Deniz Yücel açıklamasında, ‘Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki Türkiye ifadesinin, bugüne kadar cumhurbaşkanı dışında kimseyi rahatsız etmediğini, kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter demokrasimizin olmazsa olmazlarından olan barolar ve Türkiye Barolar Birliğini etkisizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışmanın demokrasiye darbe vurmakla eşdeğer olduğunu’ ifade etti. Yücel, açıklamasında şu sözlere yer verdi.
KAYBEDEN SADECE TÜRKİYE OLUR
Baroların tartışılır hale getirilmesi, siyasete alet edilerek barolar üzerinden anlamsız bir millilik yarışına girilmesi, ancak ve ancak ülkemizdeki ayrışma ve kutuplaşmanın daha da artmasına ve demokrasinin yara almasına sebep olur. Demokratik ülkelerde tüm meslek odalarının ve meslek birliklerinin, üyelerinin hak ve ödevlerini, mesleki faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek dışında, demokrasinin ülkede tüm kurumlarıyla gerçek anlamda işlemesinde büyük görev ve sorumlulukları vardır.Baroların, anti demokratik uygulamalar, özgürlüklere müdahale edilmesi, hukuksuzluklar, toplumda ayrışmaya ve birliğin bozulmasına sebep olan durumlar karşısında inisiyatif kullanması ve tavır alması demokrasinin gereğidir. Bu durumun tersi olması durumda, işte o zaman baroların tartışılması ve eleştirilmesi gerekir. Siyasiler, baroların yaptıkları açıklamaları kendi işlerine gelen veya gelmeyen şeklinde yorumlarsa, karşı açıklamalarla onları itibarsızlaştırmaya çalışırlarsa, kaybeden sadece Türkiye olur. Bu açıklamalar sadece milli birliğimize zarar verir.
MİLLİ BİRLİKTEN BU KADAR ÇOK SÖZ EDEN İKTİDAR..
Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipler Birliği gibi meslek birliklerinin başında yer alan ‘Türk’ ve Türkiye ifadesinin tartışılır hale getirilmesinin, tamamen siyasi olduğunu ve adeta işin seçim yatırımına dönüştürülmeye çalışıldığını ifade eden CHP İl Başkanı Yücel “ Türkiye Cumhuriyeti, tek bir adamın ağzından çıkacak sözün kayıtsız, şartsız kabul edileceği bir diktatörlük değildir. Bu çağda, tek bir kişinin, her konuda en doğruyu bildiğini düşünmek ne bilimle, ne demokrasiyle, ne de hukukla açıklanabilir. Barolar birliğinin başındaki Türkiye ifadesi, bugüne kadar Cumhurbaşkanı dışında hiç kimseyi rahatsız etmemiştir. Türkiye ibaresi üzerinden tartışma başlatıp, Türkiye Barolar Birliğini etkisizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışırlarsa, kaybeden sadece Türkiye olur. Bu açıklamalar sadece milli birliğimize zarar verir. Diğer yandan baroların ve mensuplarının terör örgütlerine sahip çıktığının ifade edilmesi en hafifinden insafsızlıktır, vicdansızlıktır. Bu şekilde baroların iktidarın bir yandaşı haline getirileceği, hukuksuzluklara göz yumulacağı ve korkutulup seslerinin kısılacağı zannediliyorsa, bu büyük bir hatadır. Ve bu hatada diretilmesi ancak kaosa, huzursuzluğa ve hukuksuzluğa hizmet eder. Mesleğini onuruyla icra eden, demokrasinin, hukukun ve adaletin sağlanması için birçok zorluğa göğüs geren, Türkiye’nin aydınlık geleceği, adaletin sağlanması için mücadele veren tüm avukatlarımıza karşı yapılan bu haksızlığa derhal son verilmelidir. Milli birlik ve iradeden bu kadar çok söz eden ama söylem ve uygulamalarıyla bu iradeyi hiçe sayan, bu birliğe zarar veren iktidar sahiplerini daha sorumlu, daha birleştirici ve kendilerini eleştirenleri hedef gösteren değil, eleştirilerden ders çıkaran bir tavra davet ediyoruz. Aksi takdirde, ileride bir kez daha kandırıldıklarını, hata yaptıklarını söyleyecekleri ve özür dileyecekleri günler çokta uzak değildir “ dedi.
Türkiye Barolar Birliği ve Baroların etkisizleştirilmesi, yetkilerinin kaldırılması, isteyen her avukatın ayrı birlikler kurabilmesi gibi uygulamaların hukukun siyasallaştırılması, yandaş ve siyaset yapan birlikler oluşturulmasını hedeflediğini de ifade eden Deniz Yücel, ‘bu tehlikeli uygulamaların hayata geçirilmesini engellemek, milli iradeyi ve birliği korumak adına, CHP olarak Barolarla birlikte mücadele edeceklerini’ söyledi.