Ege Postası
Geri

CHP PM Üyesi Tekin'den kurultay öncesi TV35'te flaş açıklamalar! Adaylık için örgütü işaret etti

CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve yaklaşan kurultay öncesinde örgüt isterse yeniden aday olabileceği sinyali veren Umut Tekin, kararında örgütün beklenti ve talebinin etkili olacağını söyledi.
CHP PM Üyesi Tekin'den kurultay öncesi TV35'te flaş açıklamalar! Adaylık için örgütü işaret etti
Haberler / Politika
21 Temmuz 2020 Salı 09:55
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI-Menderes Fırtınası programına konuk olan ve kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan CHP PM Üyesi Umut Tekin, yeniden aday olup olmayacağına dair soruyu yanıtlayarak, kararını örgütün talebine göre vereceğini belirtti.

Umut Tekin, “Örgütlerin önermesi, örgütlerin devam et kelimesini almak gurur verici bir şey. Böyle bir şey olursa devam etmek isterim. PM üyesi çok iyi yaptın, devam et, görevini layıkıyla yaptın kelimesini duymak tabi ki de keyif verici bir şeydir. Bunun üzerine, ya demek ki, örgütün geneli böyle düşünüyorsa, ben de devam etmek isterim kelimesidir. Ama hiç kimse memnun değil, herkes yapma diyor, keşke de olmasaydın diyor, zorlayıp da devam etmenin anlamı yoktur” dedi.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

İzmir’deki ilçe başkanlıklarımızı hem ziyaret edeyim hem de eylem ve etkinliklerinde yanlarında olduğumu, yapabileceğim bir şey varsa, emirlerinde olduğumu söylemek için dolaştım. Ondan sonra pandemi koşullarında PM toplantısında erteleme kararı alınınca, o zaman bu görev şahsıma tebliğ edildiği için hem örgüte merhaba  diyeyim, hem de onlarla dertleşelim istedim. Onlar bölgeleriyle ilgili sorunlarını anlattılar. Bir yol ve yöntem belirlemeye çalıştık. Bölgelerdeki milletvekilleri çalışıyorlar. Bir yandan da ben onların çalışmalarına omuz vermek, yüklerini hafifletmek istedim. O yüzden de il başkanlıklarını dolaştım.

İlk başta da Ege bölgesi il başkanlıklarını ziyaret ettikten sonra Marmara’ya gittik. Oradan Akdeniz ve İç Anadolu bölgesini  dolaştık. En sonunda da Karadeniz’den başlayarak tekrardan Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesindeki il başkanlıklarını ziyaret ettik. Buluşmak çok mutluydu. Onlar da o mutluluklarını dile getirdiler. İzmir’den Adıyaman’a gönül köprüsü kurabiliyorsak ne güzel. Yoldaşlık hukukuyla çalışmaya devam edeceğimizi söyledik.

Örgütleri dinleyip, genel başkana ilettik

Genel başkanımız da illeri tek tek sorarak, oradaki durumu bir de bizden dinleyerek notlarını aldı. Hem örgütleri dinlemiş olduk, anlattıklarını genel başkana iletmiş olduk. Bu bir buçuk ayda 45 ili önemsiyorum. Keşke biraz daha vakit olsa hepsini tamamlasak.

Betona çarpmış bir ülke var

Hepimiz aslında aynı ülkenin çatısı altında tek adam tarafından yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Ortak sıkıntı aynı. Tarım ve hayvancılık sıfır noktasında. Kimi bölgeler sanayi bölgesiydi. Zonguldak gibi bir şehir Karadeniz’den göç alan bir kentti. O bölgelerdeki turizm de düştü. Bütün dertler aslında ortak. Bazı iller saat altıdan sonra yaşamayan şehre dönüşüyor. Fabrika yok, çalışan bir bölge yok, kaderine terk edilmiş gibi. Gerçekten o şehre ne lazım, orayı hangi projeyi götürsen kalkınır yerine, her yere üniversite açmak, havaalanı yapmak, köprü yapmak. Betona harcanan paradan başka bir şey yok. Betona çarpmış bir ülke var yani.

İktidar olmak istiyoruz

İktidar olmak istiyoruz. Örgütlerin heyecanını ve iktidar olma umudunu gördüm. Bütün örgütler var gücüyle çalışmakta. Pandemi döneminde örgütlerimiz alana inip beş maskeyi dağıtamayan iktidara ders verdi. Can siperane şekilde vatandaşlara gıda paketleri, maske dağıttık. Bunun da karşılığını görüyoruz. Bugüne kadar ulaşamadığımız bir kesimle ilk defa yakın temas içine giriyoruz. CHP geldiğinde yardımları kesecek, elitist partidir sözünün tersini ortaya koymuş olduk. İktidardan daha çok çalışan bir örgütlülük içinde olduk. Tüm örgütlerimize bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.

Örgütlerin iktidar isteği var

Mart seçimi partimiz için önemliydi. Her türlü engellemeye rağmen belediye başkanlarımız ve bürokratları müthiş projeleriyle, askıdan faturasından tutun maskematike kadar, sahada oldu. Biz varız projeleri, veren elin alan eli görmediği bir projeydi. Kaybedilen yerlerde ise hiçbir yılgınlık ve bıkkınlık yok. Orta ve İç Anadolu’da siyaset yapmak biraz zor. Niğde’sinden Aksaray’ına kadar hem iktidar olma istekleri var, bu dönem bir vekil çıkardık ikinci bir milletvekili çıkaracağız diyorlar.

Yapacağımız şey kenetlenmek

Önümüzde de iktidar kurultayı var. Ya bu yolu rahatlatacak ya da bu yolu meşakkatli hale getirecek. Ama biz bu kurultayın ismini genel başkanımızın takdiriyle iktidar kurultayı koyduk. Yorgun ve sıkışmış, ekonomiyi bitirmiş ve sıcak parayı bularak o ekonomiyi canlandırmaya çalışan bir iktidar var karşımızda. Ekonominin bir çözümü yok. Herkes rahatlayacağımızı söylüyor. Damat’a bakarak söylenen sözlerin gerçek olmadığını görüyorlar. Üretim politikası yok. Borç para alınmaya başlanmış. Ülke atam miraslarını yemiş, fabrikaları satmış, sıcak para bulmak için kredi çekmiş ve üretmediği için de tıkanmış bir noktada. İktidar olmamamız  için bu ülkede bir neden yok. Yapacağımız tek şey kenetlenmek. Ben sadece omuz vermeye, katkı sunmaya gittim. Çok da iyi bir gezi oldu.

Rize de Osmaniye de alanda

Uyumlu çalışacak, iktidara giderken, bir parti olmalıyız. Eleştirel gözle de bize anlatabilirseniz biz de doğruyu bulabiliriz dedi genel başkanımız. Nasıl bir yönetim olma arzusu içinde olduğunu örgütlerin, onları da anlattım. O noktada notlar aldı. Bir mücadele lazım. Örgütün mücadelesi önemli. Seçim olsun olmasın, ilçe başkanlığına, il başkanlığına seçilmişlerse bir fazla oy alabilmek için etkinlik ortaya koyuyorlar. Esnaf ziyaretleri, düğün ve cenazelere katılıyorlar. Yeri geliyor o bölgenin kendine has sorunuyla ilgili, doğayla ilgili, yeri geliyor 2B arazileriyle, yeri geliyor o bölgede yaşanan kadın cinayetleri, şiddetiyle ilgili mücadele ediyor. Yani seçmene hep biz geldiğimizde neler yapacağımızı göstermeye çalışıyoruz. Hepsi alanda. Rize de Osmaniye il başkanlığı da alanda.

