Ege Postası
Geri

CHP'li Bakan'dan MHP'ye 'rapor' yanıtı: Kürt meselesi 'güvenlik' başlığına sıkıştırılamaz!

CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı Murat Bakan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın eleştirilerine yanıt vererek, Kürt meselesinin çözümü için demokratikleşmenin şart olduğunu vurguladı. Bakan, raporun temelinin pozitif barış olduğunu ve kalıcı çözümün yalnızca güvenlik tedbirleriyle elde edilemeyeceğini belirtti.
CHP'li Bakan'dan MHP'ye 'rapor' yanıtı: Kürt meselesi 'güvenlik' başlığına sıkıştırılamaz!
Haberler / Politika
18 Aralık 2025 Perşembe 16:43
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

CHP'nin İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Murat Bakan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın CHP'nin raporuna yönelik eleştirilerine ilişkin olarak, "Bu eleştiri, raporumuzun omurgasını ıskalayan bir yaklaşımı yansıtıyor. Çünkü bizim raporumuz 'günlük siyasetin' diliyle yazılmış bir metin değil; sorunun doğru tanımına dayanan bir demokratikleşme perspektifidir" ifadesini kullandı.

CHP'nin İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Murat Bakan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın CHP'nin raporuna yönelik eleştirilerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla yanıt verdi.

Bakan, Yıldız'ın eleştirililerini takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu eleştiri, raporumuzun omurgasını ıskalayan bir yaklaşımı yansıtıyor. Çünkü bizim raporumuz 'günlük siyasetin' diliyle yazılmış bir metin değil; sorunun doğru tanımına dayanan bir demokratikleşme perspektifidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na Cumhuriyet Halk Partisi olarak sunduğumuz rapor, açık ve net bir ilkeye dayanıyor: Kürt meselesi, Türkiye'de demokrasi güçlenmeden kalıcı biçimde çözülemez. Bu mesele çözülsün diye demokrasi istemiyoruz; demokrasi olmadan bu mesele çözülmez. ve unutulmamalıdır: Kürt meselesinin adil ve kalıcı biçimde çözülmesi de Türkiye'ye demokrasinin yerleşmesine güçlü bir katkı sunacaktır.

Kürt meselesi yalnızca bir 'güvenlik' başlığına sıkıştırılamayacak kadar çok boyutlu ve çok katmanlı bir siyasal, toplumsal meseledir. İfade ve örgütlenme özgürlüğü, yerel yönetimler, yargıya güven, cezasızlık algısı vs. Bunların bir kısmı elbette terörle mücadele çerçevesinde ele alınır. Ancak mesele bütünüyle ele alındığında, çözümün anahtarı meşru siyaset alanının genişletilmesi, hukuk devletinin gerçek anlamıyla işlemesi ve demokratik kurumların güçlendirilmesidir.

"Raporumuzun merkezinde pozitif barış yani kalıcı barışı mümkün kılacak özgürlükler vardır"

Tam da bu nedenle, raporumuzun merkezinde 'negatif barış' yani yalnızca silahların susması değil; pozitif barış yani kalıcı barışı mümkün kılacak hak, özgürlük ve kurumlar vardır. Sadece 'terörsüzlük' hedefiyle yetinmek; demokrasi, denetim ve meşruiyet boyutunu dışarıda bırakmak, sorunu çözmek değil, çoğu zaman sorunu ertelenebilir bir güvenlik yönetimine dönüştürmektir.

Burada bir gerçeğin altını çizmek zorundayız: Hukuk devleti demokrasi olmadan olmaz. 'Hukuk devleti' soyut bir etiket değildir; bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma, temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması, ifade ve örgütlenme hürriyeti, hesap verebilir yönetim ve ayrımcılıkla mücadele gibi demokratik teminatlarla hayat bulur. Demokrasi zayıfsa, hukuk çoğu zaman yurttaşın güvencesi olmaktan çıkar, iktidarın elinde araçsallaşır. Böyle bir zeminde kalıcı çözüm üretilemez; toplumsal rıza da tesis edilemez.

"Türkiye'de kalıcı çözümün yolu, günlük politikanın dar penceresinden değil, demokratik çerçeveden geçer"

Dahası, komisyonun adında dahi 'Demokrasi' varken, demokratikleşmeyi 'konu dışı' sayan bir yaklaşım, kavramsal olarak da siyasal olarak da sorunludur. Ortak zemin, demokrasi dışlanarak kurulamaz. Siyaset sorumluluk gerektirir; sorumluluk da hakikati doğru yerden kurmayı gerektirir. Sayın Yıldız, kendi raporlarında çözümü 7 maddelik dar bir 'teknik düzenleme' paketi olarak gördükleri için 'yeni bir şey yok' sonucuna varıyor. Oysa bizim ortaya koyduğumuz şey, maddelerin sayısıyla ölçülecek bir öneri değildir; rejimin niteliğini, siyasal alanın genişliğini ve kurumların güvenilirliğini tartışmaya açan bütüncül bir demokratikleşme teklifidir. Türkiye'de kalıcı çözümün yolu, günlük politikanın dar penceresinden değil; devletin, toplumun ve siyasetin birlikte nefes alacağı demokratik bir çerçeveden geçer.

Ayrıca MHP'nin kendi raporunda örnek gösterdiği çatışma çözümü deneyimleri dahi, bu gerçeği doğrulamaktadır. ETA ve IRA gibi örneklerde silahsızlanma süreçleri, yalnızca güvenlik tedbirleriyle değil; meşru siyaset kanallarının güçlendirilmesi, insan hakları standartlarının yükseltilmesi, yargı düzeni ve güvenlik anlayışında reformlar ile birlikte yürütülmüştür. Yani bu süreçlerde 'demokrasi' dışarıda bırakılmamış; tam tersine çözümün kalıcılaşması için demokrasi bir kaldıraç olarak kullanılmıştır. Bugün Türkiye'de demokrasiyi devre dışı bırakarak benzer bir sonuca ulaşılabileceğini iddia etmek, hem teorik olarak hem pratik olarak tutarlı değildir."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM RESMİ REKLAM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası