CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın, “Gençler arasında suç oranlarındaki artışın nedenlerinin araştırılması” için verdiği önerge Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşüldü.
Önerge için TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Kılıç, gençler arasında suç oranlarındaki artışın durdurulması için Parlamento’ya sorumluluk alma çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?
Yıllardır cevabı aranan bir soru var. ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ diye. Yıllardır sorulur, herkesin de dilindedir gördük ki, bu soruyla olmuyor aslında ‘Biz siyasetçiler, biz aileler bu gençlik için ne yapıyoruz?’ demeliydik. Belki bugün milat olur. Bu sorunun cevabını birlikte ararız.Ben bu konuya milletvekili sorumluluğu bir anne duyarlılığı ile bakıyorum. Benimde ergenlik döneminde bir oğlum var. Ev ve okul dışında bir yere çıktı mı inanın yüreğim ağzımda hele de arayıp telefona cevap vermezse kafamda bin türlü senaryo geçiyor filmlerdeki gibi. Biliyorum tüm anneler babalar aynı şeyi hissediyorlar hele de son günlerde! Son günlerde yaşanan şiddet olaylarıyla kaygı durumumuz, ortak noktamız.
ORGANİZE BİR VAHŞETİN TAM ORTASINDAYIZ
Her gün şiddet vakaları, cinayet olayları… Her yer suç mahalli, organize bir vahşetin tam ortasındayız! Diyoruz ki acaba bu bir korku filmi mi Hayır, Korku filmine taş çıkarır gördüklerimiz izlediklerimiz. Kabus mu? Kabus olsa uyanırdık. Ve benim kafamda hep aynı sözcük gençler ve kadınlar için “bugünde ölmedim anne…”
YOKSUL GENÇLER UYUŞTURUCUYA TEŞVİK EDİLİYOR
Sorunlar aslında ortada: Gençlerde ve çocuklarda hızla yükselen çete ve mafyalara özenme, kolay para kazanma ve lüks yaşam isteği, uyuşturucu kullanımı ve şiddet eğilimi gençlerin hayatlarını karartmaya devam ediyor. Yoksul bölgelerde yaşayan gençler suça teşvik edilip uyuşturucu batağına sokulurken yetkililer uzaktan seyrediyor. Çeteler sosyal medyada lüks hayatlarını gençlere pazarlıyor, karar para aklayanlar enerjili altınlı kahvelerini içmeye devam ediyor. Yeni nesil mafya internette açık açık propaganda yapıyor, yeni nesil şarkılarda aleni olarak uyuşturucu kullanımı güzellemesi yapılıyor. Sosyal medyada tıklanmak uğruna şiddet videoları kol geziyor. Dizilerde suçlular gençlere örnek olarak sunuluyor. Esas oğlanlar hem en güzel aşık hem hak savunucu aslına bakarsanız patır patır adam öldürüyor, işkence yapıyor ama kahraman olarak dayatılıyor izleyenlere. Gündüz programlarında ise ahlaksızlık ve şiddet normalleştiriliyor. Discord ve Telegram gibi uygulamalarda kurdukları örgütlerle çocukların beynini yıkayan, zorbalık eden, tacizi, tecavüzü, şantajı doğallaştırıyor! Bunlar ülkemizin gerçekleri. Dün gece birine erişim engeli geldi. Peki bugüne kadar nerdeydiniz? Niye denetlemediniz? Sanıyor musunuz ki siz yasaklayınca başka bir yöntem bulmayacaklar bu kötüler?
İNFAZ DÜZENLEMESİ YETERLİ DEĞİL
Sadece infaz düzenlemesi ile gençlerdeki ahlaki çöküşe ‘dur’ diyemeyiz.Biz, komşusu açken tok yatmayan, yan sokakta cenaze olduğunda yedi gün televizyonunu kapatan, bir toplumuz. Merhamet en belirgin özelliğimizken nasıl buralara geldik diye sormayacak mıyız!
RTÜK SEYREDİYOR
Bunlar olurken de RTÜK ün muhalif kanallarda sunucuların mimiklerine ceza kesip, gençleri kötü alışkanlıklara teşvik eden yayınları görmezden geldiğini, Birileri TV kanallarında muhalif öldürmeyi planlarken RTÜK başkanının eş dost akrabayı kurumun içerisine yerleştiriyor.Suç makineleri dışarıda elini kolunu sallayarak gezerken iktidar gibi düşünmeyen bunu söyleyen vatandaşların, işini yapan gazetecilerin, insan hakları savunucularının hapse tıkılması için Adalet sistemini cadı avcısı olarak kullanılıyor.
BU SORUNU TBMM ÇÖZER
Bir devletin temel görevleri nedir arkadaşlar? Sınırları korumak değil mi? Koruyabiliyor muyuz? Hayır! Ekonomik kalkınmayı artırmak değil midir? Artırabiliyor muyuz? Hayır! Toplumun huzur ve güvenini sağlamak değil midir? Sağlayabiliyor muyuz? Hayır! Eğitim, sağlık, adalet o konulara girmek bile istemiyorum. Çürümüşlük, kokuşmuşluk, yozlaşmışlık maalesef kurumların damarlarına işlemiş. Gençlerde şiddet, uyuşturucu, çeteleşmeye özenme, zorbalık hepsi bütüncül sorunlar ve çözersek bunları biz yani Türkiye Büyük Millet Meclisi çözer. Aileden başlayarak eğitimden ekonomiye, denetimden-adalet sistemine kadar gerekli düzenlemelerin yapılması için bu Araştırma Komisyonu’nu kurmak zorundayız. Bunlar bizim çocuklarımız, yeğenlerimiz, torunlarımız! Eline kıymık batsa, gözünden yaş aksa, kaşını çatsa içimize dert olanlarımız! Bir dakikalığına çıkarıp rozetleri, elimiz vicdanımızda düşünelim en azından hayatlarımızdaki gençleri düşünelim. Bırakıp siyaseti, kapının dışında kalsın bir nesli şiddet ve suç sarmalından kurtarmak bizim boynumuzun borcu.Bugünden sonra Milletvekilleri olarak aileler ve gençlere güven, kötülere kabus olalım.”