AKP iktidarının, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden teklif hakkındaki gerçekleri kamuoyu ile paylaşmadığını ve bunu bilerek sakladığını belirten Av. Kılıç, “Ama biz her zaman olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partisi olarak milletimize verdiğimiz, ‘gerçekleri kamuoyuna açıklama’ sözümüzü yerine getireceğiz.” dedi.
Av. Sevda Erdan Kılıç, “İlk sunulduğu zaman teklifin; çocuğa ve kadına yönelik cinsel suçlar, uyuşturucu suçları, kadına şiddet gibi suçları kapsam dışı tuttuğu söylenmişti. AKP’li sözcüler, bizim teklifin bu suçları kapsadığına ilişkin açıklamalarımıza rağmen, defalarca kapsamadığı ile ilgili açıklamalar yapmışlardı. Ancak geldiğimiz noktada Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğruyu söylediği ortaya çıktı.” ifadesini kullandı.
“(Cinsel suçlar kapsam dışı) dedikleri kocaman bir yalanmış”
CHP’li Av. Kılıç, şunları kaydetti:“Tekliften tecavüz gibi nitelikli cinsel saldırı, cinsel istismar, reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarını işleyen kişiler de yararlanacak. Nasıl m? Şöyle açıklayalım: Teklifle, suçun işlenme tarihi için bir ayrım yapılmış. 18 Haziran 2014 tarihinde kabul edilen ve kamuoyunda ‘hadım yasası’ olarak bilinen yasa ile tecavüz gibi nitelikli cinsel saldırı ve taciz, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında infaz durumu, cezanın dörtte üçünün yatılması biçiminde düzenlenmişti. Bu teklif de sayılan suçlarda infaz durumunu dörtte üç olarak koruyor, bunda değişiklik yapmıyor. Ancak 53. maddeyle; suç tarihi 18 Haziran 2014’den önce ise infaz oranının üçte iki olacağına ilişkin geçici bir madde ekleniyor teklife. 53. Madde ile eklenen geçici 9. maddenin 4. fıkrasında; (5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104, 105 ve 188 inci maddelerinde du'zenlenen suc'lardan 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun yu'ru'rlu'g'e girdig'i 28/6/2014 tarihinden o'nce is'lenmi? olanlar ic'in verilen su'reli hapis cezaları bakımından kos'ullu salıverilme oranı u'c'te iki olarak uygulanır.) deniliyor.
Bu da 18 Haziran 2014 tarihinden önce tecavüz gibi nitelikli cinsel saldırı ve taciz, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarını işleyenlerin cezaevinden çıkması anlamına geliyor. Yani 18 Haziran 2014 tarihinden önce bu suçları işleyen erkeklerin cezaevinden çıkması için, cezasının üçte ikisini, yani yüzde 67’sini yatması yeterli olacak. Bu tarihten sonra suç işlemiş olanlar için ise cezanın dörtte üçünü yani yüzde 75’ini yatmaları gerekliliği ise devam edecek. Görüyoruz ki ‘cinsel suçlar kapsam dışı’ dedikleri kocaman bir yalanmış. İktidar, kanun teklifine geçici madde ile sıkıştırılmış bir cümleyle, en azından cinsel suç faillerinin bir kısmının cezaevinden çıkmasını sağlamış oluyor.”
Kadına yönelik şiddet suçunu işleyenlerin de cezaevlerinden tahliye olabileceğini ifade eden Av. Kılıç, “Türk Ceza Kanununda, kadına yönelik şiddet suçu biçiminde düzenlenmiş özel bir suç yok. TCK’ya göre kadın cinayeti failleri insan öldürmekten ceza alıyor. Onda da kasten, tasarlayarak vb. biçiminde fiilin işleniş biçimine göre farklı düzenlemeler söz konusu. Kadınların yaralandığı, kalıcı sakatlıklarla şans eseri hayatta kaldığı çok sayıda olay da var ne yazık ki. Kasten öldürme dışında da ceza almış pek çok erkek var. Bu durumda olan erkeklerin de infaz yasası kapsamında tahliye olmaları söz konusu olabilecek.” dedi.
CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, çok sayıda gazeteci, avukat, insan hakları savunucusu ve belediye başkanlarının terör suçundan cezaevinde bulunduğunu anımsatarak, “Bu düzenleme ‘eşitsizlikler içeriyor’ dedik ya. İşte tam da kastettiğimiz eşitsizlik burada var. Bu kişiler cezaevinden tahliye olamayacak ama 19 yaşındaki Berfin Özek’in yüzüne kezzap atarak sağ gözünü kaybetmesine ve yüzünün bir bölümünün yanmasına neden olan sanık bu yasadan yararlanacak. Attığı tweet siyasi bulunmuşsa hakkında adli karar alınmış ve tutuklanmış kişiler tahliye edilmeyecek ancak genç bir kızın yüzüne kezzap atmış, kızına ensest uygulamış, öğrencisine cinsel istismar yapmış kişiler elini kolunu sallayarak dışarıya çıkacak. Bunu hangi vicdan kabul edebilir'” ifadesini kullandı.
“Kimse kendilerine muhalefet etmesin, ülke kendilerine dikensiz gül bahçesi olsun istedikleri için cezaevlerini doldurdular”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, “Kimse kendilerine muhalefet etmesin, ülke kendilerine dikensiz gül bahçesi olsun istedikleri için cezaevlerini doldurdular. Daha birkaç gün önce işe gitmek zorunda olduğu için isyan eden tır şoförü gözaltına alındı. ‘Herkese evde kalmalısınız’ denilen bir dönemde, korona virüse ilişkin hükümet uygulamalarını protesto ettiği, ‘beni virüs değil, bu düzeniniz öldürür' dediği için gözaltına alındı, tepkiler olmasa belki de tutuklanacaktı. Hakkında, serbest bırakılmış olsa da bir soruşturma başlatıldı ve muhtemelen soruşturma terör örgütü propagandası yapmaktan yapılacak. İşte bu tır şoförü de kapsam dışı bırakılacak.” dedi.
Teklifin ilk hali uyarınca, Korona virüs nedeniyle açık cezaevlerinde bulunanlar ile açık cezaevine ayrılmaya hak kazanan hükümlülere, 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılma hakkı tanındığını belirten Av. Sevda Erdan Kılıç, şu hususları belirtti: “Salgının sürmesi halinde bu süre Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere iki kez uzatılabilecekti. Yani 4 ay daha izin verilebilecekti. Ancak Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeler sırasında AKP milletvekillerince verilen ve kabul edilen önergeyle, Bakanlığın izin süresini uzatma yetkisi iki yerine ‘üç kez’ şeklinde değiştirildi. Böylece ek izin hakkı 6 aya yükseltildi.
Önergeye göre, başta kadına ve çocuğa yönelik olmak üzere cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, kasten öldürme, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, gasp gibi suçlardan hüküm giyen ve ‘iyi halli’ olanlar, eğer açık cezaevine ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalmışsa açık ceza infaz kurumuna gönderilecekler. Bu hükümlüler de diğerleri gibi 31 Mayıs’a kadar izne çıkarılacak. Adalet Bakanlığı, bu izni toplamda 6 ay kadar uzatabilecek.”
AKP milletvekillerinin verdiği ve kabul edilen başka bir önergeye göre de teklifin kanunlaştığı tarihten önce işlenmiş olan suçlardan dolayı mahkum olan, hapis cezalarının infazı sürecinde en fazla üç aylık bir süre kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin açık cezaevine alınmasının yolunun açıldığını ifade eden Av. Kılıç, “Açık cezaevine alınan bütün bu hükümlüler, teklifin kanunlaşacağı tarihten itibariyle geçici süreyle de olsa cezaevinden çıkacak. 31 Aralık 2020 tarihine kadar bu hükümlerden yararlanan kasten öldürme, uyuşturucu madde imal ve ticareti, cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarını işleyen bütün hükümlüler infaz kurumundan tahliye edileceklerdir” dedi.
“Bu düzenleme düşünce özgürlüğüne ve demokrasiye bir darbe daha vuruyor”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, şunları belirtti: “İnsan ticareti, göçmen kaçakçılığı, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama, kasten yaralama sonucu ölüme neden olma, yağma (gasp), hırsızlık, rüşvet, zimmet, irtikap vb. gibi oldukça ağır cezaları gerektiren suçlardan mahkum olanlar cezaevinden çıkacak ama bunu haber yapan gazeteciler çıkamayacak. Yani rüşvet alan çıkıyor ama rüşvet haberini yapan gazeteci çıkamıyor. Eşitlik vicdan, adalet yok. Siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, avukatlar, insan hakkı savunucuları yatacak; rüşvetçiler, irtikapçılar kapkaççılar ise çıkacak.”
CHP’li Av. Kılıç, bu yeni düzenlemenin ifade özgürlüğünü daha da olumsuz etkileyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu düzenlemeye cezaevindeki ‘düşünce suçluları’ ve gazetecilerin de alınması çağrıları yapılırken, pakette bunun tam tersi düzenlemeler yapıldığını görmekteyiz. Nedir bu düzenlem? Mevcut infaz sistemimizde (koşullu salıverme oranı ve 1 yıllık denetimli serbestlik uygulandığında) 18 ay veya altı bir hapis cezası alan bir kişi pratikte hapis yatmıyor. Ancak paket mevcut şekliyle yasalaşırsa, artık 30 Mart 2020 sonrası işlenen suçlarda, herkes belli bir süre cezaevine girecek.
Basit bir örnek vermek gerekirse; 18 ay hapis cezası alan biri (1/2 koşullu salıverme ve 1/5 denetimli serbestlik oranı sonrası) yaklaşık 7 ay hapis yatacak. Bugün sosyal medyada veya basında, sert bir eleştiri yapana birçok mahkeme maalesef yanlış şekilde, TCK 299 (Cumhurbaşkanına hakaret), 301 (Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını aşağılamak), 216 (Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek) vb. maddelerden ceza veriyor, ancak bu cezaların süreleri nispeten kısa olduğundan, en azından binlerce insan mevcut infaz kuralları sayesinde cezaevine hiç girmiyor. Fakat teklif bu haliyle yasalaşırsa, bundan sonra vatandaşlar sert eleştirel bir tweet veya bir yazı/haber yüzünden ceza alıp direk cezaevine girecek. Bu nedenle de insanlar tweet atmaktan, yorum yapmaktan, haber yapmaktan imtina edecekler ki bu da bırakın düşünce özgürlüğünü demokrasiye inen bir darbe olacak.”