Ege Postası
Geri

CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı TR35'e konuştu: Salonda değil alanda siyaset yapacağız

TR35'te yayınlanan Senem Gökdağ ile Manşet programına CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun konuk oldu. Programda gündemde yer alan, toplumsal konular üzerine ve kadına şiddet, Saraçhane olayları, öğrencilerin tutuklanması ve Istanbul sözleşmesi gibi konular ele alındı.
CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı TR35'e konuştu: Salonda değil alanda siyaset yapacağız
Haberler / Yerel Politika
25 Nisan 2025 Cuma 14:09
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI - TR35'te yayınlanan Senem Gökdağ ile Manşet programına konuk olan CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun kadın cinayetleri, toplumsal olaylar ve gündem hakkında açıklamalarda bulundu. 

Kadına şiddetin her dönemde yaşandığını, bu konuda öfkeli ve kırgın olduklarını dile getiren Kurun şu ifadelere yer verdi: "Sağlıksal olarak iyiyiz ama kırgın ve üzgünüz. Her şeyden önce çok öfkeliyiz. Kadın üzerinden yapılan bu kadar hakaret, oyunlar, siyasetin kadın üzerinden yürütülmesi ve kadına hakaret edilerek yapılması, kadına şiddet uygulanarak yapılması, siyasetin bu kadar kadın üzerinden yürütülüyor olması bizleri çok üzüyor. çok öfkeliyiz, çok kızgınız. "

Geçtiğimez Temmuz ayında il kadın kolları başkanlığına seçilen Zahide Kurun yapılan projeleri ve yapacağı projelerden bahsetti.  Kadının siyasette olduğu gibi toplumun her alanında olması gerektiğini, salonlarda değil alanlarda olmayı benimsediğini aktaran Kurun 2012-2017 yılları arasında Buca İlçe Kadın Kolları Başkanlığı'nda da bu şiyarla hareket ettiğini, kürsüler, salonlarda seslerini  duyurmaya ihtiyaçları olduğunu söylemlerini alanlara taşınmadığında eylemlere dökülmediği taktirde, sadece söylemlerde kaldığını söyledi.

Salonlarda değil alanlarda siyaset yapacağız

Söylemlerinin eylemlere geçmedikçe anlamsız kaldığını söyleyen Kurun "2024 yılının 7 temmuzunda görevi devraldık, söylediğim şey salonlarda değil alanlarda görev yapacağız. Bunu da gerçekleştireceğiz. Bir sürü vaatlerimiz ve yapmak istediğimiz şeyler var. Kadın örgütlemesine dair, kadınlarımıza dair , sadece CHP kadın örgütlemesi değil, hem İzmir kadınlarına hem Türkiye'deki kadınlara yönelik daha fazla güçlenmesi, her platformda, sadece siyasette değil, her alanda kadının olmasını istiyoruz sanatta, sporda kültür faaliyetlerinde, yönetim ve yetki kademelerinde karar alma mekanizmalarında bu anlamda örgütlü çalışmalarımızı yapıyoruz."

Z kuşağının örgütlenebildiğini gördük

Saraçhane protestolarında yoğun şekilde yer alan Z kuşağından mutluluğunu dile getiren Kurun; "Z kuşağından çok umudumuz yoktu, biraz daha a politik, toplumsal konulara daha duyarsız gibi görünüp, bugün bizden daha fazla duyarlı olduklarını ama farklı bakış açılarıyla baktıklarını gördük. Bizlerin döneminde ve şu anda siyaset ya da toplumsal olaylara bakış açımız biraz daha sesimizi her platformda söyleyerek duyurarak yapmaya yönelikken, onlar sosyal medya üzerinden bütünleşerek toplanarak örgütlendiklerini, hep birlikte top yekün sokağa çıktıklarını gördük."

Hep bir adım önde olmamız gerekiyor

Kadının toplumda hak ettiği değeri kazanması için var güçle çalıştıklarını söyleyen Kurun;"Her bölgenin öz yapısı, örf adetleri var, aileden aldığımız göreneklerimiz, alışkanlıklarımız var bunları geliştirmek ve devam ettirmek konusunda İzmir biraz daha rahat gibi görünebiliyor ancak öncü olmak rahatlığı getirmiyor. Çünkü hep bir adım daha önde olmak, biraz daha farklı düşünmek ve lokomotif olmak durumundayız. Anadolu'dan İzmir'e bakılıyor, İzmir ne demiş, İzmir nasıl hareket etmiş, nasıl tepki göstermiş diye bunları analiz edip o şekilde söylemlerimizi geliştirmemiz gerekiyor, kolay gibi görünüyor ama sorumluluğu çok fazla." dedi

Kırık saçlar özgürlüğe yürüyor

'Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor' projesi hakkında bilgiler paylaşan Kurun; "Ekim ayında ilk ve çok büyük olan projemizdi. Burada kadına yönelik şiddet, her geçen gün artan, hala devam eden, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı ve topluma dair tüm konularda, vatandaşın, halkın özellikle kadınların artık 'dur' dediği konular üzerine gitmek ve bu konular üzerine gitmek için yaptığımız eylemimizdi. Bunu sokakta, alanlarda yapmamız gerekiyordu. Sadece bir ilçeye, bir alana sıkışıp, bir basın açıklaması ya da orada 1-2 saatlik yapacağımız bir eylem değil, çok uzun soluklu, herkesin merak edeceği tüm Türkiye'nin sadece İzmir'in değil herkesin merak edeceği İzmir'de neler oluyor diyeceği bir eylem ortaya çıkarmamız gerekiyordu. 11 günde 15 ilçemizde güneyden kuzeye doğru 15 ilçemizde bu yürüyüşlerimizi yaptık. Her yürüyüşümüzde, her ilçemizde farklı bir konu ele aldık. Bazı konularda kadın şiddeti , çocuk gelinler, yenidoğan çocuk çetesi, terörzim konularını ele alarak yürüdük.

Türkiye'de yaşıyoruz, sorumluluğun büyüğü bizde 

Kadın ve çocuk konuları ağırlıklı eylemlerin olduğunu söyleyen Kurun; "Türkiye'de yaşıyoruz, bu toplumda yaşıyoruz, sorumluluğun büyüğü bizde, koruyan kollayan bizleriz, onun için tüm konular bizleri derinden etkiliyor. 'Kırık saçlar ismi' çok konuşulan ve bazı kesimler tarafından çok eleştirilen bir isim oldu. Neden kırık saçlar dedik, çünkü  saçlar kadının hem esaretini hem gücünü ve cesaretini simgeler. Saçının bir teli göründüğü için bazı ülkelerde çeşitli şiddetlere maruz kaldılar. Kadının saçı cesaretini, özgürlüğünü, simgeleyen unsur. Saçımız kırıldığında saçımızı kestirip gürleştiririz, güzelleştiririz, kadında kırıldığı, üzüldüğü , öfkelendiği yerden o kırığı keser atar ve güçlenerek düştüğü yerden ayağa kalkar ve yürümeye devam eder. Bunları simgelediği için 'Kırık saçlar özgürlüğe yürüyor' dedik.

Kadınıyla erkeğiyle herkes destek

Eylem ve projelerin destek süreçlerinden bahseden Kurun; "Tüm davetimizi siyasi partilere yaptık. STK'lara yaptık, siyasi partilerden, milletvekillerimizden, genel başkanlarımızdan, meclis üyelerinden destek oldu. Kadın yürüyüşü olmasına rağmen genci ve yaşlısıyla, erkeği kadınıyla, belediye başkanlarımız, ilçe başkanlarımız kadına karşı şiddete karşı olan hayır diyen herkes bizimle oldu."

Yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi'ne gönderme yapan Kurun "LGBTİ karşıtlığından dolayı fesh edildi, insana insan olarak bakmak cinsleri ayırmamak gerekiyor, aydın insanlar olarak  bu şekilde bakmamız gerekiyor. İstanbul sözleşmesi kadını ve aileyi koruyan aile yapısını, kadının çocuğun toplumun güvencesiydi. Bunlar gece yarısı tarikatların isteği üzerinde bir gece ansızın fesh edildi. Neden çıktığımız tam olarak açıklanmadı. Belli bahanelerle Istanbul sözleşmesinden çıkıyoruz denildi ve bir kitlenin isteğiyle çıkılmış oldu toplumu düşünmek yerine belli bir zümreyi düşünmek istediler.tarikat ve cemaatlerin açıklamaları sonrası, sadece lgbtq değil kadını da 2. sınıf vatandaş olarak gösteren bir durum. Toplumu düşünmek yerine belli bir zümreyi düşünmeyi tercih ettiler" diye konuştu.

Kimin aile olduğuna dair konuşmak kimsenin haddi değil 

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun 'Normal doğum' açıklamalarını tepki gösteren Kurun; "Çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz , sadece karı koca olabiliyorsunuz dehşet verici ağzından ne çıktığını kulağı duymayan bir açıklama. Hadsizleşen bir cümle. kadınların, insanların, çocuk sahibi olup olmayacağı sağlıksal ya da farklı nedenlerle çocuk sahibi olup olamadığı, sahip olamadığı için evlat edinilen kişiler aile sayılmıyor mu? Bunların üzerinde bu kadar kırıcı, bu kadar aşağılayıcı, küstah ve zehirleyici bir dil kullanmak kimin haddine önce bunu bilmek gerekiyor. Zaten evlilik cüzdanını aldığımızda, resmi nikahımız kıyıldığında biz bir aileyiz demektir. Birde bu yıl aile yılı ilan edildi. Doğumun nasıl olacağı, kaç çocuk yapacakları, çocuk yapıp yapmayacağı sadece kadına ve aileye ait bir durumdu, bunu hiç kimsenin ne hükümet kanalının ne siyasilerin ya da başka birinin konuşması kimsenin haddine değildir" dedi.

'İnsanın en büyük hakkı yaşam hakkıdır'

Kadın cinayetleri platformlarının raporları hakkında konuşan Kurun; "'İnsanın en büyük hakkı yaşam hakkıdır'. Yaşam hakkının birinin elinden keyfi alınması, tanıdığımız tanımadığımız insanlar tarafından hayattan koparılması ve bunun iktidar tarafından önleyici hiç bir şey yapılmıyor olması, söylemlerinde eril dil kullanarak, erkeği haklı çıkarmak kişiyi masum göstermek, yaptıkları suçu masum göstermek ve ölen kadını cezalandırmak, kadının suçlu göstererek yapılan konuşmalar, her geçen gün bu kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti, çocuk istismarlarını he geçen gün daha da arttırmaktadır. Önce iktidar cezaları caydırıcı hale getirmeli, kanunları tam olarak uygulamalı, eril dil değil birleştirici bir tutum uygulamalı. Kravat taktığı için , takım elbise giydiği için indirim alan suçlular var, suça meyilli olan caniler bunlar özendiriyor."

Çocuklarda gittikçe yükselen suç oranlarını dile getiren Kurun; "Kullanılan eril ve şiddet eğilimli dil haddinizi bilin tarzındaki söylemler, ben ne dersem o olur tarzındaki söylemler, sosyal medya üzerinde olan şiddet meyilli oyunlar, dizi ve programlar , aile içindeki anne babanın davranış şekillerinden çok fazla çocuklar etkileniyor. 13-15 yaşındaki çocuklarımız baharında lan çocuklarımızı öldürüyor. Maalesef ülkemizin kanayan başka yarası var, okul önlerinde aldıkları yiyeceklerin içerinde hangi yabancı madde olduğunu , hangi uyuşturucu madde olduğunu bilmeden, ucuza satılıp, cezbedici hale getirip küçük yaştaki çocukları bağımlı hale getiriyorlar. 

CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve il yönetimiyle sağlıklı bir ilişki kurduklarını vurgulayan Kurun; "Kadın kollarımızın faaliyetleri sadece Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor değil. Kadına şiddete karşı mücadele günü olan 25 Kasım'da 24 saat nöbet tuttuk. Karabağlar'da belediyemizin yaptığı Kadın Hakları Parkı'nda 24'ünde başlayıp 24 saat süren bir nöbetimiz vardı. Nöbetin içinde, şarkılar türküler olduğu gibi söyleşilerde vardı. Genel Başkan Yardımcımız Gökçe Gökçen'in, büyükşehir meclis üyelerinin, kadın kolları MYK üyelerinden Derya Durnabaş'ın da katıldığı çok özel bir söyleşimiz oldu arkasından basın açıklaması yaptık. Kadına yönelik şiddetin konuşulduğu dolu dolu bir 24 saati birlikte geçtik.

CHP'den 8 Mart'a özel belgesel

CHP'nin 8 Mart'a özel bir belgesel hazırlığında olduğunu açıklayan Kurun; "5 Mart'ta Kadın Kolları Genel Başkanımız Asu Kaya'nın , il başkanımızın ve kadın örgütlerimizin yoğun katılımı bir belgesel gerçekleştirdik. Belgeselimizin adı 'Kadın'dı. Hazırlarken büyük emeklerimiz var, her yerde , her alanda olduğumuzu göstermek istedik, her alanda bağda bahçede olan kadınlarımızdan perdeye yansıtan arkadaşlarımıza kadar, emek dediğimizde eksik ya da yanlış anlaşılabiliyor, emek sadece bağda bahçede olan kadınlarımız değil, avukat, öğretmen,  belediyede çalışan tüm iş kollarında lan kadınlarımız, masa başında oturan kararlara imza atan , sesimizi duyuran siz kadınlarımızın da emeklerini değerli buluyoruz.

Gençlerin her zaman arkasındayız

Aslanoğlu ile yapılan görüşmelerin devamlılığıyla ilgi yorum yapan Kurun;" Artık toplumun her kesimi en çokta gençler artık yeter diyorlar, bizimde görevimiz gerektiğinde yanlarında yürümek, 19 Mart'tan bugüne kadar geçlerle bir aradayız, bazen öncülük edip bazen destek oluyoruz. Ama hep yan yanayız."

Özgürlük, adalet istiyoruz

19 Mayısta Izmir mitingimizde kadınlarımızla gençlerimizle  özgürlüğüne susamış kadınlarımızla birlikte, adalet istiyoruz, özgürlük istiyoruz, anayasal haklarımızı özgürce kullanmak, kullandığımız için suçlanmak, yargılanmak istemiyoruz. diyen herkesi mitingimize bekliyoruz. O güne kadar eylemlerimiz devam edecek. Çocuklarımızın mücadelesi, burada kalmak, yaşamak ve üretmek için, kendi ülkelerinde var olmak için çabaları bu.

Kadınlar ülkenin öz gücüdür

Kadın hayattır, kadın özgürlüktür, varoluştur, burada var olmak üretmek, çocuklarımızı yaşatmak istiyoruz, kadınlar ülkenin öz gücüdür, çocuğa eğitimini veren öğreten, bebekliğinden ayatına gözlerini yumuncaya kadar eğiten ileriye taşıyan kadındır. Her erkeğin arkasında kadın vardır sözü ya annesidir, ya eşidir, ya kardeşidir. 

Yetki sahibi olan evdeki kadınlarımızın , bazı kadınlarımızın aile içi şiddete maruz kaldıklarını ne kadar sıkıntı yaşadıklarını hepimiz biliyoruz, kadın meclis üyelerimize , belediye kadın başkanlarımıza uzatılan zehirli ve sözler artık susmalı. 

Kadınlar konusunda ayrım yapmıyoruz, siyasi partinin üyesi olursa olsun ,hangi partiye inanırsa inansın bizim için önemli olan kadındır. Tüm kadınları bu birlikteliğe bekliyoruz, toplum bir bütündür, umudumuz diri, her daim böyle olması gerekiyor. 

Umudumuz diri ; yaptıklarımızı konuştuk, yapacaklarımızı da konuşalım, güzel projelerimizle geleceğiz. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası