Ege Postası
Geri

CHP'li Çelik'ten basına baskıya tepki: 'Bastıramayacak, aksine örgütlü mücadeleyi körükleyecektir'

CHP 37. Dönem Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, AK Parti iktidarı tarafından son zamanlarda basına yönelik artan baskıya ve son olarak Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. Çelik, "Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Sayın Suat Toktaş’ın tutuklanması, yalnızca bir gazeteciye yönelik hukuki bir tasarruf değil, aynı zamanda basın özgürlüğünü sistematik olarak hedef alan bir sindirme politikasıdır.Gazetecileri tutuklayarak toplumsal hafızayı silemezsiniz, halkın haber alma hakkını engelleyemezsiniz. Basın sustukça/susturuldukça toplum da susturulmuş olmaz. Gazetecilere yönelik baskılar, toplumun demokrasi ve özgürlük mücadelesini bastıramayacaktır. Aksine örgütlü mücadeleyi körükleyecektir." dedi.
CHP'li Çelik'ten basına baskıya tepki: 'Bastıramayacak, aksine örgütlü mücadeleyi körükleyecektir'
Haberler / Politika
30 Ocak 2025 Perşembe 20:13
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI- Birikişi soruşturmasında Suat Toktaş ve Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz ve Barış Pehlivan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz ve Barış Pehlivan adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Pehlivan ve Oğuz'a haftada 3 gün imza ve yurtdışına çıkış yasağı verildi.

Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepkiler yükselirken, CHP 37. Dönem Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasının ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

CHP'li Çelik, “Demokrat Parti’den AKP’ye: Basına Baskının Değişmeyen Anatomisi” başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Bağımsız basın ve medya üzerindeki baskılar, otoriter rejimlerin en temel güç pekiştirme stratejilerinden biridir.

SİNDİRME POLİTİKASI

Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Sayın Suat Toktaş’ın tutuklanması, yalnızca bir gazeteciye yönelik hukuki bir tasarruf değil, aynı zamanda basın özgürlüğünü sistematik olarak hedef alan bir sindirme politikasıdır. Bir önceki metinde paylaştığımız gibi, Althusser’in kavramsallaştırdığı devletin baskı aygıtları, bugün Türkiye’de muhalif sesleri susturmak için devreye sokulmuş durumda.

Yargı mekanizması, özgür haberciliği kriminalize etmek için bir araç haline getirilirken, medya üzerindeki tahakküm, yalnızca belirli siyasi çıkarları koruma amacı taşımıyor, aynı zamanda toplumsal rızanın inşasına yönelik ideolojik bir müdahale niteliği taşıyor. Gramsci’nin hegemonya kavramıyla ifade ettiği gibi, siyasal iktidar yalnızca zor aygıtlarıyla değil, ideolojik aygıtlar aracılığıyla da kendini yeniden üretir. Özgür basının susturulması, bu hegemonik düzenin en önemli bileşenlerinden biri olarak devreye sokulmuştur.

GAZETECİLERİ TUTUKLAYARAK TOPLUMSAL HAFIZAYI SİLEMEZSİNİZ

Ancak tarih göstermiştir ki, medya üzerindeki baskılar gerçeklerin üzerini örtemez. Gazetecileri tutuklayarak toplumsal hafızayı silemezsiniz, halkın haber alma hakkını engelleyemezsiniz. Sayın Suat Toktaş’ın şahsında özgür basın üzerindeki bu hukuk dışı müdahaleler, sadece bireysel bir haksızlık değil, toplumsal adalet ve demokrasi açısından derin bir krizdir.

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ HATIRLATMASI

Artık Halk TV, baskıya uğrayan muhalif basının önder kuruluşlarındandır. Neden mi? Hayırlayalım: “Demokrat Parti’nin (DP) 1950-1960 yılları arasındaki iktidarı döneminin başlangıcında basın özgürlüğünü savunmasına rağmen, zamanla muhalif basına yönelik baskıcı yasalar çıkardığı ve iktidar yanlısı basını çeşitli ekonomik teşviklerle desteklemişti DP, ekonomik ve toplumsal vaatlerini yerine getirmekte zorlandıkça, muhalif basının eleştirileri arttı. Bunun sonucunda, basına yönelik yasal baskılar, gazete kapatma yetkileri ve gazetecilere hapis cezaları gibi uygulamalar devreye sokuldu. Hükümet, iktidar yanlısı gazetelere kâğıt tahsisi, resmi ilanlar ve örtülü ödeneklerle finansal destek sağladı.” Bunlar size tanıdık gelmedi mi?!

1950-1960 yılları arasında DP, Ulus, Dünya, Demokrat İzmir gibi gazeteleri kapatarak basını susturmaya çalışmıştı. Bugün de yerkin ceza hukukçularını bile şaşırtan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Sayın Suat Toktaş’ın tutuklanması, bağımsız medyaya yönelik baskının yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor.

MÜCADELEYİ KÖRÜKLEYECEKTİR

Ancak basın sustukça/susturuldukça toplum da susturulmuş olmaz. DP döneminde basına baskı arttıkça muhalif direniş yükseldi ve milletin iktidara tepkisi daha da arttı. Bugün de gazetecilere yönelik baskılar, toplumun demokrasi ve özgürlük mücadelesini bastıramayacaktır. Aksine örgütlü mücadeleyi körükleyecektir.

Gerçekleri, yazanları susturarak iktidarınızı koruyamazsınız. Sayın Suat Toktaş’a ve bağımsız medyaya yönelik bu saldırılar, tarihin hafızasında otoriter yönetimlerin bir başka kara lekesi olarak kalacaktır. Halk Tv de bu baskıcı dönemin yeni direniş mecrası olacaktır.

Bilvesile Halk Tv ailesine “geçmiş olsun” değil, “gururlanın” demek daha yerinde olacak. Sadece gazeteciliği hakkıyla yapan değil, aynı zamanda alnı açık, başı dik bir şekilde süreci cesaretle göğüsleyen bir genel yayın yönetmenleri bir ağabeyleri var. "

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası