POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

CHP İzmir eski Milletvekili Tacettin Bayır, Neo Haber ekranlarında yayınlanan Senem Gökdağ ile Gün Ortası programında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bayır, CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetiminin düşürülüp yerine kayyım atanması kararına ilişkin, "Bilerek ve kasten yapılmış bir seçim. Burada her zamanki gibi, sosyal demokratlar ne zaman güçlense, faşizm ve emperyalizm solu geriletmek için bir takım algılar yaratır ve oyunlar oynar. İşte bu oyunlardan biri oynanıyor. Bu senaryonun yazıldığı yer Ankara’dır ama sahneye konulduğu yer İstanbul’dur. Başrol sanatçıları da Ankara’dan seçilmiştir. Burada CHP’yi karpuz gibi ikiye bölmeye çalışıyorlar. İnsanları birbiriyle karşı karşıya getirerek, eski genel başkanla yeni genel başkan il başkanı ile yeni il başkanı gibi gibi…" ifadelerini kullandı.

EGE POSTASI- CHP İzmir eski milletvekili Tacettin Bayır, Neo Haber ekranlarında yayınlanan Senem Gökdağ ile Gün Ortası programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"SENARYO ANKARA'DA YAZILDI, SAHNEYE İSTANBUL'DA KONULDU"

Bayır, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın yönetimi düşürülerek kayyım atanmasına ilişkin mevcut iktidar tarafından kasten yapıldığını iddia etti.

Bayır, “Söz konusu iktidarın CHP’nin önüne döşediği mayınlara alışmaya başladık. Son seçimlerde birinci çıkan CHP’yi başarısız kılmak ve tekrar AKP’yi öne geçirmek için ne yazık ki devletin argümanlarını da kullanan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bugüne kadar Türkiye’de yapılmış tüm seçimlerin sorumlusu YSK’dır, seçimlerin olumlu ya da olumsuzluğu konusunda itiraz merci orasıdır, son nihai kararı da Yüksek Seçim Kurulu verir. Ama ilk defa görüyoruz ki İstanbul’da Asliye Hukuk Mahkemesi yapılmış İstanbul İl Kongresiyle ilgili bir karar alıyor ve bu karar sonucunda bir siyasi partinin il başkanlığına müdahale ederek İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük partisinin il başkanlığına bir atama yapıyor. Bu atamayı yaparken de o kadar zekice bir algı yaratıyorlar ki, o insan geçmişte o partinin genel sektererlik görevinden tutunda, milletvekilliği, İstanbul İl Başkanlığı’na kadar birçok görevlerde bulunmuş. Partiyi tanıyan bir unsur. Kendi içinden bir unsuru atamayı uygun buluyor. Bilerek ve kasten yapılmış bir seçim. Burada her zamanki gibi, sosyal demokratlar ne zaman güçlense, faşizm ve emperyalizm solu geriletmek için bir takım algılar yaratır ve oyunlar oynar. İşte bu oyunlardan biri oynanıyor. Bu senrayonun yazıldığı yer Ankara’dır ama sahneye konduğu yer İstanbul’dur. Başrol sanatçıları da Ankara’dan seçilmiştir. Burada CHP’yi karpuz gibi ikiye bölmeye çalışıyorlar. İnsanları birbiriyle karşı karşıya getirerek, eski genel başkanla yeni genel başkan il başkanı ile yeni il başkanı gibi gibi… Son seçimlerde umduğunu bulamayan partide, milletvekili olamayan ya da belediye başkanı gösterilmemiş insanların kırgınlıklarından da istifade ederek 'Acaba partiyi ikiye bölebilir miyiz?' diyorlar. Siyasetin bir ayak oyunu bu. Ben de son seçimlerde milletvekili gösterilmedim ama hiç kızmadım, hiç küsmedim, partimden de hiç ayrılmadım." dedi.

Bayır, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Burada artık CHP’li insanlar ya da ülkesini seven vatandaşlarımız partili olsun partisiz olsun, şu partilik kültürünü benimsemeliler: Birilerine yaslanarak siyaset yaparsam çabuk bir yerlere gelirim anlayışını terk etmesi gerekiyor. Demokrasinin gereği ön seçim. Bütün parti üyeleriyle sandığı koyalım, kim çıkmış alanda koşturmuş onu seçelim, gönderelim bizi temsil etsin parlementoda. Bu kolaycı bir yöntem, benim söylediğim zor bir yöntem. Ama onlar kolay bir yöntemle 3-5 ayda 'şirin görüneyim birilerine onlar da beni bir yere taşısın' diyor. Bu doğru değil. Geçici sürede transferlerle takım oynatmak gibi bir şey.”

"KONUŞULMASINI DOĞRU BULMUYORUM"

Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi çıkarları için hareket ettiği iddialarının konuşulduğunu yanlış bulduğunu belirten CHP’li Bayır, “Burada yapılan yanlışta bu aslında. Ben şu an da bunu konuşarak bile yanlış yaptığımı düşünüyorum. Çünkü sosyal medyada ya da basında sanki Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu karşı düşmanmış gibi algı yaratılıyor. Yazılıp çizilirken de hiç düşünmeden eski ve yeni genel başkana hakaretler ediliyor.. Ya böyle partilik olur mu? Bunu tartışmayı doğru bulmuyorum. Bu partiye benim gibi yıllarını vermiş ve 40 yılın üzerinde emek vermiş insanlarız… Ben 7 genel başkan eskittim diye altını çizerek söylüyorum: Geldiler, gittiler, görevlerini yaptılar. Hepsini de minnetle anıyoruz. Şimdiki de seçilmiş genel başkanımıza saygı göstereceksiniz. Çünkü seçilmiş kurultay delegelerinin iradesiyle. Sen İstanbul delegasyonunu yok sayıyorsun, imza toplandı yine yapılacak 15 gün sonra bir daha kurultay var. İstanbul delegelerini saymazsak neredeyse yüzde sekseni imza verdi kurultay için. Bu şunu gösteriyor ki CHP diri, canlı bir parti. hemen anında refleks gösteriyor. Kurultay kararı da alır yapar. Burada partiyle ilgili 'Ben yönetmek istiyorum' diyen arkadaşlar varsa bunun yolu yordamı tüzüğümüze göre belli. Hazırlanırsın, kurultayı beklersin, kurultayda çıkarsın 'adayım' dersin yarışırsın. Bu kadar basit. Ama bunun dışında söylediğim gibi kısayoldan hedefe varmak isteyen bazı partililerimiz, kamuoyunda medyada yazıp çizerek partiye de kişilere de zarar veriyorlar. Oysa bunun 3. yolu dediğim gibi bizim gibi 40 yılın üzerinde partiye emek vermiş. 3. yol bulunmalı. Bu işi Ahmet'le Mehmet'i karşı karşıya getirerek değil, fikirle, ideolojiyle konuşmak lazım. Bununla ilgili zaten örgüt temsilcileri bir meclis sonuç bildirgesi yayınladılar biliyorsunuz. Biz burada şuna bakmalıyız: YSK’nın yetkili olduğu bir karar mekanzimasında Asliye Hukuk Mahkemesi yetkisiz olmasına rağmen nasıl karar alıyor, nasıl İstanbul İl Başkanlığı’na adam atıyor ve nasıl orayı polis ablukasına alıyor?” şeklinde konuştu.

Öte yandan 15 Eylül'deki Kurultay davasında mutlak butlan kararı verilmesi durumunda eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiyi kurultay götürüp götürmeyeceğine ilişkin konuşan Bayır, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun yetkisi dahilinde değil kurultaya götürüp götürmemek.” dedi.

KURULTAY İPTAL OLURSA 3. BİR İSİM GEÇİYOR MU?

Bayır, 15 Eylül’de görülecek olan kurultay davasında iptal kararı çıkarsa, kulislerde üçüncü bir ismin geçip geçmediğine ilişkin, “Ben böyle bir tartışmanın açılacağını düşünmüyorum. Çünkü bu yeni kaosları beraberinde getirebilir. Bir tarafta bir ön seçim yaparak Cumhurbaşkanı adayını belirledi parti, Sayın İmamoğlu. Mevcut iktidar, İmamoğlu’nun adaylığından çekindiği için diplomasının iptaline karar verdi. Buna rağmen bir takım itirafçılar tıpkı Ergenekon, Balyoz’daki olduğu gibi kişilere bir şeyler anlatılarak suçlamalarda bulunulmaya çalışılıyor. Bir anlamda da Sayın İmamoğlu’nun adaylığı engellenmeye çalışılıyor. Diğer yandan bunun alternatifi daha önce Sayın Mansur Yavaş’ın adı geçiyordu. Elbetteki yüzyıllık bir partinin bir planı vardır. Eğer İmamoğlu’nu yasal anlamda bu hukuk sistemi garabet içerisinde askıya alınmış adalet sistemi içinde aday yapamıyorsak, elbette partinin bir B planı vardır. Burada üçüncü ismi tartışmak, partide bir takım yeni ayrışmalara neden olur. Buna ihtiyaç yok. 47 yıldır CHP ilk defa son seçimlerde birinci çıktı. Bu başarıyı cezalandırmak anlamını taşır.” ifadelerini kullandı.

"HER TÜRLÜ SONUCA HAZIRLIKLI OLMAMIZ LAZIM"

15 Eylül’de görülecek olan kurultay davasında her türlü sonuca hazırlıklı olunması gerektiğini belirten Bayır, “Bugün ülkemizin demokrasiyle yönetilmediğini düşünecek olursak, her türlü sonuca hazırlıklı olmamız lazım.” dedi.