Aytun Çıray, söz konusu anayasa değişikliğinin sadece içerik açısından değil hazırlanış süreçleri açısından da 12 Eylül darbe anayasası kadar bile meşru olmadığını, kapalı kapılar arkasında milletten saklanarak hazırlandığını söyledi. “Bunu bugün Sayın Cumhurbaşkanı da ikrar etti, ‘Şu anda ben halkımızın cumhurbaşkanlığı sistemini tam olarak anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum’” dediğini hatırlatan Çıray, “o halde bu milletimizin bilgi sahibi edilmediği referandum meşru değildir,” dedi. Meclisin, bütçenin, yargının tek adam elinde toplanmasının tehlikelerini anlattı. “Bekâ sorunu var diyorlar, bana bir madde bulup gösterin bekâ sorununu çözecek olsun, bana bir madde gösterin ki, hah işte terörü bu madde durdurur diyelim, bana bir madde gösterin ki zenginlik ve refah getirecek olsu? Yok. Gösteremiyorlar. Mecliste Sayın Bahçeli’ye milletin bilme hakkı adına Ülkücülere saygıyla sordum, ‘bir ömür boyu savunduğunuz ilke fikirlerden bir gecede neden vazgeçtiğinizi söyleyin ikna olursak biz de sizi destekleriz’ dedim ama henüz bir cevap alamadım. Fiili durum var, diyor. İyi de yeni anayasa çıktıktan sonra yeni bir fiili durumun olmayacağını nasıl garanti edeceksiniz. Safsatadır bu mazeretler.”
YENİ ANAYASA YAKIN TARİH ŞUURUNDAN MAHRUM
Selânikli mübadil bir aileden gelen Çıray Rumeli ve Balkanlıların sorunlarına değindi ve sözlerine şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi yönetenler, anayasa değişikliğinin mucitleri Türk Milletini ve yakın tarihimizi değerlendirmede büyük hata yapıyorlar. Tarihimizle yüzleşme adı altında kurucularımıza kurtarıcılarımıza saldırılıyor. Hedef, Atatürkümüz ve kurucularımızın değerlerini Milletimizin gözünde alçaltmak. Buna kimseni gücü yetmez. Ancak sessiz de kalamayız. Atatürk’e saldırıldığında Türk milletine saldırılmış demektir ancak biz Balkanlıların bu konuda daha hassas olması gerekir. Öz topraklarımızdan sürülüp çıkarıldığımızda burada bir vatan edindiysek onun sayesindedir ve buradan sonra gidecek yerimiz yoktur. Biz Balkanlılar ve Rumelilerin görevi nedir biliyor musunu? Vatanımıza başarı umudunu besleyen bir ortam ve gelecek perspektifi sunmaktır.”
ATATÜRK’ÜN MİRASÇISI MI YOKSA BÖLÜCÜ ANAYASANIN DESTEKÇİSİ Mİ OLACAKSINIZ
Aytun Çıray, geride bıraktıkları topraklarda kalan Müslüman ve Türklerin çok eziyetlere, hatta soykırımlara maruz kaldığını anlatarak birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Irk ve mezhep siyasetinin tehlikesine dikkat çeken Aytun Çıray, “Sevgili hemşerilerim, her türlü özgür kararınıza, bağlı olduğunuz siyasi partinize saygılarımla söylemek zorundayım; bugün gündeme gelen anayasa değişikliği teklifi ile bir tek adam rejimine gideceğiz. Bakın Atatürk bu devleti kurarken Faşizm moda rejimdi, Komünizm yükseliş dönemindeydi, monarşiler devam ediyordu. Ama o hiçbirini tercih etmedi ve demokrasi yolunu açarak cumhuriyet rejimini tercih etti. Karar vermemiz gereken şey şu; Türk milletinin sürgüne uğramış, etnik temizliğe maruz kalmış unsurları olarak gelecek nesillerimiz bizi Atatürk’ün mirasçıları olarak ansınlar yoksa bölücü anayasanın mimarları olarak mı'” dedi.
YÜCE ALLAH HZ. PEYGAMBERİMİZE BU KADAR YETKİ VERMEDİ
Bu anayasa teklifinin laik demokratik rejim açısından eleştirisini yaptıktan sonra özel hayatında Müslüman olduğunu hatırlatan Çıray sözlerini şöyle tamamladı: “Her türlü inanana veya ve inanmayana saygılıyım. Ancak ben özel hayatımda elhamdülillâh Müslümanın. Bu değişiklik benim inancıma da aykırıdır. Yüce Allah bu kadar yetkiyi Hz. Peygamber efendimize bile vermemiştir. Dinimizde şura, istişare şarttır. Bu anayasa şurayı, yani meclisi de kaldırıyor. Akıl alır gibi değil. Efendim meclis kalkmıyor, diyorlar. Ya ne olacakmı? Meclis kanun çıkarabilecekmiş. İyi de cumhurbaşkanı geri çevirdiğinde 301 oy istiyorsun meclis iradesi için… Bu pratik olarak imkânsızdır. Meclisin denetim yetkisini de alıyorsun. Bu haliyle meclis binası olsa olsa seçkinler kulübünün briç salonu olur.”