İZMİR - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Suriye ve Irak'ta savaşa katılıp Türkiye'ye gelen, ancak cihatçı örgütlerle bir şekilde bağı süren ve eli silah görmüş kişilerin yeni eylemlerin önünü açacağını iddia etti.
İzmir’in Dikili ilçesinde CHP Dikili İlçe Başkanlığı'nı ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, gündemdeki gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Basın açıklamasına CHP Dikili İlçe Başkanı İsmail Hakkı Şener, Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ile partililer katıldı.
Gaziantep’te gerçekleştirilen bombalı saldırıyı değerlendiren Cankurtaran, IŞİD’in son iki yıl içinde 14 saldırı ile 262 vatandaşın ölümüne neden olduğunu ve bu saldırılara katılanların bazılarının cihat adı altında Suriye ve Irak’a giderek bu ülkelerden dönen kişiler olduğunun anlaşıldığını ifade etti. Cankurtaran, "Türkiye’ye yönelik IŞİD merkezli cihatçı terör tehdidi var. Bu sadece operasyonlarla engellenebilecek bir tehdit değil. Bu örgütlerin taban bulmasının önüne geçilmeli. Bunun için de cihat adı altında yurt dışına savaşa gidilmesi yasalara göre suç haline getirilmeli. Bize göre çok az riski olan Sırbistan bile ülke dışındaki çatışmalara katılan vatandaşlarına 6 ay ile 10 yıla kadar hapis cezası getiren bir düzenlemeyi kabul etti. Hükümet, nasıl farklı ülkelerden gelen yabancı cihatçıların Suriye’ye geçişini engellemediyse Türk vatandaşlarının da savaşa katılmalarını engelleyecek önlem almadı. Sonuç olarak bu ülkelerdeki savaşlara kaç Türk’ün katıldığını kaçının ise geri döndüğünü bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki Türkiye’ye dönen bu cihatçılara, Türkiye’de herhangi bir eyleme karışmadıkları durumunda bir ceza verilmediği. Önlem alınmazsa ülkeye dönüş yapmış olsa dahi cihatçı örgütlerle bir şekilde bağı süren ve eli silah görmüş binlerce insan oluşur. Bu sakıncalı bir durum. Bunlar fiili bir eyleme girmese dahi kendileriyle temas kuracak olan yabancı cihatçıların da ülkede barınmasını kolaylaştırırlar, yeni eylemlerin önünü açarlar" açıklamasında bulundu.
"Düzenleme, 2. Abdülhamit dönemi gibi jurnalciliği patlatır"
Geçen günlerde ‘Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanunda' değişiklik yapılan Torba Yasa Tasarısında ihbar konusundaki düzenlemeyi değerlendiren Cankurtaran, "Söz konusu düzenleme ile muhbirin adı ve adresi bulunmadığı, somut belgelere dayanmadığı gerekçesiyle işleme konulmayan ihbar mektuplarıyla sonuç alınmasına olanak sağlanmıştı. Bu da kamuoyunda 'muhbirlik yasal bir sisteme kavuşuyor' yorumlarına neden olmuştu. 2. Abdülhamit’i örnek alıyorlar galiba. Tarih meraklıları iyi bilir. 2. Abdülhamit, ülke içinde müthiş bir hafiye teşkilatı kurmuş, bununla beraber jurnalcilik teşvik edilmiş, yaygınlaştırılmıştı. Bu jurnalcilik zamanla ciddi bir sorun halini almış, aralarında aydınların da olduğu bir çok masum insanın suçlanmasına neden olmuştu. Şimdiki düzenleme ile muhbirlik yasal bir kılıfa bürünüyor. Ancak böyle bir düzenleme tıpkı 2. Abdülhamit dönemi gibi jurnalciliği patlatır, bir çok suçsuz insanı da mağdur edebilir. Özellikle kamuda ciddi sorunlara neden olabilir" dedi.
Dikili’ye yatırım istedi
Cankurtaran ayrıca Dikili’nin Türk ekonomisine katkılarına karşın yeterli yatırım almadığını da belirterek, "Dikili, kendisine yakışan bir limana kavuşmalı, mevcut liman genişletilerek turizme uygun hale getirilmelidir. Ayrıca mevcut hastane çok yetersiz. Dikili’nin nüfusu yaz aylarında gelen tatilcilerle birlikte çok artıyor. Ancak bu kadar insana hizmet verebilecek kapasitede bir hastanesi bulunmuyor. Bu ihtiyaç da giderilmeli. Dikili’ye bir üniversite de çok yakışacaktır. Bu konuda da bir an önce harekete geçilmeli" diyerek sözlerine son verdi. (İHA)