durumu pekiştirmektedir. Yine atamayla gelen Cumhurbaşkanı yardımcıları, seçilmiş Cumhurbaşkanı'na vekalet edebilecek, olası boşalma durumunda seçim yapılana kadar Cumhurbaşkanı bile olabileceklerdir. Her fırsatta milli irade vurgusunu yapanlar tarafından böyle bir düzenlemeye gidilmesi elbette sorunlu bir yaklaşımdır.
-“MECLİS'E HESAP VERME SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”-
Getirilmek istenen değişiklikle bakanları ve Bakanlar Kurulu'nu denetleme hak ve yetkisi, TBMM’nin elinden alınmaktadır. Başka bir ifadeyle Meclis'e hesap verme söz konusu değildir. Denetlemenin en önemli unsurlarından gensoru kurumu kaldırılmıştır.
Devlet tek bir kişinin imzasıyla üstelik denetlenemeyen tek kişinin imzasıyla düzenlenebilecektir. Bunun teknik olarak karşılığı, yasama yetkisinin bir kişiye devredilmesidir.
Değişiklik teklifinde, Cumhurbaşkanı'nın yargılanmasına dair neredeyse imkansız koşullar sıralanmıştır.
-“KENDİSİNE DOKUNULAMAYAN BİR KADİR-İ MUTLAK ŞAHSİYET OLACAKTIR”-
Bu düzenleme ile Cumhurbaşkanı, herkese dokunabilen, her yeri düzenleyebilme hak ve yetkisine sahip olan ancak kendisine dokunulamayan bir kadir-i mutlak şahsiyet olacaktır.
Cumhurbaşkanı tüm bu hak ve yetkilere sahip olacak; ama, yargılanamayacaktır.
Sunulan teklif, Cumhurbaşkanı'nın siyasi partisiyle resmi bağ kurabilmesini sağlamaktadır. Yemininde ‘tarafsızlık’ ibaresinin çıkarılmadığı ve gerek Anayasaya gerekse bu anlamda yeminine aykırı bir düzenleme ile karşı karşıyayız.
-“BU YETKİLER PEKALA FEDERASYONUN ALT YAPISINI OLUŞTURMAK ÜZERE KULLANILABİLİR”-
Cumhurbaşkanına kararnameler yoluyla yasama yetkisine ortak olup, idari alanda sınırları belirsiz ve geniş bir düzenleme yapma yetkisi veren bu teklif, üniter yapıyı tehdit edecek şekilde kötüye kullanılmaya açık bir durum yaratmıştır. Başka bir deyişle bu yetkiler pekala federasyonun alt yapısını oluşturmak üzere kullanılabilir.
TBMM’nin yasama tekeli de kaldırılmaktadır. Cumhurbaşkanı kararname yetkisiyle fiilen yasamaya ortak edilmektedir.
Halk tarafından seçilen ve her zaman temsil gücü Cumhurbaşkanından daha geniş olan TBMM, Cumhurbaşkanı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin fesih edilebilecektir. Hiçbir demokratik başkanlık sisteminde başkanlara fesih yetkisi tanınmaz.
Fesih yetkisi Cumhurbaşkanının Meclisi fesih tehdidi ile kesin olarak kontrolünü sağlamaya dönük bir araçtır. Bu açıkça Cumhurbaşkanına Meclisi fesih tehdidiyle kontrol imkanı veren bir mekanizmadır. Yasamayı yürütme emrine sokma aracıdır.
Teklifte yargı da tamamen tek adamın, Cumhurbaşkanının kontrolü altına sokulmaktadır.
Sistem yargıyı doğrudan doğruya Cumhurbaşkanının kontrolüne vermek üzere kurgulanmıştır.
-CHP’NİN ÖNERİSİ-
Peki, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ne öneriyo? Tarihten günümüze gelen süreçte, CHP'nin tavrı nettir. Türkiye’nin parlamenter sistemi güçlendiren, güçler ayrılığı ilkesini ve hukukun üstünlüğünü egemen kılan, özgürlükçü bir anayasal sisteme ve birinci sınıf demokrasiye ihtiyacı bulunmaktadır. Fiilen anayasayı askıya alan otoriterliğe karşı, Cumhurbaşkanlığını parlamenter sistemin tanımladığı sınırlar içine alacak reformlar yapılmalıdır. Bunu sağlamak için darbe yasaları ve onun kurumları ortadan kaldırılmalıdır. Hak ve özgürlükleri evrensel standartlara taşıyacak yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Sosyal devlet ilkesi güçlendirilmeli ve yoksulluğa karşı korunma anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
Özetle ülkemizin diktatörlük rejimi kuran bir anayasanın aksine;
• Kurucu değerlere bağlı,
• Özgürlükçü,
• Güçlü sosyal devleti öngören,
• Parlamenter sistemi esas alan,
• Güçler ayrılığına dayalı,
• Denge ve denetleme mekanizmaları olan ve iyi çalışan,
• Güçlü ve bağımsız yargıyı kuran,
• Özerk kuruluşları güvence altına alan anayasaya ihtiyacı vardır.
-“BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİ GETİRİLMEKTEDİR”-
Bu teklif bir hükümet sistemi değişikliği teklifi değildir. Bir rejim değişikliği getirilmektedir. Anayasanın ilk dört maddesinde güvence altına alınan Demokratik Cumhuriyet ve hukuk devleti yok edilmektedir. Egemenliğin fiilen milletten alınıp tek kişiye aktarılması söz konusudur. Aksak topal devam eden ve iyileştirmek için çaba harcamamız gereken demokratik düzen tamamen terk edilmekte, otoriter bir tek adam rejimi kurulmaktadır. Bu diktatörlük anayasasıdır. Dolaysıyla Anayasanın 4.maddesinde ifade edilen teklif yasağı kapsamındadır. Teklif edilebilmesi ve görüşülmesi mümkün değildir. Anayasaya aykırıdır.
Osmanlıdan bu yana devam eden ve Türkiye Cumhuriyeti ile kurumsal temelleri gittikçe güçlenen demokratikleşme sürecini kesintiye uğratan bu teklif, Cumhuriyet devrimiyle kazanılan tüm değerleri tersine çevirmeye dönük bir karşı devrim hareketinin anayasal zeminini yaratma arayışıdır.
Bu düzenleme ülkemizin yeni ve derin krizlere sürüklenmesinin yolunu açacaktır. Yol yanlıştır ve derhal dönülmesi gerekir. Bu teklifin Gazi Meclis çatısı altında görüşülmesi dahi tarihi bir ayıptır.
Bu nedenle teklife karşıyız. “
CHP'NİN MUHALEFET ŞERHİNİN TAM METNİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN