POLİTİKA
EGEPOSTASI- CHP Seferihisar İlçe Başkanı Rahmi Tezel Çınar, Ege Postası ekranlarında izleyici karşısına çıkan Gizem Güzelgün ile Dönemeç programının konuğu oldu. Çınar, Seferihisar yangınlarında sürecin nasıl ilerlediği ve CHP'li belediyelere yönelik peş peşe düzenlenen operasyonlara ilişkin dikkat çekici ifadeler kullandı.
Çınar, Seferihisar'da 29 Haziran'da başlayıp 2 Temmuz'da kontrol altına alınan orman yangınlarına ilişkin felaketin bilançosu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
"Talihsiz bir Temmuz ayı yaşıyoruz. Orman yangınlarında en büyük hasarı alan ilçelerden biriyiz. Çok ekstra bir afet yaşadık. Çok büyük mücadeleelr verildi ama ne yazık ki son ölçümlere göre Seferihisar'ımızın yaklaşık dörtte bir yüzölçümü kadar kaybımız var. Bununla birlikte tarımsal alanlarımız, zeytinlerimiz, bitki örtümüz, yabani ve evcil hayvanlarımız… Pek çok konuda kaybımız var. Vatandaşlarımızın evleri yandı. Tek tesellimiz her hangi bir can kaybı yaşanmadı. Bundan sonra bize düşen de yaraların sarılması.
Kanun, yönetmelik çerçevelerinde pek çok sorumluluk ve iş tanımlarının çerçeveleri çizilmiş durumda. Ancak burada en önemli faktör sivil inisyatif ve siyaset üstü bir çabayla en azından afetin şiddetinin bir nebze azaltılması. Bu konuda Seferihisar özelinde yaklaşık 4 gün süren bir işbirliği ve dayanışma sergilendiğini söyleyebilirim. Burada Seferihisar ilçe örgütü olarakta daha önceden ne yazık ki tecrübe edindiğimiz orman yangınlarıyla mücadele veren bir ilçenin örgütüyüz. Bu konuda bizim örgütsel anlamda sivil insiyatif alarak özellikle lojistik ve koordinasyon konusunda gerek yönetici arkadaşlarım, gerek kadın kollarım, gerek gençlik kollarım mensubu arkadaşlarım ve parti üyelerim cansiparhane bir mücadele verdiler. Alevin önünde birebir mücadele veren itfaiyemiz AFAD ekiplerimiz, orman işletmesi ekiplerimize gerekli görülen gıda takviyesi, gıda yardımı, suyu ve tıbbi müdahalelerle ilgili belediyemizin çatısı altında koordinasyon oluşturduk. Olabildiğince bu koordinasyonun gerekli görülen personel ihtiyacını gidermeye çalıştık."
"SEFERİHİSAR'DA BİN 200'E YAKIN FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN YANDI"
CHP'li Çınar, yangın felaketinin bilançosuna değinerek yanan alanların yaklaşık bin 200'e yakın futbol sahası büyüklüğünde olduğunu ifade etti.
"AFAD’ın belirlediği yaklaşık yüzölçümü hesaplamalrında 8 bin hektardan bahsediliyor. Bunu hayal etme adına örneklemeye gelirsek 1200e yakın futbol sahasının büyüklüğünde bir yer şu an Seferihisar’da simsiyah durumda. Mera alanlarımız, zeytinliklerimiz, köylülerimizin yıllardır emek verdiği baheçeleri saymakla bitmiyor ne yazık ki. Çok büyük mücadelenin ne yazık ki bilançosu bu."
GECE GÖRÜŞLÜ UÇAKLARIN OLMAMASININ YANGINA ETKİLERİ
Çınar, yangınlara gece görüşlü uçakların olmaması sebebiyle gece müdahale edilememesine ilişkin uçak ve helikopter altyapısının oluşturulması gerektiğini savundu.
"Teknik konular olduğu için tabii ilk duyguyla her an her şekilde hava müdahalesinin çok önemli olduğu alanda yaşıyoruz. Özellikle talihsizliğimiz yangının büyüdüğü alanlar ulaşılabilir olamaan, özellikle kara yoluyla tanker ve söndürme araçlarının ulaşamayacağı yerlerdi. Şöyle bir gerçek var: Rüzgar gündüz de bazı hava müdahalelerine etkili oldu. İkinci konu, Çeşme ve Urla'da başlayan yangınlara hava ekibi ayrışması problem oldu. Bizim ciddi anlamda artık bunun yönetmelik ve hukusal zeminin oluşturulup yerel belediyelere de özellikle itfaiye dairelerine uçak ve helikopter sistematiğinin altyapısının oluşturulmasının zorunlu kılınması. Çünkü ekstra yangınlar yaşamaya başladık."
"SİYASET ÜSTÜ HAREKET EDİLMESİ GEREKTİĞİNE DAİR BİR ÇAĞRIYDI"
CHP'li Çınar, AK Parti Seferihisar İlçe Örgütü ile yaşanan 'Sahada yoksunuz' tartışmasına ilişkin, "Benim açıklama ihtiyacı duyduğum konu, benim o açıklamama istinaden sanki siyasi bir rant oluşturmaya çalıştığım gayreti gibi algılanması ya da öyle algılatılmaya çalışılması. Konu tamamamen bizim orada yaaşdığımız hisssiyatın oluşturduğu ve bundan sonrası için birlikte siyaset üstü hareket edilmesi gerektiğine dair bir çağrıdır." ifadelerini kullandı.
"HUKUK ZEMİNİ ADI ALTINDA BAŞKA NİYETLERLE ORTAYA ÇIKMIŞ BİR HAREKET"
Çınar, İZBETON ve kooperatif soruşturmasının hukuk zemini adı altında siyasi bir operasyon olduğunu savunarak, "Sadece İzmir Büyükşehir'e yapılan operasyon özelinde değil, 19 Mart'tan itibaren başlayan gözaltı ve operasyon furyası ile beraber değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü genel çerçeve baktığınızda ve düşündüğünüzde, bir anda bu operasyonların başlamasıyla 17 belediye başkanımız şu an tutuklu. Ne hayatın doğal akışına, ne siyasetin doğal akışına, ne de hukukun doğal akışına uyan bir taraf olduğunu göremiyorum. Genel çerçeveye baktığımızda CHP İlçe Örgütü ya da sade vatandaş olarak bile söyleyebilirim emin adımlarla hukuk profesörü olmaya doğru yol alıyoruz. Çünkü olayı netleştirmek ve olayı hukuksal yönden tartmaya çalışıyoruz. Ama dediğim gibi hep bir soru işareti, hep bir muamma. Bunun hukuk zemini adı altında başka bir niyetle ortaya çıkmış bir hareket olduğunu çok rahat söyleyebilirim. İzmir Büyükşehirimize yapılan operasyonunda içeriğinde pek çok soru işaretiyle karşımızda. Önceki dönem büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer, daha önceki Seferihisar Belediye Başkanımızdı. Bizim memleketin özünden gelen belediye başkanımız. Ben her şeye inanırım ama Tunç Başkan gibi bir profilin istinat edilen suçlara bulaşacağına asla ne kabul ederim, ne inanırım ne aklım alır ne de mantığım alır. Bu genel anlamda ciddi bir huzursuzluk iklimine doğru sürüklüyor memleketi. Keza İzmir’i, keza Ankara’yı, keza İstanbul’u.
Büyükşehirin özellikle kooperatifler ve İZBETON’la ilgili olan dosyasına istinat edilen suçlarla ilgili gözaltılar ve tutuklamalar oldu ve dedikodu kazanı başlıyor tabii. İlçe belediyelerine sirayet edecek vs. ama ben bunları pek değer vermiyorum. Fakat dediğim gibi, hukukun güven zedelenmesi, memleketin adaletin mülkün temeli olduğu, Atatürk'ün söyleminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor." dedi.
"BUNU BİR ALGI OPERASYONU OLARAK GÖRÜYORUM"
Çınar, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun Ankara'da apar topar gözaltına alınmasının algı operasyonu olduğunu ileri sürerek, "Ben bunu bir algı operasyonu olarak görüyorum. Çünkü il başkanımız İl Başkanlığı toplantısı için Ankara’daydı ve Ankara'da bir şekilde gözaltına alınıyor ve buraya naklediliyor. Burada bile bir doğal akışla ilgili bir şüphe var. Şenol Başkan'ın burada bu şekilde daha vitrin bazlı bir operasyonun konusu olması CHP’nin İzmir temsilcisinin bu operasyonlar içinde olayı siyasileştirmesi anlamında oldığunu açık ispatı. Başka herhangi bir yorum mantık ve kaide aklıma gelmiyor. Sadece il başkanımız için geçerli değil. Bugün Tunç Başkandan örnek vereyim. Daha 1 hafta önce yurtdışındayken Türkiye’ye geliyor yani yurt dışına kaçmaları kuşkusu olarak algılatılmaya çalışılan konu zaten buradan boşa düşüyor. Zaten dönmeyebilirdi. Pek çok konuda hukuksal süreçlerle haşır neşir olan siyasi figürler arkadaşlarımız bugün her konu bir kaç sene sonra karşınıza iddianame ya da istinat edilmesi istenen bir suçla karşınıza çıkabilir artık. Bu iklimde nasıl hizmet edeceksinşz? Bir itirafçı, bir söylem karşınıza çıkıyor." dedi.
Sayfa başına git
