Ege Postası
Geri

CHP İzmir'in en başarılı il başkanı Nalbantoğlu Avcı'ya konuştu

CHP'de hem Baykal hem de Kılıçdaroğlu dönemlerinde İzmir'de il başkanlığı yapmış, yerel seçimlerde 29 ilçe artı Büyükşehir'i kazanmış bir isim olan Rıfat Nalbantoğlu, sessizliğini Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Sercan Avcı'ya bozdu. Nalbantoğlu-Avcı buluşmasında masada A'dan Z'ye CHP vardı. Sessizliğini Avcı'ya bozdu: Masada CHP...
CHP İzmir'in en başarılı il başkanı Nalbantoğlu Avcı'ya konuştu
Haberler / Yerel Yönetimler
12 Kasım 2016 Cumartesi 10:27
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGE POSTASI - CHP'de Deniz Baykal'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na geçiş döneminin İzmir İl Başkanıydı.

Hem Baykal'la hem de Kılıçdaroğlu'yla il başkanı olarak çalıştı.

CHP'nin İzmir'de yerel seçimlerde yakaladığı en büyük başarı olan 2009 seçimlerinde Büyükşehir artı 29 ilçe kazanılırken o İzmir Örgütü'nün başındaki isimdi.

Kavgadan uzak, dayanışmaya yakın bir siyasi çizgide yol aldı.

Parti Meclisi Üyeliği, kurultay delegeliği yaptı.Milletvekili adayı gösterildi.

İzmir iş dünyası ve sivil toplum örgütleri içindeki etkinliği ve tanınırlılığı parti adına en büyük artılardandı.

Diğer eski il başkanları gibi alanda çok görülmedi, sosyal medyadan yazıp çizmedi, parti içi konularda ahkam kesmedi.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği üyesi...

CHP'de İzmir İl Örgütü'nün iki kez emanet edildiği Rıfat Nalbantoğlu, uzun süren sessizliğini Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Sercan Avcı'ya bozdu.

AVCI: Ülkenin en büyük STK'larından birinde Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nde (TÜRMOB) 90'lı yıllardan beri yöneticisiniz...

NALBANTOĞLU: TÜRMOB önemli bir STK... Ama STK'ların ülkedeki hali maalesef Türkiye gibi... Sahip çıkılması, büyütülmesi gereken dünyadaki eş değer yapılarla aynı yetkilere sahip tutulması gereken bir örgüt. Beni direkt ilgilendiren hiçbir şeye kayıtsız kalmadım hayatım boyunca. Hep bir tepki verdim o duruma karşı. Lise'de başladı. Liseli gençliğin sorunlarına tepki verdik. Üniversitede gençlik örgütlenmelerinde bulunduk. Mesleğimizle ilgili bir kuruluş, tepkisiz kalmadık. Kuruluşundan beri yer alıyorum. İyi şeyler yapıyoruz. 

AVCI: İki kez görev aldığınız il başkanlığından Ocak 2011'de istifa ettiniz...2011'den sonra neler yaptınız, siyasetin içinde ne kadar oldunu? Genelde il başkanlığı yapanlar bir çok yere aday olur. Çok fazla aday adaylıklarınız yok.

NALBANTOĞLU: Siyasette ne yapmak istediğimi biliyorum. Nerede faydalı olacağımı biliyorum. Hep genel siyasette olmak istedim. Yerel anlamda il başkanlığı görevleri hep onur oldu. Vekil hizmeti yapmak istedim partime. Onun dışında adaylık heveslerim pek olmadı. Belediye başkanlığı çok önemli bir görev ama benim ilgi alanıma girmiyor. Bu süreçte siyasetin dışına hiç çıkmadık. Siyaseti yaşam biçimi haline getiremezsen yapılacak iş değil. Bizi ilgilendiren her şeye tepki veriyoruz. Ülkenin durumuna karşı tepki de siyasetten geçer. İlla görev alacaksın diye bir şey yok. 

AVCI: Son olarak Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'ın seçim kampanyasını yürüttüğünüzü biliyoruz. Etkili bir kampanya süreciydi ve başarılı bir sonuç alındı.

NALBANTOĞLU: Hüseyin benim sevdiğim bir  kardeşim... İl yönetimimde yer alıyordu. İl sekreterimdi.  Kendisi aday olunca Karşıyaka'da tabi ki ödevimiz, yardım edeceğiz. Siyasette başarılı olacağı geçmişinden belliydi. Biz de katkı koyduk. Bu yerel seçimlerde Hüseyin vasıtasıyla partiye kaktım oldu. Kendisi de çok başarılı oldu. 

AVCI: İl başkanlığı koltuğu boşalınca neden isminiz hep geçiyor' 

NALBANTOĞLU: Siyasetten kopmamış olmam önemli bir neden...Hem yerel yöneticilerle hem parti yöneticileriyle hem de genel merkezle iyi ilişkiler içinde olmam etken olabilir. Bana verilen görevleri hep yapmış olmam, bu tür şeyler doğduğu zaman isminizin anılmasına neden oluyor. İyi bir başkanlık yaptık. İyi bir ekiptik. Hakkını verdik. Gereği neyse onu yaptık.

AVCI: Geçmişe dönük bir pişmanlığınız var m? Hani 'Genel Başkan'a rağmen örgütün desteği varken keşke o dönem il başkanlığına aday olsaydım' dediniz mi'

NALBANTOĞLU: Hiç pişmanlığım yok. Bir milim bile yok. Dedim ya yaşadığın hayata ortama tepki vermek. Yapmıyorsan yaşamıyorsun. O dönem bize il başkanlığı görevi uygun görüldü.Yaptık. PM'de 2 dönem yer aldım. vekil adayı oldum. Pişmanlık duymayacak şekilde yaptık görevleri. Nedir b? Hakkını vermek. Elinden geleni yapacaksın. Partiye verdiğim her emek bin kere helal olsun. 

AVCI: Size Baykal'cı, Sav'cı, Kılıçdaroğlu'cu dediler...Parti içinde bir şey olmak için 'şucu, bucu mu' olmak gerek.  

NALBANTOĞLU:  Ben hiçbir şeyci olmadım. Herkes şunu bilecek. Bir partide konumuz il başkanlığıysa Genel Başkan'a rağmen il başkanlığı yapılmaz. Bu illa genel başkancı olacağın anlamına gelmez. Genel başkana rağmen il başkanlığı yapan kendini aldatır. Partiye katkı koymaz...Doğru olmayan kimi yorumlarla seni Baykal'cı yapar Kılıçdaroğlu'cu yapar. Aslında böyle bir şey yok. Hele İzmir gibi bir yerde genel başkana rağmen il başkanlığı yapmaya çalışmak akla zarar. 

AVCI: Bu sıkıntının önüne geçilemez mi'

NALBANTOĞLU:  Siyasi partilerin temel işi siyaset üretmek. Siyaset konuşamıyorsan, üretemiyorsan kendine ait arkadaş grupları oluşturursun, orada konuşursun. Şucu, bucu olur...

AVCI: Genelde il eski başkanları alanlarda çok konuşur, basına demeçler verir, sosyal medyadan yazılar yazar, ahkam keser...Siz susmayı tercih eden il başkanı profili çizdiniz. Bir tercih mi bu'

NALBANTOĞLU:  Evet bir tercih...Partimiz adına benden sonra görev yapan arkadaşların hepsi birbirinden değerli. Hepsi aslan gibi partiyi savundu. Daha önce görev yapmışların ödevi, bugün o görevi üstlenenlerin yanında olmak emrinde olmak, yardımcı olmak. Benden sonra göreve gelen her il başkanını ziyaret ettim. Hepsine de bu süreçte yapabileceğim bir şey vara emrinizdeyim dedim. 'Bize ihtiyaç varsa koşa koşa gelirim' dedim. Bunun dışındaki işler bizim işimiz değil. 

AVCI: İl başkanıyken, 29 ilçe artı Büyükşehir'i kazanmıştınız. CHP'nin yereldeki en büyük zaferi...Nasıl sağladınız bu başarıy? Başarının püf noktası neydi'

NALBANTOĞLU:  2009'da yerel seçimler ciddi başarıydı. O dönem demiştim.  İzmir halkı bizi seçmeye karar vermişti. İzmirli bize seçecekti. Tek yapmamız gereken verecekleri bu kararı gönül rahatlığıyla gerçekleştirmeleri için zemin hazırlamaktı. Yapmamız gereken kararlarını sandık başında değiştirmeyecekleri bir ortam hazırlamaktı. Adaylarımızla örgütlerimizle dayanışma içinde hiçbir tartışmaya maal vermeden seçimlere gittik. İzmirli de verdiği kararı uyguladı. Vatandaşı tereddütte bırakırsan kararını değiştirebilir. Biz o dönem tereddütü ortadan kaldırdık. Adaylarımız hepsi birbirinden değerli insanlardı. Bir kısmı hala belediye başkanı... Oradaki tek ekip il ekibi değildi. Herkesle ekiptik. İyi bir ekiptik. 

AVCI: Nasıl bir il örgütü bıraktınız, şimdi nasıl bir il örgütü var'

NALBANTOĞLU:  İl örgütünü tek başına genelden bağımsız değerlendirmek mümkün değil...2010 yılından bugüne geldiğimizde ülkede çok şey değişti. İl örgütlerinin bu değişime kendi başlarına koyacakları özel bir durum tavır yoktur. Genel politikanın genel gidişatın bir parçasıdır. Orada bazı sorunlar yaşıyoruz.

AVCI: Eskiye göre örgüt içinde kutuplaşma daha derin gibi...

NALBANTOĞLU:  Kişisel özelliklerimizde var kutuplaşma. İzmir'de diğer illere oranla CHP açısından 'tırnak' içinde 'kavga'ya değer bir durum var. Tırnak içinde bir kavgadan çıkartıp hakikaten makam kavgasına dönüştürürsek tehlikeli. İkisinin arasında ince hassas çizgi var. Son aldığımız oy oranlarına göre mesela Nevşehir'deki CHP il örgütünün tartışmalarıyla İzmir'deki hedefler ve tartışmalar farklı. Tırnak içindeki tartışma meselesini lehimize çevirmek bizim elimizde...Zaman zaman çeviremediğimizi görüyorum. Bu da kutuplaşmaya neden oluyor.

AVCI: 29 ilçeyi kazanmış bir il başkanı olarak 2014 yerel seçimlerinde 8 ilçe kaybedildiğinde içiniz 'cız' etti mi'

NALBANTOĞLU:  İçim cız etmez m? Üzüldük. Telafisi bir daha ki seçimler. Önümüzdeki seçimler 30 ilçenin 30'unu alırız. 2014'e yönelik yapılan tartışmaları bitiririz. Yerel seçimlerde aday meselesi mühim bir iş...Son yerel seçimlerde de aday konusunda hatalar yapıldı. Faturası ağır oldu.

AVCI: Aziz Kocaoğlu ile aranızın kötü olduğu şehir efsanesi mi yoksa doğru mu'

NALBANTOĞLU:  Bu partide kavgalı olduğum kimse yok. Ama bazı iş görme biçimleri konusunda bu çok normal farklı düşünebiliriz. Sayın Kocaoğlu ile Büyükşehir başkanlığı benzeri konular dışında genel siyasete ilişkin farklı düşündüğümüz zaman içinde olmuştur ancak bir kavga benim açımdan yoktur.

AVCI: Aziz Kocaoğlu'nun kongrelerde örgüte müdahalesi son yerel seçimlerde adayların belirlenmesine etkisi sürekli parti içinde tartışılıyor. Sizin il başkan olduğunuz dönemlerde böyle bir müdahalesi etkisi oluyor muydu'

NALBANTOĞLU:  Aziz Bey dediğin gibi adaylara şuna buna müdahale ediyorsa doğru yapmıyordur. Benim dönemimde bir müdahale yoktu. Aziz Bey çok haklı olarak 2009 yerel seçim sürecinde ilçelerden Büyükşehir'e gelecek meclis adayları konusunda hassasiyet göstermiştir. Bu çok doğal...Biz de hassasiyetlerin gerçekleşmesi konusunda yardımcı olduk.

AVCI: Aziz Kocaoğlu adaylığını '6 ay kala' netleştireceğini söylüyor. Tanıyorsunuz ve beraber çalıştınız. Devam eder m? Etmeli mi'

NALBANTOĞLU:  Edip etmemesi noktasında görüşüm yok ama aday olacağından adım gibi eminim. Neden bıraksın. Gerekçe n? Birileri istiyor diye niye bıraksın. 

AVCI: Peki ya? Bir kriter değil m? Büyükşehir'den bahsediyoruz. 70'lerini geçecek bir başkan...

NALBANTOĞLU:  Zıpkın gibi maşallah... İzliyorum görüyorum Aziz Bey yaş meselesi yüzünden aday olmamalı diyenlerden daha dinç... Belirli işlerin görülmesinde bir kriterdir yaş ama siyasette herhangi bir hamle için yaş tek belirleyici kriter değildir.

AVCI: Son 1 yıl örgütte sancılıydı. Alaattin Yüksel'in adaylığı, il başkanı olması ve istifa etmesi.Çok eleştirildi. Siz nasıl okuyorsunuz bu 1 yılı...

NALBANTOĞLU:  Yaş kısmına itiraz edenler vardı. Haksızlık...Alaattin Bey daha 10 yıl İzmir siyasetine sağlam bir şekilde kaktı koyacak bir isim. İzmir'de belli gruplar oluştur. Alaattin Bey'in içinde bulunduğu grup yapı Alaattin Bey'in il başkanlığını gereklilik gördü gibi. Bu işe soyundu. Bırakmasını emin olun bilmiyorum ama Seferihisar'daki toplantının sadece bir sebep olacağını düşünmüyorum. Bazı şeylerin birikimidir istifa...

AVCI: Uzun yıllardır İzmir'de CHP il başkanlığını 50 yaş üstü isimlere teslime diyor. Örgüte hep 'ağabey' formülü mü gere? Neden gençlere güvenilmiyor'

NALBANTOĞLU:  Partideki temel sorunlardan biri. Siyaset çarkları yeni insan yeni politika yeni taze güçler üretmiyor. Üretemediği için mecbur kalıyorsun. Ağabey formülü diyorsun. Bence saçma sapan işler. CHP'nin ne İzmir örgütün ne de herhangi bir örgütünün ağabeye ihtiyacı yok. Zımba gibi gençlere ihtiyaç var. 

AVCI: Parti yıllar sonra önseçim yaptı. Sizce sağlıklı sonuç çıktı m? Önseçim gelenek olmalı mı'

NALBANTOĞLU:  Önseçim biraz daha gelişmiş demokrasilerin işidir diye düşünüyorum...Ancak alternatifi merkezden bir adamın herkesi ataması değil. Bizim yaptığımız türden bir önseçim mekanizması, belki Finlandiya'da Belçika'da doğru sonuç verir. Biz de maalesef doğru sonuç vermez. O sırada ihtiyacın olan şeye kaktı koyması gerek. Seçime giriyorsun partiyi kucaklayacak herkesin içine sinecek listelerin oluşması gerek. İhtiyacın bu... Bizdeki önseçim böyle olmuşsa iyi. Ama bizde böyle olmadı. Hatta bazı var olan kimi problemleri derinleştirdi. 

AVCI: Peki çözüm'

NALBANTOĞLU:  Aşağı yukarı 2019'da hem yerel hem genel seçim var. 2019'un Haziran'ın seçiminde bu sorunu 2019'un Nisan'ın da masaya getirirsen çözümü üretemezsin. Önseçimse atamaysa bugünden kriterleri ortaya koyarsan daha doğru çözümler üretirsin. 

AVCI: Parti de bir Genel Başkan problemi var mı'

NALBANTOĞLU:  Meseleye hangi pencereden baktığın önemli...Meseleyi Ahmet Mehmet meselesi olarak görüyorsan ben Genel Başkan problemi yok derim. Bir zihniyet politika üretme hem ülke sorunlarına çözüm üretme hem de parti içi çözüm üretme noktasından bakarsan sorun kişi sorunu değil sistem sorunu var. Benim siyasette en illet olduğum şey 'sen git ben geleyim' niye gideyim. Niye gitsin. Gerekçelerin varsa... Sen git, çünkü, çünkü, çünkü...Sayamıyorsan olmaz. 'Sen git ben geleyim' olmaz. 

AVCI: Kılıçdaroğlu'na ekibi, A Takımı yok eleştirisi var. 

NALBANTOĞLU: Mutlaka çekirdek kadron olacak. Klişe bir şey ama, Türkiye'de yaşanmış nadir örneklerden biri...3-4 sene Büyükşehir başkanlığı yaptı oradaki kadroyla 10 yılı aşkın süredir ülkeyi yönetiyor. Ekip çok önemli bir şey. Ne İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde ne de partide bu var. 

AVCI: Baykal-Kılıçdaroğlu ikisiyle de il başkanı olarak çalıştınız. En keskin farkları nedir'

NALBANTOĞLU: Deniz Bey çok kararlı parti içi konularda çok net, aldığı kararı uygulamaktan bir milim bile çekinmeyen bir genel başkandı...Bu durumun zaman zaman partiye güç kattığı alanlar oldu. Kemal Bey daha istişareci daha ekibiyle konuları çözmeye çalışan hali var. Bu da zaman zaman güç katıyor. Deniz Bey'le çalıştığımız dönemlerde Deniz Bey en deneyimli politikacılık dönemleriydi. Beni il başkanlığından kovalasa da kendisiyle çalışmayı bir şans olarak görüyorum...Her şeye rağmen onu tanımak siyasetçi olarak güzel bir deneyim. 

AVCI: Parti neden yüzde 25-26'ya takılı kaldı'

NALBANTOĞLU: Bize biçilen rol. Orayı uygun görüyorlar. Bize biçilen rol konusunda bunları zorlayacak sistemleri mekanizmaları tartışma ortamlarını açılımları gerçekleştiremiyoruz. Siyasi partilerin bir tek amacı vardır. İktidar olmak. Alınan diğer sonuçlar başarısızlıktır. İktidar değilsen başarısızsın...

AVCI: Tüzük kurultayı sesleri yükseliyo? gerekli m? Tüzük öneriniz var mı'

NALBANTOĞLU: CHP'de tüzük sorunu mu var Allah aşkına...Böyle bir kurultay yapılmamalı. Sorunlar tüzükten mi kaynaklanıyor. 

AVCI: 2 dönem PM üyeliği yaptınız. Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin suç duyurusunda bulunduğu CHP'nin PM bildirgesi için ne söylersiniz'

NALBANTOĞLU: Genel Başkan sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaştığı zaman dinledim, okudum. AKP merkez yöneticileri ve Cumhurbaşkanı suç duyurusunda bulununca bir daha okudum. Muhtemelen Cumhurbaşkanı belli bir süre sonra bu konu içinde özür dileyecektir.Bir şey yok ki. Var olan durum anlatılmış. Daha önceki PM bildirgelerine göre daha doğruya yakın bir tarifle ortaya çıkmış. Suç olacak ne var. Hiçbir siyasi partinin siyasi bildirgesi suç olmaz. Bu bir siyasi bildirge. Suç olmaz.

AVCI: İzmirli vekiller arasında saptadığınız en önemli eksik nedir'

NALBANTOĞLU: Vekiller arasında ahenk yok...

AVCI: Geçmişte kavga yaşamayan sükunet sağlamış bir il başkanı olarak giderek kutuplaşan örgüte öneriniz'

NALBANTOĞLU: Başta il başkanı olmak üzere vekiller, belediye başkanları, parti meclis üyeleri, bunu bir sorun olarak tespit etmeli iki çözülmesi gereken bir sorun olarak altını çizmeleri ve üç hep beraber çözüm üretmeleri gerek. Durum vahim. En azından daha da derinleşmeyecek adımlar atılmalı.

AVCI: Uzun yıllardır büyük bir STK'da yöneticisiniz. Partilerin STK'lar ile ilişkilerini nasıl buluyorsunuz. Yeteri kadar faydalanılıyor mu'

NALBANTOĞLU: Üyesi olduğum CHP de dahil olmakla birlikte siyasetin STK örgütlenmesine çok yakın ve  sıcak durduğunu söylemem mümkün değil. Bazı partiler açısından anlaşılır bir durumdur. Çünkü siyaseti besleyecek başka damarlar bulmuş olabilirler. Ama CHP açısında izah edilecek bir duru değil. CHP'de siyaset üretme yapma birinci basamakları STK'lar olmalı. STK'larla organik bağ geliştirilmeli. Partimizde bu eksik. 

AVCI: Altay'da uzun süre yöneticilik yaptınız. Kentteki stat kavgasını nasıl değerlendiriyorsunuz'

NALBANTOĞLU: Karşıyaka'nın göbeğine stat doğrumu. 15 günde felç olur. Böyle bir kafayla ülke yönetilmez. Bizimkilerde de çözüme yönelik bir şey üretmiyorlar. Yaparak anlatırsın. Şehrin merkezinde stat olmaz diye tartışmayla götürülmez yapılması gereken yere gider yaparsın, o zaman anlatmış olursun.  

AVCI:Ufukta bir erken seçim görüyor musunuz'

NALBANTOĞLU: Seçim bazı işlerde ihtiyaçtan doğan şeylerdir özellikle iktidar olanların bazı şeylere ihtiyaç duyması lazım. Geçen gazetede okuduk Etimesgut Kaymakamı Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Seçimi yapan biri var zaten. Ben bir erken seçim görmüyorum. 

AVCI: Siyasette bundan sonraki yol haritanız'

NALBANTOĞLU: Konjonktür izin verirse genel siyaset devam etmek isterim. Dönemin CHP Grup Başkanvekillerinin de imzasıyla TBMM'den oybirliğiyle çıkmış kanun var. STK'larda yönetici olanlar istifa etmeli...Bunu garip karşıladım. CHP'li grup başkanvelillerini de imzası var. Gerçekten ayıp bir şey. AKP isteyebilir ama biz nasıl olur demişiz. Benim kişisel yol haritamda ömrümüz yeterse 3 yıl meslektaşlarıma verilmiş sözüm var. Onu tamamlayacağım. Ondan sonrasına bakarız. 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası