Altay konuşmasına, Türk spor camiası ve Fenerbahçe camiasını yasa boğan efsane ismi Can Bartu’yu kaybetmenin üzüntüsünü dile getirerek, rahmet dileyerek başladı…
CHP TBMM Grubu’nun İstanbul’da demokrasi nöbetine devam ettiğini ifade eden Altay,
“Grubumuzla bugün demokrasi nöbetini değerlendirdik. Bu toplantıya İstanbul İl başkanımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu’da katıldı.
Hukuki bir süreç siyasallaştırmak suretiyle siyasal bir süreç yaşatılıyor. Ancak şunu söylemek isteriz ki Büyükçekmece’de seçmene taciz, Maltepe’de sayıma fren yapılıyor engelleme yapılıyor. Bilinçli bir şekilde Maltepe’de tekrar ikinci defa sayılması gereken ve sayımına da başlanan oyların sayım işleminde bilinçli kontrollü bir yavaşlatma olayı yaşıyoruz. Maltepe’de henüz sayım işlemi tamamlanamadı” dedi.
BÜYÜKÇEKMECE’DE POLİSLERE HAZIR TUTANAK TUTTURULDUĞU İDDİASI
Büyükçekmece’deki olayın vahim ötesi olduğunu belirten Altay;
“Telefonum şu anda yanımda yok ama Büyükçekmece Emniyet müdürlüğü’nün etrafında ayrıcana bir emniyet koridoru var bir abluka var. Polisler içerideki polisleri onlarca otobüse çevik kuvvet polisi koymak suretiyle Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan iş ve işlemle ilgili bir duvar örmüşler. Çok merak ediyorum sabahtan beri Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğü’nde ne yapılıyo? Bize şöyle bulgular geliyor; 5 gün boyunca Büyükçekmece halkına adeta taciz ve basınç uygulayarak nereye oy verdiklerinden tutunda, 5 yaşındaki çocukları sahte seçmen diye kaydeden polisin dışarıda tuttukları tutanaklarda istediği sonucu alamadığını anlıyoruz. Hal böyle olunca şimdi Büyükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde polislere hazır tutanak tutturulduklarıyla ilgili ciddi bir duyuma sahibiz. Buradan yetkililere sesleniyorum; Büyükçekemece İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde polislere dışarıda vatandaşların evlerine yaptıkları ziyaretlerde polislerin zorlamasına rağmen vatandaşların imzalamadıkları tutanakların yerine sahte tutanaklar tutulduğuna dair bilgi ve emare var. Bu konuda yetkililerden öncelikle bir açıklama bekliyoruz” diye konuştu.
“ÇIKAMADIĞI SANDIKTAN ÇIKMA PEŞİNDEDİR”
Seçimlerin çoktan bitip Türkiye’nin kendi gündemine dönmesini belirten Altay, “Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin veri hazırlama ve kontrol işletmeni gibi çalışan YSK’nın da bir an önce üstlendiği görev ve sorumluluk çerçevesinde anayasa ve kanunlara uygun bir şekilde görevini yapması ve görevini yaparken iktidardan etkilenmemesini de bekliyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi çıkamadığı sandıktan çıkamadığı sandığın içine polisi ve sahte tutunakları, savcıyı ve mesnetsiz soruşturma evraklarını sokarak bu sandıktan çıkma peşindedir. Seçim bitmiştir. Ekrem İmamoğlu 13 bin 970 oy farkıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. Bunu artık herkesin kabul etmesi bir zorunluluktur” dedi.
“ERDOĞAN KAYBETME SORUMLULUĞUNU ÜST DÜZEY KURMAYLARINDA ARAMALIDIR”
“Bu inadın. İnatta bir murattır mantığıyla sürdürülen bu inatlaşmanın hiç kimseye özellikle sayın Erdoğan’a bir yararı yoktur” diyen Altay şöyle devam etti;
“İnat bir murat değildir. Sayın Erdoğan bu seçimin kaybedildiği gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır. Bilmelidir ki sayın Erdoğan en yakın çalışma arkadaşları tarafından kandırılmıştır. En yakın çalışma arkadaşları şimdi kendi kusurlarını kapatmak için sayın Erdoğan’a komplo teorilerini önüne koyarak ikna etmeye ve inandırmaya çalışmaktadırlar. Yok ‘seçime FETÖ karıştı müdahale etti’ diye sayın Erdoğan’ı bu paranoya sokmasınlar. Seçimden önce de kaybetme endişesiyle Erdoğan, haçlılar Türkiye’ye saldıracak paranoyasına kapılmıştı. Seçimi kaybetti şimdi FETÖ sandığa müdahale etti paranoyasıyla baş başa kalmıştır. Seçimi kaybetme sorumluluğunu kendi hırsında, kendi kibirinde ve kendi öfkesinde aramalıdır. Seçimi kaybetmenin sorumluluğunu Erdoğan’a pembe tablo çizerek, yaşanan ekonomik krizden kaynaklı vatandaşların yaşadığı maddi sorunları Erdoğan’a göstermeyen ve vatandaşın hali çok iyi diye Erdoğan’ı yanıltan Ak Parti’nin üst düzey kurmaylarıdır. Erdoğan bir sorumlu arayacaksa burada aramalı Büyükçekmece halkının evlerini iş yerlerini polisler tarafından taciz ve baskı altında tutturmamalıdır.
“BUNUN MİMARI MEVLÜT UYSAL’DIR”
İktidar kendi istediği sonucu milletin iradesini saymayarak tutanaklara yansıtmaya çalışmaktadır. Polis kapıyı çalıp kime oy verdin diye soruyorsa bu şu demektir; ‘biz demokrasiden vazgeçtik’ demektir. CHP olarak demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğiz.
İGDAŞ Genel Müdürü Ali İhsan Sılkım ve Büyükçekmece Nüfus Müdürü ile Mehmet Mutlu'nun aynı evde ikamet etmektedir. Büyükçekmece’de sahte seçmen aranacaksa Mevlüt Uysal oradan adaydı. Seçmen naklini oraya aldırıp orada oy kullanmasında bir yadırgama olmamalı. Ama Mevlüt Uysal’ın kendisiyle birlikte aynı daireye kaydettirdiği 22 kişidir. Bunlar Mevlüt Uysal’ın özel kalem müdürü, danışmanı, sekreteri, yardımcılarıdır. Büyükçekmece’de hakikaten sahte seçmen kaydı yapılmışsa bunun mimarı Mevlüt Uysal’dır.
“YSK ERDOĞAN’DAN KORKMAK YERİNE ALLAH’TAN KORKMALIDIR”
CHP milletin iradesini sandıkta korumuştur. Seçim bitmiştir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur. YSK’ya da bir çağrımız var. YSK geçmiş kararlarına uygun hareket etmek zorundadır. Yasa dışı delilere itibar etmemelidir. İktidarın oyuncağı olmamalıdır. Sarayın değil, hukukun üstünlüğünden yana tavrını koymalıdır. Kumpasa alet olmamak sorundadır. YSK, Erdoğan’dan korkmak yerine Allah’tan korkup milletten utanmalıdır.
Bu yaşananları Türkiye’yi dünyadan koparacak düzeyde bir durum olmamalıdır. Dünya milletler ailesi içinde biz dünyada tek başımıza yaşamıyoruz. Dünya demokrasiyle irtibatı olmayan ailelerle ilgisini kesiyor.
Seçimin tanınmaması demokrasinin ortadan kalkması demektir.
Büyükçekmece’de vatandaşın beyanına rağmen sahte tutanak tuttular. Bizim iddiamız şu İlçe Emniyet Müdürü’nün etrafı tekrar polisle çevrilmiş ise bunda bir gariplik arıyoruz. Vatandaşın beyan etmediği hususları içeride düzenlenip YSK’ya verileceğini düşünüyoruz. Çok garip bir tabloyla karşı karşıyayız.
Delilden suça gitmek yerine garip bir yol çiziliyor. Dün bitirmesi gereken Büşükçekmece başvurusunu YSK incelemesini tamamlamamıştır. Seçim iptalinin geriye dönük iptali yoktur olamaz. Kesinleşmiş seçmen listesinden YSK’nın yapacağı işlem yok. AKP hala sahte delil arama peşindedir.
Belediye Başkanları 5 yılda bir seçilir. İmamoğlu’nun YSK 11 gününü gasp etmiş durumdadır.
YSK’nın tüm üyelerini kast etmiyorum ancak talimat almadan mazbatayı vermeyecekler sanırım. Bazı üyelerinin görev süresi 1 yıl uzatılmıştır. Bunların amacını şimdi daha iyi anlıyoruz.
Maltepe’deki seçim uzatılarak AKP ve YSK süreci uzatmak için işbirliği yapmaktadır. Maltepe’den sonraki bahaneleri ne olacak merak ediyoruz.”