O gençlere apolitik diye bakılıyordu

Teorisi iyi olacak ki pratiğe döksün. Ama teori var ama pratik yok. Teori raflarda kalır. Teori ve pratiği dengelemek lazım. 60 kişiden oluşuyor PM. Teoriyi sağlayacak, örgütten gelenlerin sayısı dengelenerek, örgütlerle köprü kuracak bir anlayışa ihtiyaç var. Yüzde 21 genç kotası. Hep aynı isimler siyaset yapıyor, hiç o koltuktan kalkmıyor denmesin diye kota kondu. Genel başkanımızın hangi genç partimize gelmek istiyorsa kapımız ona sonuna kadar açık, kim onu engelliyorsa kapımız ona sonuna kadar kapalı dedi. Daha önce gençlere apolitik diye bakılıyordu. 80 darbesinin istediği gençlik deniyordu. Ülkenin geleceğini düşünmeyen gençlik deniyordu. Bir anda Gezi olaylarında ‘kışlayı yaptırmam, parkıma dokundurtmam’ dediler.

Kılcal damarları kestiler, yok ettiler, engellediler ve…

Siyasi partiler beslenen partilerdir. Bize bir gençlik gelecek ama nasıl gelecek, yoldan geçerken kapıyı çalıp girmez. Üniversite okurken gençlik örgütlenmelerinin yapısının içine girecek ve sonrasında o örgütlü mücadeleyi devam ettirmek adına, kendine en yakın partiye gidip üye olacak ve orda mücadele edecek. Üniversiteleri bu anlamda yok ettiler. Derneklerden beslenemiyorsunuz, yok ettiler. Sendikalardan beslenemiyoruz. Sendika üye sayısına bakın şu anda. Örgütlü mücadeleye her anlamda engel koyan bir siyasi anlayış var. Kılcal damarları kestiler, yok ettiler, engellediler.

O gençlere çok ihtiyacımız var

O seçimlerde Mansur Yavaş kazanırsa su faturalarını DHKP-C’liler toplayacak dendiler. 30 bin kişi çıkarılıp 10 bin PKK’lı alınacak diyorlardı. Ne old? Peki bununla ilgili bir özür dileme, yanlış yaptık deme var m? O dönem kazanmak adına her yol mubah demeyle ülkede siyaset yapılır m? O yüzden kim muhalefetse, CHP gibi Cumhuriyeti kurmuş bir partiye siz terörist, Fethullahçı, DHKP-C’li parti deme cesaretini gösteriyorsunuz. O yüzden o gençlere çok ihtiyacımız var. O enerjilerine ve sürüklemelerine ihtiyacımız var. 30-50 yaş arası arkadaşların da bu kadrolarda muhakkak yer alması lazım ki hem enerji hem tecrübe olsun. Teoriyi siyasallaştırmak lazım. Bir partide siyasetçi iseniz sadece akademisyen tarafınızla ben en güzel kitabı yazarım, analizi yaparım ama ondan sonra size bırakırım değil, onu yazanın siyasallaşması da lazım. Onların diliyle de anlatılması ve örgütlerle buluşulması lazım.

İktidar olduktan sonra adı Umut olur, Mehmet olur; hiç önemli değil

Örgütün takdiri diyorum. Eğer sorun Umut’un gitmesi, Ahmet’in Mehmet’in gitmesi değil. Her PM üyesinin bir ekibi olur. Bize bir şey soran olursa yardımcı olmuş oluruz. Yeter ki parti iktidar olur, onun olması için çalışılır. İktidar olduktan sonra adı Umut olur Mehmet olur hiç önemli değil.

Devam et kelimesini duymak tabi ki keyif verici bir şeydir

İl başkanımız büyük ihtimalle, çok takip edemedim ama, ilçe başkanlarıyla kurultay delegeleriyle milletvekilleriyle bir araya geliyordur, talepleri olanları dinliyordur. Bu kadar örgüt diyorsak, örgütlerin önermesi, örgütlerin devam et kelimesini almak gurur verici bir şey. Böyle bir şey olursa devam etmek isterim. Ama yok bu konuda yeterli noktada başarılı olamazsak, örgütün kantarına çıkarız ve kendimizi örgüte emanet ederiz, ve örgüt de derse ki, ‘Bu işi çok da iyi yapamadınız, beklediğimiz performans yoktu’, bunu genel anlamda söylüyorum. PM üyesi çok iyi yaptın, devam et, görevini layıkıyla yaptın kelimesini duymak tabi ki de keyif verici bir şeydir. Bunun üzerine, ya demek ki, örgütün geneli böyle düşünüyorsa, ben de devam etmek isterim kelimesidir. Ama hiç kimse memnun değil, herkes yapma diyor, keşke de olmasaydın diyor, zorlayıp da devam etmenin anlamı yoktur.

İl başkanı aday olmak istiyorum diyebilir

Evet bir kurultaya gidiyoruz. İl başkanlıkları genel başkanın  temsil edildiği makamdır o illerde. İl başkanımız o istenilenleri, talep edilenleri, örgütün tavrı ve takdiri şunlardan yana kısmını genel başkana il başkanı sunar. Bunun dışında kendisi genel başkana bu noktada ben de aday olmak istiyorum düşüncelerini açıklayabilirler, ya da kurultay salonunda bir dilekçe ile başvuru da yapabilirler. Bu herkesin kendi özgür hakkı. Tüzük böyle. On imzayı toplayan, önerilen arkadaş PM’ye aday olur. Kimseye soru sormasına bile gerek yok.

Ben önce il başkanıma söylerim

Ama benim o örgütte büyüme ve yetişme tarzım, ben önce il başkanıma söylerim, ‘başkanım ben böyle bir niyetim var, bilgin olsun, takdir sizin’ derim. Bunda da farklı bir anlaşılma olur, olmasını isterim. Örgütü bu kadar önemsiyorsanız, örgütün  takdiriyle tekrar devam etsem iyi olur diyerek adaylaşabiliriz. Oradan aldığımız güçle adaylık düşüncesini olgunlaştırabiliriz. Ama hayır arkadaş görevini iyi ifşa edemedin, o koltuklarda bir daha bir daha görev almana gerek yok derlerse de adaylık düşüncesi rafa kalkmış olur.

Başarısız iş yaparsa uyarırız  

Ben bu dönemde 31 Mart’tan bu yana belediye başkanlığı yapan arkadaşlara, e başından beri teşekkür ediyorum her yapılan programda. Hepsi elinden geleni yapıyor. Bunun içinde Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda da var. Her belediye başkanının bir yönetim şekli var. Kimi daha çok danışarak, kimi daha çok bireysel,  kimi meclis grubunu, kimi ilçe örgütünü, kimi kendi danışmanlarını yönetmeye çalışıyor. Hepsini birbirine benzetemezsiniz. Baktığımız nokta o belediye başkanının başarısıdır. Başarılı işler yaparsa CHP’ye yansır. Başarısız işler yaparsa da uyarmak bizim borcumuzdur. Çünkü o anlamda da yanlış işler yaptığında da yine CHP’ye yansır.

Herkesin görevi farklıdır, örgütün görevi farklı belediye başkanının görevi farklıdır

Karşılıklı iletişimle aşılmayacak yol yoktur. O belediye başkanı da başarılı bir şekilde halkına, kentine hizmet etmeye çalışıyor. Kimi o tarzda yönetmesini eleştirebilir. O eleştirileri de başkanımız dinler, o eleştirileri doğru ise, farklı, çünkü biz CHP’nin üyeleriyiz, çünkü biz biat eden, yanlışa evet diyenler değiliz., oradaki arkadaşlar eleştirilerini sunar. Başkanlar dinler, o eleştirileri alır kendine ders eyler. Ya da eğer o eleştirilerde haksızsa, ya da farklı gözle bakılıyorsa o eleştirilere, ‘yanlış yapıyorsunuz, bu noktada niyetim buydu’ der. Karşılıklı iletişim halinde bütün sorunlar çözülür. Gaziemir’de de, Konak’ta da, Karşıyaka’da da yaşanan ne olumlu olumsuz olay varsa, o işi toparlarlar. CHP’nin iktidarı uğruna mücadele ederler. Herkesin görevi farklıdır. Örgütün görevi farklıdır, belediye başkanının görevi farklıdır. Meclis üyelerinin görevi farklıdır. Farklı olmayan tek şey bir arada iletişim içinde bir oy fazla almak adına çalışmalarıdır.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası