İzmir’de 30 ilçenin 30’unda da hayır oylarının önde çıkmasının da ayrıca önemli olduğunu ve hayır oylarının 68.8 orana ulaştığını hatırlatan Çam, “İzmir’deki meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, sendikalar, kadınlarımız ve gençlerimiz, parti örgütümüz büyük bir emek vererek başarılı bir sonuca ulaştık. İzmir geleceğine, Atatürk ilke ve inkılaplarına, cumhuriyete sahip çıktığını bir kez daha gösterdi. Bu nedenle İzmirli seçmenlerimize, yurttaşlarımıza müteşekkiriz. Türkiye geneline bakıldığında da seçmenin yarısı bu iradeyi gösterdi ve hayır dedi. Ama şaibeli bir sonuçla karşı karşıyayız. Bu sonucu kabul etmiyoruz ve demokrasi mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.
2014’TE BİR SANDIK İÇİN SEÇİMİ İPTAL EDEN DE YSK’YDI…
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sorunsuz bir şekilde seçmenin büyük bir katılımla sandığa gittiği ve iradesini kullandığı halk oylamasına şaibe bulaştırdığını ifade eden CHP’li Çam, “Ey YSK! Anayasa değişikliği referandumunda AKP'nin isteği ile sonucu değiştirecek miktarda 2,5 milyon mühürsüz zarfı geçerli saydın. Peki, 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde yine AKP'nin talebi üzerine bir sandık için seçimi iptal ettin mi, etmedin m? Evet oyu veren de hayır oyu veren de demokratik hakkını kullandı ve sandığa koştu ama iktidar eliyle YSK seçime ve bu demokrasi şölenine gölge düşürdü. Birçok sandıktan müşahitler, sayım sırasında görev yerlerinden uzaklaştırıldılar. Sevsinler sizin serbest seçiminizi!” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
HESAP VERECEKLERİ GÜNLER YAKIN
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşikilatı (AGİT) referandum ile ilgili açıkladığı ve YSK’nın tutumu nedeniyle sonuçların şaibeli olduğu yönündeki raporuna Erdoğan’ın referandum sonunda ‘atı alan Üsküdar’ı geçti’ söylemine benzer cevap verdiğini hatırlatan CHP’li Çam, “Bu kadarı da fazla! Önce sonuçları yandaş haber ajansının verileriyle açıklayan ve itirazlara rağmen ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyerek dalga geçercesine balkon konuşması yapan Erdoğan, AGİT’in raporunu da tanımadığını söylüyor. ‘Raporunuzu ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz, ne de sizi tanırız, yolumuza devam ederiz’ diyor. Bu kadar hukuksuzluğu dünyanın gözüne sokan Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi, kör, sağır, dilsizi oynuyor. Bunların hesabını hem Türk halkına hem de dünyaya verecekleri günler yakındır” açıklamasında bulundu.
16 NİSAN MEŞRUİYETİNİ SANDIK KURULMADAN KAYBETTİ
Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamaları da hatırlatan CHP’li Çam, 16 Nisan’ın meşruiyetine sandık kurulmadan kaybettiğini belirterek şunları söyledi: “Binali, ‘bu işin meşruiyeti 50 artı 1'dir’ diyerek günler öncesinden başlaması olası bir tartışmanın önünü önceden kesmeye çalıştı. Ama gerçek şu ki; meşruiyet, referanduma gidilen sürecin eşit ve adil olmasıyla başlar. Anayasa değişikliği oylaması diğer seçimlere benzemez. Halkın ortak mutabakatını gerektirir. Bunlar da yetmez; devlet baskısının olmadığı, tarafsız olması gerekenin tarafsız davrandığı, devlet olanaklarının bir tercih yönünde kullanılmadığı, kedilerin trafoya girmediği, herkesin tek oy kullandığı, ölülerin oy kullanma hakkının bulunmadığı, sandıktan çıkanın sandığa seçmen tarafından kullanılmış oy olduğu, gizli oy-açık sayım ilkesine uyulduğu, kayıt-kuyut işlerinin şeffaf ve dürüstçe yapıldığı bir referandum olması gerekir!..”
YAPMAK İSTEDİKLERİ TAM DA 12 EYLÜLCÜLERLE AYNI!
Devletin tüm imkanlarının kullanılarak yürütülen kampanyaya ve seçimdeki şaibelere rağmen başa baş bir sonucun bir yıkım olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Çam, “Her türlü yalan, orantısız propaganda, baskı, terör, yasa dışılığa ve şaibeye rağmen 'sonuç' başa baştır. Bize düşen umutsuzluğa kapılmadan demokrasi ve özgürlük mücadelemizi sürdürmektir” dedi. Tek adam diktasını referanduma getiren AKP ve MHP yöneticilerinin sözde 12 Eylül'e karşı olduklarını ancak yapmak istediklerinin tam da 12 Eylülcülerle bir olduğunu ifade eden Çam, “Fark; biri silah zoruyla bunu halka dayatmıştır, bugünküler ise halkı kandırarak ve aldatarak bu amacı gerçekleştirmek istiyor” diye konuştu.