Av. Kılıç, soru önergeleri hakkında yaptığı yazılı açıklamada, “COVID-19” olarak bilinen solunum yolu Koronavirüs bulaşıcı hastalığı ile ilgili Dünya genelinde 100'den fazla ülkede 200 bini aşan sayıda vaka görüldüğünü, hayatını kaybedenlerin sayısının ise yaklaşık 8 bin 500 olduğunu bildirdi.
Sağlık Bakanı Koca'nın 11 Mart tarihinde Türkiye'de ilk Koronavirüs vakasının tespit edildiğini duyurduğunu aktaran Av. Kılıç, tanı konup tedavilerine başlanan Koronavirüs hasta sayısının 359'a ulaştığını ve bu hastalıktan vefat eden kişi sayısının da dörde yükseldiğini bildirdi. Av. Sevda Erdan Kılıç, ancak test yapılan kişi sayısının az olmasından dolayı tanı konan hasta sayısının da az olduğunu belirtti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, daha radikal önlemler alınmaması ve test yapılan kişi sayısının arttırılmaması durumunda, maalesef İtalya ve İran'da yaşanan kayıplar gibi ülkemizde de ciddi kayıplar meydana geleceğini bildirdi.
İtalya, İran ve dünyadaki diğer ülke örneklerine bakıldığı zaman, Türkiye'de de durumun aynı hatta daha ileri boyutlarda olmasının sürpriz olmayacağına işaret eden Av. Kılıç, şunları kaydetti:
"Bu hastalığı önlemenin tek yolunun, sosyal mesafenin korunması yani; insanlar arasındaki teması kesmek ve daha fazla testin ülke genelinde yaygınlaştırılarak vatandaşlara uygulanması olduğu Dünya Sağlık Örgütü ve hekimlerimiz tarafından ortaya konulmaktadır. Bunun en basit yolu da insanların evlerinden dışarı çıkmamasından geçmektedir. Her ne kadar bazı işletmeler devlet eliyle, bazı şirketler de kendi inisiyatifiyle kapatılmış olsa da siyasal iktidarın daha önleyici ve radikal kararları alamaması nedeniyle birçok özel ve kamu kurumu halen faaliyetlerine devam ederek çalışanlarını işe gitmeye mecbur kılmaktadır. Bu da halk sağlığı açısından, iktidarın büyük bir riskin altına girdiğini göstermektedir.
Buradan iktidara sesleniyorum: İşlerine gitmek zorunda olan bu çalışanların sağlığının garantisini verebiliyor musunu? Hastalığı kapmış ancak henüz tanı konulmamış kişilerin bu kurumlara gitmeyeceğinin garantisini verebiliyor musunu? Veremeyeceğinizi biliyoruz ama neye güvendiğinizi bilemiyoruz. Tanı konulan hasta sayısı ve ölen kişi sayısı binleri bulunca mı önlem almaya başlayacaksını? Onca çalışanın ve toplumun sağlığı ile kumar oynamaktan başka bir şey değil yaptıklarınız.”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, Koronavirüs salgını dolayısıyla işçi haklarını korumaya yönelik bazı tedbirler de alınması gerektiğini vurguladı.
“14 günlük ücretli izin hakkı derhal sağlanmalı”
Av. Sevda Erdan Kılıç, şu hususları belirtti:
“AKP iktidarı 2017 yılında aldığı karar ile 50’den az çalışanı olan özel işletmelerde iş güvenliği uzmanı istihdamını zorunlu kılan yasa hükümlerinin yürürlük tarihini 1 Temmuz 2020 yılına ertelemişti. Ülkemizde 50’den az işçi çalıştıran işletme sayısı toplam işletme sayısının yüzde 80’nini oluşturmaktadır. Bu da Türkiye'de 10 milyona yakın çalışanın, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi olmadan çalıştığını gösteriyor. 2020 yılı temmuz ayına ertelenmiş olan, 50'den az işçi çalışan iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği bulundurma hükümleri, temmuz ayı beklenmeden derhal uygulamaya alınarak gerekli eğitimin uzmanlar ve hekimler tarafından verilmesi sağlanmalı, Bakanlık eliyle de sıkı denetimler yapılmalıdır. Milyonlarca işçinin ve toplumun sağlığı riske atılmamalıdır. Derhal tüm iş yerlerinde acil tedbirler alınmalıdır.
Virüs salgınından kaynaklı tüm sektörlerde işçi çıkarmaları yasaklanmalı, çalışanlara kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın 14 günlük ücretli izin hakkı derhal sağlanmalı, işçiler ücretsiz izne zorlanmamalıdır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulları olan; son 3 yılda 600 gün prim ödeme koşulu 120 güne, son 120 gün hizmet süresi şartı ise 60 güne indirilmelidir.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu toplanmalı; işçi sağlığını tehdit edebilecek iş yerlerinde gerekli risk değerlendirmeleri yapılmalıdır.”